1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Zeytinlik-Templos halkı ayaklanıyor
Zeytinlik-Templos halkı ayaklanıyor

Zeytinlik-Templos halkı ayaklanıyor

Zeytinli-Templos köylüsü bugun saat 17:00'da köy meydanında toplanarak köy içerisine yapılamsı planlanan yurta karşı eylem yapacak.

A+A-

Zeytinlik köyü içerisinde yapılması planlanan çok katlı yurt ve / veya turistlik tesislerin bölgenin kültürel yapı, sosyal yaşam ve köy dokusunu bozarak, çevre kirliliğine neden olacaktır.

500 yatak sayısını aşan bu projelerin kültürel yapıya, çevreye, ekolojik dengeye ve kişisel güvenliğe zarar vereceği gibi, alt yapı sorunlarınıda beraberinde getirecektir.

Sadece rant elde etmek için yapılacak betonlaşma girişimleri yaşam ve yeşil alanlarımızı katledeceği gibi gürültü ve görüntü kirliliğinede sebep olacaktır.

Halen yeni İmar Yasasının hazırlanması ve yürürlüğe konulması planlanırken, yasa onaylanmadan yangından mal kaçırır gibi bu tarz projelerin başlatılmasını içtenlikle kınıyoruz.

Kıbrıs kimliğini ve değerlerini hayatta tutan son kalelerden Zeytinlik / Templos köyünü geriye dönüşü olmayacak bir şekilde tahrip edecek bu projelere direnmek için halkımızı birlik ve beraberliğe çağırıyoruz.

Zeytinlik, Templos, Temroz Köylüleri,
Bu hafta sonununda bizimle dayanışmak için köyümüze kadar gelme zahmetine katlanmaktan kaçınmayan adamızın yeşilsever-doğasever-zeytinsever-barışsever insanları,
Gündüz ile Gece, Çalışma saati ile Tatil saati demeden ne fedakarlığına heyecanından hiç kaybetmeyen Basın Mensubu Arkadaşlarım…
Ne iyi ettiniz de geldiniz.
Ne iyi ettiniz de burada, ismini yazar hocamızdan, Templos aşığı ve Temrozlu Ali Nesim’i hocamızdan alan meydanda, Kıbrıs’ın hem en güzel, hem en tarihi ve hem de en otantik köy meydanlarından birisinde Ali Nesimi Meydanı’nda toplandınız.
Ali Nesimi Hoca yaşasaydı, eminim o da bugün bizimle bu meydanda bize destek olacaktı.
Eminim çok sevdiği ve uğruna kitaplar yazdığı köyü için bizzat bu köyde yaşayan insanların, köyün ranta kurban gitmemesi, doğallığından, siluetinden, sakinliğinden huzur veren atmosferinden kaybetmemesi için verdiğimiz bu mücadelede, bu dayanışmada ve kararlı duruş karşısında karşısında gözleri yaşaracaktı.
Ali Nesimi Hoca sana söz.
Sen köyün tarihini ve güzelliğini yazdın.
Biz de bunu korumak ve güzelleştirmek için elimizden geleni ardımıza koymayacağız.

