1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Hükümet edenler sıkıntıların farkında, ama umurlarında değil”
“Hükümet edenler sıkıntıların farkında, ama umurlarında değil”

“Hükümet edenler sıkıntıların farkında, ama umurlarında değil”

Halkın güvenlik konusunda endişeli, ekonomik açıdan sıkıntılı ve gelecek konusunda kaygılı olduğunun altını çizen KTAMS Başkanı Güven Bengihan, hükümet edenlerin halkın yaşadığı sıkıntıların farkında olduğunu ama umurunda olmadığını belirtti.

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

KTAMS Başkanı Güven Bengihan, halkın güvenlik konusunda endişeli, ekonomik açıdan sıkıntılı ve gelecek konusunda kaygılı olduğunun altını çizerek, hükümet edenlerin halkın yaşadığı sıkıntıların farkında olduğunu ama umurunda olmadığını söyledi.

Onların geçim derdi yok, seçim derdi var” diyen Bengihan, mali kaynakların yetersiz olduğunu söyleyenlerin kendi yandaşlarına hoyratça davrandığını ve bunu, kamu yararına değil, kendi siyasi emelleri için yaptıklarını belirtti.

Emeklilik Yasası’na göre, 2008 öncesinde işe giren kamu görevlilerinin emekli çıkacakları zaman, çalıştıkları sürede aldıkları en yüksek maaştan emekli olduklarına dikkat çeken Bengihan, UBP, DP ve YDP kendi partililerini rotasyon usulü müdür, müsteşar atadığını söyledi.

Güven Bengihan, Türkiye’den bazı yetkililerin Kıbrıs Türk halkının kimliğine ve iradesine saygı göstermediğini, yapılan açıklamaların Kıbrıs Türk halkını derinden yaraladığını vurgulayarak, “KTAMS ve Kıbrıs Türk halkının TC devletiyle ve TC halklarıyla hiçbir sorunu yoktur. Şu an yaşadığımız, Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesine karşı AKP'nin yaptığı dayatmalardır, müdahalelerdir” diye konuştu.

 

“Mali kaynakların yetersiz olduğunu söyleyenler, kendi yandaşlarına hoyratça davranıyor”

Soru: Hükümetin istihdamlar konusundaki tavrını eleştiriyorsunuz ve cuma gün de Başbakanlık önünde basın açıklaması yaparak, fırsat eşitliği ve liyakata dayalı istihdam yapılması çağrısında bulundunuz. Bu konuda nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Bengihan: KTAMS olarak liyakata ve fırsat eşitliğine dayalı istihdamı savunuyoruz, zaten yasalarımız da idarenin bunu uygulamasını amir hükümle düzenlemiştir. Anayasamız, idari işlemlerin anayasa ve yasalara uygun yapılması gerektiği konusunda yürütmeyi sorumlu kılmaktadır. Ama bugünkü hükümet, anayasaya ve mevcut mevzuatlara karşı hareket ederek,  fırsat eşitliğine aykırı, partizanca istihdam yapmaktadır. Ocak 2022’den bugüne kadar 83 geçici işçi ve 15 civarında da sözleşmeli istihdamı yapmıştır. Bunlar fırsat eşitliğine aykırıdır.

Ülkenin mali kaynaklarının yetersiz olduğunu söyleyenlerin kendi yandaşlarına hoyratça davrandığını görüyoruz ve bunu, kamu yararına değil, kendi siyasi emelleri ve avantaj sağlamak için yapıyorlar.

Personel Dairesi’nin 16 Ekim tarihinde yapılan IV. derece kitabet kadrosu sınavında başarılı olan yüzlerce gencimiz var. Biliyoruz ki, bakanlıklarda ve dairelerde 100’e yakın boş kadro var. Niye bu sınavı geçen, yeterlilik belgesine sahip kişilerden işe almıyorsunuz da, fırsat eşitliğine aykırı davranarak partililerinizi işe alıyorsunuz? Bunu hukuka taşıyacağız. Bu yapılan istihdamların durması için hukuk yaratacağız. Daha önce yaptık, onlar da devam etmektedir.

 

Maliye Bakanı’nın verdiği sözler...

