
İşte, 'Yeşilırmak Raporu'nun tüm detayları
Polisin suç işlediğini iddia ettiği, Başsavcılığın da "suç unsuru vardır" diyerek mahkeme önüne çıkarılıp yargılanması için Meclisten dokunulmazlığının kaldırılmasını talep ettiği UBP’li vekil Emrah Yeşilırmak, hükümet tarafından korumaya alındı.
Ertuğrul SENOVA
Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTÜ) başlayan ‘Sahte Diploma’ soruşturması kapsamında Başsavcılık tarafından yargılanması talep edilen UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak'ın yasama dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmayacağını görüşen Meclis komitesi, UBP’li üyelerin oylarıyla, oyçokluğuyla “ret” kararı üretti.
Öte yandan komitenin CTP’li üyeleri Ürün Solyalı ve Ongun Talat, “kabul” yönünde oy kullandı ancak karar, “parmak sayısına” takıldı.
Kararın "ret" yönünde çıkması nedeniyle rapor Meclis Genel Kurulunda görüşülmeyecek ancak karara itiraz edilmesinin önü açılacak.
Dokunulmazlığın kaldırılması isteminin reddedilmesinin gerekçelerini aktaran rapor, Meclisin resmi web sitesinde yayınlandı.
UBP’li vekillerin dokunulmazlığın kaldırılmasına karşı çıkmasının temel gerekçeleri arasında, Başsavcılığın tarafsızlığını yitirdiği yönündeki kanaat yer aldı. Komite raporunda, sürecin bazı basın haberleri ve kamuoyu baskısıyla şekillendiği, bu nedenle soruşturmanın objektifliğini kaybettiği savunuldu.
Ayrıca Yeşilırmak’ın değil, esasen Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nin (KSTÜ) suçlu olduğu, çünkü üniversitenin Yeşilırmak’a “4 yıllık bölümden 1 haftada mezun edilmesinin usulsüz olduğunu bildirmediği” görüşü öne çıktı.
Rapora göre Yeşilırmak; polisin araştırması ışığında Başsavcılığın hazırladığı dosya kapsamında; sahte belge düzenlenmesini tahrik etme”, “yetkisiz belge düzenleme”, “yetkisiz düzenlenen belgeyi piyasaya sürme”, “sahte resmi belgeyi tedavüle sürme”, “sahte davranışla kayıt temin etme” ve “sahte beyanlarla belgelerin icra edilmesini tahrik etme” suçlamaları ile itham ediliyor.
Yine rapora göre UBP’li vekil Yeşilırmak, üniversiteye başvurduğu günden bir hafta sonra, 46 dersi almış gibi gösterilerek “okul harcını yatırmasıyla” diplomasını almış oldu.
Yine rapora göre Yeşilırmak, bir haftada bitirdiği 4 yıllık bölümden “sınıf birincisi” olarak mezun edildi…
Raporda; hem UBP’li komite üyelerinin görüşleri, hem Yeşilırmak’ın savunması, hem de karara itiraz eden CTP’li vekillerin karşıt görüş ve karşı oy gerekçelerine ilişkin bölümler yer alıyor.
Raporda ilk olarak, Emrah Yeşilırmak’ın savunması yer aldı. Yeşilırmak, hakkındaki suçlamaları reddetti ve süreci “siyasi amaçlı bir linç kampanyası” olarak değerlendirdi.
Yeşilırmak’ın savunmasında öne çıkan kısım ise, “Aldığı diplomanın akademik açıdan sakat veya hatalı olduğunu bilseydi, diplomanın iptali için ilgili üniversiteye ve polise başvuracağını” söylemesi oldu.
Raporun bir diğer kısmında ise, suçlamaların “UBP’li vekiller için” ciddiliği değerlendirildi.
Komite, “Yeterli nedensellik bağı kuramadık” diyerek, Yeşilırmak hakkında isnat edilen suçlamaların ciddi olmadığı sonucuna vardığını açıkladı.
Komitenin UBP’li üyeleri, Yeşilırmak hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebinin siyasi amaçlarla yapıldığı kanaatine vardığını belirtti, bu kanaati; HP Genel Başkanı Kudret Özersay’a bağladı.
Komite raporuna muhalif kalan Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekilleri Ongun Talat ve Ürün Solyalı, “Karşıt Görüş ve Karşı Oy Gerekçesi” başlıklı ek bir metin sunarak raporu reddettiklerini bildirdi.
CTP’li üyeler, komitenin görev ve yetki sınırlarının açık olduğunu belirtti. Meclis İçtüzüğü’ne göre komitenin yalnızca iki konuya bakabileceği vurgulandı: isnadın ciddi olup olmadığı ve siyasi amaç taşıyıp taşımadığı.
