1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Yeni askerlik önerisi
Yeni askerlik önerisi

Yeni askerlik önerisi

10 aylık tek tip askerlik

A+A-

Mert Özdağ

 

Ömer Naşit…
Devrimci İşçi Sendikaları’na (DEV-İŞ) bağlı Devrimci Genel İş Sendikası’nın Genel Sekreteri…
En genç sendikacılardan…
CTP Gençlik Örgütü içinde bulunmuş bir isim…
Ömer Naşit’e de sordum, son günlerin tartışma konusunu…
Naşit de askerlik konusunu yorumladı.
Ömer Naşit, ortaya yeni bir öneri ile çıkıyor ve “herkese eşit askerlik süresi” önerisinde bulunuyor.
Ömer Naşit önerisini şöyle açıklıyor: “Dolayısıyla mevcut durumdan çıkış yolu ise öncelikle askerliğin asteğmenliğin koşulları hariç çavuş ve erlik olgusunun tek tipleştirilmesidir. 10 aylık herkes için ayni olacak ama askerlik süreci içerisinde onbaşı ve er ilişkisinde devam edecek bir formül ortaya çıkabilir.

İşte Ömer Naşit’in askerlik yorumu ve önerisi:

Son günlerde askerlik konusu gündeme gelmesiyle başlayan tartışmalara katkı koyacak bir platforma yaratmak önemli bir olgudur. Umarım bu köşede yapılacak tartışmalar sonucunda ortaya çıkacak "ortak payda" yetkililer tarafından dikkat ve ciddiyet görür. Öncelikle en ideal olan elbette ki Birleşik Federal Kıbrıs'ta askerliği ortadan kalktığı bir düzende var olabilmektir. Ama içinde bulunduğumuz dönemde görüşmeler öncesi için oluşturulacak ortak metinde dahi anlaşılamaz bir pozisyon olması o ideallerin daha uzun bir sürece ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla inancım odur ki bu statü içinde oluşabilecek en iyi çözüm profesyonel askerliğe geçiş sürecinin bir an önce hayat bulmasıdır. Ve mecburi askerliğin ortadan kalkmasıdır. Ama ülkenin ekonomik ve sosyal koşulları, devletin mali durumu ki kendi çalışanının maaşını karşılayamaz bir pozisyon, bize bu konunun da ne kadar gerçekçi olabileceğini tartıştırıyor.

'Bütçe'den askerlik rakamları

Burada gençler üzerine konumlandırılacak yeni bir vergi veya fon hayata gençlerin başlamasını yine ertelettirecek veya ailelerini de mali açıdan etkileyebilecek bir zincirleme zarara dönüşecektir. 2013 Bütçesinde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Sivil İşler İdaresi için öngörülen gider 477 milyon TL'dir. Burada oluşabilecek mantıklı çıkış yolu bu bütçe içerisinde profesyonel askerliğe dönüşün mümkünatının olup olmadığıdır. Bununla birlikte somutta yaşadığımız süreç ilkokul, ortaokul,lise ve dengi okullardan mezun olanların 15 ay, üniversite ve lisansüstü dengi okullardan mezun olanların 12 ay, doktora ve üzeri mezuniyetler durumunda ise bedelli hakkı ortaya çıkmaktadır. Burada akademisyenlik sürecinde giden bir kişinin eğitiminin bölünmemesi adına bu uygulama doğrudur. Burada üniversitelerin eğitimin ciddiyeti, doğruluğu ve maddiyat karşılığı olmadığını YÖDAK'ın ciddi şekilde denetlemesi gerekir. Ayrıca bugün birçok genç hem doktoraya ulaşıp askerlikten "bedelli" olarak kurtulmaya çalışıp, hem de o dereceye kadar ulaşamazsa en azından üniversite mezunluğunu alıp kendisine çavuşluk veya asteğmenlik yolunu açmaya çalışıyor. YÖDAK'ın eğitimsel denetim anlamında otorite olamadığı ülkemizde de diploma almanın kolaylaşabileceğini bu ülkede yaşayan herkes biliyor. Buna ilaveten, ara eleman açığının sıkça şikayet edildiği bu ülkede üniversiteleri askerlik sorunu anlamında teşvik etmek doğru değildir.

10 ay tek tip askerlik, olabilir!