…………………………………………………………

Bir haftadır köyde büyük bir heyecanla bir araya gelip toplanıyoruz.
Kadın-erkek-genç ve yaşlı.
Bir haftadır işimiz ikinci, köyümüz birinci planda.
Köyde yaşayan ve köyü evi-yurdu olarak benimsemiş Kıbrıslı, Türkiyeli, Kanadalı, Avusturyalı, İngiliz;  ama hepsi de yıllardır Templosa yerleşmiş, köyde yaşayan, köyün doğasını, havasını, insanını, zamana yayılmış komşuluk ilişkilerini benimseyen Temrozlular, Zeytinlikliler, Temploslular, Temrozlular olarak köyümüzü nasıl koruruz diye çırpınıyoruz…
Köyümüzün
1.Betona gömülmesini
2.Yeşilinin, kurdunun, kuşunun, börtü böceğinin yok edilmesini
3.Temiz havasının ve suyunun kirletilmesini
4.Sakin ve huzurlu atmosferinin bozulup, gürültülü bir yaşama dönüşmesini
Nasıl engelleyebiliriz?
Templos’u;
Hem bir yerleşim ve yaşam merkezi, hem de Turizm merkezi sayılan Girne’nin  akciğeri olmaya nasıl devam ettirebiliriz?
Bu kadar çok bilgiyle donanmış, heyecanlı ve fedakar insan varken, Templos’u yakın gelecekte nasıl bir “yavaş kent” denen “citta slow”a dönüştürebiliriz?
Dün bütün gün, yetmediği için gece yarısına kadar fedakarca ve büyük bir heyecanla çalışan, en çok da Templos’un kadınlarının ortaya çıkardığı şu pankartlara bir bakın:
En çok da Templos’un kadınlarının köyün huzurunu, doğasını, siluetini, ev-ev, sokak-sokak gezerek topladığı şu yüz küsuru aşkın imzalara bir göz atın…
Templos’un kadın ruhu, birlikte mücadelenin, dayanışmanın o kadar güzel bir örneğidir ki.
Bakın pankartlara, İyi bakın. Yakından bakın. O sloganlarda Templos kadınının fikri, el emeği ve göz nuru vardır.
Templos’un kadınları olmasaydı, bugün bu meydanda çok şey eksik kalırdı.


Kıbrıs’ta rant uğruna kasaba ve köylerde yapılan ağaç katliamlarına karşı bir arkadaşımızın yorumu, köyümüzde yapılma istenen doğa katliamını o kadar güzel özetliyor ki:
“1974 öncesinde İngiliz kanunlarında dahi, ağacı derin budayamaz, kesecekseniz dahi izin alarak kesebilir, izin almadan dalını koparan, derin budayan yahut da kesenler, mevcut yönetim tarafından para cezasına çarptırılırdı.  Şimdiyse, gözümüzün içine bakarak ağaçları köklerinden söküyorlar. Yerlerine binalar dikiyorlar çok katlı binalar dikiyorlar. Binaları dikecek olanlara düşük faizli uzun vadeli kredilerle ödüllendiriyorlar. O da yetmezse, törenlerle ödül bile veriyorlar. Yazıklar olsun bunları yapanlara…”

…………………………………………………………..

