1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Sevgül Uludağ ödülünü gözyaşlarıyla aldı
Sevgül Uludağ ödülünü gözyaşlarıyla aldı

Sevgül Uludağ ödülünü gözyaşlarıyla aldı

YENİDÜZEN yazarı, Araştırmacı – Gazeteci Sevgül Uludağ ‘Kayıplar’la ilgili çalışmaları, şair Mihalis Hristofidis de Kıbrıs’ta barışa katkıları nedeniyle Avrupa Yurttaşlık Ödülü’ne layık görüldü

A+A-

Avrupa Parlamentosu’nun “2014 Avrupa Vatandaşlık Ödülü” töreni Lefkoşa’nın güneyinde bulunan AB Evi’nde düzenlendi.  YENİDÜZEN yazarı, araştırmacı gazeteci yazar Sevgül Uludağ ve Kıbrıslı Rum şair Mihailis Hristofidis 2014 Avrupa Yurttaşlık ödülünü aldı.
AP Kıbrıs Ofisi Başkan Vekili Alexandra Attalides etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, “Avrupa Yurttaşlık Ödülü”nün her AB üyesi devlette yapıldığını söyledi. AB bütünlüğü için işbirliğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Attalides, bu ödülü daha önce Petros Suppuris ve Hüseyin Rüstem Akansoy’un, 2013’te de İki Toplumlu Barış İçin Dans grubunun aldığını söyledi.
Sevgül Uludağ’ın kayıpların sesi olmayı başaran bir gazeteci olduğunu söyleyen Attalides, Uludağ’ın ölüm tehditlerine rağmen insanlara acıları işittirdiğini vurguladı.
Hristofidis’in ise barış şiirleri yazdığını ve kitaplarını Türkçe ’ye de çevirdiğini söyleyen Attalides, çalışmalarını sessizce sürdüren şairin şiirlerinin sınır tanımadığını ifade etti.
Silikotis ve Hadjigeourgiou önermişti
Uludağ ve Hristofidis’i ödül için öneren AKEL’in Avrupalı parlementerleri Neoklis Silikiotis ve Takis Hadjigeorgiou da ödül töreninde birer konuşma yaptı. Silikotis konuşmasında Sevgül Uludağ’ın dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Devlet Başkanı Vasiliu ile röportaj yapan ilk Kıbrıslı Türk olduğunu anımsattı, barışa katkılarına dikkat çekti.  Etkinliğe İstanbul’da  olduğu için görüntülü mesaj ile bağlanan Hadjigeorgiou da ödül alan her iki ismin de Kıbrıs’ta yaşanan kanlı geçmişe rağmen birliktelik için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Konuşmaların ardından ödüllerini Neoklis Silikotis’in elinden alan Uludağ ve Hristofidis de etkinlikte birer konuşma yaptı. 
 

