
"Suni gündem var; asıl sorunlar konuşulmuyor"
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, eğitimdeki sorunlar işaret etti; “Suni gündem var; asıl sorunlar konuşulmuyor" dedi.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş Kanal T’de yayınlanan “Kuzeyin Nabzı” programında Rahmican Çalışkan'ın sorularını yanıtladı.
Programın başında eğitimin ülke gündeminde sürekli yer aldığını vurgulayan Burak Maviş, kamuoyunun çoğu zaman eğitim denince eylem, grev ve eksiklikleri konuştuğunu; sistemin bütünlüklü biçimde ele alınamadığını söyledi.
Maviş ülkede “aşırı gündem yüklemesi” yaşandığını ve siyasetçilerin ürettiği suni gündemlerin, temel sorunların üzerini örttüğünü vurguladı.
Maviş, “Asıl sorun; nüfus ve vatandaşlık politikasının olmaması nedeniyle kaynakların yetersiz kalmasıdır. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal hizmetlere erişim bu nedenle zorlaşıyor” dedi.
"Eğitime yatırım politik tercihtir"
Eğitimin “en büyük yatırım aracı” olduğunu ifade eden Maviş, bugün eğitime yapılan yatırımın yıllar sonra toplumsal refah olarak geri döneceğini belirtti. Çevre bilinci örneği vererek, “Bugün eğitimle farkındalık yaratılırsa 20 yıl sonra çok daha düşük maliyetlerle daha iyi sonuç alınır” görüşünü dile getirdi.
Maviş, hükümetin eğitimde yatırım ve denetim konusunda yetersiz kaldığını belirterek, “İyi bir kaptana sahip değiliz. İmkân olsa bile geminin dümenini kırabilecek beceri ve irade yok” ifadelerini kullandı.
"Konteyner sınıflar olağanüstü hal ülkelerine yakışır"
Maviş, eğitim sisteminin “çağdaş” sorunları tartışamadığını, çünkü hâlâ temel altyapı sorunlarıyla boğuşulduğunu söyledi. Maviş'in programda verdiği rakamlara göre; öğrencilerin %21’i konteyner sınıflarda, %18’i inşaat halindeki okullarda eğitim görüyor. Bu durumun geçici olmaktan çıktığını belirten Maviş, gelecek yıllarda da aynı tablonun devam edebileceğine işaret etti.
Velilerin daha talepkâr olması gerektiğini vurgulayan Maviş, okul aile birliklerinin ve ailelerin okul koşulları için daha görünür biçimde mücadele etmesinin önemine işaret etti.
"Toplumsal sorunlar şikâyetle değil, irade ile çözülebilir"
Maviş, ülkede sorunların tespit edildiğini ancak çözüm iradesinin yeterince ortaya konmadığını belirterek, Balkan ülkelerindeki yolsuzluk karşıtı kitlesel protestolardan örnekler verdi ve toplumların kararlılıkla sonuç alabildiğini söyledi. Kıbrıs Türk toplumunun da benzer bir kararlıklık, liderlik, güven ve irade ile nitelikli ilerlemeler sağlayabileceğini belirten Maviş, mücadeleye dair özeleştiri de verdi.
"Niteliği konuşamıyoruz; çünkü veri yok"
Programda, eğitimin kalitesi ve niteliği hakkında da bilgi veren Maviş, fiziksel eksikliklerin ve personel yetersizliklerinin niteliği gölgelediğini, ayrıca Eğitim Bakanlığı’nın kamuoyuna açık, düzenli ve şeffaf veri sunmadığını ifade etti.
Maviş sendikanın sahadan yaptığı çalışmalara dayanarak okulların önemli bir bölümünde psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmeti yetersiz olduğunu, özel eğitim hizmetlerin her okulda standart olmadığını,
teknolojik donanım, internet, bilgisayar ve sınıf içi destek ekipmanlarının okuldan okula değiştiğini kaydetti. Maviş bakanlığın hedef koyması ve “5 yıl içinde %100’e çıkaracağız” diyerek somut bir plan açıklaması gerektiğini sözlerine ekledi.
"Diyalog var ama etkin denetim yok"
Gazeteci Rahmican Çalışkan'ın “Bakanla görüşüyor musunuz?” sorusuna da yanıt veren Maviş, bakanlık bürokrasisiyle asgari müşterekte temasın sürdüğünü; bazı problemlerin çözümünde sonuç alınabildiğini ifade etti. Özellikle bakanlığın ilköğretim dairesi ve müsteşarlık düzeyinde yürüttüğü bazı çalışmaların gecikmeleri azaltabildiğini söyledi.