Neden bir haftadır biz köylüler toplantıdan toplantıya koşuyor, saatlerce düşünüp-konuşup- tartışıp, heyecanla çabalıyoruz?
Neden bugün bu Meydandayız?
1.Zeytinlik köyünün kültürel-tarihsel yapısını, sosyal yaşamını, siluetini ve dokusunu bozacak, köyde yalnızca betonlaşmaya değil, aynı zamanda ses ve çevre kirliliğine de neden olacak çok katlı yurtlarla turistlik tesislerin, mahallelerimizin, evlerimizin arasına, köyümüzü boğmasına engel olabilmek için.
2. Bugün şehircilik dairesinde 8 proje vardır. Neden bir anda 8 proje?
Neden ilk defa bu yılın başında patlak vermiş? Çünkü rant büyük. Bir yandan uzun vadeli ve düşük faizli kredi,
Ancak yalnızca dört proje için tasarlanan üç-dört katlı binalar ve bu binalara yerleştirilecek 518 yatak. Yani 518 öğrenci. Yani 518 kişi.
Bu öğrencilerden elde edilecek kira gelirleri ise yalnızca dört kişiye rant olarak gelir sağlayacak.
Öğrenci ve turist, kendisini inşa eden otelin ve yurdun sahibine (eğer işler iyi giderse) gelir getirecek;  buna karşılık köyümüzden de pek çok şeyi götürecektir.
Ağaçlarımızı, bitki örtümüzü, kuşlarımızı, sessiz sakin çevremizi götürecektir.
Konutlar için getirilen kat ve inşaat sınırlaması, yurt ve turistik tesis inşaatlarına şamil olmadığı için, inşaatların başlamasıyla betonlaşma daha büyük bir toprak parçasını kaplayacak.
Peki bu beton blokların köyümüze zararı ne olacak?
Bu zarardan en çok kimler etkilenecek?
Başta doğa. Sökülecek olan başta zeytin olmak üzere pek çok ağaç.
Ağaçlar olmayınca kuşlar da olmayacak.
Ağaçlar olmayınca yeşil de olmayacak, o yeşil yapraklara tutunan böcekler de…
Peki başka kimler etkilenecek?
500 küsur kişinin yaratacağı çevre kirlenmesi de cabası…
Başka?
Bu kadar çok öğrencinin peşi sıra açılacak barların, eğlence ve dinlence yerlerinin açılmasıyla ortaya çıkacak çevre ve ses kirliliği ise biz Temroz sakinleri için köyün sakin yaşamına bir bomba etkisi yaratacaktır. 
Başka?
Köyümüzün dar yollarından yanı başımızdaki Karaoğlanoğlu Sanayi Bölgesine akan trafik karmaşasını bir düşünün.
Daha başka?
Sanki bütün köye kanalizasyon bağlanmış tüm alt yapı sorunları çözülmüş gibi, köyün nüfusunun bir anda %40 artmasıyla yaşanacak kirliliği, karmaşayı ve kaousu bir düşünün.
Köyde yılın ancak belli aylarında kalacak olan 3-4 yıl sonra buradan çekip gidecek öğrencilerin Temrozu, köylüleri sakinleri gibi korumaları elbette mümkün değildir.
Bu nedenle demografik yapısını alt üst edecek böyle bir nüfus taşımanın köyün kültürel yapısına, ekolojik dengesine ve kişisel güvenliğe zarar vereceği gibi, alt yapı sorunlarını da beraberinde getireceği bir gerçekliktir.
Sadece rant elde etmek için yapılacak betonlaşma girişimleri yaşam ve yeşil alanlarımızı katledeceği gibi gürültü ve görüntü kirliliğine de sebep olacaktır.
Halen yeni İmar Yasasının hazırlanması ve yürürlüğe konulması planlanırken, yasa onaylanmadan “yangından mal kaçırır” gibi bu tarz projelerin başlatılmasını protesto ediyoruz.
Kıbrıs kimliğini ve değerlerini hayatta tutan son kalelerden Zeytinlik / Templos köyünü geriye dönüşü olmayacak bir şekilde tahrip edecek bu projelere direnmek için halkımızı birlik ve beraberliğe çağırıyoruz.

…………………………………………………

  “İyi İdare Yasası” 11. Maddesi 1 ve 2 fıkraları gereği yapılan ve Zeytinlik sakinlerinin yoğun katılımında gerçekleşen toplantıda, arazi sahiplerinin toplamda 512 yataklık “yurt inşaatı” yapacakları ortaya çıkmıştır. Bu rakam 2011 yılındaki nüfus sayımına göre bugün 1500 civarında olan köy nüfusunun %30’una denk gelmektedir.
Bunun anlamı ise inşaatlar tamamlandığında bir anda köyün demografik yapısının değişeceğidir. Bu Zeytinlik sakinleri olarak mevcut yaşamımızı derinden etkileyecek açık bir saldırıdan başka bir şey değildir.
Bir gün sonra işine gitmek için gece yastığına başını koyan insanların, öğrencilerin toplu mekanlarının peşi sıra gelen barların ve eğlence yerlerinin gecenin geç saatlerine kadar süren yüksek ses desibelli yayınlarının ülkemizde nasıl hala bir dert olduğu bilinmeyen değildir.      
Ek olarak önceki yıllarda inşa edilen yurtlarda bahse konu odalardaki yatak sayıları planlanan rakamlara uyulmayıp her bir yatak ranzaya çevrilerek yatak kapasitelerinin de ikiye çıkarıldığı malumumuzdur ki böyle bir durumda, köydeki sakin aile yaşamının nasıl bir alt-üst oluşa ve felakete dönüşeceğini kestirmek mümkün değildir. 