Yeşilırmak’ın savunması:
“Diplomanın sahte olduğunu bilsem, polise başvururdum”
Raporda ilk olarak, Emrah Yeşilırmak’ın savunması yer aldı. Yeşilırmak, hakkındaki suçlamaları reddetti ve süreci “siyasi amaçlı bir linç kampanyası” olarak değerlendirdi.
Yeşilırmak’ın savunmasında öne çıkan kısım ise, “Aldığı diplomanın akademik açıdan sakat veya hatalı olduğunu bilseydi, diplomanın iptali için ilgili üniversiteye ve polise başvuracağını” söylemesi oldu.
Yeşilırmak’ın Komiteye yaptığı savunmada şu noktalara dikkat çekti:
- Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde hazırlık, ön lisans ve lisans düzeyinde eğitimini tamamladığını, sonrasında Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'nde (KSTÜ) lisans tamamlama başvurusu yaptığını söyledi.
- Üniversite küçük ortağı tarafından aranarak, önceki eğitimlerinden aldığı kredilerin mezuniyet için yeterli olduğunun bildirildiğini, bu doğrultuda kayıt yaptırıp diploma aldığını belirtti.
- Ders farkı olması halinde bunu yerine getirmeye hazır olduğunu, ancak üniversitenin kendisini böyle bir konuda bilgilendirmediğini vurguladı.
- Diplomayı aldıktan sonra Lefke Avrupa Üniversitesi’nde yüksek lisansa başladığını, ancak diploma tartışmaları ortaya çıkınca kaydını durdurduğunu ifade etti.
- KSTÜ’nün birçok usulsüzlüğü YÖDAK raporlarıyla da ortaya konulmuşken, sadece kendi hakkında soruşturma açılmasını adaletsiz bulduğunu söyledi.
- Başsavcılık ve polisin basın-yayın organlarından etkilendiğini, bu nedenle tarafsız davranmadığını savundu.
- Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay’ın süreç boyunca siyasi baskı kurduğunu ve kendisini hedef haline getirdiğini öne sürdü.
- Sürecin hızlı ilerlemesi, medyada yargısız infaz yapılması ve sadece kendisinin soruşturulması, soruşturmanın siyasi saiklerle yürütüldüğünün göstergesi olduğunu iddia etti.
UBP’li vekiller:
“Yeterli nedensellik bağı kuramadık”
Raporun bir diğer kısmında ise, suçlamaların “UBP’li vekiller için” ciddiliği değerlendirildi.
Komite, “Yeterli nedensellik bağı kuramadık” diyerek, Yeşilırmak hakkında isnat edilen suçlamaların ciddi olmadığı sonucuna vardığını açıkladı. Raporda, dokunulmazlığın kaldırılmasını gerektirecek yeterlilikte delil bulunmadığı şu gerekçelerle ifade edildi:
- Hangi eylemin suç oluşturduğu açık biçimde belirtilmemiş, Yeşilırmak’ın hangi davranışının suçlandığı net değildir.
- Yeşilırmak’ın fiilleri ile suç unsurları arasında yeterli bağlantı kurulmamıştır.
- Dosyada Yeşilırmak’ı doğrudan suça bağlayan tanık beyanı ya da belge bulunmamaktadır.
- Aynı soruşturma kapsamında adı geçen ve suça karıştığı anlaşılan başka kişilere dava açılmamışken, sadece Yeşilırmak hakkında işlem yapılması eleştirilmiştir.
- Üniversite yöneticilerinin yargı süreci sürerken, henüz yargı kararı çıkmamışken bu dosyanın "erken" olduğu değerlendirilmiştir.
- Üniversitenin, öğrenciye hangi dersleri tamamlaması gerektiğini bildirme yükümlülüğü bulunduğu, bir öğrenciden bu mevzuat bilgisine hakim olması beklenemeyeceği belirtilmiştir.
- Sahte ya da eksik dersli bir diplomayı sorgulamamak, tek başına ceza soruşturmasına gerekçe sayılamaz.
- Akademik geçerlilikle ilgili kararları vermeye yetkili kurumun polis değil YÖDAK olduğu vurgulanmıştır.
- YÖDAK’ın görüşü alınmadan doğrudan ceza soruşturmasına geçilmesi eleştirilmiştir; benzer durumlarda başka kişiler hakkında ceza soruşturması açılmadığı örnek gösterilmiştir.
- Dosyada, Yeşilırmak’ın suç işleme kastıyla sahte belge hazırladığı, teşvikte bulunduğu ya da menfaat sağladığına dair hiçbir bilgi veya ifade bulunmadığı açıkça belirtilmiştir.
Komiteye göre Başsavcılığın talebi “siyasi”
Komitenin UBP’li üyeleri, Yeşilırmak hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebinin siyasi amaçlarla yapıldığı kanaatine vardığını belirtti, bu kanaati; HP Genel Başkanı Kudret Özersay’a bağladı.
