1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Sanık, tanığa saldırmak istedi
Sanık, tanığa saldırmak istedi

Sanık, tanığa saldırmak istedi

Yaklaşık 5 yıl önce Lefkoşa’da kalan eşi Şükran Sadrazam’ı önce zehirleyerek sonra da boğarak öldürdüğü iddia edilen Çetin Sadrazam ile ilgili cinayet davasında ‘duruşma içinde duruşma’ yapıldı. Sanık, mahkemede “işkence” iddialarıyla ilgili tanıklık ede

A+A-

Didem MENTEŞ

Yaklaşık 5 yıl önce Lefkoşa’da kalan eşi Şükran Sadrazam’ı önce zehirleyerek sonra da boğarak öldürdüğü iddia edilen Çetin Sadrazam ile ilgili cinayet davası Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Lefkoşa’da evinin yatak odasında 13 Nisan 2011 tarihinde eşini öldürdükten sonra Güney Kıbrıs’a kaçan ve üç yıl sonra Kuzey’e geçerek yakalanan Çetin Sadrazam ile ilgili görüşülen davada, duruşma içinde duruşma yapıldı. Polisin kendisini darp ettiği iddiasıyla açılan duruşma içinde duruşmanın ilk celsesinde olay çıktı. Sanık, meseleyle ilgili gönüllü ifade sonrası kendisini muayene eden ve şahadet vermek için mahkemeye gelen Adli Tıp Uzmanı Prof Dr. İdris Deniz’e saldırmak istedi. “Böyle maskaralık olmaz, her şeyi yalan söylüyor” diye bağıran sanığa 4 polis müdahale etti. Bunun üzerine sanık “Ben çıkıyorum gideyim” diyerek kapıya yönelince, mahkeme salonu içerisinde bulunan birçok polis sanığı etkisiz hale getirdi.

Baskı iddiaları yapıldı
Başkanlığı’nda Ömer Güran, Kıdemli Yargıç Melek Esendağlı ve Yargıç Alev Ulunay Hüdaverdi’den oluşan Ağır Ceza Heyeti’nin baktığı davada İddia Makamı Başsavcılık adına Kıdemli Savcı Ergül Kızılokgil ve sanık Çetin Sadrazam’ı temsilen Avukat Hasan Nidai Mesutoğlu hazır bulundu.  Sanık Sadrazam, Ağır Ceza Mahkemesi’nde “taammüden adam öldürme”, “adam öldürme”, “ciddi darp”, “yasak olan ilaç ithal etmek, bulundurmak ve kullanmak” suçlarından itham edilmiş ve hiçbir davayı kabul etmediği için duruşmaya geçilmişti. İddia makamı mahkemeye tanıklarını dinletmeye başladıktan sonra sıra, meselenin tahkikat memuru Baş Müfettiş Aslan Coşkun’a geldi. Aslan Coşkun,şahadeti sırasında 20 Şubat 2014 tarihinde, çetin sadrazam’ın bir gönüllü ifade verdiğini söyledi. Kıdemli Savcı Kızılokgil, bu ifadeyi mahkemeye emare yapmak isteyince, Avukat Hasan Nidai Mesutoğlu, ifadenin yargıç kaidelerine aykırı olarak şiddet ve baskıyla alındığını iddia etti ve ibrazına itiraz etti.

Tanığa saldırmaya çalıştı, salondan çıkmak istedi
Mahkeme, avukatın itirazı üzerine, meselenin aydınlığa kavuşması için “duruşma içinde duruşma” yapma kararı aldı. Bunun üzerine “duruşma içinde duruşma” maksatları bakımından iddia makamı tanıklarını dinletmeye başladı. İddia makamı sanığı gönüllü ifade sonrası kendisini muayene eden Adli Tıp Uzmanı Prof Doktor İdris Deniz oldu. Deniz, muayene sırasında yaptığı işlemleri mahkemeye anlattığı sırada Sanık Çetin Sadrazam sinir krizi geçirdi. “Böyle maskaralık olmaz, her şeyi yalan söylüyor” diye bağıran sanığa polis müdahale etti. Ardında ise Sadrazam “Ben çıkıyorum gideyim” diyerek kapıya yönelince, mahkeme salonu içerisinde bulunan birçok polis sanığı etkisiz hale getirdi. Bu olayların ardından duruşmaya kısa bir süre ara verildi.

