Maraş ve Ercan’daki mülklerle ilgili olarak Kıbrıslı Rumlar tarafından Avrupa Mahkemesinde yapılan iki başvuruda, Türkiye’ye 11 Haziran’a kadar süre verildi.

Fileleftheros gazetesi mülkiyet sorununa yönelik yeni gelişmeleri sayfalarına taşıdı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki (AİHM) davada, Kıbrıslı Rum sahipleri, mülklerinin iadesi yanı sıra 1974 bu yana olan kira bedelleriyle ilgili tazminat da istedi.

Kıbrıs Tapu Dairesi’nin, asker kontrolündeki Maraş’ta bulunan bir apartmanın kira bedeline ilişkin ilk kez yazılı değer biçtiğini kaydeden gazete, Türk tarafının ise tezlerini ortaya koymak için uzatma talep ettiğini yazdı.

Türk tarafı ayrıca Maraş’a yönelik Evkaf iddialarını da yineledi.

Davaların birinin Maraş, diğerinin de Ercan’la ilgili olduğu ve her iki davanın da AİHM’de beklediği belirtildi.

Başvuru sahiplerinin avukatının tanınmış Kıbrıslı Rum avukat Ahilleas Dimitriadis olduğu ifade edildi.

TEMYİZE GİTTİLER

Maraş’la ilgili davada başvuru sahibinin “K.V. Mediterranean Tours Ltd” şirketi olduğunu ve şirketin bir apartmanın sahibi olduğunu belirten gazete, başvuru sahiplerinin başlangıçta kuzeydeki Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurduklarını, TMK’nın ise sürece EVKAF’ın da müdahil olabileceğini söylediğini iletti.

Akabinde başvuru sahipleri tarafından bu kararla ilgili olarak temyize gidildiği ve kazanıldığı, daha sonra ise Türk tarafının temyize gittiği ve şimdi iki tarafın da Avrupa Mahkemesi’nde olduğu belirtildi.

Fileleftheros’a göre dava 14 Mayıs’a ertelenmiş olmasına rağmen, Türkiye’nin uzatma isteğiyle AİHM dosyanın hazırlanması için 11 Haziran’a kadar süre verdi.

ERCAN (TİMBU) İÇİN BAŞVURU

Öte yandan Londra’da yaşamını sürdüren iki Kıbrıslı, Ercan (Timbu)’daki mülkleri için mahkemeye gitti.

Kıbrıslı mülk sahiplerinin önce Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurduğu, ancak, Türkiye’nin başvuruyu geciktirdiği iddiasıyla davayı Avrupa Mahkemesi’ne taşıdığı belirtildi.

İngiltere’de yaşayan mülk sahipleri, Taşınmaz Mal Komisyonu’na yönelik “etkin bir süreç olmadığı ve başvurulan geciktirildiği” iddiasıyla, iç hukuk yolları tüketilmeden doğrudan Avrupa Mahkemesine başvuruda bulundukları vurgulandı.