
Erdoğan, “dolaylı faiz” artırdı, TL’deki erime durdu
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki farkı vatandaşa ödeyeceğiz, stopaj vergisi olmayacak” dedi.
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki farkı vatandaşa ödeyeceğiz, stopaj vergisi olmayacak” dedi.
Erdoğan'ın açıklamasından önce 18,36 seviyesine kadar yükselen dolar/TL kuru, açıklamanın ardından saat 23:00 itibarıyla 13.6'ya geriledi; Sterlin/TL kuru ise 17.8 oldu.
Türkiyeli Ekonomist Mafi Eğilmez, son düzenlemeyi, “Dolaylı faiz artırımı yapılıyor. Kur % 40 artmış, faiz % 14 ise aradaki 26 puan ödenecek” diye yorumladı.
Kıbrıslı ekonomist Devrim Barçın ise son gelişmeyi şu sözlerle değerlendirdi:
Erdoğan “politika" faizini düşürüp, piyasadaki faizi yükseltti.Özetle faiz artışı yapıldığı için döviz düşüyor.
Gazeteci - İktisatçı Atilla Güner ise son gelişmeyi şöyle özetledi:
1-)TL hesabı olanların elde ettiği faiz geliri kur artışından düşük kalırsa, aradaki farkı devlet ödeyecek.
2-) Fiyat vermekte zorlananlara ‘ileri vadeli kur’ garantisi verilecek .
“Epik faiz artışı yapıldı”
Türkiyeli Ekonomist Refet Gürkaynak ise “Adına faiz artışı denmeyerek epik faiz artışı yapıldı” diyerek, temel iktisat bilimi ile çelişkili bu adımın da sonuç verici olmayacağı yorumunu yaptı.
“Yeni bir kumar”
Kıbrıslı ekonomist Engin Kara, Türkiye’de son alınan kararla riski hazinenin üstlendiğini belirtti, “Bu kararla, miktarı belli olmayan bir faiz artışı yapıldı. Bir anlamda mevduatın TL kısmı da dolarize edildi. Şimdi gözler hazinenin kasasına çevrilecek. Yeni bir kumar.” yorumunu yaptı.
“Türkiye’de tüm mevduatlar dövize endekslenmiş oldu”
Kıbrıslı ekonomist Bülent Kanol ise bu gelişmeyle “Türkiye’de tüm mevduatlar dövize endekslenmiş oldu” yorumunu yaptı.
Kanol şu görüşü paylaştı:
“(TC Cumhurbaşkanı) Erdoğan diyor ki mevduatlarınızı TL'de tutun… Eğer getiriniz döviz kuru kazancından daha düşük kalırsa, aradaki farkı hazineden karşılayacağız. Kısacası, Türkiyede tüm mevduatlar dövize endekslenmiş oldu. Peki maaş ve ücretler ne olacak?”
“Örtülü Faiz Artışı”
Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Burcu Aydın Özüdoğru, ekonomi gazetesi DÜNYA’ya yaptığı değerlendirmede “(TC) Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan TL mevduatlara ödenecek olan faiz oranıyla döviz getirisi arasındaki fark, piyasa tarafından örtülü faiz artışı olarak değerlendirildi.
Paranın değeri olarak görülen faizin artmasıyla da açıklama sonrası TL’de hızlı bir değer artışı oldu.
Mevduata ödenecek bu dolaylı faiz artışının maliyetini Hazine üstlenecek olarak anlıyoruz. Hazine bu yükü vergi gelirleriyle mi karşılar, ilave borçlanmayla mı, yoksa (TC) Merkez Bankası tarafından para basarak mı? Her üç seçeneğin de maliyeti yüksek olur. Yine açıklamada ihracatçılara Merkez Bankası aracılığı ile ileri vadeli kur fiyatı verileceği ve kur farkının da ihracatçılara ödeneceği açıklandı. Bu açıklamadan Merkez Bankası’nın ihracatçılara piyasadaki forward fiyatlarının altında kur fiyatı vereceğini anlıyoruz. Bu da dolaylı olarak ihracatçılara verilen bir sübvansiyondur” diye konuştu.
