1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Editörün Notu
Editörün Notu

Editörün Notu

Nasıl yaşadığımız kim olduğumuzu ve gelecekte dünyanın nasıl bir yer olacağını belirliyor. Çevreyle uyumlu, kendi kendine yeten, doğaya ve yerel kültürlere saygılı bir dünya için hep birlikte çalışılmalı ve bu unsurlar eğitimin bir parçası haline getirilm

A+A-

Yeni Bir Dönemin Başlangıcı!

Sen gelince sanki bir güneş doğdu
Aydınlık günüm gecem, artık çok güzel hayat
Şimdi her şey birden bambaşka oldu
Sensiz ne kadar zormuş, meğer ne güçmüş hayat

Aman petrol, canım petrol
Artık sana, sana, sana muhtacım petrol
Aman petrol, canım petrol
Artık sana, sana, sana muhtacım petrol

Eninde petrol, sonunda petrol
Artık dizginlerim senin elinde petrol
Eninde petrol, sonunda petrol
Artık dizginlerim senin elinde petrol

Bu sözler Türkiye’ye 1980 Eurovision şarkı yarışmasında büyük bir başarısızlık getiren Ajda Pekkan’ın Aman Petrol isimli şarkısından. Ancak hakkını vermeliyiz ki çağın ruhunu çok güzel özetliyor bu sözler. Artık dizginlerimiz petrolün elinde olmaktan kurtulacak mı?

Türkiye tarihinin belki de en korkunç krizini ve bu krizle beraber gelen çöküşünü yaşıyor, tabii ki onunla beraber Kıbrıs’ın kuzeyi de. Bu kriz o kadar büyük ve yıkıcı ki bugüne kadar bu ölçekte bir şeyle kıyas yapmamız bile mümkün görünmüyor. Bu krizin 2001 krizini çoktan gölgede bırakmasının birkaç nedeni var. Birincisi krize neden olan hükümetin seçime gitmemesi sonucu gerekli adımların atılamaması ve krizin bu nedenle gitgide kontrolden çıkması. İkinci neden dünyanın şu anda içinde bulunduğu durgunluk ve ekonomik daralma, Ukrayna’daki savaş nedeniyle artan petrol ve emtia fiyatları ekonomik altyapıları zaten berbat durumda olan ülkelerin kalan kıt kaynaklarını da silip süpürmesi ve sadece bölgemizin değil, bütün fakir ülkelerin boğazına çökmüş durumda. Herhalde bir üçüncü neden olarak, siyasal ve sosyal yapıdaki yozlaşmanın, aşırı tüketim eğilimleriyle birleşerek sürdürülemez hale gelmiş bir ekonomik sistem (daha doğrusu sistemsizlik) yaratmış olmasını söyleyebiliriz.

Dünya yeni bir döneme giriyor. Pandemi sadece süreci hızlandırdı. Bugünler tarihe son petrol savaşları olarak geçecek. Yeni dönemin en önemli özelliği, petrolün tahtından indirilmesi olacak. Artık enerji üretiminde ve tüketiminde yepyeni bir yaklaşım hakim olacak gibi görünüyor. Petrol kullanımının çevre üzerindeki etkileri artık körlerin bile görebileceği bir düzeyde. Ancak kimse petrolün devrini sadece çevre hatırına sona erdirmek istemiyor. Hatta başta Rusya olmak üzere petrol üreten ülkeler petrolün devri kapanmadan önce ellerindeki petrolü olabildiğince yüksek fiyattan satabilmek için savaşlar ve çeşitli krizler yaratarak son kozlarını oynamaya çalışıyorlar.

Petrol ve ona bağlı ürünleri kullanan ekonomiler son kerte petrol üreten ülkelere bağımlı olmak zorunda. Ancak özellikle elektriğin güneş ve rüzgardan elde edilebilmesi ve gelişen teknoloji bireyleri ve ülkeleri daha bağımsız hale getirebilecek gibi görünüyor. Elektrikle ısınan evler ve şarj edilerek kullanılabilen otomobiller petrole olan bağımlılığımızı büyük ölçüde ortadan kaldırabilecek. Ülkeler bütçelerindeki çok önemli bir kalemden kurtulacaklar. Çevre daha az kirlenecek, daha temiz, daha sessiz şehirler daha yaşanabilir bir ortam sağlayacaklar. Evinizin çatısına taktığınız güneş panelleri artık son derece verimli ve fiyatlar da her geçen yıl düşüyor. Kendi güneş panellerinizden bedavaya şarj ettiğiniz araçlarınızla uzun mesafelere kat edebileceksiniz. Tabii ki bunlar büyük yatırımlar istiyor. Ancak bizim gibi vizyonsuz ülkeler ve bu ülkelerin cahil insanları kaynaklarını lüks arabalara yatırırken yıllarca yan gelip yattılar ve sürdürülebilir ekonomi, tarım ve enerjiye yeterince değer vermediler.

