1. HABERLER

  2. GÜNEY

  3. “Çatışma riskini engellemek için her şeyi yapıyoruz”
“Çatışma riskini engellemek için her şeyi yapıyoruz”

“Çatışma riskini engellemek için her şeyi yapıyoruz”

Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı  Nikos Anastasiadis “çatışma riskini engellemek için her şeyi yapıyoruz” dedi.

A+A-

Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı  Nikos Anastasiadis “çatışma riskini engellemek için her şeyi yapıyoruz” dedi.

Anastasiadis’in 2 Ocak’ta Atina’da Sigma TV’ye yaptığı Kıbrıs Cumhuriyeti-ABD yakınlaşması ve Kıbrıs Cumhuriyeti -Rusya ilişkilerine etkilerine dair açıklamalarını aktaran Simerini gazetesi, Anastasiadis’in ifadeleri ve tarzıyla “cereyan edenlerden ve Türkiye’nin yapmaya çalıştıklarından duyduğu endişeyi” yansıttığını yazdı.

Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan’dan, önümüzdeki dönemde EastMed dışında başka inisiyatifler de beklenmesi gerekip gerekmediği sorusuna karşılık Anastasiadis, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile yaptığı görüşmede olgular ve olasılıkları analiz ettiklerini söyledi.

 “TÜRKİYE’NİN PLANLARINI ENGELLEMEK İÇİN NASIL İLERLEMEMİZ GEREKTİĞİNİ GÖRÜŞTÜK”

Anastasiadis, şöyle devam etti:

“Tehditleri ve hukuksuz eylemleri ve Türkiye’nin planladıklarını bozmak ve engellemek için muhtemel müttefikleri dikkate alarak, nasıl ilerlememiz gerektiğini ele aldık. Eylemlerimiz sürekli olacak. Çabamız, herhangi bir çatışma riskini engellemektir. Biz uluslararası hukuk zemininde barışın, istikrarın ve işbirliğinin hakim olmasını istiyoruz. Üçlü görüşmeler sırasında, herhangi birini dışlamayı hedeflemediğimizi vurguladık. Bütün komşularla işbirliği yapmak istiyoruz. Bunu Türkiye dışındaki bütün devletlerle büyük ölçüde de başardık.”

Anastasiadis, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Ada’yı ziyaretinin ertelenmesine rağmen ABD’nin, “bölgede istikrar kapısı” denilen şeyde çok önemli rolü bulunduğu gözlemine karşılık “her şeyden önce, ABD’nin rolünün ne olabileceğini inceleyelim” dedi. ABD’de kısa süre önce ihdas edilen ve ABD Başkanı Trump’ın da imzaladığı EastMed anlaşmasının, ABD’nin bölgeye ilgisinin göstergesi olduğuna dikkat çekti.

ABD-İsrail ilişkilerinin iyi bilindiğini, EastMed devletlerarası anlaşmasının da İsrail, Avrupa, Kıbrıs ve Yunanistan’ın ilgilerini bağladığını, yani “Türkiye-ABD ilişkilerinde gözlemlenen istikrarsızlığın da ışığı altında” bir bağlantı söz konusu olduğunu söyleyen Anastasiadis, şöyle devam etti:

“Bütün unsurlar yapılmakta olan diplomatik eylemlerle de birleştirildiğinde –Yunanistan Başbakanı 7 Ocak’ta ABD Başkanı ile görüşecek- bölge ülkelerinin, Amerika’nın ve Avrupa’nın örtüşen veya müdahil çıkarlarının caydırma politikalarını belirleyen bazı unsurlar yarattığına inanıyorum;  Muhtemel veya en azından kazara bir çatışmanın etkilerinden caydırma.”

“RUSYA İLE İLİŞKİLERİ DIŞ POLİTİKAMIZA HERHANGİ BİR MÜDAHALEYE MÜSAADE ETMEDEN KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Anastasiadis, Rum tarafındaki bazı kesimlerin gelişmeleri, ABD’nin savaş arabasına bağlanılması olarak nitelediği ve bundan endişe belirttiği hatırlatılarak “Rusya ile ilişkilerimize zarar verir mi ne dersiniz?” sorusu üzerine ise şunları söyledi:

“Rusya ile herhangi bir çatışmamız yok. Ezelden beridir var olan iyi ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Şunu vurgulayayım, bu ilişkileri Türkiye-Rusya ittifakı bile etkileyemedi. Dolayısıyla her devletin bağımsızlığına saygı göstererek, Rusya Federasyonu ile iyi ve dostane ilişkilerimizi her şekilde korumaya çalışıyoruz ancak aynı zamanda egemen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dış politikasına herhangi bir müdahaleye de müsaade etmiyoruz. Daha çok Avrupa’nın izlediği politikalara adapteyiz ve elbette Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yüksek çıkarlarını korumayı  her zaman en üstte tutuyoruz.”

