Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, “Meme Kanserinde Farkındalık Ayı” dolayısıyla basın bildirisi yayımladı. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Filiz Besim imzasıyla  yapılan bildirinin tam metni şöyle:

Erken Tanı Kanserde Hayat Kurtarır…

Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen ve kanserden ölüm nedenleri arasında başta gelen kanser türlerindendir. İlk canlı çocuk doğurma yaşının gecikmesi, emzirmeme, erken adet görüp geç menopoza girme, doğurganlığın azalması, stres, yaşam şartlarının zorlaşması, kontrolsüz ve uzun süreli hormon kullanımı, düzenli alkol ve tütün kullanma, çevre kirliliği, radyasyona maruz kalma, dengesiz beslenme meme kanserinin daha sık görülmesine neden olmaktadır. Ayrıca, genetik faktörler hastalığa yakalanma riski açısından önem arz etmektedir. Özellikle birinci derece aile yakınları ( anne, kızkardeş gibi) arasında meme kanseri görülen kadınların, hastalığa yakalanma olasılığının, diğer kadınlara göre daha fazla olduğu unutulmamalıdır.

Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların çok azında ağrı da belirtilere eşlik edebilir. Daha nadir olarak memede çekintiler, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve meme ucunun hassaslaşması ya da içe çekilmesi de dahil olmak üzere meme ucu belirtileri yer almaktadır. Nadiren ağrı ve kanlı akıntı ileri evrelerde ortaya çıkmaktadır.

Kadınlarda ölümlere yol açan kanser türleri arasında ilk sıralarda yer alan meme kanserinden korunmada erken teşhis çok önemli bir yer tutar. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamanız çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar evde kendi kendine yapılan meme muayenesi, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografi (meme röntgen filmi) olarak sayılabilir. Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir. Menopoz öncesi dönemde adet bittikten sonraki 5-8. günlerde, menopoz sonrası dönemde ise her ayın aynı gününde kendi kendine meme muayenesi yapılmalıdır. Meme içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurulmalıdır. Normalde 20 yaşından sonra meme muayenesi ve 40 yaşından sonra yılda bir kez doktor tarafından yapılacak meme muayenesi ve mamografi önerilir. Bu nedenle erken dönemde hastalığın tespiti  için kadınların bilgi sahibi olması gereklidir. 40 yaş civarında ilk mamografinin çekilmesi ve bundan sonraki dönemde 1-2 yılda bir doktor muayenesi ve mamografi çekilmesi önerilmektedir. Menopozdan sonra ise her yıl düzenli olarak muayene olmak ve mamografi çektirmek gereklidir. Bu şekilde takip edilen kadınlarda kanserin çok erken dönemlerde yakalanabildiği ve meme kanserine bağlı ölümlerde önemli oranında azalma olduğu tespit edilmiştir.

Meme kanserlerinin tedavisinde; cerrahi tedavi (ameliyatla kanserli dokunun çıkarılması),  radyasyon tedavisi (ışınlar ile kanser hücrelerinin öldürülmesi),kemoterapi (ilaçlarla kanser hücrelerinin öldürülmesi amaçlanır) ve hormon tedavisi (hormonların kanser hücrelerinin çoğalmasını sağlayan etkilerini yok etmek amacı ile hormonların çalışmasını bozan ilaçların veya hormon salgılayan bezleri çalışamaz hale getiren tedavilerin verilmesidir) uygulanmaktadır.

Memede ele gelen kitlelerin çoğu kanser değildir. Memede belirleyeceğiniz kitlenin niteliğini (kanser olup olmadığını) ancak doktorunuz tespit  ve takip edecektir.

Kansersiz yaşam için tütün ve tütün mamüllerinden, alkolden uzak durun, yeterli ve dengeli beslenin,  düzenli egzersiz yapın, güneşin zararlı etkilerinden korunun, gereksiz ilaç kullanımından kaçının. Ayrıca düzenli doktor kontrollerinizi yaptırın.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği hepimize sağlıklı günler diler.