
Kıbrıs Kan Ağlıyor
3 Mart 2007 tarihli Yenidüzen Sanat ekinin 7. sayısında yayınlanmış ve ‘iks çarpı ye’ adını verdiğim yazıda 1965 doğumlu Filiz Bingölce’nin hazırladığı ve Hulki Aktunç’un sunuşuyla 2001 yılında Metis Yayınları’ndan, ‘Ka
3 Mart 2007 tarihli Yenidüzen Sanat ekinin 7. sayısında yayınlanmış ve ‘iks çarpı ye’ adını verdiğim yazıda 1965 doğumlu Filiz Bingölce’nin hazırladığı ve Hulki Aktunç’un sunuşuyla 2001 yılında Metis Yayınları’ndan, ‘Kadın Araştırmaları’ dizisinden çıkan ‘Kadın Argosu Sözlüğü’nü tanıtmış; bu sözlüğün bugüne kadar sadece erkek egemenliğinde yaşam bulduğu sanılan argonun aslında kadınlar tarafından da kullanıldığı gerçeğini gözönüne serdiğini söylemiştim...
“Elimi kutuma soktum, yıllardır çer çöple doldurduğum kutuma.
Göbeğimi uzun kesti diye haminnem, benim de aklım alt deliklerde.
Sinsiyim işte, sofuyum, garezimi gülüşümün altına çekiyor, uyuyorum. Ama bazen melaikeliğe soyunup kuyruğumu eteğimin gölgesine sokuşturuyorum. Gözetlendiğimi bildiğim için ne zamandır dip köşelerde saklanıyorum.
Dudaklarımı büzüyorum ve tabii yalan söylüyorum.
Zaten her geçen gün anılarımı yitiriyorum. Düşünsene, önce cüzdanımı çaldılar, içinde bütün fotoğraflarımı da. Ardından aşk sayıklamalarımı.
Duraksamadan hemencecik verivereyim haberi. Herhalde giderek nefret edeceğim bu şehirden. Hilkat ve Sündüs ve Yegane ve Türkan... Beni görünce sırıtıyorlar, üstüme yorgan yığıyorlar. Aslında bir kaçak gibi hepsinden uzak duruyorum. Sabahları uyandığımda odanın ve pencerenin boşluğu, derin sessizlik. Her şeyin ortasında, taburenin üstünde suyla dolu bir leğen duruyor. İki aybaşılı donumu bu leğenin içine attım.
Kara su sessiz. Ama bak; bazen ürperti veriyor.
Yalnızca soğuk kış akşamları gün batar batmaz, kalabalık caddelerden geçerek vapura binmenin kendine özgü bir duygusallığı ve maceracılığı olduğu kesin. Sonra bu çılgın hayvan yürümeye başlıyor.
O kadar bezgin ki su, gene de ardında bıraktığı köpüklü salya parlıyor. İştahlı bir dil gibi, upuzun bir dil gibi. Çünkü yutmadan önce yalıyor... Çevresini saran dalgalar büyük; onlardan birinin içine kolayca sığıp kıvrılabilirim!
İşte tümü burada... Güzeller ve lanetliler, geceleyin sevecenliği gelenler, çöplük turnaları, yüzü yaralılar, ciciği bereliler, şekli bozulmuşlar, rahmi alınmışlar...
Bu dili ya ben koparırım, ya onlar.” Filiz Bingölce, Temmuz 2001
***
Kitapta ayrı bir bölüm olarak verilen ‘kavram dizini’nde, konu başlıklarına göre ayrılmış argoları buluyoruz. Bu bölüme bakınca kadınların kendi aralarında konuşurken hangi konuları daha fazla kodlarla konuşma / şifreleme ihtiyacı duydukları açıkça ortaya çıkıyor. En çok alay etmek, aşağılamak – hakaret etmek için argo kullanılırken, en fazla şifreleme ihtiyacı duyulan konu başlıkları ise şöyle; cinsel açlık (istek), erkekler, penis, başka kadınlar, regl dönemi...
Genel anlamda kadınlara yönelik 168, erkek içinse 212 argo var sözlükte. Bir de detaylı bir şekilde başlıklandırılmış argolar var; mesela ‘cinsel açıdan başarısız olan erkek için’ 47 adet argo, ‘cinsel açıdan zor kadın için’ 9 argo.
Bu yazının başlığı da dahil olmak üzere, ‘regl olmak’ için kullanılan kırktan fazla argo var bu sözlükte. Bazılarını ortaokul yıllarım/ız/dan hatırlıyorum; hatta birkaçını sıkça kullanmışlığım/ız var. Gerçi, yıllar oldu regl konusunda ‘kodla konuşma’ ihtiyacı duymadım, ama kodla konuşmak isteyenler olabilir, işte sadece bu başlık altındaki argolar:
Anavatan kan ağlıyor
Aşağı mahalle kana battı
Ay başım dolandı kız
Ayşe tatilde
Behçet kan ağlıyor
Blodi meri
Bugün olmaz salça kaynatıyorum
Cevdet geldi
Cismin a hali
Çıngarlı karakız seferi
Çiçekler açmak
Dişini çektirmek
Durum vaziyet felaket
Halası gelmek
Hasta olmak
Hava yağmurlu saha çamurlu
İçi kan ağlamak
Kabulgünü
Kan gövdeyi götürmek
Kanatlı pet partisi vermek
Karakız kan kusuyor
Kıbrıs kan ağlıyor
Kırkı karışmak
Kırmızı
Kızılırmak
Makine bozuldu elde yıka
Mazaret
Misafir gelmek
Muhayyer gün
Muayyen gün
Namazsız olmak
Okan camdan bakıyor
Periyodlu olmak
Raporlu
Renkli
Renkli günler geçirmek
Renkli misafir
Saha çamurlu
Salça üretmek
Soslu
Şakır şakır durumları
Teyzem geldi
Toprak çamurlu
Tutarağı tutmak
Üstü gelmek
Vatan kangölü
Vurgun yemek
Yemekli yatılı misafir
***
Özellikle ‘Kıbrıs kan ağlıyor’ ve ‘Ayşe tatilde’ gibi, alışkın olduğumuz anlamlarının dışında kullanılan ve oradan bakınca Kıbrıs’ın ‘alt-taraf’ olduğunu bir kez defa vurgulayan deyimler dikkat çekici...
Konu argo olunca, fazla söze gerek yok aslında... yani, cinsiyet merkezli analitik bir argo tartışması başlatmaya niyetim yok...
Yazacak onca konu/sorun varken “neden bir ‘regl’ yazısı yazmaya gerek duydum veya yazmak istedim bu hafta?”, sorusuna karşılık olarak, “sonuna geldiğim bu yazı yeterince açıklayıcı değil mi?”, sorusunu sormak yerinde olacaktır...
Yerinde değilse de, ne yapalım yazıldı artık...

