Soru: Cuma gün basın açıklaması sonrasında Maliye Bakanı Alişan Şan ile bir görüşme yaptınız. Görüşme istihdamlar konusunda mı oldu?

Bengihan: Görüşmemiz bu konuyla ilgili değildi. Daha önceden kendisinden randevu talep etmiştik, gecikmeli de olsa bize randevu verdi. Cuma günkü görüşmede, Göç Yasası kapsamında 2011’den sonra işe girenlerin, Eylül ve Ekim ayına ait, maaş düzenlemesi adı altında geriye dönük 1600 TL alacakları var. Sayın Bakan 18 Kasım Cuma gününe bunların ödeneceğinin sözünü verdi.

Bu görüşmede ayrıca Göç Yasası’yla ilgili vergi dilimlerinin genişletilmesi, kişisel ve özel muafiyetlerin yeniden güncellenmesi konusunda da sendikaları toplantıya çağırmasını istedik. Kamu Görevlileri Yasası’nın 135’inci maddesi amir hüküm olarak, Maliye Bakanı’nın hükümet adına yetkili sendikaları protokol masasına çağırmasını emreder.

Ayrıca o toplantıda devlette sözleşmeli statüde olanlarla ilgili, Sayın Serdar Denktaş döneminde imzaladığımız toplu sözleşmeyi kendisine hatırlattık. Devlette, bireysel sözleşmesi olanları toplu sözleşme altına almıştık. Söz konusu sözleşme 2018 ve 2019 yıllarını kapsıyordu. Sözleşme yenisi imzalanıncaya kadar yürürlüktedir. Sayın Maliye Bakanı’na bu sözleşmenin tekrar görüşülmeye ihtiyacı olduğunu söyledik ve bu konuda değerlendirme yapmasını istedik. Kendisi de konuyu değerlendireceğini söyledi.

Cuma günkü toplantıda ayrıca, 2019 yılında meclisten geçen bir yasayla bankamatik ve kredi kartları ile yapılan harcamaların KDV’sinin %1’lik kısmının iadesi konusu düzenlenmişti. KTAMS olarak, 30 Eylül 2022’de Maliye Bakanlığı’na dilekçe yaparak, bu konuda açıklama istemiştik ancak cevap alamamıştık. Sayın Bakan bununla ilgili çalışmasının devam ettiğini söyledi ve bu konuda bir adım atacağına dair söz verdi. Beklemedeyiz, takipteyiz.

 

“2008 öncesi işe girenler üst düzey göreve atanınca, emekli olacaklarında büyük bir menfaat sağlamış oluyorlar”

Soru: Müdür, müsteşar atamaları devam ediyor... Hükümetin sürekli kendi atadığı kişileri görevden almasını ve başkalarını atamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bengihan: Emeklilik menfaati bakımından Emeklilik Yasası’na tabi olanlar, 2008 öncesi işe girenlerdir. Yasaya göre, 2008 öncesinde işe giren kamu görevlileri emekli çıkacakları zaman, çalıştıkları sürede aldıkları en yüksek maaştan emekli çıkarlar ve en yüksek maaştan ikramiye alırlar. O yüzden 2008 öncesi işe girenler üst düzey göreve atanınca, emekli olacaklarında büyük bir menfaat sağlamış oluyorlar. UBP, DP, YDP kendi partililerini rotasyon usulü müdür, müsteşar atayarak, söz konusu kişilere emeklilikte milli piyango çıkmış gibi bir durum yaratıyorlar. O yüzden, altı ayda bir müdür, müsteşar değişiyorlar. Ne kadar çok yandaşını mutlu eder, piyango çıkarırsa mantığıyla, taktik budur. Hiçbir yasaya ve mevzuata uygun olmayanları bile atıyorlar. Savcılık’tan ve Personel Dairesi’nden görüş almadan bunu yapıyorlar.

 

“Asgari ücrete net %40 artış yapılmalıdır. Aslında bu artış değildir, sadece maaş güncellemesidir”

Soru: Diğer taraftan asgari ücret açlık sınırının altında kaldı...