Peki bu konuda yasalar ne diyor?
55/89 İMAR YASASI ALTINDA
2007 Girne İkinci Bölge(Karşıyaka, Lapta, Alsancak, Malatya, İncesu, Yeşiltepe, Ilgaz, Karaoğlanoğlu, Edremit, Karaman, Zeytinlik, Girne, Doğanköy, Karakum, Ozanköy, Beylerbeyi, Çatalköy, Arapköy, Beşparmak, Karaağaç, Esentepe, Bahçeli Ön İmar Sınırları ve Bu Alanlar İçerisinde Uygulanacak Kural ve Koşullar) Kapsamlı Emirnamesi
İçişleri Bakanı ile Planlama Makamı aşağıdaki Emirnameyi yapar
Madde 4.
Bu Emirname, orman alanları, harup ve zeytin ağaçları, tarım alanları, sahil şeridi, doğal kaynaklar, tarihi ve kültürel kaynaklar bakımından zenginliğe sahip olan ve turizm ve konut kullanım amaçlı gelişmeler nedeniyle hızlı, yaygın, yoğun ve düzensiz yapılaşma tehdidi altında bulunan “Girne 2inci Bölge” de, kamu yararı için, İmar Yasası uyarınca bir plan yapılıncaya kadar geçecek sürede uygulanmak üzere,
(1) Ekolojik dengenin, zengin doğal kaynakların, tarihi ve kültürel mirasın korunmasını sağlamak,
(2) Yeşil alanların, bitki örtüsünün, topoğrafyanın, estetik değerlerin yok olmasını önlemek,
(3) Turizm ve konut yatırımlarını denetim altına alarak, doğal özellikleri ile tarihi ve kültürel değerleri korumak, bu değer ve özellikleri ile düzenli gelişmeyi sağlamak,
(4) Konut, turizm ve tarımsal gelişmelerin ve/veya faaliyetlerin, kamu yararına uygun olarak, bölgenin doğal, tarihi ve kültürel kaynaklarını koruyarak, birbirini tamamlayacak ve destekleyecek, bölge halkının ekonomik ve sosyal kalkınmasına fırsat ve olanak yaratacak şekilde gerçekleştirilmesini
ve sürdürülmesini sağlamak,
(5) Sağlıklı, işlevsel, adil, güzel, ekonomik, güvenli, kimlikli, yerel ölçeği, özgün kimliği ve özellikleri korunmuş, yaşanabilir yaşam alanları yaratılmasını ve gelişmesini sağlamak
(6) Gelecekteki gelişmelerin genel planlama çerçevesi ile “Gelişmelerin” hedef, ilke ve sınırını, kural ve koşullarını belirlemek, kullanımların akılcı bir şekilde dağılımını sağlamak amaçları ile hazırlanmıştır.
……………………………………….
Aynı Girne 2. Bölge Emirnamesinin 6. Maddesinin (5) fıkrasında ise:
(5) Üniversitenin yarattığı öğrencilerin barınma gereksiniminin giderilmesine yönelik olarak, yurt ve benzeri konaklama olanaklarının üniversitenin yakın çevresinde yapılmasının teşvik edilmesine,

Bu açık bir çelişkidir.
Çelişki de bir şekilde giderilir. Köy içerisindeki projelere onay ve teşvik vermemekle.
Bizim önerimiz basittir. Karaoğlanoğlu Sanayi Bölgesinde iki tadilat projesi var. 
Öğrenciler sokakta kalmış değil.

…………………………………….

