1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Sahte evrak ve rüşvetle suçlanıyor
Sahte evrak ve rüşvetle suçlanıyor

Sahte evrak ve rüşvetle suçlanıyor

Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik Başsavcılık talebi, UBP’li vekiller tarafından reddedildi.

A+A-

Serap ŞAHİN

Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin bazı iddiaların araştırılması amacıyla dokunulmazlığının kaldırılması talep edilmesinin ardından kurulan özel komite, 45 günlük çalışmasını tamamladı. Komite, suç isnatlarının ciddi olmadığı ve sürecin siyasal amaçlara dayandığı gerekçesiyle, Tosunoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılmamasına oy çokluğuyla karar verdi.

Tosunoğlu hakkında, Kooperatif Merkez Bankası’nda İdare Heyeti Başkanı olarak görev yaptığı döneme ilişkin 4 ayrı suç isnadıyla Meclis’e başvuru yapılmıştı. Bağımsız Milletvekili Tosunoğlu, Komite’ye hem yazılı hem de sözlü savunma sunarak, sürecin Anayasa’ya ve Meclis İçtüzüğü’ne aykırı olduğunu, dosyanın “siyasi amaçlarla” hazırlandığını savundu.

Ulusal Birlik Partisi bu kez, Hasan Tosunoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı çıktı. Komite, kovuşturma ve yargılama sürecinin milletvekilliği sona erdiğinde yapılmasını oy çokluğuyla kararlaştırdı.

Komite üyelerinden Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı ile CTP Girne Milletvekili Ongun Talat ise karara ret oyu verdi. Solyalı ve Talat, Başsavcılık tarafından sunulan dosya ile Anayasa Mahkemesi içtihatları ışığında, Tosunoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için gereken koşulların oluştuğu görüşünü paylaştı.

 

Zimmetten iltimas karşılığı ödüle kadar 4 ayrı suçtan itham

Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun, Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası’nda İdare Heyeti Başkanı olarak görev yaptığı döneme ilişkin dört ayrı suçtan itham edilmesi için Başsavcılık tarafından Meclis Başkanlığı’na iletilen dosyada, Tosunoğlu’nun kamu görevlisi sıfatıyla görev yaptığı 01 Haziran 2016 – 31 Ocak 2017 tarihleri arasındaki döneme ilişkin ciddi iddialar yer alıyor.

Başsavcılık, Tosunoğlu’nun Fasıl 154 Ceza Yasası’nın 100 ve 102A maddelerine aykırı olarak “zimmet”, 100 ve 104’üncü maddelerine aykırı olarak “menfaat temini için sahte, gerçek dışı ve hukuka aykırı evrak düzenleme ve imzalama”, 100 ve 102’nci maddelerine aykırı olarak “kamu hizmetinde görevli kişinin iltimas karşılığında ödül alması” ve 100 ile 105’inci maddelerine aykırı olarak “görevi kötüye kullanma” suçları ile itham edilmek isteniyor.

Suçlamaların temelinde ise Tosunoğlu’nun, Hüseyin Tüfekçi’ye, Akbel İnşaat, Sanayi, Ticaret ve Turizm Ltd.’e ve Sıdıka Atalay’a kredi verilmesi süreçlerinde koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunduğu Kooperatif Merkez Bankası’nın kaynaklarını, malikmiş gibi tasarruf ederek zarara uğrattığı yer alıyor. Ayrıca hukuka aykırı kararlar düzenlediği ve iltimas karşılığında para aldığı da iddialar arasında yer alıyor.

 

Tosunoğlu suçlamaları reddetti, sürecin “siyasi” olduğunu savundu

Kooperatif Merkez Bankası’nda İdare Heyeti Başkanı olarak görev yaptığı döneme ilişkin 4 ayrı suçtan dokunulmazlığının kaldırılması istenen Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu, Meclis’te kurulan Komite’ye hem yazılı hem de sözlü savunma sundu. Tosunoğlu, dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik sürecin Anayasa ve Meclis İçtüzüğü’ne aykırı olduğunu belirterek, dosyanın siyasi amaçlarla hazırlandığını savundu.