Bengihan: Ekim ayı açlık sınırı 10 bin 600 TL. Asgari ücret, açlık sınırının 2000 TL altındadır. Açlık sınırı, dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için gereken zorunlu gıda harcamasıdır. Bunun içerisinde elektrik, akaryakıt, kira, sosyal aktiviteler, herhangi bir doktor harcaması yoktur. Bu sadece besin, zorunlu gıda harcamasıdır. Bir ailede bir kişinin asgari ücretle çalışması, o ailenin açlık sınırının altında kaldığı anlamına gelir, bu kabul edilemez. Asgari ücretliye insanca yaşamak layık görülmüyor. Asgari ücretliye minimum %40 artış yapılmalıdır. Net maaşının üzerine minimum %40 artış yapılarak, asgari ücret yeniden belirlenmelidir.

Asgari ücretlinin zaten kayıpları vardır. Bir önceki hesaplamalarda 41%’lik bir artış verilmişti. 10 aylık enflasyon %81.64’dir, yani %40.64’lik kayıpları var. Bu kaybı önleyebilmek için asgari ücrete net %40 artış yapılmalıdır. Aslında bu artış değildir, sadece maaş güncellemesidir. Asgari ücreti %40 artırarak güncelleyin.

Ayrıca, asgari ücret sektörel bazda ve işin niteliğine göre belirlenmelidir. Asgari ücret başlangıç maaşıdır. Nitelik ve kalifiye artıkça, maaşın artması gerekir.

 

Öncelikleri seçimdir”

Soru: Başbakan geçen hafta bir basın toplantısı yaparak, hükümetin göreve geldiğinden beri halkı rahatlatıcı kararlar ve önlemler aldığını söyledi ama sokaktaki insan bunu hissetmiyor. Hükümet vatandaşın yaşadıklarının ne kadar farkındadır?

Bengihan: Hükümet edenler, halkın yaşadığı sıkıntıların farkındadır ama umurunda değildir. Sayın Başbakan da farkındadır, onun da umurunda değil. Onun umurunda olan önümüzdeki seçimlerdir. Onların geçim derdi yok, seçim derdi var. O yüzden öncelikleri seçimdir. Onlar, daha çok temsil ettikleri kişilere hizmet ediyorlar. En başta, sermayenin en büyük patronlarına hizmet ediyorlar, onlara yönelik aflar çıkarıyorlar. Onlara yönelik teşvikler sınırsız bir şekilde devam ediyor. Onlara yönelik muafiyetler devam ediyor. Krizin bedeli asgari ücretliye, özel sektöre ödettirilmektedir. Yani farkındadırlar ama umurlarında değil.

 

“Hükümetin en önemli görevlerinden biri, ülkenin giriş çıkışlarını kontrol altına almak, başıboş bırakmamak olmalıdır”

Soru: Yeni cezaevi konusu da tartışmalar devam ediyor, sorunlar konuşuluyor...

Bengihan: Sadece bina yeni, sistem tam anlamıyla oturmamıştır. Şu anda en önemli sıkıntı mahkumların telefon açamaması ve yakınlarıyla görüşememesidir. Onlar da insanlık onuruna yakışır bir ortamda yaşaması, halka ve topluma kazandırılabilecekleri, rehabilite olabilecekleri koşulların yaratılması şarttır. Cezaevleri, insanları dört duvar arasında tutmaktan ibaret olmamalıdır. Cezaevindeki insanlarımızı topluma kazandırmamız cezaevlerinin birinci görevidir, önceliği budur.

Hükümetin en önemli görevlerinden biri, ülkenin giriş çıkışlarını kontrol altına almak, başıboş bırakmamak olmalıdır. Ülkenin güvenliğinden, bu ülkedeki insanların can ve mal güvenliğinden bu ülkenin yöneticileri sorumludur.

