Didem MENTEŞ

Girne’de devam eden ‘yasa dışı kürtaj’ davasında bu kez Ada Hospital’in kadrolu anestezi doktoru O.A konuştu, Almanya’dan gelerek tanıklık eden doktorun söyledikleri dikkat çekti.
Özellikle bu davayla ilgili sık sık adından söz edilen Tanık O.A: “Ben, Fahri Bey ‘kasaplık’ yapıyor derken, hastanede yapılan tüm doğumların sezaryen olmasıydı. Bir defa bile normal doğum yaşamadım. Fahri Bey’in sonlandırma ameliyatı yaptığını bilmiyorum. Fahri Bey bana itimadı olmadığını sık sık söylerdi. Fahri Bey ile birbirimize ters düşen iki kişiyiz. Fahri Bey’in kürtaj dediğimiz küçük ameliyatlarına girerdim. Sezaryen olan büyük ameliyatlara 2 sefer girdim. Ben Fahri Bey’in, beni kendi şahsi hastalarının ameliyatlarına almadığını söyledim. Girdiğim ameliyatların çoğu Verda Hanım’ın ameliyatlarıdır. Fahri Bey kendi özel hastası olduğunda çağırmazdı. Benim topu topu girdiğim sezaryen sayısı 2’dir, 3 değil. Ameliyat kayıt defterinde yazılanlar doğru değildir. Buraya yazılmışsa sonradan yazılmıştır”  

Taraflar hazır bulundu
Sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Ayşegül İşbilen, Taner Okburan, Fahri Karagözlü ve Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarıldı.
Başkan Fatma Şenol, üye yargıç Murat Soytaç ve üye Yargıç Seran Bensen huzurundaki davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu. Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’i Avukat Serhan Çınar, sanık Verda Tunçbilek’i Avukat Mustafa Şener, sanık Taner Okburan ile Ayşegül İşbilen’i Avukat Emre Kadri, sanık Fahri Karagözlü’yü Avukat Güneş Menteş ve sanık Rasiha Serdaroğlu’nu Avukat Tahir Seroydaş ve Ömer Başay temsil etti.

--------------------------------------------

Tanık O.A: “Benim rahatsızlığım tüm doğumlar sezaryen olmasıydı”

İddia Makamının 35’inci tanığı olarak Ada Hospital’de anestezi olan Dr. O.A. dinlendi. Almanya’dan gelerek tanıklık eden O.A., savcının ve avukatların sorularını yanıtladı. Kadın doğum uzmanı, anestezist ve acil vaka uzmanı olan tanık O.A., Nisan 2015’de Ada Hospital’de çalışmaya başladığını aktardı. Savcının sorusuna binaen Ada Hospital’de tüp bebek merkezinde ve bazı küçük kürtajlara girdiğini aktaran O.A., Fahri Karagözlü ile küçük kürtaj ameliyatlarına girdiğini söyledi. Kürtajın ne olduğunu aktaran O.A., Fahri Karagözlü’den kürtaj için 100 TL aldığını aktardı.

Savcı, hastanede beğenmediği husus olup olmadığını sorması üzerine, tanık O.A., şunları söyledi: “Farklı ülkeden geldiğim için yaşam şartları değişikti. Mehmet Ali Bey ile konuştum. Almanya’da böyle yapardık, böyle yapsak iyi olurdu dedim. Beni en sevdiğim ağrısız doğumdur. Benim rahatsızlığım hastanede yapılan tüm doğumlar sezaryen olmasıydı. Bir defa bile normal doğum yaşamadım. Benim orada sözüm sıfırdı. Maaş almıyordum. Ben yaptıklarımdan 100 TL alırdım, onlar birikirdi”
Savcı, propofol ilacının ne tür bir ilaç olduğunu sorması üzerine, tanık O.A., “Propofolun son zamanlarda tüm dünyada kullanılan narkoz başlangıcı bir ilaçtır. Beyazdır, süt gibidir. Aynı renkte başka anestezi ilacı yoktur. Hastanın genel durumuna göre bu ilaç verilir. Normal vakalarda bir gün ya da bir hafta öncen hastayı kontrol ederiz, ona göre ayarlarız. Her hastaya farklı miktarlarda verirsiniz. Hastanede son zamanlarda fazla ameliyat yapılıyordu. Kulak, Burun ve Boğaz bölümünde kas gevşetici lytehenonı narkozda kullandık ” dedi.        

