
“Anastasiadis gelecek ‘seçimleri’ değil gelecek ‘nesilleri’ düşünsün”
UKÜ’de 2016-2017 Akademik Yılı Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın verdiği açılış dersiyle başladı.
Akıncı: “Bu yılsonu itibarıyla anlayış beraberliği sağlanmazsa 2017’de işimiz zor olur”
“Diplomaside nokta değil, virgül ve noktalı virgül olur ancak şu anda Kıbrıs sorununda bir doyum noktasına gelindiğine inanıyorum”
“Çözüm en büyük katkıyı bu adada yaşayanlara yapacak, kendi evlerinin efendisi haline gelecekler”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununun çözümünün 2017’ye kalmasının sakıncalarını tüm muhataplarına anlatmaya çalıştığını belirterek, bu yıl sonu itibarıyla müzakerelerdeki tüm konularda bir politik, siyasi anlayış beraberliği sağlanamazsa 2017’de işlerinin zor olacağını söyledi.
Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis’e gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünmesi çağrısı da yaptı. Akıncı, gelinen noktada yarından itibaren başlayacak müzakerelerde üç aşamalı bir formatla çözüme varılmasını istediklerini; var olan fırsat yitirilirse potansiyel tehlikeleri de dikkate alınca konunun çok sıkıntılı hale geleceğini ve ayrılığın kökleşeceğini söyledi.
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde (UKÜ) 2016-2017 Akademik Yılı, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Çevik Uraz Konferans Salonu’nda verdiği dersle başladı. Cumhurbaşkanı Akıncı konuşmasında Kıbrıs sorunu ve müzakerelerle ilgili bilgiler verdi.
Nadiri: “10 fakülte… 125 programda eğitim”
UKÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Nadiri, açılış konuşmasında, UKÜ’nün bu akademik yılda 10 fakülte ve bu yıl eğitime başlayan beden eğitim ve spor yüksekokuluyla 125 ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programında eğitim vereceğini söyledi. Nadiri, 2016’da ÖSYM’nin kontenjanlarını yüzde 11 artırdıklarını ifade ederek ülkedeki diğer köklü 5 üniversite arasında en yüksek yerleştirme rakamına ulaştıklarını bildirdi.
Akıncı: “53 yıldır tanınmış devletin dışında…”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da konuşmasına, UKÜ’nün yeni akademik yılının hayırlı olmasını dileyerek başladı; Kıbrıs sorununun uzun sürecinden kısa özetler yaparak bugünkü duruma geniş zaman ayırdı. 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nden Kıbrıslı Türklerin dışlandığını; Rumların ise “bırakıp gittiniz” dediğini kaydeden Akıncı, 53 yıldır dünyaca tanınmış bir devletin dışında kaldıklarını, hiçbir nimetinden yararlanamadıklarını, ortaklık devletinin tek topluma kaldığını söyledi.
“Önceki mutabakatları çöpe atmadım”
Cumhurbaşkanı Akıncı, kendisinden önceki liderlerin yarattığı mutabakatları çöpe atmadığını; ancak Rum tarafında böyle olmadığını kaydederek, özetle şöyle konuştu: “Rahmetli Denktaş zamanındaki 77-79 Doruk Anlaşmaları, Talat-Hristofyas yakınlaşmaları, Eroğlu-Anastasiadis 11 Şubat mutabakat metni hepsi çözüm doğrultusunda belgelerdi. Biz de mümkün olanın peşindeki insanlar olduğumuz için bunları geçerli addettik ve bunların üzerine eklemeye başladık. 16 aylık sürede tartışılan 6 başlık var: Bunların ilk 4’ü Yönetim ve Güç Paylaşımı, Ekonomi, AB ve Mülkiyet konularıdır.
Bunlarda var olan mutabakatlara epey yeni unsurlar eklenmiştir. Uzlaşmazlık noktaları halen var. Ancak Ekonomi ve AB konularında çok büyük uzlaşmalar sağlandı. Diğerlerinde de önemli uzlaşılar var.”
