Didem MENTEŞ

Girne’de meydana gelen ‘yasa dışı kürtaj’ davasıyla ilgili tüyler ürpertici detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.
Dava duruşmasında bu kez, Ada Hospital’de geçici sekreter olarak çalışan A.G. tanıklık etti. Geçici sekreter A.G’nin ifadeleri tüyleri ürpertti.

İşte A.G’nin kan donduran ifadelerinden bazıları:
“Ocak ayı sonuna doğru bir gün, öğle saatlerinde, 35 yaşında siyah saçlı bir kadın, bir adamla birlikte geldi. Kadın hamileydi. Ayşegül kadını yukarı aldı. Akşamüstüne doğru Fahri Bey, Taner Bey, Rasiha Hanım ve Ayşegül’ün yukarıya çıktığını gördüm. İşten çıkmaya hazırlanırken, bana ayrılmamı söylediler. Daha sonra hemşire S.N’in ağlayarak aşağıya indiğini gördüm ve ne oldu diye sordum. ‘Çocuk yaşardı ve çok güzel bir kız çocuğuydu’ dedi. Daha sonra Ayşegül ve Verda Hanım oraya geldi. Ayşegül, Verda Hanım’a; ‘çocuk hastaydı’ dedi. Ben hastaneden çıkmadan Cemaliye’nin elinde siyah poşet olduğunu gördüm”

Sanıklar yine yargı huzurunda…  Duruşma bugün de devam edecek

‘Hamileliği yasa dışı sonlandırma’ davasıyla ilgili olarak Merkezi Cezaevi’nde tutuklu bulunan sanıklar; Dr. Mehmet Ali Tunçbilek, Dr. Verda Tunçbilek, Ayşegül işbilen, Taner Okburan, Dr. Fahri Karagözlü ve Dr. Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Kaza Mahkemesine çıkarıldı.

Kıdemli Yargıç Banu Soyer, huzurunda görüşülen davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu.
Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’i Avukat Serhan Çınar ve Mustafa Şener, sanık Verda Tunçbilek’i Avukat Mustafa Şener, sanık

Taner Okburan ile Ayşegül İşbilen’i Avukat Ali Hidayet, sanık Fahri Karagözlü’yü Avukat Güneş Menteş ve sanık Rasiha Serdaroğlu’nu Avukat Tahir Seroydaş ve Ömer Başay temsil etti.

Bu arada Mahkeme, davaya devam edilmek üzere duruşmayı bugün saat 11:00’e erteledi.

“Randevuları yazardım”

Davayla ilgili yapılan ilk (PI) tahkikat duruşması dün kaldığı yerden devam etti. Meselenin tahkikat çavuşu Namık Kemal Baz önceki gün şahadetini tamamlarken, ön tahkikat duruşmaları gereği, tanıkların verdiği şahadeti kendi el yazısıyla yazan Yargıç, söz konusu şahadeti yeniden okudu.

Daha sonra ara verilen duruşmanın ardından Savcı Akyener, ikinci tanık olarak Ada Hospital’de geçici sekreter olarak çalışan A.G.’yi dinletti.

Tanık A.G., hastanedeki görevinin Verda Tunçbilek ve Mehmet Ali Tunçbilek’in hastalarının randevularını almak olduğunu söyledi. Hastane sahiplerinin Tunçbilek çifti olduğunu, Başhekimin de Fahri Karagözlü olduğunu söyleyen A.G., hastanede diğer çalışan personellerin isimlerini de aktardı.

“Ödemeleri teslim ederdim”

Aziz Doğgün’ün 2015 Aralık ayında işe başladığını ve hastaneye ara sıra geldiğini söyleyen A.G., Aziz’in diğer şoförle birlikte çalıştığını belirtti.
Tanık A.G., Verda Tunçbilek’in öğleden sonra baktığı hastaların günlük ödemelerini aldığını söyleyerek, Fahri Karagözlü’nün hastalarından da arada bir ödemeleri aldığını ve günün sonunda bu ödemelerin ücretlerini teslim ettiğini dile getirdi.

