1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Müzakere olsun diye değil, çözüme ulaşacak müzakere istiyoruz”
“Müzakere olsun diye değil, çözüme ulaşacak müzakere istiyoruz”

“Müzakere olsun diye değil, çözüme ulaşacak müzakere istiyoruz”

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn ile CTP Genel Merkezi’nde gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından, kamuoyunu bilgilendiren kapsamlı bir açıklama yaptı.

A+A-

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn ile CTP Genel Merkezi’nde gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından, kamuoyunu bilgilendiren kapsamlı bir açıklama yaptı.

Erhürman, görüşmede Kıbrıs sorunu başta olmak üzere çözüm süreci ve bağlantılı meseleler konusunda CTP’nin görüşlerini aktardıklarını belirtti.

Erhürman, Hahn’ın Kıbrıs’a ilgili tarafları dinlemek amacıyla geldiğini ve bu diyaloğun önemli olduğunu belirterek, görüşmede uzun süredir kamuoyuyla paylaştıkları pozisyonları bir kez daha dile getirme fırsatı bulduklarını kaydetti.

 

“Annan Planı’ndan Crans Montana’ya çözüm iradesi ortaya kondu”

Erhürman, konuşmasının başında Kıbrıs Türk halkının geçmişte çözüm yönünde ortaya koyduğu iradeyi hatırlatarak, Annan Planı referandumlarında verilen “evet” oyunu, Talat-Hristofyas ve Akıncı-Anastasiadis dönemlerinde yürütülen müzakerelerdeki çözüm arzusunu vurguladı. Buna rağmen bir sonuca ulaşılamamış olmasının göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.

 

“Müzakere olsun diye değil, çözüme ulaşacak müzakere istiyoruz”

Yeni bir kapsamlı müzakere süreci başlamadan önce, geçmişte yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğini vurgulayan Erhürman, “Müzakere olsun diye değil, bizi çözüme ulaştıracak bir müzakere istiyoruz” dedi. Bu doğrultuda, metodoloji değişikliğine ilişkin önerilerini Hahn’a ilettiklerini belirtti.

 

Dört temel güvence önerisi

CTP lideri, müzakere süreci başlamadan önce Birleşmiş Milletler’in kendi sözleriyle sabit dört noktanın güvence altına alınması gerektiğini ifade etti:

Siyasi eşitlik pazarlık konusu değildir: Dönüşümlü başkanlık ve Kıbrıslı Türklerin olumlu iradesi yansımayan kararların federal organlardan çıkamayacağı ilkesi teyit edilmelidir.

Yakınlaşmalar sıfırlanmamalıdır: 2017 Crans Montana’ya kadar elde edilen tüm yakınlaşmalar kabul edilmelidir.

Zaman sınırlı ve sonuç odaklı metodoloji: BM Genel Sekreteri Guterres’in önerdiği gibi süreç sınırlı zaman diliminde ve sonuç odaklı yürütülmelidir.

Statükoya dönüş olmayacağı garanti altına alınmalıdır: Kıbrıslı Türklerin yapıcı tutumuna rağmen sonuç alınamazsa mevcut statükoya geri dönülmeyeceği açıkça belirtilmelidir.

“Great Sea Interconnector’dan dışlanmak çözüm perspektifiyle çelişiyor”

Enerji politikalarına da değinen Erhürman, AB’nin Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğü bağlamında ilişkileri geliştirmesinin önemli olduğunu söyledi. Bu çerçevede Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin “Great Sea Interconnector” gibi projelerden dışlanmasının barışa ve çözüm zeminine katkı sunmadığını belirterek, bu yaklaşımın revize edilmesi çağrısında bulundu.

 

“AB, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni normal bir üye gibi görmemeli”

AB’nin “Kıbrıs Cumhuriyeti” ile ilişkilerini diğer üye ülkelerle yürüttüğü gibi “normal” saymasının yanlış olduğunu belirten Erhürman, bu yapının Kıbrıslı Türkleri temsil etmediğini vurguladı. Schengen gibi doğrudan Kıbrıslı Türkleri etkileyen kararlarda, Kıbrıslı Türklerin iradesi ve görüşlerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini kaydetti.

 

Karma evlilikler, mülkiyet ve insan hakları

Erhürman, “karma evliliklerden doğan çocukların” yaşadığı insan hakkı ihlallerine dikkat çekerek, AB’nin bu konuda sessiz kalmaması gerektiğini söyledi. Mülkiyet meselesinin çözüm süreciyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayan Erhürman, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun uluslararası hukuka uygun bir iç mekanizma olduğunu ve bu yapının çözüm iradesinin bir yansıması olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.

 

“AB tarafsız kalabilir mi?” sorusu

Kıbrıslı Türklerin, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin AB üyesi olmasından dolayı, AB’nin çözüm sürecinde tarafsız kalabileceğine dair ciddi şüpheler taşıdığını söyleyen Erhürman, AB’nin bu gerçekliği görerek daha aktif ve dengeli bir rol üstlenmesi gerektiğini dile getirdi.

 

“Diyalog ve diplomasi her zaman iyidir”

Açıklamasını “diyalog ve diplomasi her zaman iyidir” sözleriyle tamamlayan CTP lideri Erhürman, herkesle görüşmeye, anlatmaya ve diyalog kanallarını açık tutmaya devam edeceklerini vurguladı.

Bu haber toplam 1236 defa okunmuştur
Etiketler :