Tosunoğlu, Komitenin isnadın ciddiyetini ve siyasi amaç taşımadığını değerlendirmesi hâlinde gerekçeli bir raporla Genel Kurula havale edeceğini hatırlattı.

Dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyasının Cumhuriyet Meclisine gönderilmesiyle birlikte milletvekilliğinden istifa ettiğini ve istifanın Meclis Genel Kurul gündemine alınmadığını belirten Tosunoğlu, “İstifa gündeme alınmadan dokunulmazlıkla ilgili Komitenin çalışmaya başlamasının Anayasa ve Cumhuriyet Meclis İçtüzüğü’nün amaç ve ruhuna aykırıdır” dedi.

Komite kurulmuş olduğuna göre dokunulmazlığın kaldırılması talebi ile ilgili kriterlerin sağlanmış olması gerektiğini, ancak bunun sağlanmadığını; hakkındaki iddiaların ciddi olmadığını, siyasi pozisyonu hedef alınarak kurgulanmış bir dosya hazırlandığını öne sürdü.

Dosya incelendiğinde iddiaların tutarsız olduğu ve oluştuğu iddia edilen suçlar ile bahse konu eylemlerin örtüşmediğinin görüleceğini savunan Tosunoğlu, bahse konu suç isnadının tamamen siyasi bir pozisyon olan Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevde bulunduğu dönem ile ilgili olduğunu, bu görevden ayrılmasının üzerinden sekiz yıl gibi bir zaman geçtikten sonra ve milletvekilliği yaptığı bir döneme denk getirildiğini söyledi.

Konu, ilgili Bankanın Yönetim Kurulunca onaylanan ve kullandırılan kredilerle ilgili olmasına rağmen, ilgili dönemdeki Yönetim Kurulu üyeleri aleyhine değil, sadece kendisi aleyhine bir soruşturma yürütülecek şekilde dosya tanzim edildiğini belirten Tosunoğlu, dosyada sözü edilen suçlarla ilgili menfaat temin eden kişilerin tanık olarak göründüğü ve sanık konumunda olmadıklarını dile getirdi.

Tosunoğlu, dosyanın tamamen kendisi üzerine oynanan bir oyunun ve kurgunun eseri olduğunu savundu.

Tosunoğlu; görev süresi içerisinde Merkez Bankası tarafından denetim yapıldığını, iki adet rapor düzenlendiğini söyledi.  Kooperatif Merkez Bankası’nın 2 Mart 2017 tarihli rapora itiraz ettiğini ve bunun neticesinde Merkez Bankasından 14 Nisan 2017 tarihli raporun geldiğini, bu raporda hiçbir itham olmadığını, yani Merkez Bankasının en son denetiminde hiçbir suç unsuru olmadığını ve görevlerini layıkıyla yaptığını tespit ettiğini söyledi.

Soruşturma talebinin Kalkınma Bankası’na atanacağı döneme denk getirildiğini söyleyen Tosunoğlu, 2023’te kendi isteğiyle Polise başvurduğunu, burada dosyada suç unsuru bulunmadığının ve dosyanın Savcılığa bu şekilde gönderildiğinin kendisine iletildiğini ifade etti.

Tosunoğlu, geçmişte davalık olduğu Hüseyin Tüfekçi’nin şikayetçi olarak yer aldığı dosyada, bu eski davalarda yer alan iddiaların aynen tekrarlandığını söyledi. “Bu ithamları bir hakaret olarak görüyorum. Gerekirse istifamı çok net şekilde ortaya koyarım” diyen Tosunoğlu, seçilmiş bir milletvekili olarak kamuoyuna karşı duyarlılığı nedeniyle Komite’ye savunma sunma hakkını kullandığını belirtti.

 

“Dokunulmazlığını kaldıracak ciddilikte bir suç isnadı bulunmadı”

Komite, yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebine ilişkin tüm verileri değerlendirdikten sonra isnadın ciddi olmadığı yargısına vardı.

