1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Yazmak kendimi keşfetme yolculuğum”
“Yazmak kendimi keşfetme yolculuğum”

“Yazmak kendimi keşfetme yolculuğum”

Yazmaya hevesli, çok genç bir yazar Berfin Boztemir. Ahengin Dışındaki Ritim ismini verdiği yeni kitabında bize biten bir aşk hikayesini, Küçük Prens karakteri üzerinden anlatıyor.

A+A-

Simge ÇERKEZOĞLU

Yazmaya hevesli, çok genç bir yazar Berfin Boztemir.  Ahengin Dışındaki Ritim ismini verdiği yeni kitabında bize biten bir aşk hikayesini, Küçük Prens karakteri üzerinden anlatıyor. İlk kitabını henüz 17 yaşında lise öğretmeni İlke Ergin’in desteğiyle yayımlayan Berfin, yeni neslin gittikçe dijitalleşmesine inat okumayı, yazmayı hevesle sürdürüyor. Tüm gençlere örnek olması ümidi ile hikayesine kulak verdim.     

 

Öncelikle Berfin’i daha yakından tanımak, bu denli genç yaşta yazmaya nasıl başladığını merak ediyorum.

“İlk kitabım üç yıl önce, on yedi yaşındayken çıktı. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde psikoloji okuyorum. Kitap yazmaya ortaokul yıllarımın sonlarında başladım. Çok erken yaşlardı. Liseye başladığımda edebiyat öğretmenim sayesinde kendimi keşfettim. Benim için esas olanın kitaplar ve kitapların sayfaları olduğunu gördüm. Böylece okumaya yazmaya gönül verdim.” 

 

Eğitim aldığı bölüm de insanların iç dünyasına girmesine olanak yaratan bir alan. Zaman içinde kendisini daha da zenginleştireceğine inanıyorum.

“Ben de öyle düşünüyorum psikoloji alanını seçerken de buna dikkat ettim. Kitaplarımı da beslesin istedim. Psikoloji çok geniş bir alan. Beni de çok besliyor.”

 

“Ergenlik zor bir dönem”

İlk kitap aslında genç bir yazar için, biraz hüzünlü ve karamsar bir kitap.

“Yaşam Işığını Kapatırsa benim ilk kitabım, ergenlik çağımda yazmıştım. İçerisinde bol metaforu bulunan, karamsar, insanın iç dünyasını anlatan bir kitaptı. Gerçekten ergenlik zor bir dönem. Benim için de öyleydi. Ben de bu zorlu zamanları yazarak geçirdim. Kendimi, kişiliğimi yazarak buldum. Sonuçta ortaya karamsar bir şey çıktı. Şimdi düşündüğümde neden o denli karamsar bir kitap yazdığımı garipsiyorum fakat içsel olarak öyle hissediyordum. Edebiyat hocamın da yardımlarıyla, yine de ortaya iyi bir şey çıktı diye düşünüyorum. Üç yıl boyunca yazdığım, ayrı ayrı öykülerden oluşan bir kitaptı.”

brc-8517.jpg

“Sürekli mutluluk bombardımanı içinde yaşıyoruz”

Ergenlikte benzer iç sıkıntılar yaşayan gençler için, okuyup kendini anlamak adına iyi bir seçenek olduğunu düşündüğüm bir kitap…  

“Karamsarlık da hayatımızın bir parçası. Her zaman hayatlarımızda mutluluk yok. Oysa bizler sürekli mutluluğu odaklanıyoruz. Mutluluk kadar karamsarlık veya kötülükler de insanlara mahsus duygular. İnsanlar da sonuçta zaman zaman hissettikleri gibi yazılar okumak istiyor. Ben de bu nedenle sanırım biraz da o konuda yazmaya çalıştım. Sürekli bir mutluluk bombardımanı içinde yaşıyoruz.

 

Ahengin Dışındaki Ritim kitabını da detaylarıyla konuşuyoruz

“Hepimizin hayatında bir ritim, ahenk var. İnsanın kendisini gerçek anlamda bulabilmesi için bu ahenk dışına çıkması gerekiyor.  Havuzdan çıkıp denize gitmek gibi. Kendi alanlarımızın dışına çıkmak gibi. Belki de doğru olan melodi değildir de ahengin dışına çıkan ritimdir diye düşündüm. Bunun üzerine betimlemeler yaptım.”

brc-8477-001.jpg

“Aşk çözümlenmesi en zor duygu”

Kitabı okuduğumda hayatta ritmimizi bozan unsurlardan birinin de  aşk olduğunu düşünüyorum.