Dolayısıyla mevcut durumdan çıkış yolu ise öncelikle askerliğin asteğmenliğin koşulları hariç çavuş ve erlik olgusunun tek tipleştirilmesidir. 10 aylık herkes için ayni olacak ama askerlik süreci içerisinde onbaşı ve er ilişkisinde devam edecek bir formül ortaya çıkabilir. Daha az bir süreç nesil nüfusu gereği gündelik işlerin vb. yürütülmesinde sorun yaşatabileceği ile içerde görev yürütenlere de iş yükü anlamında psikolojik bir baskıya dönüşecektir. Ayrıca bu 10 aylık süreç öncesinde Kamu sınavlarına giriş ve kazanmaları halinde ise dondurma hakkını da tanımalıdır. Bu hak erkeklerin sınavlarda yaşadığı haksız rekabeti ortadan kaldıracak ve bilgileri taze iken sınava girme şansını yakalamasına sahip edecektir. Yukarda belirttiğim öneri ile birlikte üniversitelere gençleri teşvik etmek ortadan kalkacak ve iyi bir eğitim yönlendirme ile ara eleman açığının kapatılmasına da yardımcı olacaktır. Özetlersek, en idealin Birleşik Kıbrıs'ta oluşacak askersiz adada yaşamayı bir kez daha vurgulamak gerekir. İkincisi, ekonomik, sosyal ve devletin mali durumunun uygunluğu bize kesinlikle profesyonel askerliğe geçişi sağlamalıdır. Tüm bunlara ulaşılamaması durumunda ise 10 aylık tek tip askerlik ve elbette ki vicdani ret hakkının devlet tarafından tanınmasıdır.

Ömer NAŞİT

*******************************

KOMUTANDAN MESAJ VAR… VE SUBAYLARIN HASSASİYETİ…

Bütün komutanlar faşist değil…

Yaklaşık 10 gündür bu köşede askerlik konusunu enine boyuna tartışmaya çalışıyoruz…
Bu süre zarfında kimi subaylarla da diyalog halindeyim.
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nda (GKK) görevli subaylar da görüşlerini ortaya koyuyor, bu dinamik tartışmayı yakından izliyor.
Hak veriyorum.
Sonuçta askerlik konusu gençleri ilgilendirdiği kadar askeri makamları da ilgilendiriyor.
Sohbet etme şansı bulduğum kimi subaylar, tartışmalar içinde zaman zaman sertleşen üsluptan rahatsız olduklarını dile getiriyor.
Benimle diyalog halinde olan bir grup subay özellikle “bütün komutanlar faşisttir” bakış açısından fazlaca rahatsız…
Bu rahatsızlığı ben de paylaşıyorum.

Meslekleri askerlik olan yüzlerce-binlerce insanı topluca 'faşist' diye yorumlamanın yanlış bir söylem olduğunu düşünüyorum.
Evet genelde 'askerlik' meselesini, özelde de GKK’yı tartışıyor olabiliriz.

Ama bir kurumu, sistemi tartışırken, olayı isimlere, bu kurumun içinde çalışanlara indirgemek büyük bir hatadır diye düşünüyorum.
Tartışmayı kişilere indirgemek, tartışmamızın derinliğini de ortadan kaldırır, sığ bir alanda ilerlememizi sağlar ki; bu da murat edilen bir durum değildir…

Diyalog halinde olduğum bir grup subayın bu konuda bana ilettiği kısa mesaj şöyle:
Yazılan bazı yazılarda (sadece bugün değil genel olarak) askerlerden bahsederken herkesi aynı kefeye koyup "faşist zihniyetliler topluluğu" kalıplaşmış zihniyetlere sahip düşünemeyen, üretemeyen beyinler, içinde insan sevgisi olmayan kuklalar olarak gösterilmek; ben ve benim gibi olan arkadaşlarım tarafından başta şahsımıza, almış olduğumuz eğitime ve bir parçası olduğumuz Kıbrıs Türküne karşı yapılmış bir haksızlık olarak algılanmakta ve bizleri üzmektedir. Bu konu doğrudan seninle ilgili değildir. Sadece hassas taraflarımızı bilmeni istedim. Çalışmalarında başarılar dilerim.

Bu haber toplam 2908 defa okunmuştur