Raporda, 39/2001 sayılı Bankacılık Yasası’nın Kasım 2017’de yürürlüğe giren 62/2017 sayılı Bankacılık Yasası ile yürürlükten kaldırıldığı, bu iki mevzuat arasında banka denetimleri, yetkiler ve cezalar açısından önemli farklılıklar bulunduğu belirtildi. Tosunoğlu’nun işlediği iddia edilen suçların ve dosyada bahsi geçen kredilerin, yürürlükte olan 39/2001 sayılı Yasaya göre değerlendirildiği, ancak Kıbrıs Türk Merkez Bankası ve Kooperatif Merkez Bankası’nın şikayet ve raporlarının yeni yasa dönemine ait olduğu belirtildi. Bu durumun, idari merkez ile Yönetim Kurulu arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklanmış olabileceği ve davanın ciddiyetten uzak olduğu kanaati oluştuğu ifade edildi.

Bankacılık kurallarına göre teminat karşılığı kredi verilmesinin olağan olduğu, dosyadaki kredilerle ilgili yeterli teminat ve ipoteklerin fazlasıyla alındığı, geri ödenmeyen kredilerde mahkeme kararı ile teminatların satılabileceği ve bankanın zararının önlenebileceği kaydedildi. Bu nedenle “halkın oyuyla seçilmiş bir milletvekilinin dokunulmazlığını kaldıracak ciddilikte bir suç isnadının bulunmadığı” kaydedildi.

Merkez Bankası’nın hazırladığı raporlar doğrultusunda, ilgili dönemde Yönetim Kurulu ve Tosunoğlu’nun iyi niyetle gerekli tedbirleri alıp düzenlemeleri yaptıkları, geri dönüşü olmayan krediler için de alınan teminatlarla bankanın durumunun iyileştirilmesi için adımlar atıldığı rapora yansıdı. Bu durum, isnadın ciddi olmadığı kanaatini güçlendirdiği belirtildi.

Dosyada, Sıdıka Atalay’ın sahibi olmadığı belirtilen bir şirketin geçici sahibi olduğu iddiası bulunduğu, ancak Komiteye verilen bilgiler doğrultusunda şirketin hisselerinin Atalay’a ait olduğu ve bununla ilgili açılmış hukuk davası bulunduğu, şirket sahibi konusunda yeterli araştırma yapılmadığının tespit edildiği belirtildi.

Bankacılık uygulamalarında, Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu görüşleri arasında farklılıklar olabileceği, Yönetim Kurulu’nun yasal çerçevede uygun kararlar alabileceği, bu nedenle kredi verme kararlarının hukuksuz ya da suç teşkil ettiğinin söylenemeyeceği belirtildi.

Yönetim Kurulu’nun krediler bölümünün ve Genel Müdürlük üstü konumunda olduğu, yasal sınırlar içinde karar verebildiği ve bu nedenle ciddi suç isnadından söz edilemeyeceği vurgulandı.

Kredilerin hukuki süreçlerinin mahkeme tarafından görüşülüp sonuçlandırıldığı, teminatlara el konulup haciz yoluyla sonuç alındığı kaydedildi.

Kredilerin verildiği dönemin ekonomik zorlukları (Rahip Brunson krizi, pandemi, Türkiye ve ülke ekonomisindeki olumsuzluklar, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi) dikkate alındığında birçok kredinin donuk hale geldiği belirtildi.

Tek kişinin ifadesine dayanarak “Kamu Hizmetinde Görevli Kişinin İltimas Karşılığında Ödül Alması” suçlaması yöneltilmesine rağmen, emarelerin bu suçlamaya yeterli dayanak sağlamadığı ve suçlamanın ciddi olmadığı görüşü raporda yer aldı.

 

Dokunulmazlık kaldırma talebinin “siyasal amaçlara dayandığı” kanaatine varıldı

Komite, Başsavcılık yazısı ve isnat dosyası üzerinde yaptığı incelemede, Başsavcılık ve Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası yetkililerinin verdiği bilgiler Tosunoğlu’nun savunmasını dikkate alarak, yasama dokunulmazlığının kaldırılması isteminin “siyasal amaçlara dayandığı” sonucuna vardı.