“2017’ye kalırsa işimiz zor”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, UKÜ’deki konuşmasında anlaşmanın 2017’ye kalmasının getirebileceği sakıncalara değindi ve “Ben açık ve net olarak tüm muhataplarımıza bu işin 2017’ye kalmasının sakıncalarını anlatmaya çalışıyorum. Eğer 2016 sonu itibarıyla bütün konularda bir politik, siyasal anlayış beraberliği sağlayamazsak 2017’de işimiz zordur” dedi.
“Nokta yok ama doyum noktasına gelindi”
Diplomaside nokta değil, virgül ve noktalı virgül olduğunu ancak şu anda Kıbrıs sorununda bir doyum noktasına gelindiğine inandığını belirten Akıncı, “Çünkü bugün çözmek, 12 yıl öncesinden daha zordur, yarın daha da zor olacaktır. Eğer bu fırsat yitirilirse potansiyel tehlikeleri de dikkate alınca, bu işin çok sıkıntılı hale geleceğini, ayrılığın daha da kökleşeceğini değerlendiriyorum. Bir başka bahara kalırsa başka şeylerin konuşulacağını değerlendiriyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakerelerin 2017’ye sarkmasının yaratacağı potansiyel tehlikeler olarak “BM Genel Sekreteri’nin ve ABD yönetiminin değişmesini ve konuya vakıf olmalarının zaman alacak olmasını, dünya sorunları arasında Kıbrıs’ın geri sıralarda yer alabileceğini; Rumların Kıbrıs açıklarında hidrokarbon arama çalışmalarını ve 2018’de Güney Kıbrıs’ta yapılacak seçimleri” sıraladı.
“Hidrokarbon işbirliği alanı ama masayı berhava edebilir”
Hidrokarbon konusunu bir iş birliği alanı gördüklerini ancak bir gerginlik alanına dönüşüp müzakere masasını berhava edebileceğini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, 2016 sonu itibarıyla bir siyasal çözümü sağlamak üzere acele etmeleri için çok nedenleri olduğunu söyledi.
“Çözüme en büyük katkıyı bu adada yaşayanlara yapacak, kendi evlerinin efendisi haline gelecekler”
Kıbrıs’ta çözümün, Türk-Yunan ilişkilerini de olumlu etkileyeceğini; Türkiye’nin AB yolculuğunu daha az engelli hale getireceğini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çözüm en büyük katkıyı bu adada yaşayanlara yapacak: kendi evinin efendisi ve federal devletin ortağı haline gelecek. Bu yabana atılacak bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Türk halkının bugün karşılaştığı engellere işaret eden, gençlerin bir maç bile yapamadığını vurgulayan Akıncı, Kıbrıslı Türk gençleri uluslararası topluluğun parçası haline getirmenin ancak bir çözümle mümkün olabileceğini söyledi.
Akıncı, çözümün sadece kendi istekleriyle olamayacağını, Rumların da aynı şekilde istemesi gerektiğini vurgulayarak, Güney Kıbrıs’tan şimdiden “ohi (hayır) kampanyası” başlatanlar bulunduğunu belirtti ve Rum halkının bunların etkisinde kalmamasını diledi. Akıncı, adada bulunacak çözümün iki kesimli, iki toplumlu federal devlet olacağını; birbirine tahakküm etmeden yaşam, eşitlik, kararlara katılım ve dönüşümlü başkanlığın şart olduğunu kaydetti.
“Rumlar güvenlik konusundaki açılımı görmezden geliyor”
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının güvenlik konusunda Türkiye’yle birlikte ciddi bir açılım yaptığını; “1960 garanti sisteminin noktasına virgülüne dokunulmaz” şeklindeki bugüne kadarki pozisyonun değiştiğini, bugünün şartlarının 1960’tan farklı olduğunu ancak Rumların bu açılımı görmezden geldiğini söyledi.
Bu konuda daha yürünecek yol bulunduğunu, düşüncelerinin birine oyun oynamak için değil, çözüme katkı için olduğunu vurgulayan Akıncı, yarından itibaren müzakerelerdeki 4 başlıkta yeni bir yoğunlaştırılmış sürecin adada yaşanmasından sonra ikinci aşamada BM Genel Sekreteri’nin çağrısıyla bir kamp süreci yaşanmasını ve kapalı bir yerde “Toprak” konusunu görüşmek istediklerini söyledi.