Bu görüş şu gerekçelere dayandırıldı:
- Yeşilırmak’ın Halkın Partisi’nden ayrılarak Ulusal Birlik Partisi’ne katılması sonrasında, Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay tarafından hedef alındığı savunuldu.
- Özersay’ın bu konuda sosyal medyada yüzden fazla paylaşım yaptığı, çok sayıda haber yapılmasını sağladığı ve kamuoyu üzerinde baskı oluşturduğu ifade edildi.
- Soruşturma devam ederken, kimin tutuklanacağına dair önceden açıklamalar yapıldığı, bu durumun hem siyasallaşma hem de gizlilik ilkesinin ihlali anlamına geldiği kaydedildi.
- Aynı üniversiteyle ilgili benzer durumda olan yaklaşık 20 kişinin daha dosyası olduğu, ancak bu dosyaların ilerletilmediği bilgisi paylaşıldı. Buna karşın sadece Yeşilırmak’ın dosyasının hızla Meclis’e gönderilmesi, ayrımcılık ve siyasi baskı şüphesi doğurdu.
- Yeşilırmak’ın diplomasıyla ilgili olarak YÖDAK’a resmi bir başvuru yapılmadığı ve akademik geçersizlik yönünde herhangi bir YÖDAK kararı bulunmadığı belirtildi.
- YÖDAK, başka kişilere ait diplomalarda mevzuata aykırılık tespiti yapmasına rağmen, bu kişiler hakkında herhangi bir ceza soruşturması yürütülüp yürütülmediğine dair bilgiye ulaşılamadığı vurgulandı.
CTP’li üyelerden karşı oy:
“Komitenin görevi yargılamak değil”
Komite raporuna muhalif kalan Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekilleri Ongun Talat ve Ürün Solyalı, “Karşıt Görüş ve Karşı Oy Gerekçesi” başlıklı ek bir metin sunarak raporu reddettiklerini bildirdi.
CTP’li üyeler, komitenin görev ve yetki sınırlarının açık olduğunu belirtti. Meclis İçtüzüğü’ne göre komitenin yalnızca iki konuya bakabileceği vurgulandı: isnadın ciddi olup olmadığı ve siyasi amaç taşıyıp taşımadığı.
Milletvekilleri, komitenin yargı makamının yerine geçerek suçun işlenip işlenmediğini araştırmak gibi bir görevi olmadığını ifade etti. “Yeşilırmak’a yöneltilen suçlamaların, onun talep ettiği gibi makul şüpheden tamamen arındırılmış biçimde komitede kanıtlanması gerekmez” denilerek, bu değerlendirmenin yapılacağı yerin Mahkeme olduğu hatırlatıldı.
Ayrıca, Komitenin tanık dinleme yetkisi bulunmamasına rağmen, olayın önemi nedeniyle oy birliğiyle Başsavcılık ve YÖDAK yetkililerinin dinlendiği belirtildi. Ancak bunun, komiteye soruşturma yürütme veya gerçeği ortaya çıkarma sorumluluğu yüklemediği vurgulandı.
Yüksek Mahkeme’nin daha önceki kararlarına da atıf yapan CTP’li üyeler, isnadın yargılama sonucunu değil, iddianın somut bir temele dayanıp dayanmadığını değerlendirmenin komitenin görevi olduğunu kaydetti. Bu bağlamda, suçun işlenip işlenmediğine değil, iddianın dayanak bulup bulmadığına bakılması gerektiği ifade edildi.
“İsnadın ciddiyetini” değerlendirdiler
“Suçlamalar yüzeysel veya asılsız değil”
Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekilleri Ongun Talat ve Ürün Solyalı, karşı oy gerekçelerinde, komitenin görevlerinden birinin “isnadın ciddiyetini” değerlendirmek olduğunu vurguladı. Bu çerçevede, Ulusal Birlik Partisi İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’a yöneltilen suçlamaların yüzeysel veya asılsız olmadığını belirttiler.
“Hiç derse katılmadan diploma aldı” iddiası
Karşı görüşte, Yeşilırmak’ın herhangi bir derse katılmaksızın, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nden lisans diploması aldığı, diplomanın da başka bir üniversitede yüksek lisans kaydı için kullanıldığı ifade edildi. Milletvekilleri, Yeşilırmak’ın savunmasında süreci sorgulamadığını kabul ettiğini ve ihmali olduğunu belirttiğini hatırlatarak, “Bu durum, suça bağlanabilecek bir ihmaldir, fakat buna karar verecek makam komite değil mahkemedir” dedi.
