Size bir itirafta bulunayım mı? Geçtiğimiz hafta Obama’nın Kıbrıs ile ilgili açıklama yapmasından oldukça memnun kaldım. Her şeyden öte ne dediğinden bağımsız olarak ABD liderinin, liderlik ile ilgili bir konuşmasında Kıbrıs’tan bahsetmesi bence gerçekten önemlidir.

Peki ne demişti Obama, bir hatırlayalım: Obama, “Her başkanın her şeyi anlamasını beklemeyin” dedi. 2012 seçim kampanyası için Chicago’da bulunan Obama, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Liderlerin iç ve dış tüm politik konularda her şeyi biliyormuş gibi görünmeleri beklenmesin” dedi, bazen ‘bilmiyorum’ demenin fena olmadığını belirtti. Barack Obama, “Biri, size başkanın Kıbrıs konusunda nerede durduğunu sorarsa ona ‘emin olmadığımı’ söyleyin. Söz veriyorum bir cevap bulduğum zaman size haber veririm” dedi.

Şimdi diyeceksiniz bunda sevinecek ne var?

Uzun süredir Kıbrıs, uluslararası toplumun gündeminin dışına çıkmış bir konu. Malum ya açlık yok, terör yok, büyük güçlerin ulusal çıkarlarına zarar veren bir ortam yok, dolayısıyla gündemin üst sırasında yer alabilecek kapasitesi de yok. Müzakereymiş falan kimsenin pek de dikkate aldığı yok. Çünkü dünyanın dört bir yanında müzakere yapılıyor. Kimi bizim gibi kronikleşmiş, Kıbrıs müzakereleri kendi statükosunu yaratmış, kimileri ise çözüm odaklı...

Biliriz, görüşmeleri müzakereciler değil, liderler sonlandırır. Eğer iş müzakereci liderlere ya da doğrudan müzakere eden kişilere kalmışsa, her ne kadar iyi niyet olsa da yolun sonuna varmakta zorlanırsınız.

Lider, risk alan, korkmayan, güven veren ve toplumuna güvenen, aldığı karar verdiği umut ve inançla toplumu doğru limana yönelten, cesaretli olan değil midir?  Peki lider toplumun önünde değil de arkasında durursa, toplumundan korkarsa yol almak olası mı? Bu durum liderin yapılacak işinin tüm ayrıntılarını bilmesi, ya da bilmek zorunda olması anlamına mı gelir? Kesinlikle değil. Ayrıntıyı bilecek uzmanlarla çalışmaktır liderin görevi.

Aslında Obama bize bir cümlede iki ders veriyor. Lider diyor, her konuyu anlamayabilir, anlaması mümkün ve gerekli değil.

İkincisi de şunu diyor, şu aralar önüme Kıbrıs diye bir konu geliyor. Bu konu ile ilgili önüme gelen farklı görüşlerden doğrusu kimin ne yaptığını, kimin haklı kimin haksız olduğunu anlamadım!

Anlatmak istediği bu bence.

Doğrusu Obama’nın anlasa da anlamasa da masasında Kıbrıs diye bir konunun olmasına sevinirim. Zaten bir gün anlarsam size de söylerim diyor ya...

Hani biz yine de anlamama değil, anlama ihtimali var diye bardağın dolu tarafından hareket ederek yarına bakalım.