YENİDÜZEN (Özel)

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun 31 Mayıs 2012’deki toplantısının tutanakları ortaya çıktı. Bazı basın kuruluşları ve sivil toplum örgütlerine posta yoluyla gönderilen tutanaklarda bazı konuşmalar dikkat çekiyor.
Kimin tarafından gönderildiği belli olmayan tutanaklarda söz konusu toplantıda geçen kimi konuşmalar gündeme geliyor.
Tutanaklarda sözü edilen ve DAÜ-VYK üyelerinin katıldığı  31 Mayıs 2012’deki söz konusu toplantıda Rektör Abdullah Öztoprak ile dönemin VYK Başkanı Eşber Serakıncı ile VYK üyeleri bazı personelin işten çıkarma kararlarını konuşuyor.
Toplantının konusu “Sözleşmesi yenilenmeyecek ve/veya fesh edilecek ve/veya üniversite ile ilişiği kesilecek akademik personel konusunun görüşülüp karara bağlanması” şeklinde not edilmiş.
İşte toplantıdaki dikkat çekici bölümler ve diyaloglar:

'Personel durduralım, rahatlayalım'

• Eşber Serakıncı: Şimdi arkadaşlar, atılacak olanları bulun da başlayalım
• Abdullah Öztoprak: Osman Hoca’yı çağıralım
• Eşber Serakıncı: Çağır
• Aslı Eroğlu: Niçin çağıracaksınız?
• Eşber Serakıncı: E, Osman Hoca’ya aittir onlar. Çağır Osman Hoca’yı açsın siz projeksiyonu da…
• Aslı Eroğlu: Ne projeksiyonu? İstemez projeksiyon
• Ata Samioğlu: Projeksiyon işi uzatır
• Eşber Serakıncı: Abdullah Hoca önce görevine son verileceklerin listesinden başlayalım diyor ki…
• Aslı Eroğlu: Rahatlayalım

***

'İşten attık, baskı geldi'

Bir personelin işine işte aşağıdaki bu konuşma ile son veriliyor… İşte toplantıda işe son verme anı:
• Eşber Serakıncı: Amerika’daydı bu kız. Geçen sene sana geldi Ata bu.
• Ata Samioğlu: Hatırlarım
• Abdullah ÖZtoprak: Geçen sene attık da geri aldık
• Ata Samioğlu: o zaman yine itiraz ettiydik geri alınmaması için ama bizi ikna edici konuşmalar yaptınız, size hatırlatırım bunu
• Abdullah Öztoprak: Önce biz cesaretlendik ve Vakfa getirmiştik. Madem öyledir ne atmazsınız dedik. Attık. Ondan sonra da pişman olduk. Bir hayli baskı geldi
• Eşber Serakıncı: Bir kere ben bir şey söylemek isterim ki, Hocalarından işittiğime göre hocalığı iyiymiş ama…
• Osman Yılmaz: Hocalığı iyi değil, araştırma açısından fena değil
• Ata Samioğlu: Gerekçelerden hatırladığım, öğrenci memnuniyetsizliği vardı
• Abdullah Öztoprak: Kimse dersine kayıt olmaz
• Osman Yılmaz: Örnek veriyorum; iki grup açılıyor mesela ve bir “A” hocası vardır, bir de bu vardır. Önce “A” hocasının dersi dolar.
• Eşber Serakıncı: Evet arkadaşlar, attık birinciyi Osman hoca
• Abdullah Öztoprak: Başımızı da ağrıtacak olan budur. Onu da söyleyeyim ha

***
'Bu personeli işten atıyoruz ama hukuki sorun yaşar mıyız'

• Nuri Gökşin (N.G): Osman hoca bir şey sorabilir miyim? Bu arkadaşa bize iletilen bu eksiklikler yazılı olarak verildi mi? Başka bir değişle dosyasına bir şey kondu mu?
• Osman Yılmaz: Evet. Bir de bir hocaya illa da her şeyi adım adım yazılı olarak vermek gerekmez. Bunlar evrensel şeylerdir. Yani
• Nuri Gökşin: Tamam, doğru söylüyorsunuz da bir de deyiş vardır “söz uçar, yazı kalır” derler.
• Osman Yılmaz: O yapıldı
• Nuri Gökşin: Tamam o zaman
• Osman Yılmaz: Kendisi Türkçe ders vermeyeceği konusunda yazılı cevabı var
• Eşber Serakıncı: Nuri Bey sorusunu şöyle tamamlıyor. Bu kişinin atılmasıyla hukuki prosedüre bakıldı mı? Mahkemede herhangi bir sıkıntı yaşar mıyız?

