Kuzey Kıbrıs’ta zorunlu din derslerinin seçmeli olması için Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği basın toplantısı düzenledi. 1500 civarında imza toplandı.

Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Eşbaşkanları İlknur Işıl Türkmen ve Tuncer Özbahadır, Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla açıklama yaptı.

KKTC eğitim sisteminin eleştirildiği açıklamada, “İnsan Hakları Beyannamesi’nin 18. maddesi kimlik ve inanç hak ve özgürlüğünü herkese tanıdığı ve Beyanname’nin 2. maddesinde bu özgürlükler sağlanırken kimseye ayrımcılık yapılmamalıdır dediği halde maalesef KKTC’de aleviler için söz konusu özgürlük eğitim alanında görmezlikten gelinmektedir” denildi.

KKTC eğitim kurumlarında “Sünni İslam” anlayışının zorunlu din dersi olarak dayatıldığı ifade edilen açıklamada, “Bu anlayış Alevilerin inancını yok saymanın yanında eğitim hakkını da ihlal etmektedir” ifadelerine yer verildi.

“Çocuklarımızın din dersini seçmeli almasını hak ve özgürlük olarak algıladığımızı belirtiriz” denilen açıklamada hükümetin bu anlamda gerekli düzenlemeyi yapması talep edildi.

Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin açıklaması şöyle:
BM İnsan hakları evrensel beyannamesinin yürürlüğe girmesinin üzerinden 67 yıl geçmiş ve her yıl 10 Aralık bu vesile ile İnsan Hakları günü olarak kutlanmaktadır. 67 yıl önce Beyannamenin 18.maddesi kimlik ve inanç hak ve özgürlüğünü herkese tanımış olsa da ve Beyannamenin 2. maddesine göre bu özgürlükle sağlanırken kimseye ayrımcılık yapılmaması gerekse de maalesef KKTC’de aleviler için söz konusu özgürlük eğitim alanında görmezlikten gelinmektedir.

KKTC eğitim kurumlarında ”sünni-islam” anlayışı her inanca mensup olan veya her hangi bir dine mensup olmayan kişilere zorunlu din dersi olarak dayatmaktadır. Bu anlayış sadece Alevilerin inancını yok saymanın yanında eğitim hakkını da ihlal etmektedir. Benzeri uygulamaların olduğu Türkiye’ye karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) dava açılmış ve 2007 yılında AİHM Türkiye’nin zorunlu din dersinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Protokolunun 2. maddesi olan Eğitim Hakkını ihlal ettiği kararını verdi.

KKTC vatandaş ve yurttaşları olarak çocuklarımızın din dersini ”SEÇMELİ” almasını hak ve özgürlük olarak algıladığımızı belirtir. KKTC hükümeti’nin gerekli düzenlemeyi yapmasını imzalarımızla talep etmekteyiz.
KKTC’nin Milli Eğitim Bakanlığının zorunlu din derslerinin Alevi çocuklarına ve farklı inançlara sahip kişileri asimile ederek zorla sunnileştirme yönündeki uygulamaya devam etmesi KKTC demokratik bir devlet değil, bilakis tekçi ve dinci bir devlet olduğunun açık kanıtı niteliğindedir. Zira devletin, zorunlu din dersi uygulamasında bu kadar ısrarcı davranmasının ve direnmesinin başkaca ızahı yoktur. KKTC bu ayıptan biran önce kurtulmalıdır. Hedeflediği çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmış bulunan günümüz Demokratik Devletleri; yurttaşlarının kendi kültürlerini yaşatmaları, geliştirmeleri ve kimliklerinin asli unsurlarını, din, dil, gelenek ve kültürel mirasını korumaları için gerekli koşulları sağlamayı taahhüt eder. Bunu gerçekleştirmelerini sağlar. Bu itibarla toplumdaki mevcut farklılığı yani çok kültürlülüğü korumayı ön görürler.

Yine demokratik devletler; yurttaşların asimilasyonunu amaçlayan politika ve uygulamalardan kaçınırlar. Bu kişileri; asimilasyonu amaçlayan her türlü eyleme karşı da korurlar. Demokratik Devletler; bu yaklaşımı ile toplumsal entegrasyonu değil ama asimilasyonu yasaklamaktadır.

Demokratik toplumlar, devletin belli bir dinsel öğretiyi tüm vatandaşlarına zorunlu olarak öğretmesini de asimilasyon olarak görmekte ve yasaklanması gerektiğine inanmaktadırlar.

KKTC zorunlu din dersi uygulaması ile asimilasyonu amaçlamadığpını ve hedeflemediğini, zaman yitirmede gerçekleştireceği yasal düzenlemeler ve uygulamalar ile göstermelidir. Aksi durumda üyesi olmayı amaçladığı Avrupa Birliği’nin üyesi olma yeterliliğine ve kapasitesine sahip olmadığını bir kez daha teyit etmiş olacaktır. (TAK)