
“Evi benim evime çok benziyordu… Duygulandım…”
Gençler yaşamlarını paylaşıyor… CTP ve EDON Gençlik Örgütü’nün düzenlediği organizasyona katılarak Kıbrıslı Rum gençlerle mekan ve yaşamlarını paylaşan gençler anlatıyor...
Meltem SONAY
CTP Gençlik Örgütü ve EDON Gençlik Örgütü’nden gençler mekanlarını ve yaşamlarını paylaşıyor.
Kıbrıslı Türk gençlerle Kıbrıslı Rum gençler birkaç günü karşılıklı olarak birbirlerinin evlerinde geçiriyorlar… Değişim programı geçtiğimiz hafta sonu başladı, gençler birbirlerinin evlerinde kaldı…
Kıbrıslı Rum arkadaşlarını evinde iki gün geçiren gençler deneyimlerini ve duygularını anlattı…
Titos Avramides’in evinde iki gün geçiren Berk Tansel anlatıyor…
“Kimseye belli etmedim ama eve gidince çok ağladım…”
“Birinci gün partnerim Titos Avraamides ve diğer arkadaşlar Despina Panayiotou ve Şayen Yücelen’le Home for Cooperationdan beraber ayrıldık.
Titos'un evinde hep beraber annesinin hazırladığı yemeği yedik. Evleri benim evime çok benziyordu… O nedenle biraz duygulandım.
Ardından hep beraber Despina ve Şayen’i bırakmak ve gezmek için Limasol'a gittik. Biraz dolaştıktan sonra Despina'nın evinde Zivaniya içip sohbet edip keyifli vakit geçirdik.
Ardından ben ve Titos Kaymaklı'ya döndük. Eve gitmeden önce Laiko kahvehanesinin önünden geçtik ve tesadüfen orada karşılaştığımız adamın, daha önce komşularımızın evinde yaşadığını öğrendim… Bu beni çok etkiledi.
Ardından eve gelip gitarda iki dilli ortak Kıbrıs ezgileri çaldık…
İkinci gün sabah kalktıktan sonra Titos ve annesi ile Lefkoşa'da bulunan Tahtakale mahallesini ziyaret ettik… Ardından eve dönmeden benim kendi evimi de görebildiği, Kaymaklı’da sınırda bir noktadan beraber incir topladık.
Ardından eve gelip kebap yaptık ve bunlardan en önemlisi yemek pişerken Titos bana tavla oynamayı öğretti. Şanslıymışım ki onu ilk oyununda yendim… Tavla oynarken biraz da Yunan rakısı içtik… Daha sonra Şayen de Limasol'dan geldi ve Titos bizi sınıra bıraktı…
Kimseye belli etmedim ama eve gidince çok ağladım… Zira olması gerektiği gibi bir gün yaşamıştım… Senelerdir olamayan...”
Limasollu Despina Panayiotou’nun iki günlük yaşamını paylaşan Şayen Yücelen anlatıyor…
“Kendi köyümdeki nenemin evine girmiş gibi hissediyorum…”
“İlk gün saat 11:00 sularında Limasollu Despina Panayiotou ile tanıştım. Ne kadar garip değil mi? Daha önce hiç tanışmamış, hiç görüşmemiş olsak da, farklı diller konuşuyor olsak da, iki ayrı devlet altında büyümüş olsak da, sanki hiç farkımız yok. O da benimle aynı lezzette bir hellim yiyor, aynı kahveyi içiyor, aynı gökyüzüne bakıyor. Berk Tansel Kuzey Lefkoşa'da, Küçük Kaymaklı'da, Titos Avraamides ise Güney Lefkoşa'da, Büyük Kaymaklı'da yaşıyor. Aslında evleri 3 dakika uzaklıkta, ama ömürleri boyunca onları ayıran bir sınır çizgisi yüzünden bugüne kadar birbirlerinin varlığından haberdar bile değiller. Evlerine giriyorum ve kendi köyümdeki nenemin evine girmiş gibi hissediyorum. Aynı testiler, aynı bakır cezveler, aynı ahşap dolaplar, aynı tavla, masada aynı yoğurt... Bana bu kadar yabancı olan insanların yanında hiç yabancılık çekmiyorum... Bugün ΕΔΟΝ (EDON) ve CTPGÖ olmasa, bu değişim programı olmasa, asla bu duyguyu yaşayamaz, asla barışın bize gerçek anlamda neler katabileceğini, bunların gerçek değerini anlayamazdım.
Benim için Kıbrıs'ta barış, sadece bir slogan veya uzak bir hayal değil artık. Bunca senedir sahip olmam gereken fakat yaşamama izin verilmeyen tecrübelerimin, dostluklarımın, anılarımın hesabını soracağım artık...”
Evinde bir Kıbrıslı Rum genci misafir eden Havva Gaye Yüce anlatıyor…
“Hiç tanışmadığım biri olmasına rağmen çok güzel anlaşıp, çok güzel vakit geçirdik…”
“CTP Gençlik Örgütü ve Edon'un birlikte yürüttüğü Reunite-Cy excahange programına katıldım.
Daha önce de iki toplumlu ve üç toplumlu kamplara katılmış olmama rağmen, bu program beni daha da heyecanlandırdı çünkü ilk kez evimde Kıbrıslı Rum bir misafirim oldu.
Gelecek hafta ilk kez ben bir Kıbrıslı Rum'un evinde kalacağım.
Gün içinde hem bize verilen görevler üzerinde çalıştık, hem de birlikte Lefkoşa'nın kuzeyini gezdik.
Daha önce hiç tanışmadığım biri olmasına rağmen çok güzel anlaşıp, çok güzel vakit geçirdik. Umarım ileriki zamanlarda buna benzer programlara katilim artar, çünkü kağıt üzerindeki anlaşmanın önemli olduğu kadar, iki toplumun da bir birine güveni ve birlikte yasamaya çalışmaları çok önemlidir”.
Bu hafta iki Kıbrıslı Rum genci ağırlamaya hazırlanan Asım Altıok anlatıyor…
“Ailedenmiş gibi…”
“Ben de o tarafa geçecektim ama maalesef askerlik belgesini tamamlamadığım için kapıdan geri çevrildim.
Aynı gün EDON’dan iki arkadaşla Lefkoşa’nın kuzeyinde yemeğe gittik, çok güzel sohbet ettik…
Bu hafta aksilik çıkmazsa İskele’de veya Mağusa’da misafirim olacaklar… Gayet ailedenmiş gibi sıcakkanlı ve bilgi verici konuştuk ve sık sık geçmişte Kıbrıslı Türklerin ve Rumların birlikte yaptığı grevler, etkinlikler hakkında bilgi verdiler, özgür, bağımsız bir Kıbrıs için çok daha güçlü mücadele etmemiz gerektiğini söyledik”.

















