1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Kendi Ayakları Üzerinde Duran Bir Ekonomiye Sahip Olmak
Kendi Ayakları Üzerinde Duran Bir Ekonomiye Sahip Olmak

Kendi Ayakları Üzerinde Duran Bir Ekonomiye Sahip Olmak

Hal böyle iken, bütçe planlamasının içerisinde önemli bir yer tutan TC mali desteğinin zamanında ve tam olarak aktarılamaması, bütçemizin olanaklarını oldukça daraltmakta ve borçlanılmasına, yani ek mali külfetlere neden olmaktadır.

A+A-

Berkan M. Tokar

berkan.tokar@gmail.com

 

Kendi ayakları üzerinde durabilen bir ekonomik yapının oluşturulması, Kuzey Kıbrıs vatandaşlarının hak ettiği demokratik ve müreffeh bir yaşamın sunulabilmesini mümkün kılmanın yegâne yolu olduğu kanaatindeyim. Kendi ayakları üzerinde durma hedefi olan gelişmekte olan ekonomilerin oluşturması gereken unsurların başında makroekonomik denge gelir. Dolayısıyla makroekonomik denge unsurlarını tümüyle ele alan bir ekonomik model ile kendi ayakları üzerinde duran istikrarlı bir ekonomik yapı yaratabilmemiz, ülkemizin geleceği için çok önemli ve kritik bir kalkınma hamlesidir.

Ülkemiz ekonomisinin riskleri asgariye indirilerek, kendi kendine yeten ve sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturma adına atılacak en doğru adım, ülkemizin kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlayacak, rasyonel ekonomi politikaları geliştirmek ve uygulamaktır. Pratikte bahse konu politikaların nasıl geliştirileceği ve uygulanacağı bilgi ve tecrübe temelinde olması yanında siyasettin günümüzdeki kötü alışkanlıklarının da bu uygulamaya sirayet etmemesi gerekmektedir.

***

Dünya genelinde ülkelerin, ekonomi politikalarını iki temel zemin üzerinden planlayıp uygulamaya çalıştığı görülür. Bunlardan biri para politikaları, diğeri ise maliye politikalarıdır. Ülkemizde para politikası zemininde herhangi bir uygulama yapılması imkânı, para arzı, faiz artırımı gibi araçlar üzerinde etkin bir yönetim olanağı olmamasından dolayı çok sınırlıdır. Öte yandan, maliye politikaları, ekonomimizin üzerine yaslanabileceği, plan, program yapabileceği tek ekonomi yönetme aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Maliye politikaları çerçevesinde, ekonominin gerek makroekonomik, gerekse makroekonomik hedefler belirlenerek yönetilmesi mümkündür. Bu bağlamda, devlet, kamu bütçesi yoluyla maliye politikasını uygulayarak ve makroekonomik değişkenler üzerinde etkili olmaya çalışmalıdır. Amaç, ekonomide büyüme, tam istihdam, istikrar ve adil gelir dağılımı gibi temel makroekonomik hedeflerin gerçekleştirilmesidir. Belirlenecek makroekonomik hedeflere ulaşmak adına, devletin kullanabileceği en önemli araç stratejik bütçe planlaması ve bütçe yönetimidir. Böylelikle, hükümetlerin dünya görüşü çerçevesinde oluşturacağı mikro ekonomik politikalar ile cari ve yatırım harcamaları yanı sıra, teşvik ve muafiyetler ile daha birçok destek ve piyasa müdahalelerinin uygulanması mümkün olabilir.

