1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Sanatının Doruğunda bir Sanatçımız… ÜMİT İNATÇI… VE: AN-ARCHE… -2-
Sanatının Doruğunda bir Sanatçımız…  ÜMİT İNATÇI… VE:  AN-ARCHE… -2-

Sanatının Doruğunda bir Sanatçımız… ÜMİT İNATÇI… VE: AN-ARCHE… -2-

Sanatının Doruğunda bir Sanatçımız… ÜMİT İNATÇI… VE: AN-ARCHE… -2-

A+A-

 

Neriman CAHİT


ORFİZM…

… Ya ‘Orfizm… Ve, Orfik Sanat…’ 

- Orfizm: Kübik resim sanatçılarının renk armonisine dayalı kompozisyonlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdi. Tam anlamıyla ‘Orfik Sanatın’ karşılığını bulacak resimler ürettiğime inanıyorum. Soyut sembollerle bezenmiş, doğadan soyutlamalarla, müzikalite ve yazı düzeninde kurgulanmış motifler arasında inşa edilen ritüel resimlerimde, metaforik olarak Hermes ve Orfeus düalizminin yansımasını görebiliriz. Boya resimlerim ya da nesne resimlerim her zaman: Tılsım ve büyüyü çağrıştıran ‘ezoterik’ bir kurguyu içerirler. Enstalasyon Çalışmalarımda da yine aynı yönelimlerin makasında ilerlediğimi görebilirsiniz. Çektiğim fotoğraflar da aynı doğrultuda kurgulanmış nesnelerin resme aktarılma hallerini içeriyorlar. Aslında, onlara ‘çektiğim’ değil ‘yaptığım’ fotoğraflar desem daha doğru olur. Dijital enstrümanlarla müdahale ettiğim fotoğraflarda nesneler ve mekân kendi gerçekliklerini terk edip metafiziksel bir boyuta taşınıyorlar...  

BİR ŞAMAN GİBİ…

… Güncelliğin içine sıkışmış bir sanat yapmayı denemedin hiç sanıyorum…

- Evet, güncelliğin içine sıkışmış bir ‘metropoliten entelektüeli’ gibi değil, doğanın kozmik bütünlüğüne dönmeye çalışan bir Şaman gibi sanat yapıyorum. İlkellik ve geometri, sezgi ve bilinç, özne ve nesne, gizem ve açıklık, parça ve bütün, şüphe ve mutlak... İkiliklerle çatışarak, bir ‘Homo Ludens’ gibi kendimi de oyunun bir parçası kılarak, tüm yüceliklerin bir rol kapma oyunundan ibaret olduğunu kanıtlamaya çalışıyorum. Her ritüel, bir gerçeklikten kaçış ve hiçliğe direnme biçimiyse: Sanat da, bundan farklı bir mevcudiyet durumu ortaya koymuyor. ‘‘Gerçek olan hiçliğin kendisi mi?’’ diye soru sormamızı engelleyen gündelik yaşamın tüm etkilerinden arınmanın bir yolunu bulmak lazım diye düşünüyorum. Kendimi: “Anarşist ve Ateist” olarak tanımlamam bile eksik kalıyor; ya da fazla geliyor. Benim yolculuğum ‘‘hiç’’e doğruysa, bu tanımlamalar da kendi değerlerini yitirebilirler.
… Kendi resminin tanımını… Yani, kendi sanatının: Psiko Dinamiği’ yanında… Sosyal Etkisi, Entelektüel ve Tinsel Salınımları, Ontolojik kaygı ve erdemli olma durumları da bir sanatçı için önemlidir… Ancak: “Daha da önemlisi: Bir sanatçının, kendi varoluşunu, bir başka aklın: “Yücelik Denemelerine” araç kılmamasıdır…
Katılıyor musun?.. 
- Şamanizm’den – Mısırlıların, Hermetik Ritüel Sanatlarına, Antik Yunan Mitolojisi’ndeki Kozmogoniye ve Kültürel Antropoloji - Etnografya düzeyinde, günümüze kadar varan betimleme biçimleri eserlerimin kültürel gen yapısında gizlidirler. Bir Antik Seramikten ikonaya, bir tapınak resminden kilim motiflerine, bir Şamanın Tılsımlı Nesnesinden -  Simyacının şematik resimlerine, Bengü taşlarından - el yazmalarına, bir Uzakdoğu resminden Minyatüre...         
• Resim ve yazının bir bütün olarak algılandığı her ne varsa zihnimi meşgul ediyor. Sanatsal üretimimi, devingen kılan bu esin ve bilgi kaynakları zihnimi hep diri tutuyor. Elbette ki sanatın psiko-dinamiği, sosyal etkisi, entelektüel ve tinsel salınmaları, ontolojik kaygı ve erdemli olma durumları da bir sanatçı için önemlidir; ancak daha da önemlisi, bir sanatçının, kendi mevcudiyetini bir başka aklın yücelik denemelerine araç kılmamasıdır.

YA SANATÇININ ÖZGÜRLÜĞÜ…

          … Ya, Sanatçının özgürlüğü…

- Romantizmin, sanatçıya kazandırdığı özgürlük elden yitmişe benziyor. ‘Kurumlar, statüler, onama yetkesi derken, sanatçının ‘Ontolojik Konumu’, Sosyoekonomik bir silsilenin içine kayıyor. Sanat piyasasının ‘‘Güncel Sanat’’ adı altında, totalize etmeye çalıştığı entelektüel üretim biçimlerine direnen bir sanatçı olarak… İçinde yaşadığım zamanın değil, insanı hafızasına kaydeden: Bütünsel zamanın bir parçası olma çabasındayım… ‘‘Omnia ab uno omnia ad unum’’ bütünden teke, tekten bütüne... Mikrokozmos ve Makrokozmos Döngüsü...
İşte bu döngü içinde varlığımı sınıyorum; hem varım hem yokum.  Bütün ‘‘Ben’’ler Tanrıya çıkar, bütün Tanrılar da ‘‘Ben’’e.
Benim yolumsa Evrene çıkar…
Orası ki hem kendimi bulduğum hem de kaybolduğum yerdir…

Bu haber toplam 1414 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 227. Sayısı

Adres Kıbrıs 227. Sayısı