Cumartesi günü gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurulunun ardından, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı seçilen Dr. Filiz Besim’in ilk açıklaması “Suriye’ye saldırıya hayır” oldu. 

“Biz bu topraklarda yaşayan insanlar, savaş çığlıklarına karşı her zaman barış çığlıklarıyla karşılık vereceğiz” açıklamasında bulunan  Besim,  şunları kaydetti;

Ortadoğu’da hâlâ akan kan durmamışken, ABD bölgedeki işbirlikçileri üzerinden Suriye’ye ille de  yeni bir askeri müdahale planı yapmaktadır. Bugününün erken saatlerinde alınan sevindirici haberler, barış adına uluslararası alanda yankılanan tepkiler sonucu, ibrenin itidale doğru seyretmesi ve geri adım olasılıklarının artmasıdır… Savaşı dışlayan uzlaşmacı bir çözümün gerçekleşmesi en içten dileğimizdir.
İki yıldır zaten oluk gibi kan akan ve Suriye’yi  harabeye döndüren iç savaş yetmezmiş gibi, şimdi de kullanılan ve gerçek sorumluları henüz kesinlikle saptanmayan kimyasal silah bahanesiyle doğrudan askeri müdahale yapılması felaketin boyutlarını korkunç bir dünya kaosuna taşıyacaktır. 
Kim tarafından ve ne amaçla olursa olsun kullanımının bir insanlık suçu olduğu kimyasal silahlar, bu silahların gerçek üreticisi olan emperyalist güçler tarafından yine kanlı bir savaşın gerekçesi olarak kullanılmaya çalışılıyor. Kamuoyunun bilgisine objektif bir araştırmayla sunulması ve sorumlularının bir an önce yargılanması gereken kimyasal silahlar, daha önce Irak ve Libya’da olduğu gibi yine daha fazla kanın, daha fazla vahşetin gerekçesi haline getirilmeye çalışılıyor.
Dünya daha önce bu filmi Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da görmüştür. Yine “özgürlük” ve “demokrasi” sözcükleri kullanılarak milyonlarca ölüme ve halen dindirilemeyen acılara neden olmuşlardı. Suriye’yi iki yıldır harap eden vahşi dış müdahalenin bugün  daha da büyük, belki de bir dünya savaşına dönüştürülmek istenmesinin tek nedeni, dünyanın egemenlerinin bitmek tükenmez güç hırslarıdır. Daha fazla güç, daha fazla sömürü hırsı…
Suriye’de 2 yıldır sürdürülen iç savaşın bilançosu yüz binlerce ölüm ve  yüz binlerce mültecidir. Yurdundan, evinden edilen yüz binlerce insan… Yıllarca dinmeyecek acılar, insanlık dışı yaşamlar, hastalık ve ölümün kol gezdiği sefil kamplar. Her savaştan en büyük yarayı alan kadınlar ve çocuklar…
Peki ya biz Kıbrıslı Türkler bu savaşın neresindeyiz? Maalesef  tam da göbeğindeyiz... Ülkemizdeki İngiliz üsleri savaş uçakları ve NATO askerleriyle doldurulmaya devam ediliyor. Belki de bizim adamızdan kalkacak uçaklar ve füzeler komşumuz Suriye’yi vuracak. Biz savaşın acısını en derinden yaşamış Kıbrıslıların da üzerine bombalar düşecek.
Yanı başımızda, komşumuz Suriye’de süren savaş ortamı kuşkusuz en başta Türkiye’yi etkilemektedir. Suriye’de halkların etnik ve mezhepsel farklılıkları körüklenerek toplumların karşı karşıya getirilmesi doğrudan Türkiye’yi etkilemekte,  halklar arasındaki mesafeyi açmaktadır.
Gerçek barış, askeri müdahalelerle değil, kardeşlik ve barış tutkusuyla sağlanabilir.
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği bugüne dek hep savaşların karşısında olmuştur. Bizler her halkın kaderini kendisinin belirleyeceğine inanan bir meslek örgütüyüz. Hiçbir halkın topraklarından sökülüp atılmasına suskun kalamayız.
Hiçbir örgüt, hiçbir ülke ya da ülkeler topluluğu, mazeretler öne sürüp savaşları meşru kılamaz.
Biz bu topraklarda yaşayan insanlar, savaş çığlıklarına karşı her zaman barış çığlıklarıyla karşılık vereceğiz.
Sesimizi hep birlikte çoğaltalım. Suriye halkının geleceğini ellerinden almaya çalışan daha çok hırs ve güç sevdalılarına karşı… Ülkemizi savaşın karanlık emellerine alet edenlere karşı… Hep birlikte BARIŞ’I haykıralım…