Eğitim dönemlerinin özel hedeflerine ulaşması, etkin ve verimli geçmesinin temel dayanağı, her anlamdaki eğitim ihtiyaçlarının sağlıklı belirlenmesinden geçer…

Alt yapı, öğretim materyali ve diğer araç-gereç ihtiyaçlarının sağlıklı belirlenmesi oldukça önemlidir. Ancak bu unsurların içinde en önemli olanı hiç kuşku yok ki öğretmen ihtiyacının hatasız belirlenmesidir. Çünkü hangi eğitim anlayışına sahip olursanız olun öğretmen, en temelde olması gerekendir…

Dahası öğretmen ihtiyacının, eğitim sisteminin diğer tüm öğelerini dikkate alarak belirlenmesi gerekliliği kaçınılmazdır. Yani öğretmen ihtiyacı; mevcut kadrolu öğretmen sayısı, görevlendirilen öğretmen sayısı, öğrenci sayısı, sınıf sayısı, okul sayısı, öğretim programlarının çeşitliliği, haftalık ders dağılım saatleri, kol faaliyetlerinin denkliği, atölye – laboratuar kullanımı, branşların özellikleri, okullardaki eğitim yöneticilerinin sayısı,  okullardaki öğretim programları ve en nihayetinde eğitme bakış açınızla doğrudan ilişkilidir.

Öte yandan öğretmen ihtiyaçları; öğretmenlerin yer değiştirmeleri ve yeni öğretmen münhâllerinin de temel argümanıdır. Yani hangi öğretmenin, hangi okuldan hangi okula nakil olacağı ve nihayetinde mesleğe yeni girecek öğretmen adaylarının hangi okullardan ve hangi alanlardan olacağı öğretmen ihtiyaçlarının sağlıklı belirlenmesine bağlıdır.

Öğretmen ihtiyaçlarının belirlenmesi bu denli önemli olunca “Öğretmenler Yasası”nda da bu çalışmanın yapılması gerekliliği açıkça belirtilmiştir. Örneğin bu kapsamda yapılması gerekenlerin en temeli olan öğretmenlerin yer değiştirme işlemleri yasaya göre 1 – 15 Temmuz tarihleri arasında tamamlanmalı... Yani öğretmenlerin nakilleri ve buna bağlı olarak ortaya çıkacak münhal yerlerle ilgili çalışmalarının geçtiğimiz Cuma günü tamamlanmış olması gerekiyordu! Başka bir ifadeyle siz bu yazı okuduğunuz şu sıralarda öğretmenlerin yeni görev yerleri ile münhal alanlar ve yerler belirlenmiş olmalı… Umarım öyle de olur… Sizce!

Ancak bu işlemlerin yapılmış olmasından, nasıl ve hangi anlayışla yapıldığı çok daha önemlidir… Şöyle ki; Her şeyden önce Eğitim Bakanlığı ile yetkili sendikalar tam bir işbirliği içinde çalışmalı… Acaba öyle mi? Yoksa Bir yandan öğretmen yer değiştirmeleri çalışılırken bir yandan da bekleme listesini alt üst eden bir “öğretmenlerin yer değiştirmeleri tüzüğü” mü hazırlanıyor?

Öğretmen ihtiyaçları, çağdaş eğitim normlarına göre mi yoksa Maliye Bakanlığı’nın “çok fazla öğretmen ihtiyacı çıkmasın” telkinine göre mi belirleniyor?

Hem bir önceki Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu’nun hem de şu anki bakan Sayın Kemal Dürüst’ün, Girne de görev yapan öğretmenler bir söz var: “2011-2012 öğretim yılı için Girne’ye ikinci bir ortaokul yapılacak”. Bu söz yerine getirilecek mi? Yoksa Anafartalar Lisesi, geçmiş yıllardaki gibi tekrar bu ülkenin ne kalabalık okulu mu olacak? Yine geçmiş yıllardaki gibi Girne’deki çocuklarımız, öğrenci sayısı 40, 45 olan sınıflarda mı öğrenim görecek?

Okullardaki müdür, müdür muavini ihtiyaçları yasada belirtildiği kriterlere göre mi belirlendi? Yoksa yine müdür ve müdür muavinliği münhâli ortaya çıkmasın, partizanca ve hiçbir temayüle uymayan görevlendirmeler yapılsın anlayışıyla mı belirlendi?

Belki de sorulması gereken en önemli soru şu: Sizce gelecek öğretim yılında okullarımız sorunsuz açılacak mı? Yoksa yine müdür, müdür muavini ve öğretmen eksiklikleri hat safhada mı olacak? Ne dersiniz?