----------

“17- 18 yaşında hamile kız hastaneden çıkarken yanında bebek yoktu”

Tanık A.G., 2015 Aralık ayında hastaneye gelen bazı hastalarla ilgili bir şeyin dikkatini çektiğini dile getirerek, şunları söyledi: “Bir anne, bir baba ve 17-18 yaşlarında beyaz tenli bir kız hastaneye geldiler. Kız hamileydi. Yukarıya çıktılar. Hastaneye geldiklerinde Rasiha Hanım vardı, Fahri Bey içerdeydi, Taner Bey hep gelirdi oraya.

Kime muayene olduğunu bilmiyorum. O gün Ayşegül ilgileniyordu. Hemşireler içerdeydi. 2 gün hastanede kaldılar. Kız geldiğinde hamileydi, çıkınca hamile değildi. Yanlarında bebek yoktu. Çantalarını aldıktan sonra Verda Hanım’ın kapısının önünde bekliyorlardı. Neden beklediklerini sorduğum zaman, teşekkür edeceklerini söylediler. Teşekkür ettiklerini gördüm”.

“Fiyatta anlaşamadılar”

Başka bir gün ise bir anne kızın hastaneye geldiğini ve kızın hamile olduğunu anlatan A.G., o gün Fahri Karagözlü ve Cemaliye Ölmez’in görüştüğünü ancak ne olduğunu anlamadığını aktardı. Hastaneye gelen kızın çok ağladığını gördüğünü aktaran A.G, bu arada sekreter Cemaliye Ölmez ile ebe hemşire Ayşegül İşbilen’in aralarında konuştuğunu gördüğünü söyledi. Tanık, “Fiyat konusunda hamile kız ile anlaşamadıklarını duydum. O gün kız hastanede kaldı. Ben çıktığımda hala daha ordaydılar. Ertesi gün geldiğimde yoktular” şeklinde konuştu.

----------

‘Çocuk yaşardı ve çok güzel bir kız çocuğuydu’

Tanığın şahadeti sırasında sanıkların birbirleriyle göz teması kurmaları dikkatten kaçmazken, tanık A.G.’nin Ocak ayı içerisinde karşılaştığı tüyler ürpertici başka bir olay da duruşmaya damga vurdu.

İşte geçici hemşire tanığın ifadeleri:
“Ocak ayı sonuna doğru bir gün, öğle saatlerinde, 35 yaşında siyah saçlı bir kadın, bir adamla birlikte geldi. Kadın hamileydi. Ayşegül kadını yukarı aldı. Akşamüstüne doğru Fahri Bey, Taner Bey, Rasiha Hanım ve Ayşegül’ün yukarıya çıktığını gördüm.
Ben saat beşte çıkmak üzereyken, hemşireler oradan ayrılmamı söylediler.  Saat 17:30-18:00 gibi hemşire S.N’in, ağlayarak aşağıya indiğini gördüm ve ‘ne oldu’ diye sordum. ‘Çocuk yaşardı ve çok güzel bir kız çocuğuydu’ dedi. Daha sonra Verda Hanım ve Ayşegül oraya geldi. Ayşegül, Verda Hanım’a; ‘çocuk hastaydı’ dedi. Sonra Ayşegül yukarı çıktı. S.N. benim yanımda biraz oturdu. Verda Hanım içerdeydi. Daha sonra ben hastaneden çıkmadan Cemaliye’nin elinde siyah poşet olduğunu gördüm… “

“Verda Hanım kürtajlara girmediğini söyledi”

Tanık A.G., şahadetine şöyle devam etti: “Verda Hanım ve Mehmet Ali Bey’in kürtajlara girdiğini hiç görmedim. Verda Hanım kürtaj yapmadığını bana daha önce söylemişti. Polislerin hastaneye geldiği gün benim kendi not defterime Fahri Bey yapmış olduğu yasal kürtajları yazdı ve tüp bebekten alacağı miktarı yazardı. Polisler geldiğinde not defterini vermedim, gidip çöpe attım. Polisler gelmeden son bir hafta önce hastanede toplantı yapıldı. Bu toplantıya Taner Bey ve Rasiha Hanım katılmadı. Bize şikayetlerimiz soruldu”.