
EDEBİYAT VE SAĞLIK *
Yanılmıyorsam, iki binli yılların başında idi…
Amerikalı antropolog bir bayan, doktora tezi için Kıbrıs’ta çalışmalar sürdürüyor; çeşitli mesleklerden insanlarla söyleşiler yapıyordu…
Benimle söyleşi yapmak için kliniğime geldiğinde, ö
Yanılmıyorsam, iki binli yılların başında idi…
Amerikalı antropolog bir bayan, doktora tezi için Kıbrıs’ta çalışmalar sürdürüyor; çeşitli mesleklerden insanlarla söyleşiler yapıyordu…
Benimle söyleşi yapmak için kliniğime geldiğinde, önce şaşırmış; sonra “mutlu olduğunu” söylemişti…
“Bir şairle söyleşi yapmak için geldim ama; bir şair hekimle söyleşi yapacak olmam daha iyi oldu.Biz yine de şairlikten başlayalım” demişti sevinerek…
“Sana göre Şiir Nedir ve Neden Şiir?” sorusuna şu yanıtı vermiştim:
“Verili olanla yetinmeyip; Resmi olana DUR dediği;
Uyuyanları uyandırdığı, dilsizleri konuşturduğu;
Giz perdesini yırtıp gerçekleri açığa çıkardığı;
Çirkinliklerin, kötülüklerin, düşmanlıkların karşısına estetik olanı, iyiliği, sevgi ve barışı çıkarabildiği;
sorgulayıcı, dürtükleyici, ısırıcı, kışkırtıcı, okşayıcı ve pek çok işlevi (sözü uzatmadan) yerine getirebildiği;
yıkıcılığı ve yaratıcılığı bir arada gerçekleştirebildiği;
Muhalif bir duruşu ve YAŞAM’a karşı sorumluluk üstlendiği;
Sözün özü, Devrimci olduğu için ŞİİR...
Şair, tüm bunları içselleştirip; bilgilenme sürecini yoğunlaştırarak;gönüllü ve sahici bir üretimi hedeflediği sürece ŞAİR’dir…
Aksi halde, süslü sözlerle göz boyamaya çalışan bir şarlatandan öteye gidemez…”
“Ya, Hekimlik?..” sorusu gelmişti ardından…
“Hekimlik için de aynı şeyleri söyleyebilirim; çünkü Hipokrat’tan bu yana “Hekimlik Sanatı”ndan söz edilir olmuştur…
Bu açıdan bakıldığında, hekimlerin birer sanatçı olduğunu (olması gerektiğini) söylemek yanlış olmaz…
Hekim de, verili olanla yetinmez; sorgulayıcı, araştırmacıdır;
Hastalığın ardındaki Giz perdesini yırtıp gerçekleri açığa çıkarmak için canla başla uğraşır;
Hastalıkların, çirkinliklerin, kötülüklerin, düşmanlıkların karşısına estetik olanı, iyiliği, sevgiyi iç barışı; dolayısıyla MUTLULUĞU çıkarmayı hedefler;
Hastalıkların etkenlerine karşı YIKICI; hayatı güzelleştirme çabasında YARATICIdır…
Hekimin görevini salt hastalıkları sağaltama sığlığına indiremeyiz…. “Hayatı Güzelleştirme” misyonu vardır hekimin; bu yüzden Hayata dair ne sorun varsa(doğa, evren, tüm canlılar) onun sorunu olmalıdır…
Sözün özü Hekim Özgür düşünen muhalif bir aktivist olmalıdır…
Hekim, tüm bunları içselleştirip; bilgilenme sürecini yoğunlaştırarak, gönüllü ve sahici bir çalışmayı hedeflediği sürece HEKİM’dir…
Aksi halde, memur kafalı bir şarlatandan öteye gidemez…”
Ülkemizde yaşanan pek çok olumsuzluk (Kansere davetiye çıkaran etkenler; doğayı katleden yapılaşma ve yatırımlar vb.) sesini en çok yükselten meslek kuruluşunun Tabipler Birliği olması, tüm bu nedenlerden ötürü rastlantı değildir….
* Bu yazı 20 Mart Salı akşamı Tabipler Birliği’nin düzenlediği “Doktor Yazarlar” panelinde yaptığım konuşmanın tam metnidir…

















