
“Eğer hükümet edenler buralarda yaşanan insan hakkı ihlallerine dair çözüm üretmezse son da olmayacak”
Avukat Aslı Murat, Kanal SİM’de yayınlanan Serkan Soyalan’ın hazırlayıp sunduğu ‘Gün Arası’ programına konuk oldu.
Lema GÖZAY
Avukat Aslı Murat, Kanal SİM’de yayınlanan Serkan Soyalan’ın hazırlayıp sunduğu ‘Gün Arası’ programına konuk oldu.
Dün akşam saatlerinde Alayköy’de faaliyet gösteren bir gece kulübünde 25 yaşındaki Anastasia Melega’nın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayın ilk olmadığına dikkat çeken Avukat Aslı Murat, “Eğer hükümet edenler buralarda yaşanan insan hakkı ihlallerine dair çözüm üretmezse son da olmayacak” dedi.
Murat, kadından Yaşama Destek Derneği’nin (KAYAD) bugün sabah itibariyle, geçmişten bugüne kadar gece kulüplerinde yaşanan ölümle sonuçlanan olayları hatırlattığı görsel paylaşımlarına işaret ederek, “Aslında şunu net şekilde söyleyebiliriz: Gece kulüpleri içerisinde çalıştırılan kadınlar öldüğünde, öldürüldüğünde veya ölü bulunduklarında bunun tek bir sebebi olmuyor. Bu tamamen çalıştıkları koşullar, oraların imkânları ve imkânsızlıkları ve maruz kaldıkları şiddet neticesinde oluyor” ifadelerini kullandı.
“İnsan ticareti yapılmaktadır ve bu sadece gece kulüpleri içerisinde de yapılmıyor”
Bu meselenin ‘hayatına son verdi’ denilerek kapatılacak bir mesele olmadığını belirten Murat, “Bir şüpheli kadın ölümüdür. Bunu net şekilde ortaya koymak gerekiyor” dedi. Murat, meseleye ilişkin soruşturmanın çok ince ayrıntılarla ve yeterli şekilde yapılarak tüm nedenlerin ortaya çıkarılması gerektiğini vurgularken, “Evet bir insan hayatına son verebilir ama bu süreç boyunca maruz kalınan hak ihlallerinin de kapatılması için bir örtü olmaması gerekiyor bu yaşananın” dedi.
Yurtdışında ve Kıbrıs’ın kuzeyinde de İnsan Hakları Platformu tarafından insan ticaretine ilişkin hazırlanan raporlara işaret eden Murat, insan ticaretinin yalnızca gece kulüpleri faaliyetlerinde yapılmadığını belirterek şunları söyledi: “Şunu ortaya koyuyorlar, Kıbrıs’ın kuzeyinde insan ticareti mağdurları vardır. İnsan ticareti yapılmaktadır ve bu sadece gece kulüpleri içerisinde de yapılmıyor. Bunu ortaya koymak gerekiyor ki görünmeyen kısımlarda görünür olabilsin. Çünkü buraya öğrenci vizesiyle getirilen ve kiralanan apartman dairelerinde, otellerde insan tacirlerinin elinde bu mağduriyetleri yaşayan genç kadınlarda vardır. O yüzden bu mesele, sadece gece kulüpleri üzerinde tartışılmaması gerekir”
“Biz yıllardır gece kulüplerini dokunulmaz alanlar olarak görüyoruz ve çok fazla dokunmuyoruz”
Murat, gece kulüplerinin yasal bir düzenleme ile denetlenmesi ve kontrol edilmesi gerektiğinin önemini vurgularken, bu noktada hem İçişleri Bakanlığı’nın hem de Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı’nın yetkileri olduğunu kaydederek, “İçişleri Bakanlığı’nda gece kulüplerine ilişkin komisyon var. Çalışma Bakanlığı ise burada çalışanlara karşı sorumlulukları var. Ve buralarda ne yapıldığına, ne ihlaller yaşandığına ilişkin tespitler çok kolay bir şekilde yapılabilir. Yani burada yetkinin ve denetimin kimde olduğu yasalarca belirtilmiştir. Ancak maalesef ki biz yıllardır böyle dokunulmaz alanlar olarak görüyoruz ve çok fazla dokunmuyoruz” dedi.
“Çalışma güvenliklerinin olmamasıyla ölümlerle birlikte basına yansımayan çok ciddi hayati yaralanmalar da yaşandı”
İnfialler yaşanmasıyla bazı gerekli denetlemelerin gerçekleştiğini kaydeden Murat, gece kulüplerindeki koşullara ve ölüm dışında hayati yaralanmalarında yaşandığına işaret ederek şunları söyledi: “Bir fuhuş dediğimiz para karşılığı cinsel ilişki almak bir suç. Bu hizmeti vermek, insan ticareti mağduru oldukları için kadınlarda mahkemeye getirildiği için bu ceza yasasından çıkarılmıştı. Ancak şunu net şekilde söyleyebiliriz, hizmet almak da suçtur. Mevcut gece kulüplerinin koşullarına baktığımız zaman, çalışma saatleri iş yasasının üstünde olması, pasaportlarının ellerinden alınması, ulaşım özgürlüklerinin olmaması. Borçlanıyorlar ve bu borçlanmayla birlikte sömürülüyorlar. Evlerine dönerken de çok cüzi miktarlarla dönüyorlar. Çalışma güvenliklerinin olmaması, yani evet ölümler gerçekleşti ama basına yansımayan çok ciddi yaralanmalar da yaşandı cezaevlerinde. Veya kadınlar çıkarılıp otellere başka yerlere götürülüp hayati yaralanmalar yaşadıklarını biliyoruz. Bunlarla mücadele etmeye çalışan sağlık çalışanlarının başlarının belaya girmelerine karşı bile mücadele ettiklerini ve o insanı iyileştirmeye çalıştıkları olayları da gördük. Biz bunların hepsini aslında çok uzun yıllardır yaşıyoruz.”