“Öyledir tabii. Aşk sonuçta insanlar için çözümlenmesi en zor duygudur.  Çoğu zaman tüm diziler, kitaplar, hatta resimler bile aşk üzerine yapılıyor. Tek bir açıklaması olmayan, bulunmayan duygu aşk. İnsanın kendini bulduğu kadar kaybettiği duygudur aşk. Bu yüzden bizi rutinlerimizden çıkarak duygu da aşktır ve kitapta da bu tema öne çıkıyor.”

“Herkesin aradığı şey hiç yargılanmadan dinlenebilmek”

Kitapta aşk teması yanında, aşk acısı çeken genç olduğunu hissetiğim bir karakter var ve işte bu karakter Küçük Prens ile karşılaşıyor.

“Küçük Prens insanın içindeki duyguyu açığa çıkaran bir karakter. İnsanın yediden yetmişe kadar kendinden bir şeyler bulabileceği bir karakter. Özellikle yetişkin olduktan sonra içimizdeki çocuğu çok fazla saklamaya çalışıyoruz. O çocuğun dışarıya vurumu için de Küçük Prens çok gerekli. Saf, temiz, dertleşilebilecek bir karakter olarak Küçük Prensi kitaba yerleştirdim. Çünkü genellikle yetişkinler konuşurken birbirlerini yargılama eğiliminde oluyor. Aslında herkesin hayatta aradığı şey hiç yargılanmadan dinlenebilmek. En büyük ihtiyacımız bu. Tüm bunları düşünürken, kitabıma Küçük Prens karakterini kattım.”

Yargılanmadan dinlenme konusunda Berfin’e katılmamak mümkün değil. Günümüzde insanların bu denli çok terapiste başvurma nedeni de bu olsa gerek.

“Yabancı birinin sizi dinlerken yargılama ihtimali her zaman daha düşüktür. Herkesin de bir terapisti olması gerektiğini düşünüyorum. Okurlar için de ayrıca çok tanıdık bir karakter.”    

Aslında hikayede Küçük Prens’in aşk denilen bu karmaşık duyguyu anlama çabasını görüyoruz. Küçük Prens diyor ki “madem ilişkide insan kendisi olmaktan çıkıyor, ve bunu da gözlemleyebiliyor neden ayrılmak bu kadar can acıtıcı ve kalp kırıcı oluyor”.

“Karakterin içsel olarak aşkın ne olduğunu anlatabilmesi için Küçük Prens’e bu soruları sordurdum. Okuyucuyu daha fazla çekebilmek için bunu denedim. Biliyorsunuz Küçük Prens karakteri başlı başına çok meraklı karakter. Ben de onu bu şekilde ele aldım ve sürekli sorular sormasını sağladım. Böylece ortaya bu şekilde diyaloglar çıkardım.”

brc-8465-001.jpg

“Aşk evrensel bir duygu”

Yazmaya meraklı, genç bir yazar olarak neden özellikle aşk temasını seçtiğini de konuşuyoruz. Belki de aşkın evrenselliği ve gençliğin verdiği duygular da Berfin’i etkiliyor.

“Aşkın tanımı farklı. Yıllardır üzerine yazılıyor, çözülemiyor. Karşılıklı olunca bu duygu daha da karmaşık hale geliyor. Sanırım o nedenle aşkı işledim. Evrensel duygu. Kimimizin hiç inanmadığı, kimimizin inanıp hayatımızı yerle bir ettiği bir duygu. Hatta zaman zaman hayatlarımızı baştan sona değiştiren bir duygu. Bu yüzden aşk konusunu seçtim, bu yüzden aşk demek istedim. Aşk her konuda kendini besleyen bir duygu.  Acısıyla da tatlısıyla da.”

 

Kitapta zaman zaman karşımıza şiirler de çıkıyor

Şiirleri de ben yazdım. Zaman zaman şiirler de yazıyorum. Bir de şiir  kitabı çıkartmak istiyorum. Yine de kendimi bulduğum, daha başarılı gördüğüm alan düzyazı. Kendimi serbest bırakarak şiirler yazıyorum. Daha çok aşkla ilgili şiirler bunlar.”

brc-8527-001.jpg

FOTOĞRAFLAR: BURÇİN AYBARS

Bu haber toplam 1717 defa okunmuştur
Etiketler :