İncelemede, Komiteye iletilen isnat dosyasının, Tosunoğlu’nun milletvekili olmadığı 2016 ve 2017 yıllarında yaptığı kredi işlemlerine ilişkin olduğu, şikayetin 2021 yılında yapıldığı, polis dosyasının 2023’te hazırlandığı ve savcılığın 2025 yılında dosyayı Meclis’e gönderdiği tespit edildiği belirtildi. Suçların işlendiği tarih ile yasal işlem başlatma tarihi arasında uzun süre geçmesi ve dosyanın milletvekili olduğu döneme denk getirilmesi, “isnadın siyasi amaçlara dayandığını düşündürmektedir” denildi.

 

“Rüşvet iddiaları kişisel husumet veya siyasi itibarsızlaştırma amacıyla ortaya atılmış olabilir”

İsnat edilen suçlamaların, Tosunoğlu’nun Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı dönemde verilen kredilerle ilgili olduğu, ancak Yönetim Kurulları’nın heyet halinde toplanarak oy çokluğu veya oy birliği ile karar aldıkları, Yönetim Kurulu Başkanlarının tek başına kredi verme yetkisi bulunmadığı belirtildi. Bu nedenle, suç teşkil ediyorsa yalnızca Tosunoğlu değil, tüm Yönetim Kurulu üyelerinin sorumlu olması gerektiği, ancak diğer üyeler hakkında dava açılıp açılmadığına dair Komiteye tatmin edici bilgi sunulmadığı vurgulandı. “Yalnızca Sayın Hasan Tosunoğlu’na dava getirilmesi ise isnadın siyasi olduğu izlenimini yaratmaktadır.” İfadeleri kullanıldı.

Dosyada tanık konumundaki Hüseyin Tüfekçi ile sanık Hasan Tosunoğlu arasında geçmişteki iş ilişkilerinden kaynaklı hukuk davası bulunduğu, Mahkemenin bu konuda karar verebileceği, dolayısıyla rüşvet iddialarının kişisel husumet veya siyasi itibarsızlaştırma amacıyla ortaya atılmış olabileceği ihtimali değerlendirildi.

Hüseyin Tüfekçi’nin rüşvet iddialarının doğru kabul edilse bile, Ceza Yasası uyarınca kendisinin de tanık değil sanık konumunda olması gerektiği, ancak kendisine karşı savcılık tarafından herhangi bir dava açılmadığı, suçlamaların sadece Tosunoğlu’na yöneltildiği kaydedildi.

Raporda, “Milletvekilliği genel seçimlerine kısa süre kala böyle bir isnat dosyasının Meclis’e iletilmiş olması da isnadın siyasal amaçlara dayandığı kanaatini desteklemektedir.” denildi.

 

Oy çokluğuyla Tosunoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılmamasına karar verildi

Komite, yaptığı kapsamlı inceleme sonucunda, “isnadın ciddi olmadığı ve siyasal amaçlara dayandığı” kanaatine vardı. Değerlendirme doğrultusunda, Tosunoğlu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılmamasına karar verildi.

Tosunoğlu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılmamasını ve kovuşturma ve yargılamanın milletvekilliği sıfatının sona ereceği zamana bırakılarak ertelenmesini, oy çokluğuyla kararlaştırdı.


Solyalı ve Talat, Komite raporuna ‘ret’ oyu verdi

“Komite yetkisini aştı, mahkeme gibi davrandı”

Komite üyelerinden Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı ile Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Ongun Talat, Komite raporuna ‘ret oyu verdi.

Komitenin yetkisinin İçtüzük’ün 129’uncu maddesinin (3)’üncü fıkrasına göre sadece isnadın ciddiliği ile yasama dokunulmazlığının kaldırılması isteminin siyasi amaçlara dayanıp dayanmadığının incelenmesiyle sınırlı olduğu vurgulandı. Raporda, Komitenin yargılama makamı yerine geçmemesi gerektiği, isnat edilen suçların ispatının ise yüce mahkemenin görevi olduğu ifade edildi. Anayasa Mahkemesi’nin kararına atıfta bulunularak, ceza davasındaki şahadetin mahkumiyet için yeterliliğinin Komitenin değil, mahkemenin değerlendirmesi gerektiği belirtildi.