Başkan, sanığa nasihat verdi
Aranın ardından Heyet Başkanı Ömer Güran, sanık Sadrazam’a nasihatte bulundu. Güran, sanığa, şu anda bir yargılama süresi içerisinde olduğunu ve neyin doğru neyin yalan olduklarına henüz karar vermediklerini söyledi. Yargılanma sürecinde tüm sanıklara ayni prosedür uygulandığına belirten Güran, sanığa “Zor bir dönem geçiriyorsun. Bu psikolojiden kurtulman için davanın en kısa zamanda bitmesi gerek. Bir kişinin sonucun ne olacağı kaygısıyla yaşaması kadar zor bir durum yoktur. En kötü karar. Kararsızlıktan iyidir” diyerek sanığın sakin ve kendini kontrol altında tutmasını istedi.

Sanık, tanık kürsüsünde; “Çelişkili cevaplar”
İddia Makamı “duruşma içinde duruşma” maksatları bakımından başka tanık çağırmadı. Bunun üzerine Avukat Hasan Nidai Mesutoğlu, tanık olarak müvekkili olan sanık Çetin Sadrazam’ı yeminli şahadet vermek üzere tanık kürsüsüne çağırdı. Sanık Sadrazam ilk olarak avukatı Mesutoğlu’nun sorularını daha sonra ise savunma makamı Kıdemli Savcı Kızılokgil’in sorularını yanıtladı. Sorgulama sırasında sanığın çelişkili yanıtları ise dikkat çekti. Sanık ilk olarak 19 Şubat 2014 tarihinde Güney Kıbrıs’ta bulunan Bodamya köyündeki evinin önünde iş görüşmesi için gelen bir arabaya bindiğini ve arabaya biner binmez bayıltıldığını, gözlerini KKTC’de bir ambar içerisinde açtığını ve çıplak bir şeklide sabaha kadar elektrikle işkence gördüğünü iddia etti. Savunma makamı tarafından sorgulandığı sırada ise sanık, 19 Şubat 2014 tarihinde işten 16.00 sıralarında çıktığını, eşiyle birlikte Bodamya köyünde bulunan evine gittiğini söyledi. Evinin önünde iş için kendini bekleyen kişilerin arabasına binip Dali köyüne gittiğini anlatan sanık, burada başka bir araca bindiğini ve o araçta bayıtıldığını, daha sonra yolda KKTC’ye gelirken uyandığını ve bir araç içinde yumruk yediğini söyledi. Daha sonra bir ambara getirildiğini ve işkence gördüğünü iddia eden sanık 3 gün kendine gelmediğini iddia etti.

Savcı: “Yalan söylüyor”
Kıdemli Savcı Kızılokgil ise sanığın işkence gördüğünü iddia ettiği gün ve bir sonraki gün mahkemeye çıkarıldığını ve kayıtlarda bunun görüldüğünü söyledi.
Savcı Kızılokgil ayrıca sanığın yaklaşık 10 kez alt mahkemede ilk tahkikat duruşmasına çıktığını ve hiçbir duruşmada elektrikle işkenceye uğradığına dair bir iddia ortaya koymadığını söyledi. Sadrazam ise, yalan söylemediğini, elektrikle kendisine polislerin işkence yaptığını iddia etti.
Sanık Sadrazam’ın yeminli şahadetinin ardından, savunma makamı yeni tanığını hazırlamak için mahkemeden tehir talep etti.
İddia makamı bu talebe itiraz etmemesinin ardından Ağır Ceza Heyeti otururu bugüne devam etmek üzere kapattı.

Bu haber toplam 2051 defa okunmuştur