1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. AKANSOY KIBRIS SORUNU DEĞERLENDİRDİ
AKANSOY KIBRIS SORUNU DEĞERLENDİRDİ

AKANSOY KIBRIS SORUNU DEĞERLENDİRDİ

Cumhuriyetçi Türk partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Asım Akansoy, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun bir süreden beridir eski bildik söylemlerine geri döndüğüne işaret ederek, özel Temsilcisi Kudret Özersay’ın Kıbrıs Rum tarafının

A+A-

CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Kıbrıs konusunda eski söylemlerine geri döndüğünü vurguladı…

 

“Eroğlu, açıklamalarıyla ayrılıkçılığı vurguluyor”

 

 

Cumhuriyetçi Türk partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Asım Akansoy, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun bir süreden beridir eski bildik söylemlerine geri döndüğüne işaret ederek, özel Temsilcisi Kudret Özersay’ın Kıbrıs Rum tarafının Münhasır Ekonomik Bölge’de petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına yönelik yaptığı açıklamanın da kendisinden beklenmeyen çatışmacı ifadeler içerdiğini söyledi. Akansoy, bu tür yaklaşımların olumsuz bir unsur olarak BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Güvenlik Konseyi’ne sunacağı rapora yansıması durumunda kaybeden tarafın Kıbrıs Türk tarafı olacağını vurguladı.

CTP-BG Genel Sekreteri Akansoy dün akşamüzeri Kanal Sim’de yayımlanan Baykan Gürses Özdağ’ın sunduğu “Haber Ajansı” adlı programda ağırlıklı olarak Kıbrıs sorunu ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi.

Akansoy, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay’ın dün yaptığı açıklamada “Rum tarafının doğalgaz ve petrol çıkarma çalışmalarına başlaması halinde Kıbrıs Türk tarafı gerekeni yapar” şeklindeki ifadelerini değerlendiren Akansoy, bunun Kudret Özersay’dan beklenen bir açıklama olmadığına dikkat çekti. Bununla birlikte konunun değerlendirilmesi gereken yönleri olduğunu ifade eden Akansoy, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un 7 Temmuz’da Cenevre’de yapılan zirvenin ardından yaptığı açıklama ile yaşanan gelişmeleri anımsattı.

Öte yandan güneydeki patlamanın Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Hristofias’ın elini zayıflattığını, yoğunlaşmış müzakerelerle ve BM Genel Sekreteri’nin açıklamalarına paralel olarak Kıbrıs sorununda yol alınması beklenirken görüşmelerde aksamalar yaşandığını kaydeden CTP-BG Genel Sekreteri tüm bu gelişmelerin arasında doğal gaz ve petrol konunsun gündeme gelip oturduğunu vurguladı.

 

YANLIŞA YANLIŞLA YANIT VERİLMEMELİ

Kıbrıs Rum tarafının son dönemdeki açıklamaları ve konuyla ilgili girişiminin kesinlikle kabul edilir olmadığının altını çizen Akansoy, sözlerini şöyle sürdürdü.

“Biraz da Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Sayın Markulli’nin de tavrıyla gerilim politikası gündeme geldi. Esasen kendisi çatışmacı dili ve sert üslubu olan bir kişidir. Zaten, sertlik yanlısı bir kişinin Hristofias tarafından Dışişleri Bakanı yapılması başlı başına açmaz yaratmaya yol açacak ciddi bir konu. Doğal gaz ve petrol konusu da kendi içinde belirsizlik taşıyor. Bildiğiniz gibi henüz petrol ya da doğal gaz çıkarılması söz konusu değil. Yapılan anlaşma, bölgede doğal gaz ve petrol için araştırma yapılmasını öngörüyor. Dolayısı ile Türk tarafı çok akılcı davranmalı. Rum tarafının yaratmaya çalıştığı durum iyi etüt edilmeli ve yanlışa yanışla yanıt verilmemeli. Diplomasi kullanılarak BM nezdinde, uluslar arası topluluk nezdinde girişimlerde bulunulmalı ve bu yolla Kıbrıs Rum tarafının tutumunun not ettirilmesi sağlanmalı.”

Kıbrıs Rum tarafının politikasının “görüşme masasında eşit ama onun dışında uluslar arası haklardan yararlanıp Kıbrıs Türklerinin üzerinde tahakküm kurmaya” yönelik olduğunu anımsatan CTP-BG Genel Sekreteri, “Bu nedenle Kıbrıs Türk tarafının bu tavrı çatışma ile değil, diplomatik bir tavırla karşılayıp ele alması gerekir” diye konuştu.