SONUÇ OLARAK ZEYTİN HALKI OLARAK TALEBİMİZ:  
1.Konut alanlarına, mahalle aralarına beton bloklar, yurt binaları inşa edilmesin. Bununla ilgili projelere şehircilik kuruluş amacında yazılı olduğu üzere:
Dengeli bir kentleşmenin gerçekleşmesini sağlamak;
Çevre düzenlemesi ve çevre sağlığı önlemlerinin alınmasını ve çevre alt yapı standartlarının yükseltilmesini sağlamak; Çevre kirliliğinin önlenmek  ve nihayet imar plânı çıkıncaya kadar köy gelişme sahalarını tefrik edip (ayırıp),  arazilerin inkişafını yönlendirmek için Şehir Planlama Dairesi projelere onay vermesin.
2.Eğer Üniversite öğrencileri için yurt ihtiyacı varsa, bu yurtların Zeytinlik köyünün içerisinde değil, Üniversite çevresinde yapılması teşvik edilsin. Zaten şu anda da birisi Sanayi bölgesi olmak üzere tadilatla yurt yapılmak için verilen mevcut iki binanın tadilat projesi vardır. Bunların da ihtiyacı karşılayacağı malumumuzdur.
3.Zeytinlik şu ana kadar, varoşlarına yapılmış birkaç motel ve otele karşın öne çıkan yeşili, sakinliği, doğallığıyla ve otantikliğiyle günümüz turizminde en çok aranan ve değer verilen “citta slow” için hala örnek ve aday bir yerleşkedir. Öte yandan beyaz bir beton yığınına dönüşmüş, nefes almakta ve belediyesinin bile hizmet yetiştirmekte zorlandığı turizm kenti Girne de akciğeridir. Gelin, siyasiler-bürokratlar-şehir plancıları-yerel yöneticiler olarak bu coğrafyaya bir iyilik yapalım. Köyümüzü çok katlı binalarla bugüne kadar koruyabildiği sükunetini, manzarasını ve nihayet tarihi siluetini bozmayalım. Kısa vadeli çıkarlarımızın esiri olmayalım. Bir yıla kadar hazır olacağı söylenen “Girne İmar Planı”na kadar dayanalım. Templer Şövalyelerinden bin yıllık bir tarihe sahip köyümüzü, üç-beş kişinin geçici üç-beş milyon kazancı uğruna, kirliliğe, gürültüye, trafik karmaşasına, daha kötü bir yaşama teslim etmeyelim. Bugün köyün yaşamını korumak ve iyileştirmek için bu kadar çok heyecanla ayağa kalkmış sakininin sinerjisini, çekişmeye, kavgalara değil, yeni çıkacak Girne İmar Planı’nın yaşama geçirilmesinde, enerjiye dönüştürelim.

ÖZETLE
1.Yeni inşaatlar için projelere onay vermeyin. Gerekirse bunun için kamu yararı adına köylüye sorun. Referanduma gidin.
2. Karaoğlanoğlu Sanayi Bölgesinde tadilat projeleri zaten öğrenci için yetiyor. Dahası Girne’de pek çok atıl ve boş bina vardır.
3.Citta Slow yapalım.

Bir yıl sonra Girne İmar Planı geçtiği zaman, hiçbir siyasi ve idarecinin karşımıza çıkıp da “İmar Planını geçirmiş olsaydık, Zeytinlik köyü de kurtulmuş olurdu” demesini mazur görmeyeceğiz. Başarırsak hepimiz kazanacağız; kaybedersek sorumlularını isim-isim ilan etmekten kaçınmayacağız.
Gelin Zeytinlik köyünün demografisini, sakinliğini, yeşilini geçici rantlarımız uğruna betona gömmek yerine, hem bizim hem de ülkemize gelen turistlerinin uğrak yeri, gelecek kuşakların ve yaşlıların da sakin yaşam alanı olmaya devam ettirecek, toprağının da “citta solw” ile değer bulacağı yaşam alanlarına dönüştürelim.

Mücadelemizi de “yarın geç kaldık” dememek için, bugün gidebileceğimiz yere kadar götüreceğiz.
Çünkü yalnızca kendimizin değil, ülkemizin, adamızın biz Kıbrıslı Türklerin de kazanacağı inancındayız.