Haftalık Kathimerini, “Doğal Gaz Boru Hattı Uğruna Güvenlik Mekanizmalarına Doğru” başlıklı haberinde ise 2 Ocak’ta Atina’da imzalanan EastMed anlaşmasının güvenlikle ilgili 10’uncu maddesine dikkat çekti.

ÜÇLÜ İŞBİRLİĞİ AĞI, BÖLGESEL GÜVENLİK MEKANİZMASINA DÖNÜŞECEK

İmzalanan anlaşmanın gerekli destek altyapılarını oluşturduğunu ve mevcut üçlü işbirliği ağını bölgesel güvenlik mekanizması haline dönüştürdüğü yorumunun Hükümet Sözcüsü Kiriakos Kusios tarafından da doğrulandığını yazan gazete, anlaşmanın 10’uncu maddesinin, Doğu Akdeniz’de yarattığı hukuki statü dışında mevcut işbirliklerinin dönüşüm temellerini de attığına işaret etti.

Haberde, bu gelişmenin EastMed boru hattı ile sınırlı olmadığı, Mısır’a ve planlanmakta olan “Afrodit” yatağından Mısır’daki sıvılaştırma terminaline doğal gaz nakil hatlarına da yayılacağına kesin gözüyle bakıldığı belirtildi.

GÜVENLİK MEKANİZMASI BÖLGESEL GÜVENLİK SİSTEMİNE…

Anlaşmanın 10’uncu maddesine göre, güzergahın tayini ve değerlendirilmesine dair ilk faaliyetlerden başlayarak projenin uygulama aşamasında her bir taraf ülke, boru hattının ve bu proje faaliyetlerine müdahil tarafın sahasında bulunan personelin güvenliğini sağlamak için gerekli gördüğü önlemleri alabilir. Taraflar, boru hattının güvenliğini sağlamak için uygun önlemleri alarak işbirliği yapar. Bu açıdan taraflar, boru hattı projesiyle ilgili güvenlik meselelerinde işbirliğine dair çok taraflı veya ikili anlaşmalar ya da tüzükler yapabilir deniliyor.

Gazete, altyapıların güvenliği bağlamındaki gerekli münferit eylemlere veya işbirliklerine yapılan atfın Kıbrıs Cummhuriyeti, Yunanistan ve İsrail’in, görevi İsrail’in doğal gaz yataklarından başlayarak Girit’e kadarki tesislerin korunması olacak daimi bir mekanizma kurmak için işbirliği yapacaklarını anlattığına işaret etti.

Haberde, diplomatik kaynakların, enerji altyapılarının güvenliğinin tabi olacağı bir mekanizma kurulmasının, yetkileri geniş bir bölgesel güvenlik sistemine dönüşmesi için gerekli bütün şartları barındırdığı görüşünü ortaya koyduğu da belirtildi.

GÜNEYDE KURULACAK “ÜÇLÜ İŞBİRLİKLERİ DAİMİ SEKRETERLİĞİ”  GÜVENLİK MEKANİZMASINA ZEMİN

Gazete, Bakanlar Kurulu’nun güneyde Rum, Yunan, İsrail ve Mısırlı diplomatik personel, teknokrat ve akademisyenlerin çalışacağı Üçlü İşbirlikleri Daimi Sekreterliği kurulması kararının güvenlik mekanizması veya mekanizmalarının üzerine bina edileceği biz zemin olduğunu da kaydetti.

Habere göre, beklenen jeopolitik faaliyetler, Kıbrıs’ın bölgesel ittifaklara katılımından kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirebilmesi maksadıyla RMMO’nun uzun vadeli silahlanma programlarında belirleyici rol oynadı. ABD’nin silah ambargosu nedeniyle RMMO’nun bugüne kadar benimsediği mantık terk edildi. Ağırlık artık denize, yetki alanındaki bölgeyi izleme ve araştırma imkanlarına veriliyor.

Benzer güvenlik altyapısının “Afrodit”ten Mısır’a kurulacak altyapılar için de oluşturulacağı kaydedilen haberde Amerikan silah ambargosunun kaldırılmasının Savunma Bakanlığı’na ve yapacağı 5 yıllık planlara seçenek sağlayacağı da belirtildi.

Fileleftheros ise “EastMed boru hattının denizin ve politikanın baskısına dayanıp dayanamayacağının zaman içerisinde ortaya çıkacağını yazdı. Projenin teknik-ekonomik bölümüyle ilgili zorluklara rağmen üç ülke çabalarını sürdürmeye karar verdi. Bu da tamamen siyasi kriterdir. Güçlü kozları da egemenlik haklarının teyididir” vurgusu yaptı.

 

 

Bu haber toplam 1801 defa okunmuştur
Etiketler :