Akıncı, hemen ardından da 5’li görüşme formatına geçilerek Güvenlik ve Garantiler konularının ele alınmasını istediklerini anlattı; Türkiye ile Yunanistan’ın zaten garantiler konusunu görüştüğüne dikkat çekti.
“İsteğim 2016’da bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı görelim”
“Böyle bir formatta yıl sonuna dek bir anlaşmanın temel ilkelerini artık bitirelim, kağıda dökelim. 2017’ye teknik konular sarkabilir. Benim iddiam 2016’da her şeyi bitireceğiz şeklinde değil. Benim istediğim 2016’da bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı görelim. Bu çerçeveyi kurmaya başlarsak eğer, altını doldururuz” diyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, anayasa ve federal yasaların hep anlaşmanın eki olacağını; halka referandum öncesi yeterli zaman tanınacağını; 2017’de sandıklar kurulacaksa halkın, kimsenin oyununa gelmeden, oyunu bilinçli kullanacağını vurguladı.
“Umut en son ölür”
“16 ay önceki Mustafa Akıncı’nın beklentileriyle bugünküleri karşılaştırdığınızda daha mı umutlusunuz yoksa daha mı umutsuzsunuz?” sorusuna karşılık Cumhurbaşkanı, “Umut en son ölür derler, ben umudumu öldürmek istemem. Umudun canlı tutulması için birşeyler yapmak lazım, tek taraflı olmaz. 16 ayda ilerleme sağlanmıştır. Ben sağlanan ilerlemeyi yabana atmıyorum. Bugün çözülmeyenler de var ama çözülecekler... Dönüşümlü başkanlık gibi... Biz kendimizi rahat, güvende hissedelim onlar da bundan bir tehdit hissetmesinler. Zordur ama formüller bulunabilir” dedi. Olabilecekken olmayanlardan dolayı üzüntü duyduğunu ifade eden Akıncı, mobil telefonların ada genelinde çalışabilmesi, elektrikte enterkonnekte gibi konularda varılan anlaşmalara rağmen uygulamanın Rum tarafının isteksizliği nedeniyle hayata geçmemesini örnek gösterdi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, New York ziyareti öncesinde Anastasiadis’le birlikte oturup “Artık zaman daralıyor, Genel Sekreter’e ne diyeceğiz? ‘Kıbrıs’a döneceğiz, ayrılık noktalarını en asgariye indirmek için çalışacağız ama ondan sonra güvenlik ve garantileri de ele alacağımız çerçevede 5’liye gitmektir’ diyelim şeklinde anlaştıklarını” belirterek, ret cephesinin şamatasından çekinen Anastasiadis’in sanki bunlar hiç konuşulmamış gibi davrandığını söyledi.
5’li zirvenin bir hazırlık gerektirdiğine dikkat çeken Akıncı, Genel Sekreter Ban’ın iki gün kala garantörlere “gelin” diyemeyeceğini anlattı.
“Temenni ederim Anastasiadis gelecek seçimleri değil gelecek nesilleri düşünsün”
Cumhurbaşkanı Akıncı, Güney Kıbrıs’ta AKEL ve DİSİ’nin bugüne dek tek aday çıkaramadığını o yüzden ikisinin de gözlerini ret cephesinin oylarına diktiğini belirterek “Konjonktürün getirdiği zorluklardan bahsediyorum… Temenni ederim Anastasiadis gelecek seçimleri değil gelecek nesilleri düşünsün” diye konuştu. Bulunacak çözümde eğitim konusundaki bir soru üzerine de Akıncı, bu konuda çalışma grupları oluşturulduğunu hatırlattı; eğitimin ve sağlığın kurucu devletlerin yetkisinde olacağını ancak bunun standart arayışı olmayacağı anlamına gelmediğini; üniversitelerin de belli standartlarda eğitim yapacağını belirtti. Konuşmasının ardından Akıncı’ya UKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Mete Boyacı ile Rektör Prof. Dr. Nadiri tarafından plaket takdim edildi.
(TAK)

