"U dönüşü"
Türkiye Merkez Bankası'nın eski başkanı ve İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kabine Toplantısı'nın ardından "Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk Lirası'ndan dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak" açıklamasına yönelik, "Geri döndük demeden döndüler. Olan bu. Bunlar ana yolu bırakıp yan yola çıktılar ama girdikleri yol çıkmaz sokak. Bu bir faiz artışıdır. Klasik AK Parti politikalarının U dönüşüdür" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin risk primi en yüksek seviyede
Stockholm Institute'tan Erik Meyersson, bu programın döviz riskinin kamu bütçesi ve vergi mükellefleri tarafından üstlenilmesi anlamına geldiğini söyledi. Meyersson, Türkiye'nin risk priminin gelişmekte olan diğer ülkelerle farkının 2012'den beri en yüksek seviyede olduğunu paylaştı.
Ima Sammani: İyimserliğe yol açtı
Reuters'a konuşan Monex Europe'tan döviz kuru analisti Ima Sammani, "Erdoğan'ın tasarrufları kur dalgalanmalarından koruyacak yeni önlemler açıklaması iyimserliğe yol açtı. Erdoğan Haziran 2023'teki seçimler öncesinde kısa vadeli siyasal istikrar sağlamaya çalışıyor gibi gözüküyor" dedi ve ekledi:
"Adımlar piyasaları şimdilik sakinleştirse de TL'nin hâlâ bir yıl önce hayal edilemeyecek seviyelerde. TL'nin geçen yılki seviyelerine geri dönmesi için ise Merkez Bankası'nın adım atması gerekiyor."
Reuters ajansına konuşan Swissquote Bank'ten kıdemli analist İpek Özkardeşkaya, ekonominin "freni patlamış bir kamyon" gibi gözüktüğünü söyledi.
Erdoğan'ın açıkladığı adımların alışılmış ekonomi politikalarından farklı olduğuna dikkat çeken Özkardeşkaya, "Türkiye karmaşık bir süreçten geçiyor. Artık oyunu kurallarına göre oynamıyorlar. Alışılmışın dışında her adım stratejiyi daha da karmaşıklaştırıyor ve bu kriz yönetiminin başarılı olup olmayacağına dair bir öngörüde bulunmayı imkansız kılıyor" dedi.
Erdoğan'ın açıklaması sonrası 1 milyar dolar bozduruldu
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Habertürk TV yayınına katıldı.
Çakar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dolar kurunun gerilemesine neden olan 'Dövize çevrilebilir mevduat'' açıklaması sonrasında 1 milyar dolar bozdurulduğunu söyledi. ''Sadece internetten mobil bankacılık üzerinden 1 milyar dolar çözülme oldu'' diyen Alparslan Çakar şöyle devam etti: Herhangi bir ithalatçı müşterimiz 3 ay sonra yapacağı ödemeyi bugünden gelip kur yükselebilir endişesiyle yabancı para almak zorunda değil. Merkez Bankası bugünkü kur üzerinden onun durumunu koruyacak.''
Döviz kurundaki gerileme için "Benim için sürpriz olmadı. Kurun bu kadar yükselmesinin çok bir ekonomik temeli yoktu. Her şeyi biraz zamanın ruhu içinde değerlendirmek lazım" yorumu yapan Çakar şöyle devam etti: "Enflasyonun yüzde 21 seviyesine geldiği ortamda hane halkı ve firmalar kendi pozisyonlarını korumak kaydıyla TL tasarruflarını farklı enstrümanlarda değerlendirmek istediler. Özellikle firmaların döviz alımlarının temeline bakıldığında döviz yükümlülükleri kapsamında döviz alırlar. Hane halkının döviz talebinin temel nedeni enflasyon karşısında parasının değerini koruma kaygısıydı.

