Raporda ayrıca, Komitenin tanık dinleme yetkisinin bulunmadığı ancak hassasiyet nedeniyle Başsavcılık ve Merkez Bankası yetkililerinin dinlendiği ifade edildi. Komitenin görevinin, suçun işlenip işlenmediğini değil, suçlamanın ciddi olup olmadığı ve siyasi amaçlara dayanıp dayanmadığını incelemek olduğu kaydedildi.

İsnadın ciddiliği kısmında, Hasan Tosunoğlu’nun, Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası’nda İdare Heyeti Başkanı olduğu dönemde zimmet, sahte evrak düzenleme, görevi kötüye kullanma gibi ağır suçlarla itham edildiği, bu suçların kamu menfaatini doğrudan ilgilendirdiği belirtildi. Banka denetim raporunda kredilerin büyük çoğunluğunun bankacılık ilkelerine aykırı verildiği ve birçok kredinin donuk hale geldiği bilgisi yer aldı. İddiaların iki ciddi kurumun şikayeti üzerine başladığına dikkat çekildi.

Raporda, dosyada bulunan ifadelerin mahkeme önüne gidebilecek nitelikte olduğu, soruşturma sürecinde zaman kaybı yaşanmadığı ifade edildi. Ayrıca, kamu görevlisinin mevzuata aykırı ve keyfi kararlar aldığı iddialarının bankacılık mevzuatı ve denetimi ışığında ciddi bulunduğu vurgulandı.

Verilen kredilerin 8 milyon 403 bin 500 Sterlin ve 1 milyon 249 bin Sterlin gibi büyük rakamlarda olduğu, risk oranlarının mevzuata aykırı şekilde yüksek tutulduğu belirtildi.

 

“Milletvekiline yargılanma ve beraat etme hakkı tanınmalı”

Siyasal amaçlara ilişkin değerlendirmede ise, Anayasa Mahkemesi kararlarına dayanılarak, Komitenin dosyada siyasi amaçlı bir hazırlık veya şikayet bulunmadığı sonucuna vardığı bildirildi. Suçlamaların milletvekilinin ifade özgürlüğü ya da siyasi haklarıyla ilgili olmadığı, Tosunoğlu’nun savunmasında ithamları reddetmediği ve savunma getirmediği kaydedildi. Ayrıca, diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında da soruşturma ve dava süreçlerinin devam ettiği belirtildi.

 

“İstifa dilekçesiyle ilgili, İçtüzük’e aykırı şekilde hala işlem yapılmadı”

Tosunoğlu’nun istifa dilekçesinin Meclis Başkanlığı tarafından işleme konulmadığı ve bunun İçtüzük ihlali olduğu ifade edildi. Rüşvet suçu ile ilgili tanıkların ceza yargılamasında sanık da olabileceği, dolayısıyla dava sürecinin hukuki prosedüre uygun yürüdüğü belirtildi.

Anayasa Mahkemesi kararlarından alıntılar yapılarak, dokunulmazlığın kaldırılmasının siyasal amaçlı olmadığını, milletvekiline yargılanma ve beraat etme hakkı tanınması gerektiği vurgulandı. Aklanmanın hem milletvekilinin hem Meclis’in saygınlığı için önemli olduğu ifade edildi.

Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilinin diğer vatandaşlarla aynı yargı süreçlerine tabi olacağı ancak cezanın infazının dönem sonuna bırakılacağı hatırlatıldı. Talat ve Solyalı, Başsavcılık tarafından sunulan dosya ve Anayasa Mahkemesi kararları ışığında, Hasan Tosunoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için gereken kriterlerin oluştuğu kanaatine varıldığını bildirdi.

Bu haber toplam 8361 defa okunmuştur