Uludağ: “Bu ada üzerinde insanlığın hayatta kaldığını gösterdik”
Gazeteci Sevgül Uludağ ödül töreninde yaptığı konuşmada okurlara, ailesine, kayıp yakınlarına ve dostlarına teşekkür etti. Uludağ konuşmasında ödülü sadece kendi adına değil cesaretle konuşarak ve geçtiğimiz 60 yılda bu ülkede neler yaşandığıyla ilgili gerçekleri söyleyerek insanlıklarını ve iyi kalpliliklerini sergileyerek tabuların yıkılmasına yardım eden Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar adına aldığını söyledi.Uludağ’ın konuşmasının tam metni ise şöyle;
“Sevgili konuklar, sevgili dostlar; buraya gelerek Avrupa Yurttaşlık Ödülü Töreni’ne katıldığınız için çok teşekkür ederim. Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Takis Hadjigeorgiou ve Neoclis Silikiotis’e bu ödül için adımı Avrupa Parlamentosu’na önermelerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Aslında ödül töreninin gerçekleştiği şu dakikalarda, kalıntıları Maşera ormanında bulunan, Kıbrıslı Türk ‘kayıp’ Abdullah Haşim’in cenazesine katılmam gerekiyordu. Haşim, yakın akrabası Fahri Ahmet’le birlikte 1964 yılından beri ‘kayıp’ ve bugün ondan kalanlar gömülmek için iade ediliyor. O, Pervolia’dan Lefkoşa’ya sebzelerini satmak için gelen masum bir insandı ve kaçırılıp ‘kayboldular’… En içten başsağlığı dileklerimi şu anda mezarlıkta olan yakınlarına gönderiyorum… Gelecek Cumartesi bir başka ‘kayıp’ Kıbrıslı Rum’un, Komikebir’li Kyriacos Constanti Hadjisoteri’nin cenazesine katılacağım– O da, tıpkı Abdullah Haşim gibi hayatta kalmaya çalışan masum bir insandı… O da, Eylül 1974’te evinden kaçırıldı ve ‘kayboldu’. Okuyucularımın yardımıyla, Kıbrıs Kayıp Şahıslar Komitesi’ne Hadjisoteri’nin Livadya Karpaz’da bir tarladaki bir kuyudaki olası gömü yerini göstermeyi başarabildik… Onlar, Kıbrıs’taki 60 yıllık ‘çatışmanın’ masum kurbanlarıydılar… Adamızın karanlık günleri boyunca birçok masum insan kaçırılıp öldürüldü ve adanın her iki tarafından okuyucularımızın da yardımıyla onlara aslında gerçekte ne olduğu, nerede kayboldukları ve bütün bunların anlamının ne olduğunu bulmaya çalıştık… Aslında bu ödülü sadece kendi adıma değil, cesaretle konuşarak ve bize geçtiğimiz 60 yılda bu ülkede neler yaşandığıyla ilgili gerçekleri söyleyerek insanlıklarını ve  iyi kalpliliklerini sergileyerek tabuların yıkılmasına yardım eden Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar adına alıyorum… En içten teşekkürlerimi, bana hiçbir müdahaleleri olmaksızın araştırmalarımı ve geçmişimizin anlatılmamış hikayelerini yayınlayabileceğim alanı yarattıkları için editörlerime- Yenidüzen’den Cenk Mutluyakalı’ya ve Politis’ten Dionisis Dionisiou’ya sunuyorum.  Yakın arkadaşım, makalelerim için Hamamboculeri.org’da bana blog yaratan Turgut Durduran’a ve harika çevirmenim ve yakın arkadaşım Gina Chappa’ya teşekkür ederim. Kocam, can yoldaşım Zeki Erkut ve oğlum Burak Erkut’a yürüdüğüm bu zor yol boyunca destekleri ve cesaretlendirmeleri için, bana karşı yapılan bütün tehditlere ve psikolojik terör kampanyalarına rağmen muhteşem bir anlayışla her zaman yanımda durdukları için özellikle teşekkür etmek isterim… Ada üzerindeki bütün toplumlara bildiklerini paylaştıkları, sessizlik hatlarını yıktıkları için teşekkür ederim. ‘Kayıp  şahısların’ yakınlarına, özellikle Komikebir’den Christina Pavlou Solomi  ve Değirmenlik’ten Maria Georgiadou ve bütün zorluklara rağmen gerçeğin ortaya çıkması için yardım eden ‘kayıp şahısların’ yakınlarının iki toplumlu kuruluşu ‘Together We Can’ ‘Birlikte Başarabiliriz’deki tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim…
En candan teşekkürlerimi, hayatını insanlığa adayan ve bu tür son derece hassas insani konuları nasıl ele almamız gerektiğini bizzat kendi yaşamıyla göstererek bu adada insanlık için bir patika açan Sayın Xenophon Kallis’e gönderiyorum… Bu acı verici yolculuk boyunca bana bütün desteğini veren sevgili arkadaşım gazeteci Andreas Paraschos’a teşekkür ederim.  Özel bir arkadaşa; şu sıralar Ağrıdağ’da  kazı yapan, başka bir ‘kayıp şahıstan’ geriye kalanları bulun Arkeolog Demet Karşılı’ya özellikle teşekkür ederim… Sevgili arkdaşlarım Mine Balman, Fatma Azgın, Nilgün Güney, Nouritsa Nadjarian, Maro Emmanuel ve Bayada ailesine tüm destekleri için kalpten teşekkür ederim…
Her insan hayatta bir fark yaratmak ister… Tüm bu saydığım destekle birlikte bu topraklarda insanlığın hayatta kalabildiğini gösterdik ve bir fark yaratabildik. Hep birlikte sessizlik bölgelerini yıktık ve gerçeğin ortaya çıkabilmesi için uygun atmosferi yarattık. Hepinize burada olduğunuz için teşekkür ederim.”


