1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. "İnadına mücadele, inadına sevgi, inadına özgürlük"
İnadına mücadele, inadına sevgi, inadına özgürlük

"İnadına mücadele, inadına sevgi, inadına özgürlük"

"İnadına mücadele, inadına sevgi, inadına özgürlük"

A+A-

3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla kendi engellerini aşarak, herkese örnek olan ve inadına savaşan engelli bir genç, Besim Zafersoy...
 

Didem MENTEŞ

"Sevgi her engeli aşar..."  bu sözler kendi engeliyle mücadele ederek, yaşama sımsıkı sarılmış 28 yaşındaki Besim Zafersoy'un... Besim, Serabral Paralizi (SP) hastası. Doğum öncesi veya sonrası beyindeki bir hasar sonucu ortaya çıkan kalıcı duruş, hareket ve denge unsuru...  Besim'in  doğumda vakumla alınmasından dolayı oluşan sorundan kaynaklanıyor.  Besim, yıllardır iki ayağı ve sol elini kullanamıyor. Önceleri çok isyan etse de en büyük dayanağı annesi Alev Hanım'ın büyük fedâkarlık ve  desteğiyle hayata tutunuyor. YDÜ Bilgisayar Programcılığı Bölümünden mezun olduktan sonra uzun bir süre kendisi gibi olan arkadaşlarına bilgisayar dersi veriyor Besim. Öte yandan hem fizik tedavisini sürdürüyor hem de birçok farklı etkinliklerde boy gösteriyor. Bu etkinliklerden biri de "dalmak özgürlüktür" dediği dalış dersleri...  Ayrıca UKÜ Yıldızları Atıcılık takımında yer alıyor. "Çok mutluyum hayat çok güzel" diyerek çevresine neşe saçan ve kalbinin güzelliği yüzüne yansımış olan Besim Zafersoy, inadına başarıya yürüyen engelli bir genç... 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla ADRES KIBRIS olarak Besim Zafersoy ile görüştük.

DOĞUM HATASI 'ENGEL' GETİRİYOR

24 Ağustos 1985 yılında gözlerini dünyaya açar Besim Zafersoy... Doktorlar Serabral Paralizi teşhisi koyar. Doğum esnasında vakumla alınmasından dolayı yaşanan bir sorundan dolayı beyin hasar görür. Ve iki ayağı ile sol eli hareketsiz kalır... "Doğumumdan 6 ay sonra annem beni yürütece koymuş ancak ben hiç adım atamamışım. Bunun üzerine  beni doktora götürmüş ve doktor 9 aylık oluncaya kadar beklemelerini söylemiş. 9 aylık olduktan sonra bu kez nöroloji uzmanına götürmüşler ve  orada doğum hatasından (vakumla alınmasından dolayı) sorunum olduğu söylendi. Bir yaşına gelince ailem beni bu kez Türkiye'ye tedaviye götürdü. Oradaki doktorlar da aynı şeyi söylemiş. Kıbrıs'ta fizik tedaviye başlamıştık oradaki doktorlar da buna devam edilmesini önerdi.  Vakum tam beyincikten yakaladığı için kaslarımın güçsüzlüğünden ayaklarımı ve sol elimi kullanamıyorum. Sağ elimde sorun yok. Zekâmda da sorun yok. Konuşmamda da problem yok ama biraz geç konuşmuşum. İki yaşından itibaren konuşmaya başlamışım."

İSYAN EDİYOR AMA...

Ülkede başlatılan bir kampanya üzerine önce Amerika'ya gönderilir Besim ancak oradan olumsuz bir cevap alınır. Daha sonra ise İngiltere'ye giderek ameliyat ve tedavi görür. Ayaklarına yapılan operasyon sonrası fizik tedaviye başlanır. Ve herhangi bir gerileme olmaması için ailesinin maddi manevi büyük fedakârlık göstermesiyle halen fizik tedavisini sürüyor Besim...  Düzelebileceğine dair doktorların hiçbir zaman garanti vermediğini söylüyor...  Ancak volkerle ayağa kalktığını ve onun yardımı ile yürüyebildiğini aktarıyor. Ancak bunun için de hayatını oğluna adayan annesi Alev Hanım'dan büyük destek alıyor. Alev Zafersoy ve eşi Fuat Zafersoy ömrünü adadıkları oğulları için 'rampadan oluşan'  özel bir araç satın alırlar ve oğullarının tüm ihtiyaçlarını bu araçla karşılarlar.  Önceleri durumunu kabullenemeyip isyan etse de asla mücadelesinden vazgeçmemiş.   Evde oturup kapanmak yerine dışarıdaki hayatı yaşamaya baş koymuş. Hayata belki şanslı başlamasa da yaşamı boyunca belki de birçok insanın yapamadığı veya yapamayacağı işlere imza atıyor Besim Zafersoy...

