1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Memleketi bataklığa sürüklüyorlar
Memleketi bataklığa sürüklüyorlar

Memleketi bataklığa sürüklüyorlar

“Kara para aklama yasası” olarak bilinen tasarının, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden “gri listeye girmesine” neden olabileceği ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki bankacılık sisteminin uluslararası operasyonlarını tamamen çökertebileceği ortaya çıktı.

A+A-

Ertuğrul SENOVA

Kamuoyunda, “kara para aklama yasası” olarak anılan ‘Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı’nın, Kıbrıs’ın kuzeyindeki bankacılık sisteminin uluslararası operasyonlarını tamamen çökertebileceği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden “gri listeye girmesine” neden olabileceği ortaya çıktı.

Maliye Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu’na sunulan ve komitede görüşülmek üzere Meclise havale edilen tasarı kapsamında, yurtdışından banka transferi veya nakit olarak getirilen kaynağı belirsiz para, yüzde 3 oranında vergisinin ödenmesi durumunda ‘vergisi ödenmiş kazanç’ olarak kabul edilecek, paranın kaynağı araştırılmayacak.

Tasarının görüşüldüğü Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde, soru üzerine konuşan Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın, “1,3 milyar Dolar para gelmesini ve 40 milyon Dolar vergi tahsil etmeyi bekliyoruz” dediği, ancak 1,3 milyar Dolar’ı “nasıl tahmin ettiği” ise, paranın kaynağı kadar büyük bir bilinmezlik barındırıyor…

Türkiye’deki Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından endişeyle takip edilen ve KKTC Bankalar Birliği’nin tamamen karşı çıktığı yasa tasarısının yürürlüğe girmesi halinde, uluslararası kara parayla mücadele eden Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) Türkiye’yi yeniden gri listeye alabileceği belirtiliyor.

Zira KKTC, uluslararası alanda Türkiye’nin alt yönetimi olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle KKTC’de, -Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın “tahmini” üzerine- 1,3 milyar Dolarlık bir ‘kaynağı belirsiz’ para trafiğinin yaşanmasının, doğrudan Türkiye’yi sorumlu hale getireceği ifade ediliyor.

FATF’ın ‘gri listesine’ dâhil edilen ülkeler; dış yatırım bulma süreçlerinde itibar kaybı yaşıyor, özellikle ihracat ve ithalat alanında çalışan şirketlerin yaptırımlarla karşılaşabiliyor, ekonomi büyük ölçüde zarar görebiliyor.

Haziran 2024’te gri listeden çıkan Türkiye’nin, Kasım ayında FATF yetkilileri ile yeni bir görüşme gerçekleştireceği ve mevcut durumun değerlendirileceği biliniyor.

Öte yandan KKTC Bankalar Birliği de söz konusu tasarıya tamamen karşı durumda. Tasarının görüşüldüğü Meclis komitesine katılan birlik yönetimi, hükümet yetkililerine, kayıt-dışı paranın hiçbir banka tarafından kabul edilmeyeceğini deklere ettiği öğrenildi.

Bankalar Birliği, nereden geldiği belli olmayan paranın sisteme girmesi halinde, Kıbrıs’ın kuzeyindeki bankacılık sisteminin uluslararası operasyonlarının tamamen çökebileceği endişesini taşıyor. Zira KKTC’deki tüm bankaların yurtdışı transfer ve ödeme gibi operasyonları, Türkiye merkezli tek bir özel banka üzerinden yapılıyor. Birlik, kayıt-dışı paranın sisteme girmesi durumunda, uluslararası bankacılık sistemi tarafından yaptırımlara maruz kalınabileceğini ifade ediyor.

Benzer bir uygulama yine UBP Hükümeti döneminde; Ağustos 2021’de, bu kez yasa gücünde kararname şeklinde, "Nakdi Varlıkları Kayıt Altına Alınması Kararnamesi" adıyla yürürlüğe girmişti.

Söz konusu kararname, CTP ile TDP’nin yargı yoluna başvurması üzerine yaklaşık 20 gün yürürlükte kalabilmiş ve kaynağı belli olmayan 1 milyar 30 milyon TL para, KKTC tarafından, yüzde 2,5 oranında vergiyle adeta aklanmış; karşılığında 22 milyon TL vergi tahsil edilmişti.

YENİDÜZEN’in araştırmasına göre, 2021 yılında kararname sayesinde adaya giren ve vergisi alınan toplam meblağın yüzde 62,47’si Halil Falyalı’ya ait.

Türkiye’deki adli makamlar, söz konusu paranın “yasadışı sanal bahis aracılığıyla” kazanıldığına dair bir iddianame hazırlamış durumda. Söz konusu iddianamede, Falyalı’nın eşi Özge Falyalı’nın, kararnameden faydalandıklarına dair ifadeleri yer alıyor…

 

‘Kara para aklama yasasının’ barındırdığı tehlikeler neler?

 

Türkiye yeniden gri listeye girebilir

Türkiye’deki Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından endişeyle takip yasa tasarısının yürürlüğe girmesi halinde, uluslararası kara parayla mücadele eden Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) Türkiye’yi yeniden gri listeye alabileceği belirtiliyor.

