1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Yarası olan gocunur. Demek ki yarası çok büyüktü”
“Yarası olan gocunur. Demek ki yarası çok büyüktü”

“Yarası olan gocunur. Demek ki yarası çok büyüktü”

Sosyal medyadan Cumhurbaşkanlığı makamındaki Tatar’a yönelik yaptığı paylaşımla “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlamasıyla yargılanan Sabit Parsel, “davacının” mahkemede şikâyetini bizzat dile getirmesini talep ettiğini, davanın da geri çekildiğini söyledi.

A+A-

Ertuğrul SENOVA

Facebook hesabı üzerinden, Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar’a yönelik yaptığı paylaşım üzerine “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlamasıyla yargılanan Sabit Parsel isimli vatandaş, “davacının” mahkemeye gelerek şikâyetini bizzat dile getirmesini talep ettiğini, bunun üzerine davanın geri çekildiğini söyledi.

“Adanın maskarası, TC’nin soytarısı olma yolunda devam. Bu ada senden utanç duyuyor” paylaşımı üzerine Ekim ayında mahkemeye çıkarılan Parsel, kimliğine el konulması yönündeki mahkeme kararına karşı çıkması üzerine 7 gün süreyle hapse gönderilmişti…

Parsel, “Cumhurbaşkanına Hakaretten” yargılandığı ve ardından 4 aylık süreci, YENİDÜZEN’e anlattı…

Parsel, Mersinlik bölgesinde çıkan orman yangınını havadan gözlemlemek için helikoptere binen Tatar’ın gülümseyerek poz vermesi, akabinde UBP kurultayına yönelik müdahalelerin yaşandığı süreçte Türkiye’ye geziler düzenlemesi gibi konuların “duygu patlamasına” neden olduğunu, bu yüzden söz konusu paylaşımı yaptığını söyledi. 

Gönderiyi paylaşmasından 2 gün sonra polis tarafından aranarak karakola çağrıldığını anlatan Parsel, ifadesinin alındığını, 2 hafta sonra ise mahkemeye çıkarıldığını anlattı.

Parsel, mahkemenin kimliğine el koymak istediğini, kendisinin ise kabul etmediğini, bunun üzerine 7 gün süreyle hapis cezası aldığını aktardı.

7 günlük hapis cezasının ardından mahkeme süreçlerinin devam ettiğini söyleyen Parsel, bu süreçte davacı taraf olan Tatar’ın, “Türk Dil Kurumu’ndan” dil konusunda profesörlere danışarak, yaptığı paylaşımın büyük hakaretler içerdiği yönünde iddialar ortaya atmaya başladıklarını belirtti.

Yaklaşık 1 ay sonra, 4’üncü kez mahkemeye çıkarıldığını söyleyen Parsel, Türk Dil Kurumu’ndan uzmanların mahkemeye geleceğinden dolayı mahkemeye 1 ay daha erteleme talep edildiğini, kendisinin ise duruma tepki göstererek, davacı olan Ersin Tatar’ın mahkemeye çıkarak şikâyetini dile getirmesini, buna uygun savunma yapmak istediğini söylediğini, avukatının ise bu durumu mahkemeye ilettiğini belirtti.

Parsel, bu talebinin, “Bir cumhurbaşkanı mahkemeye nasıl çıkar?” sorununa dönüştüğünü anlattı.

Avukatına, ‘Bir Cumhurbaşkanı mahkemeye nasıl çıkar diye araştırıyoruz’ dediklerini anlatan Parsel “Yani Amerika’da, İngiltere’de Başkanlar mahkemeye çıkıyor, ama Türkiye’nin bile tanımadığı bir ülkenin Cumhurbaşkanı çıkamıyor mu?” sorusunu sorduğunu, Tatar’ın mahkemeye çıkmaması halinde dava açacaklarını bildirdiklerini söyledi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından, 7 Şubat Pazartesi günü son mahkemesine çıktığını anlatan Parsel, söz konusu taleplerinin ardından Ersin Tatar’ın özür dileyip davayı geri çektiğini, beraat ettiğini, ancak Türkiye’den gelen acı haberler nedeniyle sonucu duyurmadığını ifade etti.