BAŞARILI BİR OKUL HAYATI

Besim Zafersoy, başarılı bir ilk,  orta ve lise eğitiminin ardından YDÜ Bilgisayar Programcılığı Bölümü'nden mezun olur.  "İlkokulu Şehit Tuncer İlkokulu'nda okudum. Ortaokulu Demokrasi Ortaokulu'nda tamamladıktan sonra Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi'nin Bilgisayar Programcılığı Bölümü'nü bitirdim. İlkokulda volker ile yürürdüm zorlanırdım, ikinci kata çıkamazdım hep alt sınıflarda derse girerdim. Beni hep annem getirir götürür hatta ders aralarında da gelerek beni tuvalete götürürdü. Ortaokula kadar bu hep böyle devam etti. Günde iki defa annem dairede işini bırakıp okula gelir ve benim ihtiyaçlarımı karşılar, tekrar işine geri dönerdi. İlkokulda arkadaşlarımla aram çok iyi idi. Bana çok yardımcı oldular. Bütün sınıf gezdirirdi beni. Öğretmenlerim de bana karşı çok iyi idi. Dersi takip ederken yetiştiremediğim yazılarımda arkadaşlarım bana yardımcı olurdu. İlkokulda derslerim çok iyiydi, karnem hep 10’du.

ANNEDEN BÜYÜK FEDEKÂRLIK

Ortaokula gelince bazı arkadaşlarının isyanı Besim'i üzse de 'sevgiyle' bu zorluğu da atlatıyor. "Ortaokulda da derslerim iyi idi ama zorlandığım dersler oldu. Hocalarım benim sınavlarımı test yapıyorlardı. Ortaokulda bazı arkadaşlarım bana ayrımcılık yapılıyor diye isyan etmeye başlamışlardı ancak zamanla onlar da alıştılar. Orta son sınıfta iken sınıfımız ikinci kata çıktı ancak ben bir üst kata çıkamayacağım için sınıf değiştim ve aşağıda kalanlara katıldım. İlk başlarda arkadaşlarımdan ayrılmak beni üzdü ama sonra alıştım. Liseye gitmeye başladığımda ise annem mecburen emekliye ayrılmak zorunda kaldı. Çünkü bilgisayar sınıfı üst katta idi ve yukarıya çıkmam gerekiyordu. Sağ olsun bu konuda arkadaşlarım ve öğretmenlerim de bana yardımcı oldular. Lisede derslerimde öğretmenlerim bana çok anlayışlı davrandı. Üniversitede annem 4 yıl boyunca okula taşıdı beni"

"DALMAK ÖZGÜRLÜKTÜR"

Besim, YDÜ Bilgisayar Programcılığı Bölümünden mezun olduktan sonra, bir süre kendisi gibi engelli olan arkadaşlarına gönüllü olarak bilgisayar dersi verir. Bu serüven Engelliler Derneği Başkanı Mustafa Çelik'in vefat etmesiyle son bulur. Maddi olarak zora giren dernek de birçok aktivite de yarım kalır... Besim yine de hayata sımsıkı tutunarak birçok etkinlikte boy gösterir. Bunlardan en zevkli olanlar arasında UKÜ Yıldızları Atıcılık takımında yer alması olur...  Atıcılıktan aldığı ödüller ve sertifikalarla 'engellerin engel olmadığını' ve 'engele rağmen başarı' yakaladığını gösterir. Besim Zafersoy, aldığı dalış dersleriyle de büyük takdir toplar. Engelin sadece beyinde olduğunu gösteren Besim, "dalmak özgürlüktür" diyerek yaşamın keyfini çıkarıyor. Ve ekliyor; "Tekerlekli sandalyeyi kabullenmem zor oldu ancak şimdi onunla göbek bile atıyorum... Engelliyim ama bu benim hayatımı, gezip tozmayı, okumamı engellemedi"

RAMPASIZLIK ENGEL YARATIYOR

Ülkede yıllardır dile getirilen ancak hala daha duyarsızlığı devam edilen bir konudan dert yanıyor Besim Zafersoy. Her engellinin olduğu gibi kendisi de birçok yerde engelli rampası bulunmamaktan yakınıyor. YDÜ'de okurken sınıfların üst katta olup,  rampa ve asansör  olmamasından dolayı çok zorlandığını belirtiyor.  Üniversiteden mezun olduktan sonra asansör yapıldığını ancak geç kalındığını ifade ediyor."Hayatımızı zorlaştıran binalar yapılırken biz düşünülmedik. Marketler, restoranlar ve hatta okullarda, sokaklarda rampalar, asansörler yok. Oy verilen yerlerde bile biz düşünülmedik" diyor ve ekliyor: "Sürekli birilerinin beni taşımasından hoşlanmıyorum". Besim, YDÜ AKM ya da Lemar Sinema gibi yerler ve bazı düğün salonları da dahil tüm yaşam alanlarının engellileri de düşünerek inşa edilmesini istiyor.

Bu haber toplam 1979 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 136. Sayısı

Adres Kıbrıs 136. Sayısı