Ülkemizde de maliye politikaları uygulayarak kalkınma hamlelerini layığı ile yapan, sürdürülebilir, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomik yapı kurabilmek için güçlü bir bütçeye, güçlü bir maliye yönetimine gereksinim vardır. Ülkemiz bütçesinin yapısına bakıldığında, görünen önemli unsurların başında, toplam giderlerin yaklaşık %80’inin personel giderleri olması ve Türkiye Cumhuriyeti (TC)’nin mali yardımlarıyla bütçemizin denkleştiği hususları gelmektedir. Hal böyle iken, bütçe planlamasının içerisinde önemli bir yer tutan TC mali desteğinin zamanında ve tam olarak aktarılamaması, bütçemizin olanaklarını oldukça daraltmakta ve borçlanılmasına, yani ek mali külfetlere neden olmaktadır. Bu realite de aslında, bizi kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratma hedefine taşıyacak en önemli araç olan bütçemizin, ne kadar kırılgan ve sürdürülebilirlikten uzak bir yapıda olduğunu göstermektedir. Böylesi bir bütçe yapısı içerisinde, giderler üzerinden tasarruf edilerek kalkınma hamleleri için kaynak yaratılacak bir alan olmadığı açıkça görülmektedir. Diğer yandan, ülkemizde kayıt dışılığın yüksek olduğunun gerek akademik çalışmalarda, gerekse ilgili kurumlarca tanımlanmış olması, bizlere bütçenin gelirler bacağını geliştirilebilecek zeminin var olduğunu göstermektedir. Kuzey Kıbrıs genel bütçesinin geliştirilerek güçlü bir bütçe yaratılması ve ülkenin ekonomik gelişiminin genel bütçe üzerinden finanse edilmesi, ülkemiz adına önemli ve kritik bir hedeftir. Diğer yandan, dış yardımların ekonomik kalkınma finansmanında önemli bir enstrüman olduğu bilinmektedir. Ancak dış yardımların bütçe gereksinimi olarak değil, bizi kalkınma hedeflerine taşıyacak ek mali imkân olarak ekonomimize enjekte edilmesinin çok önemli bir unsur olduğu ve böylesi bir yapı içerisinde dış yardımların bizleri makroekonomik hedeflere ulaştırmada etkin rol oynayabileceği kavranmalıdır.

***

Kendi ayaklar üzerinde duran bir ekonomiye sahip olma vizyonu ve ekonomik modeli çerçevesinde makroekonomik politikalar, aşağıda belirtilen hedefler çerçevesinde üzerinde çalışılarak geliştirilmesi gerekmektedir:

Teşvik Düzenlemeleri

1. Yatırım teşvikleri gözden geçirilmeli; teşvikler özel sektör yatırımlarını özendirirken kayıt dışılığı artırmayacak şekilde düzenlenmelidir.

2. Teşvikler gözden geçirilirken teşvik sistemi sektör bazında, katma değeri artıracak ve yeni iş olanakları yaratacak şekilde (ekonomik büyüme) kurgulanmalıdır.

3. Teşvikler hedef odaklı ve spesifik olmalı ve aynı zamanda ölçülebilir olmalıdır.

 

Kalkınma Planları

1. Bölgesel kalkınma programları geliştirilmeli ve sağlıklı bir ekonomik kalkınma ivmesi sağlanmalıdır.

2. Özellikle kırsal bölgelerde sosyal ve ekonomik yaşamın geliştirilmesi için destek programları düzenlenmelidir.

Kayıt Dışılıkla Mücadele

1. Kayıt dışılıkla mücadele noktasında ilgili devlet kurumlarında otomasyon ve denetim kapasiteleri geliştirilmeli ve artırılmalıdır.

2. Yasal altyapısı oluşturulmamış yeni sektörlerin ve yasal düzenleme eksikliği olan mevcut sektörlerin yasal düzenlemeleri yapılarak kayıt kapsamı içerisinde olmaları sağlanmalıdır.

Vergi Düzenlemeleri

1.Kurumlar vergisi OECD ülkelerindeki uygulamalar değerlendirilerek kurumlar vergisi oranı belirlenmelidir.

2.Kurumlar vergisine ek olarak uygulanan %15 gelir vergisi stopajı tekrar değerlendirilmeli ve süreç içerisinde azaltılmalıdır.

