• Akıncı: “Müzakerelerde bizden önce varılan mutabakatları da, 2014 tarihli çerçeve anlaşmasını da çöpe atmadık. Onların üzerine yeni uzlaşmalar inşa ederek bu noktaya geldik”

• “Önemli gelişmeler olduğunu halkıma söyleyebilirim ama hala aşılması gereken güçlükler olduğunun altını çizmek kaydıyla... Bu güçlüklerin aşılması için makul ve gerçekçi olunması gerek.”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakerelerde daha önce varılan mutabakatların ve 2014 tarihli çerçeve anlaşmasını çöpe atılmadığını, onların üzerine yeni uzlaşmalar inşa edilerek bugünlere gelindiğini kaydetti. Müzakerelerde önemli gelişmeler olduğu kadar aşılması gereken güçlükler bulunduğunu da vurgulayan Akıncı, “Bunların aşılması için makul ve gerçekçi olunması gerek. Yalnız biz değil, Rumlar da makul ve gerçekçi olacak. Sınırları bilecekler. Neyin olabileceğini, neyin olamayacağını onlar da biz de anlayacağız” dedi.

“Hem ihtiyatlıyız, hem iyimseriz”
Müzakerelerdeki şu anki durumu “ihtiyatlı iyimserlik” olarak tanımlanabileceğini belirten Akıncı, “Evet, hem ihtiyatlıyız, hem de iyimseriz. Temenni ederim ki artık ihtiyatlı da olmayacağımız ‘çok iyi noktaya geldik’ diyebileceğimiz bir döneme ulaşabiliriz” şeklinde konuştu.

“Ateş çemberinin içinde bayramın farkında olamayan milyonlarca Müslüman var”
Basın mensupları aracılığıyla bayramla ilgili temennilerini aktaran Akıncı, Kıbrıs konusunda da açıklama yaptı. Akıncı, İslam dünyasının Kurban Bayramı’nı kutlayarak, “Bugün, bu bayram yaşanırken, bayramın farkında bile olamayan milyonlarca Müslüman var. Ne yazık ki bir ateş çemberinin içinde yaşıyorlar ve bunlar çok yakınlarımızda yaşanıyor” dedi. Suriye’de yüz binlerce insanın yaşamını yitirdiğini, kan gölüne dönen bölgede milyonlara varan yaralı ve mültecinin olduğunu, bu durumun 5 yıldır sürdüğünü belirten Akıncı, dünyadaki diğer çatışma alanlarında da bir an önce barışın ve huzurun sağlanmasını, acıların ve yaraların sarılmasını temenni etti.

‘Her iki halkın da evet diyeceği bir ortam doğdu’ noktası
Kıbrıs konusunda da açıklamada bulunan ve önemli olanın adil ve kalıcı çözüme varabilmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı, şunları kaydetti: “Kıbrıs’ta geçmiş dönemde yaşadığımız acılardan, kan göllerinden sonra huzur içindeyiz ama bu huzuru da kalıcı bir çözümle taçlandırmak istiyoruz. Bunun için de yıllardır bir müzakere süreci içerisindeyiz. Şu andaki durum bir ateşkes durumudur, bir sonuca bağlanmamıştır. Kalıcı, iki tarafın da tatmin olacağı bir şekilde bir çözüm olmadıkça, bugün değilse yarın huzursuzluklar, sıkıntılar yeniden baş gösterebilir. Önemli olan adil bir çözüme varabilmektir. Her iki tarafın da gönül huzuru içinde ‘evet’ diyebileceği, ‘bu yeni durumda huzur içinde, barış içinde yaşayabiliriz, bizi tatmin eden bir manzara ortaya çıktı, referandumda her iki tarafın halkı olarak evet diyebileceğimiz bir ortam doğdu’ noktasına varmaktır aslolan.”