 

“Yangın oldu, gülerek poz verdi… Partisine müdahale oldu, kendi uzak dursun diye Türkiye’ye gitti, yöresel kıyafetlerle fotoğraflar çekindi. Dayanamadım…”

Facebook hesabı üzerinden, “Adanın maskarası, TC’nin soytarısı olma yolunda devam. Bu ada senden utanç duyuyor” yazmasına neden olan süreci aktaran Sabit Parsel isimli vatandaş, Mersinlik bölgesinde çıkan orman yangınını havadan gözlemlemek için helikoptere binen Ersin Tatar’ın gülümseyerek poz vermesi, akabinde UBP kurultayına yönelik müdahalelerin yaşandığı süreçte Türkiye’ye geziler düzenlemesi gibi konuların “duygu patlamasına” neden olduğunu, bu yüzden söz konusu paylaşımı yaptığını anlattı:

“Orman yangınları oldu, gülerek poz verdi. Ben sürekli halkın içinde gezen bir insanım, vatandaşın ekmek alacak parası yok… Tüm bunların üstüne Faiz Sucuoğlu – Ünal Üstel olayları yaşanıyor. Kendi partisine müdahale oldu. O ise olaylardan kendisini uzak tutmak için Türkiye’ye gidip geziyor, farklı yörelere ait kıyafetler giyip, güle oynaya fotoğraflar çekiniyor. Memleketin durumu perişan, olaylar kritik, herkes kan ağlıyor, sen git başka ülkenin yörenin resimlerini çek, gül, oyna. Ben bunları göz ardı edemezdim. Dayanamadım… Duygu patlaması yaşadım ve Facebook’tan ‘Adanın maskarası, TC’nin soytarısı olma yolunda devam. Bu ada senden utanç duyuyor’ yazısını paylaştım.”

 

“Paylaşımı yaptım, 2 gün sonra polis aradı”

Gönderiyi paylaşmasından 2 gün sonra polis tarafından aranarak karakola çağrıldığını anlatan Parsel, ifadesinin alındığını, ardından da mahkemeye çıkarılacağı bilgisini aldığını söyledi:

“Paylaşımımdan 2 gün sonra polis aradı, karakola gittim. Nedeni az – çok tahmin etmiştim. Ben Dr. Küçük’ün de son dönemlerine denk geldim, Denktaş’ın da. Denktaş benim çıraklık dönemimde yanıma gelip ziyaret etmişti. Halkçı bir insandı. Konuşmasını, insanlarla diyalog kurmayı bilen bir insandı. Diğer Cumhurbaşkanlarını da gördüm… Hiçbiri böyle değildi. Neyse, polis ifademi aldı, suçumu kabul ediyor muyum diye sordu, ben de sözümü geri almam, özür dilemem, suç işlemedim dedim, polis ise mahkemeye çıkarılacağımı söyledi.”

 

“Kimliğimi vermek istemedim, 7 günlüğüne hapse gönderildim”

Polise çağrılmasından 2 hafta sonra mahkemeye çıkarıldığını anlatan Parsel, mahkemenin kimliğine el koymak istediğini, kendisinin ise kabul etmediğini, bunun üzerine 7 gün süreyle hapis cezası aldığını aktardı:

“2 hafta sonra mahkemeye çıktı. Davalarımı okudular. Cumhurbaşkanına aşağılayıcı, hakaret edici, kırıcı gibi çeşitli davalar okudular. Akabinde, kimlik ve pasaportuma el konulacağını, yurtdışına çıkışımın ise yasaklanacağını söylediler. Bunları kabul etmeyeceğimi, kimliğimi vermeyeceğimi söyledim. Tamam dediler, 7 gün tutukluluk emri verdiler. Şakayla karışık hapiste 7 gün tatil yaptım…”

 

“Türk Dil Kurumu’ndan profesörler çağırdılar, danıştılar, paylaşımımın büyük hakaretler içerdiğini iddia ettiler”

7 günlük hapis cezasının ardından mahkeme süreçlerinin devam ettiğini söyleyen Parsel, bu süreçte davacı taraf olan Ersin Tatar’ın, “Türk Dil Kurumu’ndan” dil konusunda profesörlere danışarak, yaptığı paylaşımın büyük hakaretler içerdiği yönünde iddialar ortaya atmaya başladıklarını anlattı:

