Kıbrıs’ın kuzeyinde tatildeyken hayatını kaybeden İngiliz turist Emma Jane Perry’nin bağışlanan böbreğiyle hayata tutunan İhsan Gürel’in ardından, ikinci böbreğin umut olduğu Hüseyin Erdemsiz de YENİDÜZEN’e konuştu, hikayesini anlattı…

Serap ŞAHİN

Kıbrıs’ın kuzeyinde tatildeyken beyin kanaması geçiren 55 yaşındaki İngiliz turist Emma Jane Perry, hayatını kaybetti ancak bağışladığı organlarla üç kişiye can verdi. İki böbreğinden biri Hüseyin Erdemsiz’e, diğeri İhsan Gürel’e nakledilirken, karaciğeri Türkiye’deki bir hastaya umut oldu. 2020’den bu yana periton diyaliz tedavisi gören Hüseyin Erdemsiz, “Yolda eşimle yürürken tansiyonum yükseldi, böbreklerim o an zarar gördü” diyerek hastalığının nasıl başladığını anlattı. Nakil sürecinin sancılı olduğunu, daha önce bir böbreğin uygun çıkmadığını belirten Erdemsiz, “Odaya girerken içimden bu sefer oldu dedim. Nakil sonrası yeniden doğmuş gibi hissediyorum” dedi.

Diyaliz ve Böbrek Hastaları Dayanışma Derneği yönetiminde de görev alan Erdemsiz, toplumu organ bağışı konusunda duyarlı olmaya çağırdı: “Toplum olarak beyin ölümü gerçekleşmiş hasta yakınlarımızın o anki ruh halleri ve çekinceleri maalesef organ bağışı yapmamalarına neden oluyor. Ama unutmamak gerekir ki bir gün o organa sizin ya da bir yakınınızın ihtiyacı olabilir. Biraz empati lütfen. Organ bağışı hayat kurtarır.” Bağışçısına ve ailesine minnettarlığını dile getiren Erdemsiz, “Emma’nın emanetini koruyacağıma söz veririm” diyerek teşekkür etti.

“Yolda eşimle yürürken tansiyonum yükseldi, böbreklerim zarar gördü”

Emma Jane Perry’nin böbreklerinden biriyle yaşama tutunan Hüseyin Erdemsiz, hastalığının 2013 yılında başladığını şu sözlerle anlattı: “Yolda eşimle yürüdüğümüz bir esnada tansiyonumun aniden yükselmesi neticesinde o an böbreklerime zarar verdi. Şeker ve yüksek tansiyon böbreklerimizin birinci derecede düşmanı maalesef.”

Erdemsiz, “2020 yılından beri periton diyaliz yapıyordum. Günde 4 defa 6 saat ara ile periton boşluğuna özel solüsyonu doldurup boşaltarak diyaliz işlemini evimde yapıyordum” diye tedavi sürecini anlattı.

“Bu benim ikinci çağrılışımdı, ilkinde böbrek uygun çıkmadı”

Nakil sürecine dair detayları paylaşan Hüseyin Erdemsiz, önce yakınlarından bağış alınabilmesi için kontroller yapıldığını ancak uygun donör bulunamadığını söyledi. Kadavradan nakil sırasına alındığını ifade eden Erdemsiz, “Nakil sürecim diyalize başladığım andan itibaren önce yakınlarımdan almak için kontroller yapıldı. Maalesef onların da başka sağlık sorunları olduğu için canlıdan canlıya nakil imkânım olmadığından kadavradan almak için süreç başladı. Bu benim ikinci çağrılışımdı. 2022 yılında yedekte iken böbreğin bir tanesinin nakle uygun olmadığından dolayı alamamıştım.” dedi.

