Muhabir: Sonay Demirpençe

Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… Düz.

Şu an yaptığım işi yapmasaydım... Müzikle uğraşırdım.

Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Yaşadığım yeri değiştirmek.

Kayıtsız kalamadığım şey… En küçüğünden en büyüğüne içerisinde hata gördüğüm her şey.

En büyük pişmanlığım… Dil öğrenmek için geç inat etmek.

En büyük sevincim…  Parçası olduğum işlerin yarattığı etkiyi görmek.

Hayatımın dönüm noktası… Ülkemde yaşanan bir olaya sabaha kadar ağladığım ve sonra bütün hayat planımı baştan yaptığım gece.

Beni en çok etkileyen yazar… José Mauro de Vasconcelos.

Başucumdaki kitap… Cemal Süreya’nın Sevda Sözleri.

En keyif aldığım müzik… Grunge ve alternatif rock.

En son izlediğim film… Aaron Sorkin’den Şikago Yedilisi'nin Yargılanması’nı baştan izledim.

Kendim için son aldığım şey…  İndirimden ceket aldım.

Dolabımdaki en gereksiz şey… Rasyonel baktığımda eksilmesi gereken çok şey var, seçmek zor.

Benim için alınabilecek en güzel hediye… İyi bir yemek.

Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Hobilerime daha fazla vakit ayırmak isterdim.

Kendimde beğendiğim özellik… Gerektiğinde çok iyi boş yapabilmek.

Olmasa da olur…  Uyku.

Olmazsa olmaz…  Ailem.

En iyi yaptığım yemek… Carbonara.

Hayalimdeki dünya…  Bireylerin çıkarları yerine toplumun ve uzlaşının ön planda olduğu, muasır medeniyetler seviyesinin yedi denize yayıldığı mavi yeşil bir küre.

Aşk benim için… Baktığın her köşede tek kişiyi aramak.

Onunla çok tanışmayı isterdim…  Kurt Cobain.

Görmek istediğim yer… İyi bir Kıbrıs.

Mutlaka yapmak istediğim… Karpaz’ın bir köyünde uzun bir ara.

Son olarak söylemek istediklerim… Elimizden geldiği kadar bir şeylerle uğraşmak lazım. Memleket gailesi olan herkesin ucundan tutacağı bir alan muhakkak vardır. Arayan bulur, inleyen ölür, mevsim zaman.