3.Şahıs ve Şirketlerin ödemekte güçlük çektiği yüksek vergi oranları yaratan gelir vergisi matrahları gözden geçirilmeli ve yaşam şartları göz önünde bulundurularak rasyonel bir düzeye getirilecek şekilde gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır.

4. Vergi uygulamaları, vergi oranlarını yükselterek daha fazla gelir yaratılamayacağı bilinciyle hareket etmeli ve ekonomik rasyonel çerçevesinde daha geniş bir tabana yayılması hedefini taşımalıdır.

5. Bu bağlamda vergi uygulamalarında iyileştirmeler sağlanıp vergilendirmeyi daha geniş bir tabana yayarken eş zamanlı olarak devletin denetim kapasitesi ve denetimleri artırılmalıdır.

Dış Yardımlar

1. Dış yardımların ülkemizi kalkınma hedeflerine taşıyacak ek finansal ve teknik imkân olarak ekonomimize enjekte edilmesi sağlanmalıdır.

2. Dış yardım akışları, ekonomik büyüme hedefleri çerçevesinde ele alınarak tekrardan gözden geçirilmesi ve sağlıklı bir dış yardım akış yapısı geliştirilmelidir.

3. Dış yardımlar ülkemizin makroekonomik hedeflerine ulaşmasında reformların gerçekleşmesini kolaylaştıracak etkin bir araç olarak kullanılmalıdır.

Verimlilik

1. Dijital dünyanın ve gelişen sektörlerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek işgücü ihtiyacının karşılanmasını sağlamak amacıyla eğitim planlaması yenilenmelidir.

2. Bu çerçevede dijital dünya için gerekli teknik alt yapı olan fiber optik alt yapı yatırımları geciktirilmeden yapılmalıdır.

3. Devletin kişi ve kuruluşlara kamu kurumları vasıtasıyla verdiği kamu hizmetinin kalitesini hem maliyet hem de zaman açısından geliştirmelidir.

4. Kamu hizmeti kalitesi, ülke kalkınmasına hız kazandıracak düzeye getirilmelidir. Bu bağlamda kamuda gereken düzenleme ve reformlar gerçekleştirmelidir.

5. Tüm sıralanan gerçekler ışığında ülkemiz kurumlarının ve insan kaynağı kapasitesinin geliştirilmesi sağlıklı bir yönetişim açısından çok önemlidir. Dolayısıyla gereken yapısal reformlar ve insan kaynaklarının gelişimi için gereken eğitim programları hızlı bir şekilde önceliklendirilerek uygulanmalıdır.

***

Sonuç olarak, yukarıdaki mülahazalar ışığında özetleyecek olursam, bu çalışmanın temel hedefi, KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN VE SÜRDÜRÜLEBİLİR bir ekonomik yapı yaratmaktır. Bu temel hedefe ulaşmak için ise, maliye politikalarını ve bütçe yönetimini, sahip olduğumuz en güçlü enstrümanlar olarak tanımlamaktayım. Genel makroekonomik hedeflerden sapmaksızın mikro politikalarla desteklenecek şekilde planlamanın yapılması, kurgulanması ve yönetilmesi temeldir. Yani bir taraftan kayıt dışılık ile mücadele edilerek mahalli gelirler artırılırken, elde edilecek gelirin ekonomiye geri dönüşü adil gelir dağılımı, sektörel verimlilik ve ekonomik büyüme hedefleri doğrultusunda olmalıdır. Ayrıca maliye yönetimi de bu stratejik bilinçten hareketle icra edilmelidir. Öte yandan mikro hedeflere etkin olarak ulaşılmasını sağlayacak, iyi bir kamu idaresi gibi, dijitalleşme ve otomasyon gibi temel dönüşümleri teminen mutlaka reform düzenlemeleri yapılıp uygulanmalı ve ayrıca insan kaynakları bu bağlamda geliştirilmelidir.

Bu haber toplam 2628 defa okunmuştur
Etiketler :
Gaile 489. Sayısı

Gaile 489. Sayısı