İskele’de 16 yaşındaki Zehie Helin Reessur’un öldürülmesinin ardından eğitim gördüğü Gazimağusa Meslek Lisesi Öğrencileri, “Helinler ölmesin diye” eylem düzenledi.

Gazimağusa Meslek Lisesi öğrencilerinin organize ettiği eylem okul önünde başladı.

Eyleme okul öğrencileri yanı sıra öğretmenler ve sendika da destek verdi.

Okul önünde toplanan kalabalık, “Helinler ölmesin” sloganları eşliğinde Namık Kemal Meydanı'na yürüdü.

Eylemde, “Seni Asla Unutmayacağız Helin”, “Helinimiz Artık Bir Melek”, “Aşk Değil, Çocuk Cinayeti”, “Kadın Değil, Çocuk” “Susma Konuş”, “Ataerkil Adalet Değil Gerçek Adalet İstiyoruz” yazılı pankartlar da açıldı.

Öte yandan, elde edilen bilgilere göre Helin’in annesi sabah saatlerinde okula giderek karnesini öğretmenlerinden aldı.

Eylemciler, "Kadın erkek eşittir", "Adalet arıyoruz", "Başka Helinler ölmesin", "İsyanımız var", "Kadın erkek eşittir", "Eşitlik istiyoruz" sloganlarıyla, polis eşliğinde yürüdü.

Anıt önüne gelen eylemciler burada slogan atmaya devam etti.

Anıt önünde basın açıklaması okuyan öğrenciler, Helin özelinde, sonu güzel biten bir masal okudu. Helin'in acımasızca katledilmesini protesto eden sıra arkadaşları, yaptığı açıklamada, "Bize 16 yaşında Helin yerine bir avuç toprağa sarılmayı öğrettiniz. Bu mücadeleye tüm kadınlar için devam edeceğiz" dedi.

"Susmayacağız" diyen eylemciler, bir an bile ara vermeden sokakta "Bu ülkede 16 yaşında bir kız çocuğu öldürüldü" sloganı attı, Namık Kemal Meydanı'na yürüdü.

Eyleme çocuğuyla destek veren bazı veliler, "Bu acı dayanılmaz, insan evlatları için yaşar. Bir şeyler yapın ki çocuklarımız ölmesin, analar ağlamasın" diyerek, gözyaşı döktü.

Yurt dışından geldiğini anlatan bir veli, karanlık yollarda trafikte yitip giden canları işaret ederek, "Evlatlarımız ışıklarımız, onları yaşatalım, erkek şiddetini durduralım" dedi.

Öğrenciler, anıt önünde Helin özelinde yazılan ve sonu güzel biten masalı okuyarak, basın açıklamasını tekrarladı.

Eylem, açıklamanın ardından son buldu.

Yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

"Bir varmış, bir yokmuş... Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ülkenin birinde güzeller güzeli bir kız yaşarmış... Adı Helinmiş... Sapsarı ipek saçları, buğulu bakışları ve utangaç gülüşüyle herkes onu çok severmiş... Helin'in en büyük tutkusu müzikmiş... Yediden yetmişe herkesle birlikte şarkı söylemekten hiç çekinmezmiş... Birçok hayali varmış Helin'in... Ama en büyük hayali müzisyen olmakmış... Hem de dünyanın en iyi müzisyeni... Herkes ona bu küçücük adadan çıkıp, dünyanın en ünlü müzisyeni olabilmesinin imkansız olduğunu söylermiş... Ama Helin hiç bunlara kulak asmadan çalışmaya devam etmiş... Önce konservatuarı kazanmış Helin, okumuş yüksek dereceyle mezun olmuş... Yüksek lisans yapmaya başladığında artık kendi şarkılarını yazmak için kollarını sıvamış bu kez de Helin... Yazmış... Öyle şarkılar yazmış, öyle besteler yapmış ki 30'una gelmeden tüm dünya onu besteleriyle tanımış... Bu sırada aşık olmuş Helin... Aşık olduğu adamla bir yuva kursun istemiş... Bu mutlu yuvaya bir de bebek eklenmiş... Helin artık hem dünyanın en ünlü bestecisi hem de tıpkı kendi gibi sapsarı saçları olan bir kız çocuğun annesiymiş... Helin ve ailesi sağlık, mutluluk, huzur ve hoşgörü içinde yaşamışlar upuzun... Yıllar geçmiş ve dünyanın en ünlü bestecesi Helin sıcacık yatağında yaşlılıktan gözlerini bu dünyaya kapamış... Geride çok sayıda beste, şarkı ve güzel bir aile bırakmış Helin... En önemlisi de kendi gibi genç bir kadın bırakmış geriye... Güçlü, kararlı ve hayallerinin peşinden koşmaktan asla korkmayan bir kadın... Ve gökten 3 elma düşmüş... Biri bu masalın kahramanlarının başına, biri bizim başımıza, biri de sizin başınıza...

