Dila ŞİMŞEK

Pergamalı Osman Kafa, tamamen kendi üretimi olan şarap ve zivaniyayı, Aralık’tan beri işlettiği barda satışa sunuyor.
Şarap ve zivaniya üretiminin ‘dededen’ kalan bir hobi olarak geçtiğini söyleyen Kafa, sonrasında ise bunu mesleğe dönüştürdüğünü belirtiyor.

Hisarköy’deki üzüm bağlarından şarap ve zivaniya ürettiklerini ifade eden Kafa, “Tamamen doğal, hiçbir katkı madde koymadan üretiyoruz” diyerek katkısız ürünlere verdiği önemi vurguluyor.

“Bunu neden işe dönüştürmeyeyim dedim…”

Aralık’tan beri bar işletmeciliği yapan Kafa, daha öncesinden inşaat teknikeri olarak çalıştığını, ancak zamanla, ‘dededen’ kalan hobiyi mesleğe dönüştürmeye karar verdiğini söylüyor. “Dedem şarap, zivaniya, sucuk gibi birçok üretimde bulunurdu. Üzüm bağlarımız var, ben de hobi olarak yapardım bunu. Babamdan da nasıl yapılacağını görüp öğrenmiştim. Sonrasında da, bunu neden işe dönüştürmeyeyim dedim…” diyor.

“Şarap ve zivaniyanın kendi üretimimim olduğunu öğrenen birçok kişi, buna çok seviniyor”

Kırk yaşındaki Kafa, ani bir kararla mesleğe atıldığını ifade ediyor. “Tabii ki barda talebe göre diğer ürünlere de yer veriyorum. Ancak şarap ve zivaniyanın kendi üretimimim olduğunu öğrenen birçok kişi, buna çok seviniyor. İçinde katkı maddesi olmayan bir yerli ürün tükettiklerine memnun oluyorlar” diye devam ediyor.

“Başkalarını mutlu görünce ben de motive oluyorum”

Şu anda ürünlerini sadece kendi işletmesinde satışa sunduğunu belirten Kafa, ileride bunu birçok farklı yere de sunabilmek istediğini anlatıyor. Hedefinin bu yönde olduğunu vurgulayan Kafa, “Mesleğimi seviyorum ve gerçekten çok mutluyum. Başkalarını mutlu görünce ben de motive oluyorum” şeklinde konuşuyor.

“Siz yeter ki bir şeyi yapmayı isteyin…”

Kafa, Kıbrıs’ta iş imkanlarının geniş bir yelpazeye yayıldığını vurgulayarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Yaşadığımız ülkede, aç kalmak gibi bir durum yok. Bu adada bulunan kaynaklar, aslında herkese her türlü iş imkanı sunuyor. İnsan istedikçe, özellikle Kıbrıs’ta her şeyi yapabilir. Bizim ülkemiz buna çok müsait… Siz yeter ki bir şeyi yapmayı isteyin…”