1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. 'Aynı sistemle yeniden seçim kolay değil'
'Aynı sistemle yeniden seçim kolay değil'

'Aynı sistemle yeniden seçim kolay değil'

Yüksek Mahkeme ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik, 7 Ocak erken seçim sonrası ‘seçim sistemini’ YENİDÜZEN için yorumladı, siyasilere mesaj gönderdi

A+A-

Yüksek Mahkeme ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik, 7 Ocak erken seçim sonrası ‘seçim sistemini’ YENİDÜZEN için yorumladı, siyasilere mesaj gönderdi

 

Fayka Arseven KİŞİ

Yüksek Mahkeme ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik, 7 Ocak’ta ilk kez yeni seçim yasası ile yapılan seçim sürecini yorumladı, “ülke koşullarında çok başarılı bir sistem değil” vurgusunda bulundu.

Yeni ve eski seçim sistemini de değerlendiren Şefik, “Herkes bildiği ile devam etmeyi tercih eder. Eski sistem şuan ki sistemden daha kolaydı. En azından daha erken netice çıkardı. İlçeler daha az sayıdaki adayla uğraşırdı. Bu sistem belli ki pratik bir sistem değil ve dokunulması gerekir” ifadelerinde bulundu.

Seçmen listelerine yapılan eleştirileri de yanıtlayan Şefik, “bir seçmenin ölmesi ve sandık seçmen listelerinden çıkarılması, ölümün kaymakamlığa bildirilmesi, kaymakamlığın da bize bildirilmesi halinde olur. Yani birinin ölmüş olduğunu YSK’nın veya ilçe seçim kurullarının bilmesi mümkün değildir” dedi.

Bu hafta Yüksek Mahkeme ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik ile 7 Ocak seçim sürecini konuştuk.

 

“Pratikte söylenen bir karma oy pusulasının cetvellere kaydedilmesi 20 dakikada oldu. Bir sandıkta 20 karma oy pusulası olduğunda, 400 dakika… Yani 6 saatten fazla sadece karma oylar sayıldı.”

 

  • YENİDÜZEN: İlk kez yeni bir seçim sistemi ile seçim gerçekleşti. Öncesinde yeni sistem hakkında sürekli bilgilendirici açıklamalar yaptınız. Seçim gününde neler yaşadınız?
  • Narin Ferdi Şefik: Seçim günü nispeten sakindi. Esas sandıkların kapanmasından sonra ve neticelerin verilmesine kadar olan süreç çok yoğun geçti. YSK 32’lerden gayri resmi sonuçların verilmesi dahi erken olmadı. Sandıklardan bilgi gelmesi gecikti ve bu nedenle gayri resmi neticeleri de erken vermedik. Esas zorluğu sandık kurulları yaşadı. Sandık kurulları sabah saat 7 itibarıyla görev başındaydı. Sandıklar saat 18.00 itibarıyla kapandı ve sayım işlemine geçildi. Fakat sayım işlemleri uzun sürdü. Zaten sabah 7’den itibaren çalışan sandık kurullarına bu büyük külfetti. Çoğu sandık kurulları, sandık başı işlerini sabaha kadar devam ettirdi. Bu da kolay bir durum değildir. Pratikte söylenen bir karma oy pusulasının cetvellere kaydedilmesi 20 dakikada oldu. Bir sandıkta 20 karma oy pusulası olduğu takdirde 400 dakika… Yani 6 saatten fazla sadece bu oylar sayıldı. Bu çok inanılır gelmeyebilir, ancak karma oy pusulalarının yansıtılacağı cetveller ‘C’ cetveli dediğimiz cetvelleridir. Bu cetveller her parti için 4 sayfa, 8 parti için 32 sayfa, o nedenle oy pusulasının okunması çok uzun sürmeyebilir ancak adayların isimlerinin yazılı olduğu sayfayı ilgili partinin cetvelinde bulmak ve işaretlemek de bu süre  kapsamına girer. O nedenle sandık kurullarının YSK 32 neticelerini verme süreçleri dahi uzadı. Daha sonra YSK 36’ların girilmesine başlandı. Ancak bu süreç içerisinde görev başında olan insanların çalışma süreleri 24 saate gelince artık yavaşlamış oldular. Dolayısı ile neticelerin verilme süreci bayağı sıkıntılı ve uzun oldu. Ama çok şükür atlatıldı.

