1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. 'GÜNÜN SONUNDA ÜRETİCİLER MAFYA ELİNE DÜŞÜYOR'
'GÜNÜN SONUNDA ÜRETİCİLER MAFYA ELİNE DÜŞÜYOR'

'GÜNÜN SONUNDA ÜRETİCİLER MAFYA ELİNE DÜŞÜYOR'

“Üreten Ekonomi” yıllardır adada hizmet veren ve kahvede bir marka olan OZA kahve ile yerli üreticinin nabzını tuttu

A+A-

Oza Kahve Direktörü Ergün Oza: “Birçok şirket alacağını tahsil edemiyor, günün sonunda üreticiler mafya eline düşüyor. Yetkililer alacak verecek işini, ticari mahkemeleri ayırıp bu işleri çok hızlı çözmeli. Yasalarımız bizden taraf değil, davalar da uzayıp gidiyor, yıllar alıyor. Önlem alınmalı aksi halde mağdurlar çoğalacak”  

Fehime ALASYA

Yerli üretici olarak bu günlere büyük mücadeleler ile geldiğini anlatan Oza Kahve Direktörü Ergün Oza, sektörde yaşanan sıkıntıları değindi. Oza, ithal ürünlerle rekabetten, devlet teşvikine, İhracat sırasında karşılaştıkları zorluklardan, tahsilât konusuna kadar pek çok konuya değindi.

“40 yıllık hatır için çalışıyoruz” sloganıyla ada içinde yıllardır hizmet veren Oza kahvesinin ünü sınırları aştı. Yurt dışında yapılan tüm gıda fuarlarına katılma kararı alan Ergün Oza ve oğulları, Oza kahvelerini dünyanın birçok ülkesinde tanıtıyor.

Oza koyu kavrulmuş, orta kavrulmuş ve az kavrulmuş Türk kahvesinin yanında, 2’si 1 arada, 3’ü 1 arada, espresso ve filtre kahve olarak çeşitli ürünlerle hizmet veriyor.

Ergün Oza tarafından 1984 yılında kurduğu Oza kahve, el yapımı kavurma makinesi ve kahve değirmeni ile üretimin başladığı bir başarı serüveni…  

 

“Her seçimde bir darbe yedim, darbe yedikçe de büyüdüm”

Uzun soluklu ve mücadele dolu bu serüvenin başlangıcını YENİDÜZEN okuyucularıyla anımsayan Ergün Oza, gençlik yıllarında teknisyenlik yaptığı yıllarda, siyasi görüşünden dolayı işinden atıldığını ve İngiltere'ye göç ettiğini anlatıyor. İngiltere’de kahve değirmeni gören ve değirmen bilgilerini alan Ergün Bey, Kıbrıs’a dönerek 1984 yılında kahve üretimine başlar. Bu işe ilk başladığında hiç kahve içmeyen biri olduğunu anlatan Ergün Oza, çocuklarının geleceği için bu işe dört elle sarılmış. O yılları anımsayan Ergün Bey, “Oza kahvesi içmeyin, Rumcudur, işgalcidir" dediler, her seçimde bir darbe yedim, darbe yedikçe de büyüdüm çünkü dürüsttüm. En iyisini yapıp dürüst çalıştığım için bir marka haline döndüm. Mağusalı halka teşekkür ederim, bana sahip çıktı…” diyerek, en büyük teşekkürü başta Mağusalılara borçlu olduğunu dile getiriyor.

 

“Oza Coffe House”

İşini çok severek yaptığını ve günün 12 saatini fabrikada geçirdiğini dile getiren Ergün Oza, sürekli bir adım ötesi için çalıştığını belirtti. Yerli üreticiler içerisindeki yenilikçi ve öncü firmalardan olan Oza kahve, kısa vadeli hedeflerinden de söz etti. 

Oza Coffe House’lar ile adanın birçok noktasında kahve hizmeti vermeye başlayan firma, bunları çoğaltma ve kahve severlere yerli üretim olan aromalı kahve sunma hedefinde.

 

“Hanımlar daha fazla kahve tüketiyor”

Oza, kadınların fal merakından dolayı daha fazla kahve tükettiğini gözlemlediğini dile getiriyor. Geçmiş yıllarda, kahve çeşitleriyle ilgili bölgecilik olduğunu anımsattığımız Ergün Oza, “Mağusalılar Oza başka bir yere misafirliğe giderken, çantasında kahvesiyle giderdi. Büyüdükçe genişledik ve adanın her yanına açıldık. Artık adanın her yerinde bu kültür var. Gözlemlediğim hanımlar daha fazla kahve tüketiyor, büyük nedeni de faldır.” diyor.