Buna karşın, sistemin bütününü toparlayacak bir yönetim enerjisinin oluşmadığını vurguladı.
Bütçe tartışması: “Rakam büyük görünüyor ama öğrenci başına yeterli değil”
Programda Eğitim Bakanlığı bütçesi de konuşuldu. Maviş, bütçenin toplam büyüklüğünün kâğıt üzerinde yüksek görünebileceğini; ancak öğrenci başına düşen gerçek yatırımın özellikle okul öncesi ve ilkokul seviyesinde
düşük kaldığını dile getirdi. Ayrıca bütçenin çok büyük bir kısmının personel giderlerine ayrıldığını; okul yapımı, bakım-onarım, donanım, materyal ve sosyal destek kalemlerinin yetersiz olduğunu vurguladı.
Maviş, bazı temel ihtiyaçların ailelerin, okul aile birliklerinin, belediyelerin ve hayırseverlerin desteğiyle karşılanmasının “sürdürülebilir” olmadığını belirterek, “Devletin rolünün bu şekilde ikame edilmesi doğru değil” dedi.
"Geleceğin mesleklerine hazırlanmak mümkün değil"
Teknoloji ve yapay zekâ çağında eğitimin yönünün değiştirilmesi gerektiğini belirten Maviş, mevcut koşullarda meslek liselerinin bu hıza yetişmesinin zor olduğunu ifade etti. Bazı okullarda yazılım ve kodlama gibi alanların bulunduğunu; ancak bunun yaygın ve yeterli olmadığını söyledi. Maviş eğitimin sadece akademik bilgi olmadığını ; çocuğun potansiyelini ortaya çıkaran, yaşam becerisi kazandıran, sanat, spor ve uygulamalı alanlarla dengelenen bir yapı gerektirdiğini söyledi. Kalabalık sınıflarda öğretmenin öğrencilerle yeterli bire bir temas kuramadığını da sözlerine ekledi.
"Akran zorbalığı ve şiddete karşı sosyal hizmetler devreye girmeli"
Maviş, eğitimdeki sorunların yalnızca bina ve donanım eksikliğiyle sınırlı olmadığını; akran zorbalığı, okul şiddeti ve ebeveynlik yetersizliği gibi sorunların büyüdüğünü söyledi. Anlattığı örnek olaylar üzerinden, bazı vakalarda sosyal hizmetler ve psikolojik destek mekanizmalarının daha etkin işletilmesi gerektiğini vurguladı.
"Özel okulların tercih nedeni nitelik değil, ihmalin yarattığı kaçış"
Programın son bölümünde özel okul tercihleri de konuşuldu. Maviş, ilköğretimde özel okullara yönelimin eskiye göre düştüğünü; buna rağmen ilköğretim öğrenci nüfusunun %18,5’lik oranına denk geldiğini söyledi. Maviş, özel okul tercihlerinin gerçek nedeninin Eğitim Bakanlığının ihmal ettiği altyapı ve imkân eksiklikleri olduğunu söyledi.
Özel okulların aileler için mali yük oluşturduğunu, ücretlerin sık sık “zam şampiyonu” olduğunu hatırlatan Maviş, kamunun sınıf, bina, donanım ve sosyal faaliyet imkanlarını zamanında sağlayamamasının aileleri bireysel çözümlere ittiğini belirtti.
Maviş ayrıca “kaçmanın veya izole bir yaşam sürmenin çözüm olmadığını” vurgulayarak kendi çocuğunu da devlet okuluna gönderdiğini ve bu alanı terk etmeyeceğini söyledi: Maviş, bireysel ilerleme yerine toplumsal kazanım istiyorsak; mahalleye, okula, sokağa sahip çıkmak gerekiyor. Sıkıntıları birlikte yaşayıp, çözüm üretmek gerekiyor.” dedi.
"Özel okullarda denetim kâğıt üzerinde var, pratikte zayıf"
Özel okullarda öğretmenlerin koşulları ve denetimin nasıl yapıldığı sorusu üzerine Maviş, denetimin yasal çerçevede bulunmasına rağmen uygulamada zayıf kaldığını söyledi. Öğretmen maaşları, sosyal sigorta yatırımları ve çalışma koşullarının etkili biçimde izlenmesi gerektiğini belirtti.

