 

“İcraat yapacak, uzun vadeli bir hükümetin kurulmasını temenni ederim. Geçirdiğimiz bu seçimden sonra aynı sistemle yeni bir seçim yapmak kolay olmayacaktır. En önemlisi sandık kurullarında çalışacak eleman bulamayacağız.”

 

  • YENİDÜZEN: Hükümet kurma görüşmeleri başladı. Ancak olası bir erken seçimde bu yasada neler değişmelidir?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Umarım erken bir zamanda tekrar seçim olmaz. Umarım siyasi partilerimizin uygun, kabul edebilecekleri bir koalisyon kurulur. Nasıl bir koalisyon kurulacağı kendi takdirleridir. Ancak icraat yapacak, uzun vadeli bir hükümetin kurulmasını temenni ederim. Geçirdiğimiz bu seçimden sonra aynı sistemle yeni bir seçim yapmak kolay olmayacaktır. En önemlisi sandık kurullarında çalışacak eleman bulmayacağız. Çalışmak istemeyenlere de ‘yanlış yapıyorlar’ diyemeyeceğiz. Çünkü bu insanlar gerçekten çok özverili çalıştı. Gelen neticelerde hata payları da bu kadar uzun saat çalışan insanlar için azdı. Bu çalışmalarından dolayı hepsine de ayrı ayrı teşekkür borçluyuz. Bu süreç ve koşullarda yapabildiklerinin en iyisini yapmışlardır. Ancak hiçbirinin tekrar bu süreci yaşama arzusunda olduklarını düşünmüyorum. Zaten hep bize gelen mesaj da ‘bir daha asla’dır.   O nedenle bu sistemle yakın zamanda aynı şekilde bir seçim yapılmak istenmesi halinde büyük sorunlar yaşayacağımızı düşünüyorum.

    Tabii seçim yasasına ne gibi bir değişiklik getireceği YSK’nın karar vereceği bir husus değildir. Bizim sadece teknik sorunlar konusunda önerimiz olur veya hazırlanan tasarıda ‘bunlar eksiktir, sorun yaşanabilir’ diye ikaz edebiliriz. Yani 7 Ocak’ta kullanılan seçim sistemi de YSK’nin önerisi değildir. Bazen duyuyorum sanki bizim önerimiz üzerine olmuş gibi, ama bizim önerimiz değildi. Biz sadece Meclis’in iradesinin ne yönde olduğunu gördükten sonra karşılaşılması muhtemel sorunları söyledik. Bunu da ta başında Başbakan’a bildirmiştik. Bizim gayretimiz o yönde idi.   Karma oyun kaldırılması veya kaldırılmaması, çarşaf liste olup olmaması, tercihlerin 50 milletvekili arasında serbest bırakılması veya ilçe kısıtlamalarının getirilmesi, karma oylarda ilçeler arasında sayı sınırlaması yapılması ya da bütün oy pusulası içerisinde serbestçe 25-50 arası kullanılması noktaları YSK’nın önerisi ile gelen yenilikler değildir. Bunlar tamamen Meclis’in iradesinin yansımasıdır. Hatta ben rahatlıkla söyleyebilirim ki YSK’da, komiteden gelen 2 üye ile yaptığımız toplantıda,  seçmenlerin daha az hata yapmaları için gerek tercihlerin, gerekse karma oyların oy pusulası içerisinde ilçe kısıtlaması olmaksızın serbest bırakılmasının daha doğru olacağını söyledik. Ancak bu öneri ilk anda kabul görmesine rağmen, belli ki genelde kabul görmediği için gerek tercihlerde gerekse de karmalarda ilçe kısıtlaması yer aldı.

