1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Hayatı dokuyor…
Hayatı dokuyor…

Hayatı dokuyor…

Hüseyin Yıkılmaz, kendi emeği ve eşinin de katkısıyla dokumacılık yapıyor, ahşap eşyalar, takılar ve sabun üretiyor… Hayvanat Bahçesi'ndeki işini mecburen bırakan Yıkılmaz, yaşadıklarını anlatıyor.

A+A-

Dila ŞİMŞEK

Hüseyin Yıkılmaz, kendi emeği ve eşinin de katkısıyla dokumacılık yapıyor, ahşap eşyalar, takılar ve sabun üretiyor… Çocukken ilgisinin olduğu dokumacılığa, yıllar sonra meslek olarak atılan Yıkılmaz, öncesinde ise Hayvanat Bahçesi'nde çalıştığını, ancak mecburen devrettiğini anlatıyor.

Elli dokuz yaşındaki Hüseyin Yıkılmaz, Almanya’da 29 yıl yaşamış, orada büyümüş. Almanya’dayken gemilerde çalışmış. Çalıştığı her ay için 11.5 gün izin verilince, 115 gün kadar izni olmuş. Yıkılmaz, bu zamanı değerlendirmek için, zaten ilgisinin de olduğu dokumacılığa başlamış, kendini hayli geliştirmiş.

1993’te Kıbrıs’a dönen Yıkılmaz, bu işini mesleğe dönüştürmek istemiş. Ancak o dönemde, Mağusa’daki Hayvanat Bahçesi'nin kapatılması ve hayvanların uyutulması gündemdeymiş. Hayvanların uyutulmasına gönlü razı gelmeyen Yıkılmaz, Hayvanat Bahçesi’ni devralarak, 22 sene boyunca burada çalışmış. Hayvanları çok sevdiğini ve bu işini 22 sene boyunca büyük bir zevkle yaptığını söyleyen Yıkılmaz, mecbur kalmasaydı oradan asla ayrılmayacağını vurguluyor.

“Ameliyat olmam gerekiyordu ve çok masraflı, zorlu bir süreçten geçtim”

O dönemde akciğer kanseri olan Yıkılmaz’ın acilen ameliyat olması gerekmiş. Oldukça masraflı ve zor bir sürece girince, mecburen Hayvanat Bahçesini başkasına devrederek, ameliyat masraflarını karşılamış. “Sonrasında ise ameliyat oldum. Benim için hayvanları bırakmak oldukça güçtü çünkü işimi çok severek yapıyordum. Mecbur kalmasam, asla ayrılmazdım, hâlâ oradaydım” diye anlatıyor.

h2-062.jpg

“Zamanla kendimi daha da geliştirerek, sabun, takı, ahşap eşya gibi birçok şey üretmeye başladım”

Ameliyattan sonra emekliye ayrılarak, eski tutkusu olan dokumacılığı hobi olarak yapmaya karar veren Yıkılmaz, “Çok şanslıydım. Çünkü bunu yapmaya karar verdiğimde, Büyük Han’da bir atölye boştu ve ben de hemen istekte bulundum. O zamanlar makinem bile yoktu, önce makinemi yaptım, sonrasında dokumalarımı yaparak Belediye’ye gösterip izin aldım. Zamanla kendimi daha da geliştirerek, sabun, takı, ahşap eşya gibi birçok şey üretmeye başladım” diyor.

“Yerli halkımızın el emeği ürünlere ilgisi yok”

Yıkılmaz, turistten çok iyi ve pozitif bir talep gördüğünü, ancak yerli halktan bunu göremediğini kaydediyor. “Ben tamamen adamızın kültürünü yansıtan şeyler üretsem de, ne yazık ki yerli halkımız buna artık ilgisini kaybettiği için pek bir talep yok. Ancak turistler ürünlerimi çok seviyor” diye konuşuyor.

h1-073.jpg

“Eşim olmasaydı, tüm bunları tek başıma başaramazdım”

Bu mesleğini, sürdürebildiği yere kadar devam ettireceğini belirten Yıkılmaz, sözlerine şöyle devam ediyor: “Eşim olmasaydı, tüm bunları tek başıma başaramazdım. Ürettiğim her üründe onun da bir katkısı, emeği mutlaka vardır. Bir malzemeden bir şeyler üretebilmenin verdiği keyif hiçbir şeyde yoktur ve bu mesleği yaptığım için çok mutluyum. Fakat, Hayvanat Bahçesindeki işimi çok seviyordum ve keşke bırakmam gerekmeseydi. Orada hayvanlarla olmak, onlarla ilgilenmek benim için bambaşka bir duyguydu…”

Bu haber toplam 2011 defa okunmuştur