Oysa başta Almanya, Japonya, ABD gibi gelişmiş ülkeler uzun yıllardır kendilerini bu dönüşüme hazırlıyordu. Şimdi büyük çöküşten onlar daha karlı, bizim gibi az gelişmiş ülkeler ise yüksek fiyatlardan petrol ve diğer emtiaları satın almaya devam ederek daha da fakirleşmiş olarak çıkacaklar.

Kuzey Kıbrıs’ta gerek güneş enerjisinden elektrik üretiminde gerekse elektrikli ve hybrid araba kullanımında bir artış var ama bu yeterli düzeyde değil. Ve bir an önce toplum olarak yeni döneme ayak uyduracak çalışmalara başlamakta büyük fayda var.

Nasıl yaşadığımız kim olduğumuzu ve gelecekte dünyanın nasıl bir yer olacağını belirliyor. Çevreyle uyumlu, kendi kendine yeten, doğaya ve yerel kültürlere saygılı bir dünya için hep birlikte çalışılmalı ve bu unsurlar eğitimin bir parçası haline getirilmelidir.

Bu ayki Gaile bu anlamda da değerli yazılarla dolu oldu. Doğa Gündüz yazısında ‘Dünyadaki yaşam bir krizle karşı karşıya ve bilim bir iklim çöküşünde olduğumuzu doğruluyor, kendimizin yarattığı kitlesel bir yokuşun tam ortasındayız’ diyerek konunun önemini vurgulamış. Mustafa Yaşın Nepal’e yaptığı uzun yolculuğun ardından izlenimlerini bizi aktarırken “sorunları algılayış şeklimiz kişisel boyuttan çıkıp evrensel boyuta ulaştığı zaman, kişi kendini, sorunlarının kurbanı olmaktan kurtarıp, kalbini merhametle tüm duyarlı varlıklara açabilir çünkü kişi bu “gemide” yalnız olmadığını net bir şekilde görür” diyerek sorunun bütün dünyayı ilgilendirişine parmak basmış. Hakkı Yücel insanın evrimleştiğine vurgu yapmış şu sözleriyle: Bir ‘tinsel varlık’ olarak insanın hikâyesi uzun ve bu konularda elimizin altında yoğun bir külliyat mevcut. Okunacak, öğrenilecek, üzerine düşünülecek şeyler çok. Bu noktada belki altı çizilmesi gereken husus, insanın tasarlanan ve tanımlanan bir varlık olmaktan öte, sürekli ‘oluş’ halinde olan bir ‘tinsel varlık’ olduğudur. David Brazier yaptığımız söyleşide şu sözleri sarf etti:  “bence zamanın ruhunda bir değişimin eşiğindeyiz. Şu ana kadar son birkaç yüzyılda kaçınılmaz bir ilerleme içinde yol aldığımız paradigmasıyla yaşadık. Hepimiz torunlarımızın bizim yaşadığımızdan kesinlikle daha iyi bir dünyanın keyfini süreceği bir dünyada büyüdük, ancak şimdi görüyorum ki insanlar bundan çok da emin değiller.”

Daha bir çok güzel yazıyla gaile Haziran’da toplumsal dönüşüm için önemli fikirleri taşıyarak çok değerli bir misyona hizmet ediyor. İyi okumalar.

Yılmaz Akgünlü

 


Yayın Kurulu:

Ahmet Güneyli

Emel Kaya

Hakan Karahasan

Hakkı Yücel

Koral Özkoraltay

Mustafa Özbilgehan

Niyazı Kızılyürek

Pervin Yiğit

Seda A. Refik

Senalp Canlıbel

Serkan Tansel

Yılmaz Akgünlü

 

Web Editörü:

Ülviye Akın Uysal

 

Yayıncı:

www.yeniduzen.com

 

Bu haber toplam 3171 defa okunmuştur
Gaile 493. Sayısı

Gaile 493. Sayısı