    Yani aynı sistem ile yeni bir seçim yapılması aynı şekilde uzun bir süreç alacaktır ve zor olacaktır.  Seçim uzun bir sürece yayıldığı zaman çalışanlarda verimlilik düşer. Hata yapma olanakları yükselir. Bizim için de bu seçim bir gösterge olmuştur. Sistem içerisinde birçok kontrol aşaması olmakla birlikte en güvenilir kontrolün bilgisayar aşaması olduğunu gördük. Bizim son kontrol noktamız bilgisayardır. Bilgisayar size hata yaptırmıyor. Çünkü bilgisayarı ona göre programladığınız için örneğin oy verme sayınız 8 ise ve siz 9. oyunuzu girmeye çalışırsınız, bilgisayar buna izin vermiyor. Cetvellerin bilgisayara girme noktasında hataların hepsi tespit edilebilir. Bizim sandık kurullarından cetveller geldikten sonra ilçe seçim kurullarında maliyeciler, ilçe seçim kurulu üyeleri ve mukayyitlerin kontrolleri vardır. Seçim uzadık sonra oradaki hata yapma olasılığının da yüksek olduğunu o nedenle bu kontrollerden tamamen vazgeçip daha fazla bilgisayar ile çalışılması gerektiğini, yani sandık kurulu teslimata geldiğinde direkt bilgisayara sandık kurulunun huzurunda giriş yapılması gerektiğini ve bu şekilde sonuçların daha erken bilgisayara yönetilmesi gerektiğini görmüş olduk.

    Önemli olan artık daimi bir şekilde seçime hazır bir birim kurmamız gerekir. Sadece seçimlerden 1 ay önce mahkeme personelini ilçe seçim kurullarına transfer ederek, bu işi ayakta tutmak zordur. Ülkemizde sık sık seçim olduğu için bize de daha rahat çalışabilecek bir kadro ve bilgisayar ağı gerekecek.

 “Birinin ölmüş olduğunu YSK’nın bilmesi mümkün değildir”

  • YENİDÜZEN: Seçim sonuçlarında dikkat çekici bir unsur da sandığa gitmeyenlerin oranıydı. Bunu bazı kesimler ‘boykot’ olarak yorumlanırken bazıları da ‘güncellenmemiş seçmen listeleri’… Seçmen listeleri ne kadar güncel? Özellikle ‘ölene seçmen kartı gönderildi’ eleştirilerini nasıl yorumlarsınız?
  • Narin Ferdi Şefik: Sokağa çıkma yasağının ilan edilip nüfus sayımın yapıldığı 8 Şubat 1998 yılındaki elde edilen bilgiler seçmen listesinin esas kaynağıdır. O kaynaktan sonra 18 yaşına gelenler seçmen listesine geçer. Yeni doğanlar kaydolur ki onlar da zamanı geldiğinde 18’i doldurduklarında otomatik seçmen listesine girerler. Vatandaş yapılanlar bize bildirilir, onlar da seçmen listesine girer. Yurtdışında olup bir nedenle seçmen listelerinde olmayanlar gelip de müracaat ettikleri takdirde onlarda girer. Ancak vatandaş olup yurtdışında yaşayan pek çok insan bizim seçmen listelerimizde yoktur. Onun gibi 1998 yılında bir şekilde kaydı olmuş ve ondan sonra memleketten ayrılmış insanlar halen seçmen listelerinde vardır.

    Sandık seçmen listelerinden çıkılması, ölüm halinde ve bu ölümün kaymakamlık tarafından bize bildirilmesi halinde veya birine itiraz edilmesi halinde olur.