BİLİYOR MUYDUNUZ?

ÖSYM’den Bir İlk Daha…

Bu yıl ÖSYM tarihinde bir ilke daha imza atıldı... ÖSYM, ilk defa LYS sonuçlarını açıklanmadan adayların tercih kılavuzu olarak adlandırdığı yükseköğretim programları ve kontenjanları kılavuzunu internet adresinden yayınladı. Böylece adaylar, tercih süreci bildirimi başlamadan çok önce de tercih araştırması yapmaya başlayabilecek.

Üniversitelerin 2011-2012 akademik yılı kontenjanları beklendiği gibi geçen yıla göre yüzde 7,3 oranında artış gösterdi. Bu artışla yükseköğretim programları kontenjanı 708 bin 274'den, 759 bin 668'e yükseldi. Lisans programlarının kontenjanları geçen yıla göre yüzde 15,4 oranında artarken ön lisans programları 2,6 oranında azaldı. Yüzde 15,4 oranında artış gösteren lisans programları kontenjanı 431 bin 768'e ulaştı. Lisans programı kontenjanları arasında 37.903 kontenjan, devlet üniversitelerinde yeni açılan yükseköğretim programlarından oluştu.

GÜLMECE

Atlar Karışınca

Temel'le Dursun at almaya karar verirler. İkisi de gidip birer tane at alırlar. Aradan biraz zaman geçer, Temel Dursun'a:

-      "Dursun, uşagum ben bu atları karıştırıyorum napabiliriz?"

Diye sorunca atlardan birinin kuyruğunu kesmeye karar verirler. Aradan biraz daha zaman geçer bu sefer Dursun Temel'e:

-      "Ula uşagum ben bu atları karıştırıyorum en iyisi bunlardan bir tanesinin kulağını keselim der..,"

Atlardan birinin kulağını keserler. Yine atları karıştırınca, Dursun dayanamaz, Temel'e:

-      "Ula uşagum ben bu atları hala karıştırıyorum. En iyisi sen siyaha bin ben de beyaza."

BİR TAVSİYE    

Çocuğun zeka ve kişilik gelişiminin temelinde annenin ve babanın davranışları bulunmaktadır. Ayrıca çocuğunuzun hem psikolojik hem de sosyal gelişimi başka bir ifadeyle çocuğunuzun çevreye uyum göstermesi, duygusal-düşünsel iletişim içinde bulunması, yani sosyalleşmesi anne-baba davranışlarına bağlıdır. Bazı çocukların ileriki yaşamında tıpkı anne ve babası gibi davrandığını unutmayınız…

AKLINIZDA BULUNSUN

Bilinçli Tercih

Üniversite sınavları, GCE’ler, A-Level’ler, geride kaldı. Sıra şimdi tercihlerde ve doğru bir meslek seçiminde... Geleceğin yetişkin bireyleri olacak bugünün geçlerinin ileride üzülmemeleri için bu dönemi çok iyi değerlendirerek kendilerine ve yeteneklerine uygun bölüm ve mesleği seçmeliler…

Üniversitede alan seçiminin kişinin gelecekteki kariyerini, yaşam tarzını hatta aile düzenini dahi etkilediğini aşikardır. Bu nedenle gençlerin tercihlerini; ilgi, istek ve yeteneklerine göre yapmalarının en doğru yol olarak ortaya çıkmaktadır. Eğer böyle keskinleşmiş bir tercih yapılamıyorsa gelecekte geçerli olabilecek meslekleri tercih etmek temel argüman olmalı diye düşünüyorum.

Hiç kuşku yok ki bizim ülkemiz gençlerinin yüksek öğrenim alanları tercihlerini hazırlarken Eğitim Bakanlığının hazırladığı ihtiyaç fazlası alanlar ve kontenjan olarak belirlenen alanları da dikkat almaları gereklidir. Ancak sırf belirli bir alana kontenjan verildi diye sevmediğiniz, istemediğiniz bir bölümü tercih etmeyiniz.

Ülkemizdeki ve Türkiye’deki üniversitelerin yanı sıra diğer ülke üniversitelerinde eğitim almak artık eskisinden çok daha kolay... Bu nedenle özellikle İngiltere ve ABD’de üniversite eğitimi seçenekleri değerlendirilmeli. Bu ülkelerde üniversite eğitimi almak; özellikle yabancı dil, yurtdışında kariyer ve staj imkanları ile üst düzeyde eğitim fırsatları ve mezuniyet sonrasında ciddi bir avantaj sağlayacaktır.