 

 

 

 

 

CİTTA SLOW
Yeni Boğaziçi (Aysergi) 2013 yılından beridir citta slow oldu.
Tüm köylüler Belediyeleri ile birlikte “Lefke ve Mehmetçik “citta slow” olmak için aylardır kolları sıvadılar uğraşıyorlar.
Aysergi’ye İtalyan Başkan Dr. Marconi aracılığıyla AB’den destek yolda.
Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü’ye çağrımızdır.
Sayın Başkan belediye olarak bize destek olun. Maddi destek değil, istediğimiz destek, yangından mal kaçırır gibi Şehircilik Dairesine verilen projelerde, köyümüzün dokusunu bozacak projelere karşı bizimle birlikte engel olmanızdır.
Gelin bu enerjimizi, Templos köyünün betonlaşsın mı betonlaşmasın mı kavgasında harcamayalım.
Doğası bozulsun mu bozulmasın mı ?
Beton bloklar Üç katlı mı dört katlı mı olsun?
Köyün ağacı-yeşili bu projelere feda edilsin mi edilmesin mi?
Enerjimizi, düşüncemizi, emeğimizi, paramızı bunlar için değil, Temlos’u “Citta Slow” yapmak için, Girne’ye Girnelilere Kıbrıs’a Kıbrıslılara, ülkemize kazandırmak için harcayalım…
Hal böyle iken göz göre göre üç beş kişi rant elde edecek diye, yasalardan da değil yıllar önce ilan edilmiş bir Emirnameden bulduğu açıkla, “İmar Yasası”na da ihtiyaç olduğu bir anda “yangından mal kaçırır” gibi, üç ya da dört katlı hiç fark etmez beton bloklar inşa ederek, içerisine de köyün nüfusunun yarısı kadar insanı yerleştirerek köyün dokusunu, doğasını, demografisini, sakinliğini, havasını bozacak.
Üstelik bu öğrenciler köye yerleşemeyecek, her 7-8 ay kalıp gidecek. Birkaç yıl sonra mezun olduğunda da bir daha gelir mi? Kim bilir?
O zaman bu beton bloklar, peşi, sıra açılacak barlar, eğlence ve dinlence yerlerinden gece yarılarına kadar yükselen seslerle boğulan bu köyden ne “citta slow” olur ne de bu köy Girne için bir akciğer?
Turistin ilgisini kocaman yurt binaları çekmez.
Beton bloklar çekmez,
Turist doğayı sever, ağacı, bitkiyi, yeşili böceği ülkesinde göremediği kirpiyi, tilkiyi, peygamberdevesini, babağurayı, arpa çiçeğini, horoz lalesini, harnıbı, zeytin, değirmeni ve değirmende yağ çıkarmayı görmek ister; portakalı limonu dalından koparmayı ister.
Ses desibeli sonuna kadar açık, gece yarılarına kadar bangır-bangır gürültülü barları Avrupa’nın her yerinde bulursunuz. Casinoları da…
Ama bu böcekleri ve bitkileri ve harnubu ve zeytini ve de bademi bulamazsınız.
Turist bunları görmek ister.
Nidai başkan. Yanımızda olmanı isteriz. Şehircilik Dairesi Müdürü Ertan Öztek ve bizi projeleri takip etmekte olan Türkmen ve köyümüzden Aslı arkadaşımızın ve Şehircilik yetkililerinin, biz köylülerin yanımızda durmalarını isteriz. Kurulacak hükümette, başbakan başta olmak üzere, ilgili bakan ve müsteşarın ve bürokratlarının bu gerçekleri görmelerini, kısa vadeli rant uğruna adamızın köyümüzün, Girne’nin ve nihayet Kıbrısımızın uzun erimli çıkarlarını düşünmelerini isteriz.
Kazanamazsak, kaybedersek, telafisi çok güç bedellere hazır olalım.
Çünkü o zaman bir güzelim köyümüzü da, “ne köy olur ne kasaba”ya çevireceğiz.
Bizi adamıza küstürmeyin.
Fedakarlığımıza, iyi niyetimize, barışçıl dilimize, mücadelemize saygı gösterin.
Bizi ümtsizliğe savurmayın.
Bu kadar büyük bir coşku ve heyecanla köyünü korumak isteyen insanların sesine kulak verin.

Bu haber toplam 3982 defa okunmuştur