-------------------------------------

“Herhangi bir gayri yasal bir şey görmedim”

Savcını sorularını yanıtlayan, tanık O.A, ardından avukatlar tarafından sorgulandı. Avukat Serhan Çınar, ‘çocuk düşürme’ ve ‘sonlandırma’ kelimelerini sordu. Tanık O.A., Çocuk düşürmenin kendi kendine olan ve çocuğun rahimden dışarıya düşmesi olduğunu belirtirken, sonlandırmanın ise olan bir hamileliği sonlandırılması olup , çocuk düşürmeden farklı olduğunu aktardı. Avukatın sorusu üzerine, Fahri Karagözlü’nün küçük teşhislerine girdiğini aktaran O.A., kendisinin tüp bebek ve iyi olmayan embriyoların azalan ameliyatlarına girdiğini belirtti. Avukat Çınar, tanığa Fahri Karagözlü’nün ameliyatlarına girip girmediğini sordu. Tanık O.A; “Fahri Bey ile çok erken olan 4-6 haftalık sonlandırma ameliyatlarına girdim. Bunlar dışarıdan yapılır. Sadece hamile kesesi görülüyor, bunlara kısa narkoz veriliyor. Bunlara girdim.” dedi. Avukat Çınar, “siz, Fahri Bey için kasaplık yapıyor dediniz mi” diye sordu. Tanık O.A; “Herhangi bir gayri yasal bir şey görmedim. Kasaplık derken, bütün doğumların sezaryen olmasından bahsettim. Normal doğumlar değil sezaryen olmasından bahsettim. Sonlandırma ameliyatı yaptığını bilmiyorum. Sezaryen ameliyatı yaptığı için kasaplık yaptığından bahsettim” dedi.

Ardından Avukat Mustafa Şener’in sorularını yanıtlayan tanık O.A, tüp bebek merkezinden yaptıklarıyla ilgili bilgi verdi. Tüp bebek çalışmalarının çok başarılı olduğunu, hastanenin % 95 tüp bebek % 5’inin teşhis maksatlı kürtaj yapılan bir hastane olduğunu aktardı. Verda Tunçbilek’in tüp bebek hastalarıyla ilgili organizasyonları çok iyi yaptığını belirten O.A., Verda Tunçbilek’in 30 Ağustos ila 3 Eylül 2016 tarihleri arasında tatile gittiğini de söyledi. Tanık O.A., karnında miyon ve kist olan bir kadının, karnının şişerek hamile görüntüsü alabildiğini ifade etti.

“Fahri Bey bana itimadı olmadığını derdi”

Tanık O.A, daha sonra Avukat Emre Kadri’nin sorularını yanıtladı. Avukat Kadri, “bir doktor müdahalesiyle ilgili hemşirenin fikrini alır mı” diye bağlantılı sorular sordu. Tanık O.A: “Yok kaptan doktordur. Acil durumda mesuliyet operatördedir. Taner Bey ve Ayşegül ile çalıştım. Bana ameliyatlarda fikirlerini söyleyebilirler ama müdahaleme karışmaya hakları yoktur. Ameliyat defterine doktor ne derse o yazılır” dedi. Avukat, Fahri Karagözlü ile anlaşamadıkları yönünde bir soru sorması üzerine, tanık O.A, “Fahri Bey’in bana itimadı olmadığını sık sık derdi. Fahri Bey ile birbirimize ters düşen iki kişiyiz” dedi. Tanık O.A. propofol ilacı ile ilgili soru üzerine ise propofol ilacının hastanın genel durumuna göre doktor tarafından verildiğini, genel anestezi için şuan en iyi ilacın propofol olduğunu ve hamile bir anneye verilebildiğini aktardı.    