Mahkum sayısı 855, yeni cezaevi de doldu. 150’nin üzerinde mülteci eski cezaevinde kalıyor. Mahkum sayısının kapasitenin üstünde olmasına çözüm üretmek için cezaevi idaresi ranzaları çiftlemek zorunda kalıyor. Bu cezaevi idaresinin suçu değil. Bu, ekonomik sıkıntılara çözüm üretilmemesi, sosyal sorunlara ve sosyal patlamalara yönelik bir önlem alınmaması ve en önemlisi ülkenin sorma gir hanı yapılmasından kaynaklıdır. O yüzden cezaevi 1000 kişilik de olsa, yarın orası da dolacaktır. Önemli olan cezaevleri ve binalar yaparak övünmek değil, halkın refahıyla, halkın huzuruyla, halkın güvenliğiyle övünebilmektir. Halkımız güvenliğinden endişeli, ekonomik durumundan sıkıntılı ve gelecek konusunda kaygılıdır.

 

“Sevmek yetmez, anlamak lazım”

Soru: TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay geçen hafta adaya geldi. Ziyareti ve yapılan açıklamaların uslubunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bengihan: Bu ülkeye AKP adına gelen kişilerin yaptığı açıklamalar, Kıbrıs Türk halkını derinden yaralamaktadır. Kıbrıs Türk halkının kimliğine ve iradesine saygı gösterilmediğini görüyoruz ve bu TC halklarıyla aramızın açılmasına neden olacaktır. Şunu vurgulamak isterim ki, KTAMS ve Kıbrıs Türk halkının TC devletiyle ve TC halklarıyla hiçbir sorunu yoktur. Şu an yaşadığımız, Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesine karşı AKP'nin yaptığı dayatmalardır, müdahalelerdir. Sıkıntımız şu anki siyasi anlayışladır. TC devleti ve halklarıyla bizim kardeşlik ve dostluk bağımız vardır. Üslup ötekileştiren ve karşı tarafın düşüncesine saygı duymayan bir anlayış gösteriyor. Anti-demokratik, ötekileştiren ve muhalif yapıyı düşman gören bir anlayış... Bizim birbirimizi anlamaya, birbirimize saygı duymaya ihtiyacımız vardır. Sevmek yetmez, anlamak lazım. Bizi anlamadıklarını düşünüyorum. Kıbrıslı Türkler’in ayrı bir kültür, ayrı bir toplum olmasına saygı göstermeleri gerekir.

 

“Barış, demokrasi ve emek mücadelesinde 66 yıl”

Soru: KTAMS 66’nci yaşını kutlayacak. 66 yılda nereden nereye gelindi?

Bengihan: Barış, demokrasi ve emek mücadelesinde 66 yıl... Sendikamız 14 Kasım 1956’da 8 Kıbrıslı kamu emekçisinin, Çetinkaya Spor Kulübü’nde bir araya gelerek, ilk mücadele ateşini yakmasıyla kurulmuş ve bugünlere gelmiştir. KTAMS’ın geçmişten bugüne, Kıbrıslı Türklerin barış, demokrasi ve emek mücadelesine çok büyük katkısı olmuştur. Kamu emekçilerinin kazandığı hakların, özellikle 7/79 Kamu Görevi Yasası’nın mimarı KTAMS’dır. Bugün sahip olunan haklardan dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. 66 yıllık mücadele tarihinde, ülkenin demokrasiye, çözüme ve barışa yönelik verilen tüm kavgalarında KTAMS en önde olmuştur. Özel sektör çalışanlarının, asgari ücret alanların insanca yaşaması için elinden gelen mücadeleyi ve farkındalığı yaratmak için birçok mücadele verilmiştir. KTAMS, toplumsal sorunlara ve konulara duyarlılık gösterip, farkındalık yaratma adına da birçok projeye imza atmıştır.

Sendikamız, kuzey Kıbrıs’taki en çok üyeye sahip ve en büyük kurumsal yapıya sahip sendikadır. Sendikamızda farklı siyasi görüşlere sahip ve farklı iş kollarından üyelerimiz var. Biz hükümetlerin yanında değil, emekçilerin yanında duran bir sendikayiz. Sendikamızın 66. kuruluş yıldönümü nedeniyle yarın saat 13:30’da, KTAMS 50. Yıl Konferans Salonu’nda etkinlik düzenliyoruz, tüm üyelerimizi bu etkinliğe bekliyoruz.

yd-destek-gorseli-2-885.jpg

Bu haber toplam 3077 defa okunmuştur