Akansoy, bunun aksine Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun bir süreden beri eski söylemine geri döndüğünün görüldüğüne işaret ederek “Eski söylemlerinin bir başka versiyonunu kullanıyor. Sayın Özersay’ın açıklaması da ne yazık ki aynı çerçevede bir açıklamadır. Kullandığı üst perdeden dille Kıbrıs Rum tarafının girişimine karşı cephe savaşı açmış bir tavır sergilemektedir. Bu gerçekçi bir saptama değil” dedi.

Özersay’ın “Orta Doğu Kıbrıs’a ithal ediliyor” şeklindeki saptamasının da doğru bir saptama olmadığını vurgulayan Akansoy, Türk tarafının haklı olduğunu ancak bunun gereğini çatışmacı bir yaklaşımla değil, yapıcı bir dille ve diplomasiyi kullanarak yapması gerektiğini kaydetti. Akansoy, sergilenecek yaklaşımın havayı gerecek, çatışma ortamı yaratacak bir yaklaşım olmaması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Bu, sanırım Sayın Kudret Özersay’ın üslubu değildi. Onun makamından beklediğimiz, daha yapıcı bir müzakere süreci ve Kıbrıs Türk halkına bilgi vermesidir. Kıbrıs Türk tarafının suçlanması, sadece Sayın Özersay ve Eroğlu’nun sorumluluğunda değildir. BM genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi’ne aleyhimize ifade taşıyan rapor sunması bizim istediğimiz bir gelişme değildir”

Cumhurbaşkanı ve heyetinin daha şeffaf olması gerektiğine de işaret eden CTP-BG Genel Sekreteri Akansoy, özellikle siyasi partilerle sivil toplum örgütlerini daha iyi bilgilendirmeleri gerektiğinin altını çizdi.

Kudret Özersay’ın dünkü açıklamasında “Markulli’nin analizleri temelsiz ve şaşırtıcı” ifadelerini kullandığını kaydeden Asım Akansoy, “Evet saptaması doğru ama ne var ki kendi açıklamaları da aynen öyle, yani temelsiz ve şaşırtıcı” diye konuştu.

Akansoy, “Umarım süreç doğru yoluna rayına oturur aksi halde yaşanacak gelişmelerden zararlı çıkan Kıbrıs Türk tarafı olur” uyarısında da bulundu.

 

HALK NASIL HAZIRLANACAK?

Görüşme sürelerinin yoğunlaştırılmış müzakere yerine gittikçe kısaldığına dikkat çekilerek kamuoyuna konuların detaylı olarak ele alınmadığı şeklinde bir mesaj verildiği yorumuna katılıp katılmadığı sorusuna ise verdiği yanıtta Akansoy şöyle konuştu:

“BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon 7 Temmuz Cenevre zirvesi sonrasında yaptığı açıklamada, ‘halklarınızı referanduma hazırlayın’ demişti. Peki, halk nasıl hazırlanacak? Şu anda halk arasında bu konu konuşuluyor mu? Sayın Eroğlu, saraya kapanmış, Kıbrıs Türk halkına bilgi vermemekte, açıklamalarıyla da egemenlik ve ayrılıkçılığa vurgu yapmakta. Doğru, aynı şey Kıbrıs Rum tarafında da var ama biz, kendi cumhurbaşkanımızın tavrı ile ilgiliyiz. Kendi cumhurbaşkanımız hata yapmamalı. Sayın Cumhurbaşkanı ‘yarınlar aydınlık’ diyor. Hangi aydınlık?  Demek ki şimdiki durumun pek aydınlık olmadığını kabul ediyor.

Sayın Eroğlu’nun görüşlerini biliyoruz. Fakat kendisi Cumhurbaşkanı olduktan sonra özellikle görüşmeleri Sayın Talat’ın oryaya koyduğu anlaşma çerçevesinde sürdüreceğine dair BM Genel Sekreterine mektup göndermişti. Beklentimiz, bu sözüne sadık olmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanı kendi halkını düşünmek zorundadır”.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun selefi, 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı “saraya kapanmakla” eleştirerek sarayı halka açmak, halk konseyleri kurmak gibi birçok vaatlerde bulunduğunu hatırlatan Akansoy,  “tezi, açık politikaydı ama şimdi tamamen kapalı bir politika uygulamaktadır. Yöntem itibarıyla da baktığımızda da paylaşımcı bir durum yok. Oysa Sayın Talat paylaşımcı bir tavır içindeydi ve gerek siyasi partilere, gerek sivil toplum örgütleri ve kamuoyuna sürece dair bilgi vermekteydi. Şimdi ise böyle bir durum yok” dedi. .

