1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Gençler yaşamlarını paylaşıyor
Gençler yaşamlarını paylaşıyor

Gençler yaşamlarını paylaşıyor

Yaşamlarını iki gün paylaşan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum gençler YENİDÜZEN’e konuştu: ‘Kıbrıs için elimizden geleni yapmalıyız’

A+A-



• Geçtiğimiz hafta başlayan ve bu hafta da devam eden CTP ve EDON Gençlik Örgütü’nün ortak organizasyonu sayesinde Kıbrıslı Türk Havva Gaye Yüce Baf’ta Kıbrıslı Rum arkadaşı Chrysanthi’nin evinde zaman geçirdi, Berk Tansel ise Kıbrıslı Rum Titos Avraamides ve Despina Panayiotou’yu evinde misafir etti…

Ayşe GÜLER

CTP ve EDON Gençlik Örgütü’nün düzenlediği ortak organizasyon sona erdi.
Geçtiğimiz hafta başlayan ve bu hafta da devam eden organizasyon sayesinde Kıbrıslı Türk ve Rum gençler yaşamlarını paylaşmayı sürdürdü.  

Kıbrıslı Rum genci evinde misafir eden Havva Gaye Yüce bu kez Baf’ta Kıbrıslı Rum arkadaşı Chrysanthi’nin evinde zaman geçirdi.

Yüce, iki gün boyunca Chrysanthi’nin ailesiyle keyifli vakit geçirdiklerini anlatarak, “Bu program sayesinde güzel arkadaşlıklar edindim. Umarım bizim de büyüklerimiz gibi iki toplum olarak güzel anılarımız olur” dedi.

Titos Avraamides ve Despina Panayiotou ile iki gün geçiren Berk Tansel ise  Lefkoşa’yı kuş bakışı izlediklerini, gençler olarak Lefkoşa ve Kıbrıs için ellerinden geleni yapmaları gerektiklerini konuştuklarını söyledi.


---------------------------------------

Kıbrıslı Rum gencin evinde kalan Havva Gaye Yüce anlatıyor…
“Umarım bizim de büyüklerimiz gibi iki toplum olarak güzel anılarımız olur”

“Bu hafta Kıbrıslı Rum bir aile beni Baf'ta kendi evlerinde misafir ettiler. Partnerim Chrysanthi ikimizde işten çıktıktan sonra gelip sınırdan aldı ve Baf'a doğru yola çıktık. Yolda giderken nasıl karşılanacağımı bilmiyordum, sadece partnerim ailesinin de benimle tanışmayı çok istediğini söylemişti. Ailesi tarafından çok güzel karşılandım, yaşantıları, yedikleri yemekler ve aile ilişkilerinde bizim yaptıklarımızdan farklı hiç bir şey yoktu. Gece, ailesi ile birlikte yemek yedik daha sonra arkadaşları ile dışarı çıktık. Ertesi günü de ailesiyle birlikte vakit geçirdik ve Lefkoşa’ya dönmeden önce anneannesini ziyarete gittik. Köydeki yaşlı bir çiftte bize katıldı ve 1974 öncesi Kıbrıslı Türklerle yaşadıkları anıları bize anlattılar. Ve bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen kapılar açıldıktan sonra bir birlerini bulup hala daha görüştüklerini ve eski günleri ne kadar özlediklerini anlattılar. Bu program sayesinde güzel arkadaşlıklar edindim, umarım bizim de büyüklerimiz gibi iki toplum olarak güzel anılarımız olur.”


Titos ve Despina ile iki gün geçiren Berk Tansel anlatıyor…
“Lefkoşa’yı kuşbakışı izledik. Ve dedik ki, ‘Güzel Lefkoşa’mız, buradan ne güzel görünüyor. Bölünmemiş ve huzurlu’…”

“İlk gün Şayen ile Titos ve Despina'yı Ledra Palace sınır kapısından aldık. Oradan Şayen’in evine hep beraber yemek yemeye gittik. Nenesi bize dolma pişirmiş, hep beraber yedik. Oradan çıkınca Lefkoşa Surlariçi’de dolaştık, Sabor Restoran’da oturduk, hiçbir yerde elektrik yoktu. Biraz vakit geçirdikten sonra Koordinatörümüz olan Barış Önel’in evine Beliz Nuri arkadaşımızı da aldıktan sonra geçtik ve elektrikler geri gelene dek Zivaniya eşliğinde çok hoş bir sohbet ettik.

2. günün sabahı Titos ve ailemle birlikte güzel bir kahvaltı ettik. Ardından Niyazı Kızılyürek'in Duvar isimli belgeselini izledik. Oradan Titos, Despina, Cheyenne ve ben
Titos'un babasının köyü olan Lapta'ya gidip ailesinin çocukluk evlerini bulduk. Titos çok duygulanmış ve evinin bu kadar iyi korunduğunu gördüğü için çok sevinmişti.

Karmi ve Bellapais'i gezdik…Kybele Restaurant’ta bir şeyler içtik. Arkadaşlarımız,
Bellapais'e bayılmışlardı... Despina, burasının ‘hayal gibi yer’ olduğunu söyledi. Ardından
Despina'yı sınıra bıraktık. Titos da onunla gidecekti ama ben kalmasında ısrarcı oldum.
Bu nedenle Tisos ile 1 gün daha birlikte vakit geçirdik. Ertesi gün ise St. Barnabas Klisesi, Salamis Harabelerini gezdikten sonra Kocareis Plajı’na gittik. Tisos, Maraşı görmek istediği için Palm Beach Otele gittik. Zira görebileceğimiz tek nokta orasıydı…

Oradan da bizim eve dönüp rakı balık keyfi yaptık. Tekrardan Barış Önel ile Girne Limanı’na giderek, Trodos yangını ile alakalı Tufan Vudalı ile röportaj yaptık. Titos kaçmadan önce Dikmene çıkıp Lefkoşa’yı kuşbakışı izledik. Ve dedik ki, ‘Güzel Lefkoşa’mız, buradan ne güzel görünüyor. Olması gerektiği gibi... Bölünmemiş ve huzurlu. İşte biz böyle bir Lefkoşa ve Kıbrıs için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız’..."

------------------------------

İLGİLİ HABER
 

Gençler yaşamlarını paylaşıyor…“Evi benim evime çok benziyordu… Duygulandım…”
OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bu haber toplam 4349 defa okunmuştur