Simge ÇERKEZOĞLU

Kafalarımıza Gölcük Depremi olarak kazınan 17 Ağustos tarihi, artık yaşadığımız korkunç “Yeşilırmak Yangını” olarak hatırlanacak.
Gece yangın yerinde gördüğüm dehşet manzara ve cehennem ateşinin ardından Yeşilırmak’ı yeniden ziyaret ettik. Aradan geçen 4 haftanın ardından bizleri nelerin bekliyor olabileceğini görmek istedik. Pirgo’daki geçiş noktası tamamen yenilenerek yeniden hizmete açıldı. Tepelerde yanan askere ait nöbetçi kulübeleri de öyle. Ancak yangın izleri, kapanmamış bir yara gibi hala karşımızda dimdik durmaya devam ediyor.
Yangının olduğu topraklar siyaha bürünmüş. Kim bilir ne endemik bitkiler, ne kuşlar ne böcekler yanarak o topraklarda can vermiş. Nedendir bilinmez ama yaşanan her felaket birkaç gün konuşulur unutulur, gündeme yine yeni konular taşınır. Ancak 5 Eylül günü Bademli Köy’de yaşanan yangın yürekleri bir kez daha ağızlara getirdi ve ne acıdır ki bir kişinin hayatına mal oldu.

Sebebi ne?

Yangının sebebi hala tam olarak bilinmezken 10 yıllık ve 12 yıllık genç fidanlardan geriye koca bir siyahlık kaldı. Çünkü bu yangın Yeşilırmak’taki ilk felaket değildi. Yeşilırmak, 1998 yılında bölge çok daha büyük bir felaketle yüzleşmişti. 
925 futbol sahası büyüklüğünde bir alanın kül olduğu bu yangın, o yılkı yangının üçte biri kadar da olsa tepeler yeşile hala hasret. Yaklaşık 200 bin fidanın kül olduğu gecede, şimdi 200 bin fidanın daha ekilmesi bekleniyor. Dolayısı ile zaman, bir acının daha izlerini gizleme Yeşilırmak’ı yeniden küllerinden doğruma zamanı.

“Unutulduk mu?”

Ziyaretimiz sırasında köy halkı ile de görüşme fırsatı yakaladık. İnsanlar Yeşilırmak’ta her zamankinden daha mutsuz ve umutsuz. Bunu anlamak için gözlerine bakmak bile yeterli. Zaten hiçbir zaman fazla canlı olmayan ve çok ziyaret edilmeyen köy bu olayla iyiden iyiye kabuğuna çekilmiş duruyor. Köy halkı ise unutulduğunu düşünüyor. Tüm basından yangını hatırlatacak ve unutturmayacak haberler bekliyor. Devletten ise ağaçlandırmanın bir an önce başlamasını ve daha önce açıklandığı gibi köy etrafına emniyet bantları yapılmasını talep ediyor. Tüm bunların nasıl ve ne zaman başlayacağı belirsiz ama halk üretilecek projeler için her türlü katkıyı koymaya hazır görünüyor.