Söz konusu tasarının görüşüldüğü Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nin Başkan Vekili, CTP Milletvekili Erkut Şahali, komitenin MASAK ile görüştüğünü ve MASAK yetkililerinin de ‘tedirgin’ olduğunu ifade etti.

KKTC, uluslararası alanda Türkiye’nin bir alt yönetimi olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle KKTC’de yaşanacak bir kara para trafiğinin, doğrudan Türkiye’yi sorumlu hale getireceği ifade ediliyor.

FATF’ın ‘gri listesine’ dâhil edilen ülkeler; dış yatırım bulma süreçlerinde itibar kaybı yaşıyor, özellikle ihracat ve ithalat alanında çalışan şirketlerin yaptırımlarla karşılaşabiliyor, ekonomi büyük ölçüde zarar görebiliyor.

Haziran 2024’te gri listeden çıkan Türkiye’nin, Kasım ayında FATF yetkilileri ile yeni bir görüşme gerçekleştireceği ve mevcut durumun değerlendirileceği biliniyor.

 

Bankalar Birliği de karşı: “Getirilecek parayı hiçbir banka kabul etmeyecek”

Tasarının barındırdığı bir diğer tehlike ise, KKTC’deki bankacılık sistemine yönelik…

KKTC Bankalar Birliği de söz konusu tasarıya tamamen karşı durumda. Tasarının görüşüldüğü Meclis komitesine katılan birlik yönetimi, hükümet yetkililerine, kayıt-dışı paranın hiçbir banka tarafından kabul edilmeyeceğini deklere ettiği öğrenildi.

Bankalar Birliği, nereden geldiği belli olmayan paranın sisteme girmesi halinde, Kıbrıs’ın kuzeyindeki bankacılık sisteminin uluslararası operasyonlarının tamamen çökebileceği endişesini taşıyor. Zira KKTC’deki tüm bankaların yurtdışı transfer ve ödeme gibi operasyonları, Türkiye merkezli tek bir özel banka üzerinden yapılıyor. Birlik, kayıt-dışı paranın sisteme girmesi durumunda, uluslararası bankacılık sistemi tarafından yaptırımlara maruz kalınabileceğini ifade ediyor.

 

 

2021’deki ‘kara para’ kararnamesi:

1 milyar 30 milyon TL para adaya girdi, 22 milyon TL karşılığında ‘aklandı’

Benzer bir uygulama yine UBP Hükümeti döneminde; Ağustos 2021’de, bu kez yasa gücünde kararname şeklinde, "Nakdi Varlıkları Kayıt Altına Alınması Kararnamesi" adıyla yürürlüğe girmişti.

Söz konusu kararname, CTP ile TDP’nin yargı yoluna başvurması üzerine yaklaşık 20 gün yürürlükte kalabilmiş ve kaynağı belli olmayan 1 milyar 30 milyon TL para, KKTC tarafından, yüzde 2,5 oranında vergiyle adeta aklanmış; karşılığında 22 milyon TL vergi tahsil edilmişti.

 

2021’deki paranın yüzde 62,47’si Falyalı’ya ait

YENİDÜZEN’in araştırmasına göre, 2021 yılında kararname sayesinde adaya giren ve vergisi alınan toplam meblağın yüzde 62,47’si Halil Falyalı’ya ait.

Türkiye’deki adli makamlar, söz konusu paranın “yasadışı sanal bahis aracılığıyla” kazanıldığına dair bir iddianame hazırlamış durumda. Söz konusu iddianamede, Falyalı’nın eşi Özge Falyalı’nın, kararnameden faydalandıklarına dair ifadeleri yer alıyor…

İddianamede yer alan Özge Falyalı’nın ifadesine göre Halil Falyalı, Nakdi Varlıklara İlişkin Mali Düzenleme Hakkında Yasa Gücünde Kararnameye istinaden 2021 yılında Malta’dan 30 milyon Euro, 10 milyon Dolar ve 10 milyon Sterlin değerinde kripto para, 4,5 milyon Sterlin de yurt içinde bulunan parasını Gelir ve Vergi Dairesi’ne beyan etti, karşılığında 13 milyon 744 bin 155 TL vergi ödedi. Ağustos 2021 döneminde ortalama döviz kurlarına göre Falyalı’nın beyan ettiği paranın TL karşılığı, 551,75 milyon TL. Ödenen vergi ise, 13 milyon 744 bin 155 TL…

Dönemin Maliye Bakanı Dursun Oğuz'un açıklamalarına göre, bu süreçte devlet 22 milyon TL vergi tahsil etmişti. Bu kapsamda hem adaya giren paranın, hem de devletin elde ettiği gelirin yüzde 62,47’si Halil Falyalı’ya ait.

Özetle KKTC ‘Devleti’, Türkiye’de hazırlanan iddianameye göre “yasadışı sanal bahisten” elde edildiği ifade edilen kara parayı, yüzde 2,5’lik vergiyle akladı…

Bu haber toplam 1309 defa okunmuştur