“Ben paylaşımımda kötü bir şey söylememiştim. Maskarasın demek başka, maskara olma yolunda ilerlediğini söylemek bambaşka. Ama onlar paylaşımım içinden ‘maskara’ ve ‘soytarı’ kelimelerini aldılar. Türk Dil Kurumu’ndan uzmanlara, profesörlere danışarak, paylaşımın büyük hakaretler içerdiğini iddia ettiler, aşağılayıcı bir söylem olduğu yorumunu getirmeye çalıştılar. Tekrar mahkemeye çıktım, dava görüldü, sözümün arkasında olduğumu, geri adım atmayacağımı söyledim. Bu kez kimliğime el koydular. Polise ispatı vücut yapmam gerektiğini söylediler, tepki gösterdim. Çünkü ben ne kaçakçılık, ne hırsızlık yaptım, ne de birine tecavüz ettim.”

 

“Ersin Tatar’ın da mahkemeye gelmesini, şikayetini dile getirmesini istedim, gelmezse dava açacağımı söyledim”

Yaklaşık 1 ay sonra, 4’üncü kez mahkemeye çıkarıldığını söyleyen Parsel, Türk Dil Kurumu’ndan uzmanların mahkemeye geleceğinden dolayı mahkemeye 1 ay daha erteleme talep edildiğini, kendisinin ise duruma tepki göstererek, davacı olan Ersin Tatar’ın mahkemeye çıkarak şikayetini dile getirmesini, buna uygun savunma yapmak istediğini söylediğini, avukatının ise bu durumu mahkemeye ilettiğini belirtti.

Parsel, bu talebinin, “Bir cumhurbaşkanı mahkemeye nasıl çıkar?” sorusunun bir sorun halini aldığını anlattı:

“1 ay sonra, 4’üncü mahkeme vardı. Türk Dil Kurumu’ndan uzmanların mahkemeye geleceği söylendi, davanın 1 ay ertelenmesi talep edildi. Ben de dedim ki davacı olan kişinin birebir karşıma çıkmasını, şikayetini söylemesini, ona göre savunma yapacağımı söyledim. Avukatım da bu talebimi sundu. 5’inci mahkemede yarı yoldan çevrildik. Avukatıma, ‘Bir Cumhurbaşkanı mahkemeye nasıl çıkar diye araştırıyoruz’ dediler. Yani Amerika’da, İngiltere’de Başkanlar mahkemeye çıkıyor, ama Türkiye’nin bile tanımadığı bir ülkenin Cumhurbaşkanı çıkamıyor mu? Çıkmazsa, dava açacağız dedik.”

 

“Özür dileyip davayı geri çekti”

Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından, 7 Şubat Pazartesi günü son mahkemesine çıktığını anlatan Parsel, söz konusu taleplerinin ardından Ersin Tatar’ın özür dileyip davayı geri çektiğini, beraat ettiğini, ancak Türkiye’den gelen acı haberler nedeniyle sonucu duyurmadığını anlattı:

“6’ncı davaya çıktı. Önceki gece Türkiye’de o büyük deprem meydana gelmişti. Pazartesi sabahı ben mahkemeye çıktım. Henüz Türkiye’de yaşananlar tam olarak netleşmemişti. Mahkemeye çıktık, Tatar demiş ki arkadaşımız art niyet taşımıyor, kötü niyetli değil, bu sebeple özür dilerim… Ardından da davayı kapattıklarını söylediler. O an mahkemeden çıktığımda Amaç kardeşimin öldüğünü duydum. Sonra çocuklarımızın hayatını kaybettiği bilgiler geldi. Yanımda çalışan insanların öldüğünü duydum. Buruk bir sevinç bile yaşayamadım. Olay kapandı, beraat ettim…”

Sabit Parsel, “Ben bu ülkede bir şeyi çok iyi anladım; yarası olan gocunur. Demek ki yarası çok büyüktü… Başaramadı, alnımızın akıyla davadan beraat ettim” dedi.

yd-destek-gorseli-2-20230606100811.jpg

Bu haber toplam 5037 defa okunmuştur