***

'Irkçı değiliz ama Sırplı bir tarihçidir'

• Osman Yılmaz: Bölümde kimseyle muhabbeti yok. Bölüm de kendisine 1 yıl şans verilmişti ancak düzelmedi
• Eşber Serakınc: …….. Tarih bölümünden hocadır. Osmanlı tarihi verir
• Osman Yılmaz: Irkçı değiliz ama Sırplı bir tarihçidir
• Eşber Serakıncı: Ben giriş yaparım ki, zaman kazanayım. Osmanlı tarihi verir. Vakıf olarak atandığımız  zaman Ufuk bunu Kolordu komutanına kadar gitti şikayet etti. Vatan hainidir. Türkleri kötüler. Kolordu komutanı benden soruşturma yaptı. Biz Tarih bölümünü de kapadık Osman hocaya ben sordum. O elimde kalan öğrencileri bir öğretmenle ben mezun ederim dedi. Dolayısıyla hiç kafa yormaya değmez. ……. da attık bitti
• Ata Samioğlu: İş azlığından dolayı attık
• Eşber Serakıncı: Nerden attıysanız atın. Vatan hainliğinden de atarsanız fark etmez.
• E.S: …………
• Osman Yılmaz: Bu da kendi vatanının haini
• Eşber Serakıncı: Nedir bunun bir sürü de ismi vardır
• E.S: …… de geçtik. Geldik ……….’ye hade Osman hoca

***
Serakıncı: Bu kız her münasebete girdiğini de kocadan ayırıyor, bana da geldi

• Eşber Serakıncı: Bu kız ……’nin neyi olur?
• R.A: Kızı 
• Osman Yılmaz: ……… yı bilmem ama babası meşhur bir avukatmış
• R.A: Kızıdır
• Nuri Gökşin: Kızıdır
• Osman Yılmaz: Çok sorun çıkaracağını sanmıyorum
• Eşber Serakıncı: Ben size başka bir şey söyleyeyim. Ben geçen seneden itibaren (benim olduğum yerde perde yok onun için kapamaya gerek yok) bu kritik dönemdir madem bu kızın mukavelesi ne zaman biter? Yazda biter. O halde bu gidecek. Zaten bu kız kendini kaçmaya hazırladı. Farkındadır gidecek. Bana gelen bilgiler benim zamanımda benden öncekileri bilmem. Bu kız bekardır.
• Elif Arkıner: Dul, bir çocuğu var
• Eşber Serakıncı: Dulmuş, çocuğu vardır. Daha önce kendisi bana da gelmek istedi. Aldığım bilgiler, insanlarla çok kolay münasebete de girebilen birisiymiş. Ben beraber olmadığıma göre başkalarının lafı ile. Ben görmedim görmek de istemedim. En son bizim dönemimizde bir üçüncü olayı yaşandı. Her münasebete girdiğini de kocadan ayırıyor. Ve böyle biri. O da kendini hazırladı. Bilir ki, benim sözleşmemi uzatmayacaklar benim dosyam yeterince kabardı. Şimdi yine aldığım bilgilere göre Amerika’ya gidiyor. Allah yolunu açık etsin. Uğurlar olsun. ……….’e Selamet olsun. Bunu geçtik.

***

Rektör: Elçilik bize parayı vermedi

• Abdullah Öztoprak: Ben bu konuya gelmeden bir şey aktarmak isterim. Elçilik Üniversitemize yapmış olduğu katkıyı devlet aracılığı ile bize aktaracakken kendi memurunun ödenmesi için kullandı ve şuanda üniversiteye yapması gereken katkı + elçilik katkısını tam olarak alamadığımızdan personelimizi ödemede büyük zorluk çekeceğiz
• Eşber Serakıncı: Osman hoca devam et. Rektör bunu hükümet ile çözer. Sen bize ……….’ı anlat.

***

DAÜ’DE ÖĞRETİM GÖREVLİSİ OLAN YENİDÜZEN OKUR TEMSİLCİSİ SÜLEYMAN İRVAN KONU EDİLDİ

Aslı Eroğlu: İrvan YENİDÜZEN’in nesidir?

• Aslı Eroğlu: Süleyman İrvan ile ilgili bir şey sormak istiyorum. Yenidüzen’in nesidir.
• Osman Yılmaz: Yenidüzen gazetesinin okur temsilcisidir. Yani ombudsman’dır.
• Aslı Eroğlu: Siyasi görüşü belli olan gazetelere personelimiz böyle bir iş yapabilir mi?
• Abdullah Öztoprak: Daha önce Kıbrıs Gazetesi’ndeydi, daha sonra buraya geçti
• Aslı Eroğlu: Sormaya çalıştığım Kıbrıs Gazetesi parti gazetesi değildir. Ancak Yenidüzen parti gazetesidir. Yazar yazmaz o konu değil. Siyasi parti gazetelerinde okulumuz personelinin yazması bence etik değildir

***
'Bu personele biraz daha katlanabiliriz'

• Osman Yılmaz: …………….. İletişim Fakültesi’nde diploma olarak gazetecilik kökenlidir. Eğitimi felsefedir. Burada da alan sıkıntısı var akademik açıdan beklentilerin altındadır. Normal koşullarda bunu buraya yazık ancak hocanın izni vardır. Ama benim vicdanım hiç rahat değil. Burada karı koca biraz önceki …………..’nın eşidir. Ve bu saatte, bu kısa süre içerisinde iş bulma olasılıkları düşüktür. Hiç olmazsa birisi, hangisi derseniz, bu kalsın derim çünkü ders yükü doldurma sıkıntısı da olmaz. Verebileceğimiz yeterince ders var. ………………. Hanım’ın vefatı ile onun derslerini bu hocamıza verdik. Evet çok tuhaftır. Ama felsefeciler hep öyledir. Bir süre daha katlanabiliriz.