    Yani birinin ölmüş olduğunu YSK’nın veya ilçe seçim kurullarının bilmesi mümkün değildir.  Seçimin başlangıç döneminde bir genç Avustralya’da bir kazada vefat etmiş ve ‘YSK’nın nedir yaptığı halen bu kişiye seçmen kartı yollar’ diye bir gazetede eleştirildik.  Şimdi bu insafsızca bir eleştiridir. Genç bir vatandaşın yurt dışında bir kazada vefat ettiğini biri bildirmediği takdirde YSK nereden bilebilir? Mümkün değildir. Bizim bünyemizde çalışan birinin ailesinden biri köyde vefat etmiş, anında gömülmüş ancak hiçbir bildirim yapılmamış.  Köyde biliniyor öldüğü ama resmi kayıtlarda yok. Kendisine seçmen kartı gidince YSK kusurlu ilan edildi.  Vefattan sonra hiçbir bildirim yapılmadığı takdirde hiçbirini şikayet etme hakkı yoktur.  Yine kazada vefat eden birinin evine seçmen kartı gitmiş aile perişan olmuş. Evlat acısı zaten çok kötü bir şey, evladını kaybettikten sonra YSK’dan seçmen kartı gelmesine isyan edilmesini anlayışla karşılarım. Ancak vefat kaymakamlığa bildirilmemişse ve oradan YSK’a bildirilmemişse, bunun kusurunu YSK’ya biçmemek gerekir diye düşünmekteyim. Genelde askı dönemlerinde seçmen listelerinden çıkması gerekenlere itirazlar yapılır. O zaman vefat eden veya o adreste ikamet etmeyenler listelerden çıkarılır.

    Bir dönem KKTC’de ikamet etmedikleri halde vatandaş yapıldıktan sonra ikamet eder gösterilerek, seçmen listelerine kayıtlar yapıldı. Hatta ayni adreslere farklı kişilerin kayıtlarının yapıldığı tespit edilmişti.  Bu gibi kayıtların seçmen listelerinde bulunmasından biz sorumlu değiliz. Kaymakamlık ve İç İşleri bakanlığından bildirilen yeni kayıtlar bizdeki seçmen listelerine ilave edilir. Geçmişte askı  döneminde partiler çok sıkı çalışarak seçmen listelerinde KKTC’de ikamet etmeyen kişileri tespit edip, itiraz ediyorlardı. Bu seçimde o kadar fazla itiraz yapılmış değildir. Seçimde oy kullanmayan seçmen listesinde yer alan kişilerin tümünün de KKTC’de olmalarına rağmen oy kullanmayı reddettiklerini söylemek mümkün değildir.

“Herkes bildiği ile devam etmeyi tercih eder. Eski sistem şu an ki sistemden daha kolaydı. En azından daha erken netice çıkardı. İlçeler daha az sayıdaki adayla uğraşırdı. Bu sistem belli ki pratik bir sistem değil ve dokunulması gerekir.”

 “Eski sistem şuan ki sistemden daha kolaydı”

  • YENİDÜZEN: Bir hukukçu olarak değerlendirirseniz eski seçim sistemi mi, yeni seçim sistemi mi bize daha uygun?
  • Narin Ferdi ŞEFİK: Zor bir soru. Herkes bildiği ile devam etmeyi tercih eder. Eski sistem şuan ki sistemden daha kolaydı. En azından daha erken netice çıkardı. İlçeler daha az sayıdaki adayla uğraşırdı.

    Bu sistem belli ki pratik bir sistem değil ve dokunulması gerekir. Tabi Meclis’in düşüncesi çarşaf listeydi… Her seçmenin ada genelindeki adaylara oy verebilmesi. Bence o niyet varsa o zaman dünyadaki başka seçim sistemlerine de bakılmalı.  Çok daha büyük nüfuslu ülkelerde, çok daha fazla seçmenin olduğu ülkelerde seçim yapılıyor ve daha erken netice verilebiliyor. Demek ki onlara bakılıp belki de tamamen farklı bir sisteme geçmek düşünülebilir. Ama belli oldu ki son seçim yaptığımız sistem ülke koşullarında çok başarılı bir sistem değil. 

    Geçersiz oy pusulası oranı bu seçimde %11 civarında idi. Bu ilk etapta yüksek bir oran olarak nitelendirildi. Ancak 2013 seçimlerindeki geçersiz oy pusulası oranının %7 civarında olduğu göz önünde tutulursa,  yeni seçim sisteminde dolayı geçersiz oy pusulası oranında çok büyük bir artış olduğu söylenemez.

ozel-haber-gorsel-265.jpg

 

 

Bu haber toplam 3254 defa okunmuştur