-----------------------------------------

“Sezaryen olan büyük ameliyatlara 2 sefer girdim”

Tanık O.A, daha sonra Avukat Tahir Seroydaş’ın sorularını yanıtladı. Avukat, Rasiha Serdaroğlu’nu7n hastaneye ne kadar geldiğini sordu. Tanık O.A, Rasiha Serdaroğlu’nun sık sık hastaneye geldiğini, sadece bir ara anlaşmazlık olduğunu ve 2 hafta gelmediğini söyledi. Avukat, bunun üzerine hastanedeki çocuk doktorunun, Rasiha Serdaroğlu’nun bir ara 6 ay boyunca hastaneye gelmediğini mahkemede söylediğini belirtti. Tanık O.A da “hiç zannetmiyorum. 6 ay imkanı yok yani, Rasiha Hanım sık sık gelirdi” dedi.  Avukat, tanığa, Rasiha Serdaroğlu ile Fahri Karagözlü’nün hastanede oda içerisinde gizli gizli konuştuklarını söylediğini belirterek, ifadesinde kullandığı bu cümleyi ‘müzevirlik’ yapmak için kullandığını iddia etti. Bunun üzerine tanık, “sen bana müzevir diyemezsin, ‘sen’ diye de hitap edemezsin” dedi. Tanık, farklı ülkeden geldiğini gizli gizli derken bir odaya kapanıp konuştuklarını anlatmaya çalıştığını dile getirdi.

Avukat, “hemşire Nazlı’nın Lystehenon ilacını Rasih Serdaroğlu’ndan alarak Fahri Karagözlü’ye verdiğini söyledi ancak siz ‘bana getirdi’ dediniz” demesi üzerine, tanık O.A, “Burun ameliyatı için o ilacı bana hemşire ameliyathaneye getirdi verdi” dedi. Avukat, “O zaman o esnada Fahri Bey ile ameliyattaydınız” demesi üzerine, tanık O.A, “O gün Mehmet Ali Bey’in ameliyatını yapıyordum, o ameliyat için kullandım. “Ameliyatı ne gün yaptığımı bilmiyorum ama o ameliyat için kullandım. Girdiğim ameliyatların hastane defterin yazılıp yazılmadığına hiç bakmadım. ” dedi.

“Ameliyat defterinde yazılanlar doğru değildir”

Fahri Karagözlü’nün ameliyatlarına girip girmediği ve hastane ameliyat defterindeki kayıtlarla ilgili sorular üzerine ise tanık O.A, şunları aktardı: “Fahri Bey’in kürtaj dediğimiz küçük ameliyatlarına girerdim. Sezaryen olan büyük ameliyatlara 2 sefer girdim. Ben Fahri Bey’in, beni kendi şahsi hastalarının ameliyatlarına almadığını söyledim. Girdiğim ameliyatların çoğu Verda Hanım’ın ameliyatlarıdır. Fahri Bey kendi özel hastası olduğunda çağırmazdı. Hastane ameliyat defterinde Fahri Bey ile girdiğim bazı ameliyat kayıtları var, bunları hatırlamıyorum. Bu defterde yazılan yazılar benim değil. Bir overkist ameliyatına girdiğimi hatırlamıyorum. Benim topu topu girdiğim sezaryen sayısı 2’dir, 3 değildir. Onlar da Verda Hanım’ın hastasıdır. Burada yazılanlar doğru değildir. Buraya yazılmışsa sonradan yazılmıştır. Ben Aziz Doğgün’ün söylediği son kürtaj ameliyatına da girmedim, öyle bir şey yok”