“Odaya girerken içimden bu sefer oldu dedim”

İki günlük değerlendirme sürecinin ardından nakil günü geldiğinde hissettiklerini ve yaşadıklarını paylaşan Erdemsiz: “İkinci çağrılışım 25 Nisan günü nakil koordinatör hemşirem Meral Yükseliş’in kadavra olduğunu ve tetkikler için hastaneye gitmem gerektiğini bildirmesi ile başladı. Aynı kan grubundan nakle elverişli hasta olarak on iki kişi çağrıldık. Nakil günü ve öncesi 2 günlük bir konsultasyon süreci yaşadık. Nakil günü Dr. Ahmet Behlül ve Dr. Salahi Ataç hocalarımız bizleri tek tek çağırarak uyumlu veya uyumsuz olduğunu bildirdiler. En son çağrıldığım için içimde bu sefer oldu alacaksın dedim. Odaya girdiğim anda nakil için uyum olduğunu ve tabii ki her operasyonun bir riski olduğunu, eğer kabul edersem o gün nakil için operasyona alınacağımı söylediler.”

“Yeniden doğmuş gibi hissediyorum”

Operasyon sonrası duygularını dile getiren Erdemsiz şöyle konuştu:

“O gün günlerden cumartesi idi, yaklaşık 4 saat süren bir operasyonla, 'yaşatmak bir sanattır' diyen değerli transplatasyon hocam Dr. Necmi Bayraktar ve ameliyathane ekibi tarafından nakil işlemim gerçekleşti. Nakil sonrası yeniden doğmuş gibi hissettim. Çünkü günde 4 defa diyaliz yapıyordum. Sosyal hayattan kopmasam da saati saatine yapmak zorunda olduğum bir tedavi sürecim vardı. Şimdi yeniden doğmuş gibi hissediyorum.”

“Eşime, oğluma ve tüm sağlık ekibine teşekkür ediyorum”

Tedavi sürecinde destek olan herkese teşekkür eden Erdemsiz, şunları söyledi:

“Bu süreçte Dr. Ahmet Behlül, Dr. Salahi Ataç, Dr. Necmi Bayraktar ve ameliyat ekibi, uzun yıllar tedavi sürecimde yanımda olan periton diyaliz hemşirelerime, nakil koordinatör hemşirem Meral Hanım’a ve nakil sonrası bizlerle bir bebek edasıyla ilgilenen nakil yoğun bakım hemşirelerimize, ayrıca hastalığım süresince bana destek veren eşime ve oğluma bu sonsuz teşekkürü bir borç bilirim.”

“Organ bağışı hayat kurtarır”

Hüseyin Erdemsiz, Diyaliz ve Böbrek Hastaları Dayanışma Derneği yönetim kurulu üyesi ve saymanı olarak da organ bağışına dikkat çekti:

“Dernek olarak sağlık dernekleri platformu üyesiyiz. Bizler organ bağışına dikkat çekmek adına devamlı surette organizasyonlar düzenlemekte ve etkinliklere katılmaktayız. Dernek olarak başta sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin ve iş adamlarımızın, ayrıca devlet büyüklerimizin bizlere organ bağışı kampanyaları için destek vererek organizasyonlar düzenlememize yardımcı olmaları ricamızdır.”

“Şu anda 100 kişi organ nakli bekliyor”

Eldeki verilere de dikkat çeken Erdemsiz, şöyle dedi:

“Şu anda yaklaşık 300 hemodiyaliz hastası ve 42 periton diyaliz hastası tedavileri sürmekte olup, hocalarımızdan aldığımız bilgiye göre 100 kişi civarında organ nakline uygun hasta bulunmaktadır.”

“Bağışçım Emma’ya ve eşi Steve’e sonsuz teşekkür ederim”

Toplumu organ bağışı konusunda empatiye çağıran Erdemsiz, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

“Toplum olarak beyin ölümü gerçekleşmiş hasta yakınlarımızın o anki ruh halleri ve çekinceleri maalesef organ bağışı yapmamalarına neden olmaktadır. Aslında benim her zaman söylediğim bir söz: Bizim yerimizde o organa ihtiyacı olan siz ve sizin bir yakınınız olabilirdi. Biraz empati lütfen. Organ bağışı hayat kurtarır. Sözümü bitirirken bağışçım Emma ve eşi Steve’e sonsuz teşekkürü bir borç bilirim. Emma’nın emanetini koruyacağıma söz veririm.”