Murat OBENLER

Kıbrıs’ta ataerkillik ile homofobiyi ele alan ilk kurmaca film olma özelliğini taşıyan,senaryosunu, yapımcılığını, yönetmenliğini Sholeh Zahraei ile Kamil Saldun’un yaptığı “Av”(The Hunt) Kıbrıs Queer Wave fesivalinde gösterildi. Büyük bir katılımın olduğu ve dakikalarca alkışlanan  iki toplumlu psikoljik dram türündeki kısa filmde ükemizin usta oyuncularından Ali Düşenkalkar ve Erdoğan Kavaz ile Barış Refikoğlu, Andreas Orphanides, Elmaziye Derviş, Yaşar Aydın Karaca ve  Harisson(köpek) yer alıyor. Film sonrasında ise film ekibinin katılımıyla Q&A gerçekleşirildi.

Zahraei: “LGBT Community filmin çekilmesi için bizi hem teşvik etti hem de destek verdi”

Yönetmen Şule Zahraei ile Kamil Saldun filmin ataerkillik, homofobi,insan hakları,hayvan hakları, çevre, toksik erkeklik, ayrımcılık, milliyetçilik, din ve sınırlar gibi konu çeşitliliğini içinde barındırdığını söyleyerek hem hazırlık süreçleri hem çekim süreçlerinin kendileri için zorlu geçtiğini kaydettiler. Kıbrıstaki LGBT Community’nin de filmin çekilmesi için kendilerini hem teşvik ettiğini hem de destek verdiğini dile getirdi. Kendilerinin de birer aktivist ve insan hakları savunucusu olduklarını söyleyen Zahrai ve Saldun, LGBTQI insanların her türlü hakkının doğal olarak insan hakları altında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladılar.  

“Hem ezen hem ezilen tarafı yansıttık”

Filmin hem ezilen hem de ezen tarafı yansıtarak çoğu filmde göremedikleri çift taraflı bakış açısını oluşturduğunu,hem bütçeyi denkleştirmekte hem oyuncu bulmakta hem de filmi Kıbrıs’ın bütününde çekmekte zorluklar yaşadıklarını belirten yönetmenler yaşamını Türkiye’de sürdüren değerli Kıbrıslı oyuncu Ali Düşenkalkar’ın hem tecrübesi hem de oyunculuk boyutu ile filme çok şey kattığını dile getirdiler.

Kavaz: “Film benim için önemli bir hayat tecrübesi oldu”

Oyuncu Erdoğan Kavaz tüm film süreçlerinde yer alan birisi olarak filmin kendisi için önemli bir hayat tecrübesi olduğunu kaydetti. Çok katmanlı bir proje olan “Av”da oyunculuk yanında diğer yapım süreçlerinde de yönetmenler Şule ve Kamil’e destek verdiğini ve neredeyse tüm zorluklara şahit olduğunu, tüm ekip olarak zorluklara birlikte gögüs gererek filmi çekmeyi başardıklarını kaydetti.
Yönetmen asistanı Peter Stefanu kendisi için filmin çekim süreçlerinin çok öğretici olduğunu kaydederek filmin insan ilişkileri,çalışma yöntemleri ve atmosfer olarak oldukça pozitif ve sevgi dolu bir süreç olduğunun altını çizdi.

Aparicio: “Kıbrıs sorununda yetkiyi her iki taraftaki LGBTQI topluluklarına verseler bu sorun çoktan çözülmüş olurdu”

Festival yönetmeni Diego Armando Aparicio da çok katmanlı bu film için tüm ekibe teşekkür ederek bu filmi festivalde göstermenin mutluluğunu yaşadığını kaydetti. Soru-cevap bölümüne de geniş olarak katılarak seyircilerin  farklı konulara yönelik sorularına doyurucu yanıtlar verdiği için  Kavaz,  Zahraei ile Saldun ve Stefanu’ya çok teşekkür eden Aparicio “ Senaryosuyla, bütçesiyle, çekim mekanlarıyla,yönetmen ve çekim ekibiyle,oyuncu kadrosuyla bu film bizlere göstermiştir ki birleşik bütün Kıbrıstan çok güzel işler çıkar. Kıbrıs sorununun çözümü konusunda yetkiyi her iki taraftaki LGBTQI topluluklarına verseler bu sorun çoktan çözülmüş olurdu. 

“Bu film LGBTQI toplumu için çok doğru bir temsiliyet”

Seyirciler filmin birçok konuyu işleyen,çok katmanlı bir yapım olduğunu,ciddi danışmanlıklar ve önemli araştırmalar yapıldığını filmde gördüklerini belirterek filmin LGBTQI toplumu için çok doğru bir temsiliyet olduğunu dile getirdiler.