Bizler Helin sıra arkadaşları... Helinin tıpkı az önce anlattığımız masallardaki gibi bir hikayesi olsun isterdik... Sonu erkek şiddetiyle katledilerek bitmeyen, yaşadığı ülkedeki düzene kurban gitmeyen bir son... Helinimiz gibi onlarca kadın, anne ve kız kardeşlerimiz öldürüldü bu topraklarda... Bizim gibi erkek şiddeti yüzünden kız kardeşlerini, annelerini, arkadaşlarını kaybeden birçok insan bu büyük acıyı son nefesine kadar kalbinde taşıyarak yaşamak zorunda şimdi…

Bizim Helinimiz sınıfımızın en ön sırasında oturur, güleryüzünü hiç asmazdı... Renkleri çok severdi. O, rengarenk kalbiyle henüz 16 yaşındaydı... Helin acımasızca katledildi... Peki sorarız size Helin'i öldüren katili mi bu acı sonun tek suçlusu? Yıllardır bu ülkede öldürülmedi mi kadınlar? Öldüren hep erkekler değil miydi onları? Sorarız size kurduğunuz bu sistemin içine doğan bizler sizler için şımarık Z kuşağı çocukları... Daha kaç arkadaşımızı daha toprağın altına gömeceğiz erkek şiddeti yüzünden? Biliyoruz... Hiç bir yetkili sorumluluk almayacak bir çocuk katledildi diye... Kimse bir çocuk, bir genç kadın daha öldürülmesin diye şiddetin kökünü kurutmak için eğitmeyecek bu toplumu... Zaman geçince unutacaksınız Helin'i... Ama biz hiçbir zaman unutmayacağız bize 16 yaşımızda hissettirdiklerinizi... Çünkü bize 16 yaşımızda yaşayabileceğimiz en büyük acıyı yaşattınız. Biz 16 yaşında arkadaşımızın cenazesine değil, doğumgünü partisine gitmeliydik… Biz 16 yaşında arkadaşımızın tabutuna değil kendisine sarılmalıydık… Bize 16 yaşında bir avuç toprağı Helin diye sevmeyi öğrettiniz... Biz Helinle birlikte 16 yaşımızı, sevincimizi, neşemizi ve bu topraklara olan umudumuzu da gömdük...

Yüreğimiz paramparça... Kaybedecek tek bir canımız, arkadaşımız daha yok... Sesimizi çıkarmazsak, bir şeyler yapmazsak, birlik olmazsak daha çok canımız yanacak. Bu şiddet artık son bulsun. Erkek şiddeti yok olsun...

Biz bugün Helin için, yarım kalan hikayesi için ve onun gibi öldürülen tüm Helinler için yürüdük. Helinler ölmesin diye yürüdük. Kadına şiddet son bulana kadar da sesimizi çıkarmaktan, sokaklara dökülmekten asla vazgeçmeyeceğiz...

Helinler Ölmesinler hep Yaşasınlar..."

FOTOĞRAFLAR: BURÇİN AYBARS
GÖRÜNTÜ: FEHİME ALASYA