Hristofidis: “Pek çokları bizi tuhaf romantik kişiler olarak gördüler…”

Kıbrıslı Rum Şair Mihalis Hristofidis de konuşmasında ödüle layık görüldüğü için herkese teşekkür ederken, “Bu manevi ödül, sevgili dostlarımızla yıllardır ilerlediğimiz yolda ilerlemeye devam etme isteğimizi güçlendirmektedir. Doğduğumuz toprakların her yurttaşıyla Kostas’la, Halil’le, Yota’yla, Ayşe’yle el ele ilerleme isteğimizi güçlendirmektedir” dedi.
“Siyasi faaliyetleri ve pratiğiyle tarihe mührünü vurmuş olan bir parti tarafından, AKEL tarafından adıma atıfta bulunulması benim için bir onurdur. Beni öneren Avrupa Parlamentosu milletvekilleri yoldaş Silikiotis’e ve yoldaş Haciyeorgiu’ya teşekkür ederim. Bu benim için özel bir onurdur ve verdiği çetin mücadeleleri herkesin bildiği, aynı vatanı paylaştığımız, ortak mücadele arkadaşımız Sevgül Uludağ’ın adının yanında adımın yer alması bu onuru daha da büyük kılmaktadır. Kendisine güç ve sağlık diliyorum. Aynı yurdu paylaştığın insanların dinsel ve dilsel zenginliğini sergileyen ve savunan bir yurttaş olarak davranmak ve hareket etmek yaşadığımız karanlık dönemlerde zor bir çabadır. Böylesi bir çaba, kanlı mücadelelerin ve fedakârlıkların içerisinden bugünlere gelen ülkenin tarihsel gerçeklerini ortadan kaldırmaz. Bilakis bütün yurttaşları için yeni bir dünyanın üzerinde inşa edileceği bu tarihi gerçekliğin canlı tutulması için çok çalışmak gereklidir. Vizyonumuz, her an bir adım daha ileriye gidebilmemiz için insan aklının kazanımlarının ortak yarara hizmet edeceği ve her gün yeni kazanımlara ulaşmanın yolunun açık olacağı bir dünyanın yaratılmasıdır. Avrupa Parlamentosu’nun bu ödülü doğru ve layık olanın hâkim olması çabalarının haklılığını manen göstermektedir. Bu ödüllendirme sert politikalarla daha da büyüyen ve ezilen halkları kimi kez yanlış yollara yönlendiren kuşkuların yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşmektedir. Bu çok yönlü krizin ve gerek Avrupa’da gerekse tüm dünyada önemli süreçlerin yaşandığı koşullarda karşılıklı anlayış ve saygı için verilen mücadele ve yapılan her hareket evrensel bir boyut kazanmaktadır. Dünya vatandaşına, dolayısıyla Avrupa vatandaşına hitap etmekte ve onu dayanışma içerisinde olmaya ve mücadele etmeye çağırmaktadır. Zaten küresel birlik ilk kez bugün kendisinden söz edilen bir şey değildir. Doğru olanı yapmanın atıfta bulunulan ve ödüllendirilen bir hareket değil, normal bir yaşam tavrı olacağı gerçekten insancıl bir toplumun inşa edilebilmesinin mümkün olması için gerekli koşullar sadece yurttaşların biraz önce değindiğim süreçlere yoğun bir şekilde katılımıyla oluşacaktır. İşte o zaman yapılan çalışmalar gerçekten anlamlı olacak ve haklı sonuçlarına ulaşacaktır. Bu manevi ödül, sevgili dostlarımızla yıllardır ilerlediğimiz yolda ilerlemeye devam etme isteğimizi güçlendirmektedir. Doğduğumuz toprakların her yurttaşıyla Kostas’la, Halil’le, Yota’yla, Ayşe’yle el ele ilerleme isteğimizi güçlendirmektedir. Bu siyasi tezimi yaşama geçirmemde bana yardımcı olan herkese teşekkür ederim. Konuşmamı tamamlarken, karşınızda gördüğünüz bendenizin kişiliğinin oluşumunda önemli katkıları olan kardeşçe dostum Mihalis Kirliças’a duyduğum sevgi ve takdir duygularını dile getirmek istiyorum. Uzun yıllar süren ortak mücadelemizin başında pek çokları bizi tuhaf romantik kişiler olarak gördüler. Çabalarımızın öneminin günümüzde artık anlaşıldığına inanmak istiyorum. Mihalis Kirliças, artık aramızda olmasa da, siyasi düşüncemde ve sanatsal arayışlarımda yer almaya devam ediyor. Bu ödülün büyük bir kısmı ona aittir. Bana izleyeceğim yolu gösteren ebeveynlerime, bana katlanan ve beni destekleyen aileme yürekten teşekkür ediyorum. Onlara sağlık ve güç diliyorum. Hepinize teşekkür ederim”

Bu haber toplam 3376 defa okunmuştur