 

“EKİME KADAR ÇOK FAZLA GELİŞME OLMAZ”

Kıbrıs sorununda ekim ayına kadar çok fazla bir gelişme beklemediğini de açıklamalarında ifade eden Akansoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

“BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in nasıl bir kriz yönetimi uygulayacağını da göreceğiz. Ortada bir sorun vardır. Gerilimi artırıyor. Ortada bir çatışma dili varsa, bu, petrol ve doğal gazla ilgilidir ve BM’nin buna kayıtsız kalacağını sanmıyorum. Hatta bence bir girişim başlatmıştır bile. Dolaysıyla ekim ayına kadar bir şey çıkmaz ama ekimde görüşme olur. Eğer ekimdeki görüşmede az da olsa ilerleme kaydedilir ve taraflar Camp David gibi görüşme sürecine alınırsa gelişmeler olabilir. Ben, BM’nin olayı oluruna bırakacağına inanmıyorum. Uluslararası konferansta taraflar arasında olumlu atmosfer görülürse bütünlüklü bir plan yeniden gündeme gelebilir diye düşünüyorum.

 

“REFERANDUMDAN UMUTLUYUM”

Olası bir referandum durumunda nasıl bir sonuç beklediği sorusuna verdiği yanıtta ise Akansoy, umut belirtti. Halkların, özellikle de Güney Kıbrıs gibi dünyaya açık görünüp aslında kapalı olan dayanışmacı toplumlarda halkların görüşünün liderler tarafından belirlendiğine dikkat çeken Akansoy, bunun 2004’teki referandum’da açıkça görüldüğünü anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Güneyde, 2004’te evet diyen DİSİ’nin şimdi hayır demesi için bir neden olmadığını görüyorum, AKEL’in de Hristofias’ın sunacağı bir plana evet diyeceğini düşündüğümüzde güneyden olumlu bir yaklaşım beklenebilir. Kuzeye bakıldığında ise ortaya çıkacak olan plan, Sayın Eroğlu’nun planı olacaktır. CTP bir barış planına asla ‘hayır’ demez. UBP de Eroğlu planına hayır demez diye düşünüyorum. Dolaysıyla görüntü bana olumlu geliyor ama sonuçta bu bir senaryo. Farklı durum da oluşabilir”

CTP’nin 2000’li yılların başında toplumu çözüme hazırlama konusunda aktif bir rol üstlendiğinin hatırlatılarak şimdi de böyle bir rol almaya hazır olup olmadığı sorusunu da yanıtlayan Akansoy, CTP’nin barışa olan inancını ve çözüm yolundaki kararlılığını hala sürdürdüğünü ve bunun böyle devam edeceğini vurguladı.

Halkın 2000’li yılların başından bugüne yaşadıkları göz önüne alındığında yorgun olduğunu gördüklerini, dolayısı ile halkın bu günkü durumunu anlayışla karşıladıklarını da ifade eden Akansoy, “CTP de bu konuda elinden gelenin en iyisini yapacaktır ve buna hazırdır. Çalmalarını da sürdürmektedir.  CTP kararlı ve ilkeli duruşunu 1970’lerden beri sürdürdüğü şekilde sürdürecek” diye konuştu.

 

UBP VİCDANSIZ SİYASET SÜRDÜRÜYOR

Program sonunda iç konulara da kısaca değinen CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “UBP, gözü kara bir şekilde yoluna davam ediyor ve büyük vicdansızlık örneğiyle siyaset sürdürüyor. Siyasi partileri, hukuku, sivil toplum örgütlerini, Kıbrıs Türk toplumunu, hatta meclisi yok sayarak politikalarını sürdürüyor. Kıbrıs Türk halkına bu denli zulmedici, yaşam standardını böylesi yok eden yöntemlere karşı direneceğiz. CTP, bu mücadelede kendini en üst düzeyde gösterecek”.                                                     

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 905 defa okunmuştur