Mağusa Kültür ve Sanat Festivali kapsamında 30 Haziran akşamı Othello Kalesi’nde ilk kez Kıbrıslı müzikseverlerle buluşacak Prague Çello Quartet ile Yenidüzen okurları için konuştuk…

Prague Cello Quartet projesi nasıl doğduğuyla başlayabilirsek Kıbrıslı müzikseverler de sizleri biraz daha yakından tanımış olur.

Her şey 2006 yılında Jan'ın bir hayaliyle başladı. Klasik müzik eğitimi almış bir çellist olarak Jan, çellonun gücünü yalnızca geleneksel eserlerle değil, sinema müzikleriyle, pop ve rock şarkılarıyla da göstermek istiyordu. Onu en çok etkileyen şeylerden biri, bir melodinin farklı türlerde yeniden hayat bulabilmesiydi. Bu tutku, Prague Cello Quartet’in temelini attı.

“Müziğimizdeki derinlik ile dinleyiciye daha hacimli bir müzik deneyimi sunuyoruz”

Müziğinizdeki en önemli ayırt edici özellik ve detay nedir?

Derinlik. Hem literal hem de duygusal anlamda.. Caz esintili geçişler, groove bazlı ritimler klasik müzikle buluşuyor. Bu ve bunun gibi detaylar dinleyiciye daha hacimli bir müzik deneyimi sunuyor.

“Her prova bir laboratuvar gibi. Müzik türden bağımsız, ifade odaklı olabiliyor”

Teknik olarak klasik müzik dışındaki türlere yaklaşımınız nasıl?
Klasik repertuarın dışında da çok rahat hareket edebiliyoruz. Tüm üyeler buna çok açık olduğu için her prova bir laboratuvar gibi. Bir pop şarkısını alıp onu neredeyse senfonik hale getiriyoruz. Bu da müziğin türden bağımsız, ifade odaklı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Grubun mizahi dili var mı?
Grubun teatral yönüne katkı sağlamak da bizim için önemli. Özellikle sahnede beden diliyle çalışmak, enstrümanın dışına taşan bir mizah anlayışıyla buluşuyor.

Grup içindeki yaratım süreci nasıl işliyor?
Yeni bir düzenleme yapılacağı zaman herkes fikir getiriyor. Ancak kontrbasın tonal yapısı gereği parçaya önce ritim ya da alt yapıdan kontrbas giriyor. Bazen melodik ilerlemelere karşılık kontrpuandan bir çözüm öneriyoruz. Yapıyı kıran sürprizler de yaratabiliyoruz. Kimi zaman sadece bir pizzicato dokunuşuyla bütün parçanın havası değişebiliyor.

Kıbrıs’taki Othello Kalesi konseri için neler hazırladınız?
Açık hava ve taş yapılar müziğin yayılımını etkiler. Bu nedenle repertuarımızda mekâna uygun, akustik anlamda geniş tınlayan parçalar seçtik. “Akdeniz kültürünü çok seviyoruz. Festivalin tarihine ve katılan sanatçılara baktığınızda, Kıbrıs’a gelmek ciddi bir sorumluluk ve bir o kadar da onur verici. Othello Kalesi de bizi ayrıca heyecanlandırıyor.”

Bizler sizleri ilk kez izleyeceğimiz için çok heyecanlıyız. Bu konser sizin için ne ifade ediyor?

Akdeniz kültürünü çok seviyoruz dolayısıyla heyecanlıyız. İlk gelişimiz olacak. Çok ama çok heyecanlıyız. Her zaman Kıbrıs’ın muhteşem bir yer olduğunu duyar, sürekli gelmek için planlar yapardık. Seyirci de muazzammış. Festivalin tarihine ve ev sahipliği yaptığı sanatçılara baktığınızda, buraya gelmek ciddi bir sorumluluk ve bir o kadar da onur verici. Othello Kalesi gibi bir mekânda çalmak, tarihin sesiyle kendi sesimizi buluşturmak. Tarihini araştırınca daha da heyecanlandık. Kıbrıs’ı ve Kıbrıs halkının konsere tepkisini çok merak ediyoruz. Othello’da olmak, Othello’da çalmak bizler için onur, gurur ve mutluluktur.

Grup içinde yaşadığınız en ilginç sahne deneyimi neydi?
Geçtiğimiz yıl bir konserde bir seyirci sahneye gelerek bizimle birlikte bir şarkıya eşlik etmek istedi. Önce hepimiz şaşırdık ama sonra onun aslında bir müzik öğretmeni olduğunu öğrendik. Anında doğaçlama bir düet yaptık. Seyircinin alkışları arasında çaldığımız parça, geceye damgasını vurdu. Bu tür anlar müziğin ne kadar yaşayan bir şey olduğunu hatırlatıyor.

“Dijital platformlar daha fazla insana ulaşmamızı sağlıyor ama sahnedeki canlı deneyim hâlâ en gerçek olanı. İdeal olan, bu ikisini dengeli kullanmak.”

Sizin için müziğin geleceği nerede? Dijitalde mi, sahnede mi?

Bence bu ikisi artık birbirini tamamlıyor. Dijital platformlar daha fazla insana ulaşmamızı sağlıyor ama sahnedeki canlı deneyim hâlâ en gerçek olanı. İdeal olan, bu ikisini dengeli kullanmak. Bir yandan yüksek kaliteli dijital içerikler üretirken, bir yandan da konserlerin ruhunu canlı tutmak gerekiyor. Geleceğin müzisyeni hem sahnede parlamalı hem de dijital platformlarda ve ekranda var olmalı.

Geleceğe dair planlarınız neler?

Kendi bestelerimizi Prague Cello Quartet için düzenlemek istiyoruz. Şu ana kadar daha çok yorum ve uyarlama üzerinde durduk. Ama artık melodileri grubun tarzıyla birleştirme zamanı.