1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Alara’nın Rüyası
Alara’nın Rüyası

Alara’nın Rüyası

Alara’nın Rüyası

A+A-

Öyküler yarıştı -4-

YENİDÜZEN-Deniz Plaza Öykü Yarışması’nda dereceye giren öykülerimizi yayınlamaya iki hafta ara vermiştik. Sayfalarımızın yoğunluğu bu iki haftayı zorunlu kılmıştı. Sayfalar yine yoğun, farklı konularımız, farklı sayfalarımız var ancak öğrencilerimizin emek vererek yazdıkları öyküleri yayınlayıp onları onore etmek gerekliliği devam ediyor. Onun için de bu hafta 12, 13,14 yaş grubunda üçüncülüğü paylaşan iki öyküyle devam ediyoruz…

***

Konu  : Artık Sevgiyi üretelim, kavgayı değil.


Alara Güçlü
12 yaş
Türk Maarif Koleji


Alara’nın Rüyası
  
Karanlık bir gece, Alara ılık sütünü içti, sıcacık yatağına girdi ve uykuya daldı. Rüyasında bir denize dalış dersindeydi. Alara hemen dalış giysilerini giydi ve denize daldı. Öğretmenleri dalmadan önce onlara rotalarını söyledi. Denize daldıkları zaman hemen ilk duraklarına doğru yol aldılar. Öğretmenleriyle birlikte bir bitkinin yanına ulaşan öğrenciler tüplerini çıkardı; çünkü bu bitkinin yanında oksijen bulunuyordu. Bu bitki oksijen üretme özelliğine sahipti. Bitkinin yanından ayrıldıktan yaklaşık 10 dk sonra bir gemiye rastladılar. Bu gemi oldukça eski görünüyordu. Öğretmenlerin işaretiyle birlikte öğrenciler geminin yanına yaklaştı. Bu geminin yırtık yelkenleri, kat kat güverteleri ve kırık, ahşap parkeleri vardı. Alara gemiyi incelemeye gittiği zaman orada paslı kaşıklar, paslı aynalar ve kırık bir dümen buldu. Arkadaşları da benzer şeyler buldular ama Alara arkadaşlarına göstermediği bir şey daha bulmuştu. Bu şey bir hazine haritasıydı. Arkadaşları haritayı görünce Alara’nın yanına gitti ve haritayı alıp incelemek istedi ama Alara haritayı kendine doğru çekti ve aralarında bir kavga çıktı. Öğretmenleri hemen yanlarına gitti ve onları ayırdı. Onlara “kavgayla hiçbir şey hallolmaz” dedi. Haritayı ters döndürdüklerinde haritada yol üstünde bulunan bazı büyülü yerleri gösteren bir çizim vardı. Bu büyülü yerlerden sadece sevgi, barış ve dostluğu paylaşan insanların geçebileceğini gösteren bir de yazı bulunuyordu. Öğretmen ve öğrenciler hazineyi bulmak için hemen yola koyuldu. Haritanın gösterdiği ilk durak bir sualtı mağazasıydı. Buraya girebilmek için herkesin birbirine güvenmesi ve sevgi duyması gerekmekteydi. Herkes el ele tutuşup mağaraya girdi. Herkes mağaranın çıkışını ararken, Alara yerde gümüş renginde, parlak bir kağıt buldu. Bu kağıtta doğru yol üstünde oldukları ve mağaranın çıkışı belirtilmişti. Mağaradan çıkınca onlar hiç beklemedikleri bir sürprizle karşı karşıyaydılar. Mağaranın çıkışının az ilerisinde bir köpekbalığı sürüsü vardı. Öğretmen bunun farkına vardı ve çocuklara da sürüyü gösterdi. Çocuklar hemen oradan uzaklaştı ve haritaya baktı. Şimdi gidecekleri yer, 1 saatlik bir yolun ardından ulaşacakları kavgacı balıkların yuvasıydı. Oraya ulaştıkları zaman, orada kavga eden iki tane balık gördüler. Haritada bu balıkları kavga etmemeleri için ikna ederek burayı aşabilecekleri yazıyordu. Alara balıklara neden kavga ettiklerini sordu. Balıklardan biri cevap verdi. “O, benim solungacımı çekti.” Diğer balık “Hayır! O benim solungacımı çekti.” Alara’nın aklına bir fikir geldi. Alara hemen arkadaşlarına fikrini anlattı ve uygulamaya geçtiler. Bir kayanın arkasına saklanıp, balıkların solungaçlarını kimin çektiğini bulacaklardı. Aniden başka bir balık geldi ve iki balığın solungacını da çekti. Alara ve diğerleri bu balığı gördü. Kavga eden iki balığın yanına gittiler ve olanı biteni anlattılar. Balıklar, artık kavga etmiyordu. Böylece Alara ve arkadaşları yollarına devem edebileceklerdi. Artık haritanın onları götürebileceği tek bir yer kalmıştı. Yola koyulan Alara ve arkadaşları haritada çarpılı bulunan yere ulaştıklarında orada büyük altından bir kapı vardı ve bu kapıda “Atlantis” yazmaktaydı. Bu kapıyı çaldıkları zaman kapıyı bir denizaltı açtı. Denizaltı “siz de kimsiniz?” dediğinde Alara ve arkadaşları haritayı denizaltına gösterip “Biz, bu haritaya bakarak buraya geldik” dedi. Denizaltı bunu duyunca onları içeri aldı. İçeride birçok balık ve yosun bulunuyordu. İçeride bir de büyük kale bulunuyordu. Atlantis’in kralı Alara ve arkadaşlarına “Lütfen, bugün misafirim olun!” dedi. Alara krala şöyle bir soru sordu. Bizim haritamızda çarpılı yer burası, ama burada bir hazine yok! Peki hazine nerde? ” Kral şöyle cevap verdi: “Siz hazineye zaten kavuştunuz! Siz arkadaşlığı, birlik olarak çalışmayı ve sevgiyi kazandınız.” Alara uyandığı zaman artık daha iyi biri olacağını biliyordu.

Bu haber toplam 1460 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 111. Sayısı

Adres Kıbrıs 111. Sayısı