“Bu haksızlığa ve adaletsizliğe son vermenin zamanı geldi”
Müzakerelerde epeyi yol alındığını da kaydeden Akıncı, şöyle devam etti: “Kıbrıs Türk halkı tanınmış bir devletin olanaklarından mahrum yaşatıldı. Tam 53 yıldır ortağı bulunduğumuz bir cumhuriyetten halk olarak dışlandık. Bu devlet sanki sadece bir topuma aitmiş gibi davranıldı, maalesef dünyada da böyle kabul gördü. Artık bu haksızlığa ve adaletsizliğe son vermenin zamanı gelmiştir. Bizim o anlamda alacaklarımız vardır, Rumların da bizim verebileceğimiz makul ölçüler içinde beklentileri olacaktır. Bunu dengeli şekilde yapabilmektir önemli olan, her iki tarafın huzur ve barış içinde yeni bir geleceği inşa edebilmesidir. O noktaya doğru gidiyoruz.”

“Halkımızda çok büyük beklentiler yaratmak da istemiyorum. Daha her şey bitmiş değildir”
Zorlukların henüz bitmediğini yineleyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı şunları da belirtti: “Halkımızda çok büyük beklentiler yaratmak da istemiyorum. Daha her şey bitmiş değildir, süreç sonuçlanmış değildir. Bizi bekleyen sıkıntılı süreç vardır. Ancak geçmişe oranla Kıbrıslılar olarak bir çözüm planı üzerinde epeyi detaylı çalışmalar yapıldı. Birileri bize hazır olarak reçete sunmamıştır. Geçmişte bunların çok örnekleri oldu. Biz Kıbrıslılar olarak, Kıbrıs’ın iki tarafı, liderliği, müzakere heyetleri olarak BM’nin gözetiminde bu çalışmayı aylardır sürdürüyoruz. Müzakerelerde bizden önce varılan mutabakatları da, 2014 tarihli çerçeve anlaşmasını da çöpe atmadık. Onların üzerine yeni uzlaşmalar inşa ederek bu noktaya geldik. Bu noktada önemli gelişmeler olduğunu halkıma söyleyebilirim ama hala aşılması gereken güçlükler olduğunun altını çizmek kaydıyla. Aşılabilir mi bunlar? Bunun için sihirli formül açıktır; makul olacağız, gerçekçi olacağız. Yalnız biz değil, Rumlar da makul ve gerçekçi olacak. Sınırları bilecekler, neyin olabileceğini, neyin olamayacağını onlar da biz de anlayacağız. Ve ona göre önümüzdeki dönemi çok iyi bir şekilde sonuçlandırabilelim.”

“İhtiyatlı iyimserlik doğru tanım... Evet, hem ihtiyatlıyız, hem de iyimseriz”
Şu anki durumda kullanılabilecek en doğru tanımın ihtiyatlı iyimserlik olduğunu da söyleyen Akıncı, şunları ekledi: “Evet, hem ihtiyatlıyız, hem de iyimseriz. Temenni ederim ki artık ihtiyatlı da olmayacağımız ‘çok iyi noktaya geldik’ diyebileceğimiz bir döneme ulaşabilelim. Halkımıza yeterli bir zaman dilimi de vereceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. O noktaya ulaştığımızda halkımız referandumda neyi oylayacağını bilerek sandık başına gidecek. Bu da çok nettir. Zaman zaman bu konuda da bir şeyler söylenir. Alıp kaçan yoktur. Her şey halkın bilgisi dahilinde en ince teferruat kadar incelenerek, tartışılarak, görülerek, okunarak, dinlenerek sandığa gidilecek, öyle sandığa gidilecektir. İnşallah o günlere önümüzdeki aylarda ulaşırız.”

Akıncı’dan trafik uyarısı: “Alkollü şekilde direksiyon başına geçmeyin”
Akıncı, konuşmasını trafikte dikkatli olun çağrısıyla tamamladı. Kurban Bayramı nedeniyle uzun bir tatile girildiğini, bu sürede hem dinlenileceğini hem de eğlenileceğini kaydeden Akıncı, özellikle gençlere trafikte dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı, “Gezip eğlenmek, yemek içmek herkesin hakkı ama alkollü şekilde direksiyon başına geçmeyelim. Bu bayram günlerine kendimize, ailelerimize zehir etmeyelim” dedi.

(TAK)