 

“Bürokrasi bezdiriyor”

Özveri gerektiren, uzun süreli çalışmalar sonunda dış piyasada da faaliyet göstermeye başlayan Ergün Oza, yanına aldığı iki oğlu ile güvenilir adımlarla büyüyor. Yurtdışından gelen talep üzerine Londra’ya ihracata başlatan Oza, İngiltere’ye düzenli olarak ürün ihraç ediyor. Bürokrasiden dolayı, şirketin büyük bedeller ödediğini dile getiren Ergün Oza, “Pazar payımız varsa günde beş ton kahve üretecek donanımımız var. Çocuklarım da bu işin içine girdi, dünyaya açıldık. Adana’da şirketimiz var. Oradan Türkiye içine, İngiltere ve Lübnan’a sevkiyatlarımız var. Birçok kişi gibi biz de ihracat yaparken bürokrasiden beziyoruz, çok zorlanıyoruz…”

 

“Dıştan gelen ürünlerden korkmuyoruz ama sahada olacaksak eşit olmalıyız”

Yerli üretici olarak bu günlere büyük mücadeleler ile geldiğine değinen Oza, sektörde yaşanan sıkıntıları anlattı.

İthal ürünlerle rekabet etme konusunda üretimin ‘Gümrük kapılarında’ korunması gerektiğinin altını çizen Oza, ancak bu şekilde daha ileri gidilebilineceğine dikkat çekti. Ergün Oza, şu ifadelerle yaşanan bazı sıkıntılara değindi: “Dıştan gelen ürünlerden korkmuyoruz ama sahada olacaksak eşit olmalıyız. İkide bir af çıkıyor, biz vergi ödeyenler de kendimizi aptal gibi görüyoruz. Veya devletimizi bize de siz de yalancılık yapın diyor, bu olur şey değil... Dürüst olanlara da mükâfat verilmeli, o zaman adaletli bir yönetim olur. Birçok şirket alacağını tahsil edemiyor, günü sonunda üreticiler mafya eline düşüyor. Yetkililer alacak verecek işini, ticari mahkemeleri ayırıp bu işleri çok hızlı çözmeli. Yasalarımız bizden taraf değil, davalar da uzayıp gidiyor, yıllar alıyor. Önlem alınmalı aksi halde mağdurlar çoğalacak.”  Bu konuda çok dertliyiz... Yasalarımız bizden taraf değil, uzayıp gidiyor, yıllar alıyor.

Kâğıt üzerinde kar yaptığımız gözüküyor fakat gerçekte zarardayız. Dövizin bu durumu da birçok işletmeyi zora sokuyor. Tanınmış bir ülke değiliz ve çok zorlanıyoruz. Brezilya’dan ürün getirdiğim zaman Mersin’e dek 250 dolar, Mersin’den Mağusa’ya 950 dolar ödüyoruz. Üstelik transit gümrüğü Mersin’de sürekli torbalar açılıp kontrol ediliyor bir de açma kapama parasını bize ödetiyorlar, 400 TL de buna veriyoruz. Ve ürünümüz de zarar görüyor.” dedi.  

 

“Dört yıl boyunca yapılan her fuara katılım kararı aldık”

Devletin, yerli üreticiye, yurt dışındaki fuarlara katılması için verdiği desteğin çok az olduğuna değinen Oza, yine de dört yıl boyunca, şirketin yurt dışında yapılan gıda fuarlarına katılma kararı aldığını kaydetti. Oza, “Fuarlara katılmak için bize teşvik veriyor fakat bu verilen rakam, yapılan masrafın yanında çok komik kalıyor. Türkiye’de ise devlet adeta “Git, mal sat, anlaşma yap, gel, faturanı göster, tüm masraflarını öderim” diyor, üreticisini teşvik ediyor. Bizde bu durum yok... Fuarlar çok etkili olur, şu anda Türkiye’de bilinen bir marka olduk, fuarların sayesinde. Geri dönüşüm hedefimiz de dört yıldır. Dört yıl boyunca yapılan her fuara katılım kararı aldık ve gidiyoruz. Bu ay İngiltere’de iki kez fuara gideceğiz. Tüm gıda fuarlarına katılma kararı aldık. O pazardan pay almak için elimizden geldiğince çalışıyoruz. Biz mücadeleci bir milletiz, bu günlere kolay gelmedik, gerek toplumsal gerek bireysel çok mücadeleciyiz, erken pes etmiyoruz” şeklinde konuştu.  

Bu haber toplam 5510 defa okunmuştur
Etiketler :