“Dosya ciddi, tanık sayısı ve kapsam geniş”
Komiteye sunulan dosyada, üç farklı ağır ceza davası kapsamında 21’in üzerinde tanık, polis raporları ve kapsamlı ifadeler yer aldığına dikkat çekilerek, iddiaların detaylı biçimde araştırıldığı ve sürecin ciddi şekilde yürütüldüğü vurgulandı.
Çaluda kararına atıf
Milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi’nin, dokunulmazlığı kaldırılan UBP’li vekil Aytaç Çaluda kararına atıfla, isnadın ciddiliğinin değerlendirilmesinde önemli olanın suçun işlenip işlenmediği değil, iddiaların somut ve dayanaklı olup olmadığını belirtti. Bu bağlamda, Yeşilırmak’a yöneltilen suçlamaların ciddi dayanaklara sahip olduğunu savundu.
“Ağır ceza mahkemesinin yetki alanına giriyor”
Ayrıca, Yeşilırmak’a yöneltilen suçların Fasıl 154 Ceza Yasası’na göre ağır ceza mahkemesinin yetkisine giren fiiller olduğu belirtildi. Suçlamalar arasında “sahte belge düzenletmek”, “yetkisiz belge düzenlemek”, “sahte belgeyi tedavüle sürmek” ve “sahte davranışla kayıt temin etmek” gibi çok sayıda ağır suç yer aldığı kaydedildi.
“İsnadın ciddiyeti tartışmasızdır”
Karşı oy gerekçesinde, “Suçlamaların ağırlığı tek başına dokunulmazlığın kaldırılması için yeterli olmayabilir, ancak isnadın ciddiyeti tartışmasızdır” ifadelerine yer verildi.
"Siyasal amaç" iddiasına yanıt...
"Yargılama, adli sürecin bir parçası olmalı"
CTP’li komite üyeleri, Emrah Yeşilırmak’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılmasının siyasal bir amaç taşımadığını ifade etti. Milletvekilleri, komitenin sadece suçlamaların ciddiyetini değerlendirip, adli sürecin doğru işlemesini sağlaması gerektiğini belirtti.
Milletvekilleri, Yeşilırmak’a yönelik eleştirilerin siyasal bir hedef taşımadığını, AİHM’nin kararlarına atıfta bulunarak, siyasal kişilerin eleştirilebileceğini ancak bunun yasal sınırlar içinde olması gerektiğini vurguladı.
Komiteye sunulan bilgilerde, Emrah Yeşilırmak’a benzer suçlarla ilgili 20’ye yakın dosyanın daha hazırlandığı belirtilmişti. Kamuoyunun bu dosyaların bazılarını takip ettiği bildirildi. CTP’li üyeler, bu durumda Yeşilırmak’ın siyasal bir hedef olarak seçildiği iddialarını geçerli görmediklerini açıkladı.
CTP’li vekiller, Anayasa Mahkemesi’nin kararına da dikkat çekti. Mahkeme, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasının, “Meclis çalışmalarına engel teşkil etmeyecek” şekilde adil bir yargılama sürecinin parçası olması gerektiğini belirtiyor. Milletvekilleri, dokunulmazlığın kaldırılmasının yasal bir süreç olduğunu, siyasal amaçlarla yapılmadığını ifade etti.
“Gerek Yeşilırmak’ın aklanma hakkı, gerekse de Meclisin saygınlığı bakımından dokunulmazlığı kaldırılmalı”
CTP’li vekiller, karşı oy gerekçelerinin sonuç kısmında ise “Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili, dokunulmazlığın kaldırılmasına sebep olan cezai soruşturma bakımından diğer vatandaşlar ile aynı durumda olur ve yargılama sürecindeki kurallara bağlı duruma gelir” vurgusu yapıldı.
Vekiller, “Buradaki fark, Anayasa’da belirtilen, cezanın infazının dönem sonuna bırakılmasıdır. Bununla birlikte Anayasa Koyucu, dokunulmazlığı kalksa dahi milletvekiline yasama faaliyetlerini sürdürmek konusunda Anayasal güvence vermiştir” dedi.
Sonuç kısmı, şöyle devam etti:
“Başsavcılık tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan Sayın Emrah Yeşilırmak’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hususundaki dosya, Komitemize verilen bilgiler ve A.M. 20/2018, D.1/2021 sayılı Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen hususlar ışığında, Sayın Emrah Yeşilırmak’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması için gereken ‘isnadın ciddiliği’ ve ‘siyasal amaçlara dayanmaması’ kriterlerinin oluştuğu kanaatindeyiz. Bunlara ek olarak, gerek Sayın Emrah Yeşilırmak’ın savunma ve aklanma hakkını kullanabilmesi gerekse Cumhuriyet Meclisi’nin kamu oyundaki saygınlığı bakımından yasama dokunulmazlığının kaldırılması gerektiği inancındayız.”
















