1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. ‘Sağlıkta Dayanışma’nın önemi
‘Sağlıkta Dayanışma’nın önemi

‘Sağlıkta Dayanışma’nın önemi

Sağlık Çalıştayı’nda YENİDÜZEN’e konuşan sağlık örgütü temsilcileri, sağlık sektöründe tam gün mesaiye geçilmesi gerektiğini ifade ederek, kamu ve özel hastaneler arasında “dayanışma” olması gerektiğine vurgu yaptı…

A+A-

 

‘Sağlıkta rekabet olmaz’

 

Ayşe Güler

Sağlık sektörünün yeniden yapılandırılması amacıyla düzenlenen  ve üç gün sürecek olan Sağlık Çalıştayı dün başladı.

YENİDÜZEN, Sağlık Çalıştayı’nda sağlık temsilcileri ile sektördeki sorunları konuştu.
Temsilciler, sağlık sektöründe veri eksikliği, otomasyon sisteminin olmaması ve hasta memnuniyetsizliği konusunda sıkıntılar yaşandığı vurguladı.

Kamu ve özel hastaneler arasında “dayanışma” olması gerektiğini savunan temsilciler, sağlığın devlet politikası haline dönüştürülerek, bu konuda siyasi irade ortaya konulması gerektiğini kaydetti.

Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı Oğuz Köse: “Özeldeki otelcilik hizmetleri devlette uygulanmalı”

Personel eksikliği, sağlıkta çalışma sistemi olmayışı ve hasta randevu sistemine geçilememesi sağlıktaki en büyük sorunlardır. Bu sorunlarla ilgili net bir tavır ortaya konulmuyor. Herkes, esas sorunun önüne siyah bir perde çekmiş durumdadır. Tam gün mesaiye geçilmesi gerekiyor. Sistemi düzeltmek isterken bir şeylerden fedakarlık etmemiz gerekiyor. Özeldeki otelcilik hizmetleri devlete uygulandığı gün özeldeki hastanelere rağbet kalmayacak.

**********************************

Thalassemia Derneği Başkanı Ahmet Varoğlu: “Hasta memnuniyetsizliği en büyük sorun”

Sağlık sistemindeki en önemli sorun hasta memnuniyetsizliğidir. Öncelikle hasta memnuniyetinin olmaması, sağlık servisine ve doktorlara başvuran hastalar gerek aldıkları hizmetlerden gerekse uzun kuyruklardan şikayetçidirler. Güvensizlik ortamı vardır. Vatandaşlar, ekonomik sıkıntılar yaşasa da, özel sektöre doğru kayma vardır. Sağlık Bakanlığı’nın güven ortamını sağlaması gerekmektedir.
Sektörde bazı eksiklikler vardır. Tam gün hizmete geçilmelidir. Bugün, en yakın komşumuz Güney’e baktığımızda tam gün çalışıyor. Personel sıkıntısı çekmeden, vardiya sisteminde bunu gerçekleştiriyor. Hastalar istediği zaman, hiçbir kuyruk oluşmadan tedavilerini yatılı ve ayaklı bir şekilde alabiliyorlar. Doktor seçme konusunda da büyük avantajları vardır. Özel ve devlet hastaneleri bir bağlantı içerisinde çalışmalıdır. Şu anki ortamda ciddi bir kopukluk vardır. Hasta hakları konusunda ciddi mağduriyetler vardır. Bu konuda hak ihlalleri yaşanıyor.

**************************************


Tabipler Birliği Başkanı Dr Filiz Besim: “Özel ve kamu hastaneler dayanışma göstermeli”

Şu anda sağlıkta, sistemsizlik, dağınıklık, veri eksikliği, otomasyon sisteminin olmaması ciddi bir problemdir. Sağlık, sadece devletten gelen bütçe ile ödenmeye çalışıyor. Genel Sağlık Sigortası’nın olmamasının yarattığı sıkıntıları tüm kesimler dile getiriyor. Sağlık masraflarının yarısını vatandaşlar kendi cebinden öderken, yarısını da devlet ödüyor. Vatandaşların primlerinden sağlık fonu için para kesiliyor. Ama bu para sağlığa gitmiyor. Bu yüzden insanlar kendi ceplerinden çok fazla para harcamak durumunda kalıyor. Devlette ciddi oranda para harcıyor. Ne hasta ne de devlet mutlu. Otomasyon sistemine kısa sürede devreye sokulmalıdır. Teşkilat yasaları devlette düzenlenmelidir. Genel Sağlık Sigortası için sağlık ekonomistleri grubu oluşturularak, bakanlık ile ortak yapacağı çalışma ile ciddi bir fon oluşturulmalıdır. Sağlık çalışanlarının özlük haklarında yapılacak düzenleme ile tam gün mesaiye geçilebilir. Bununla birlikte hastanelerin fiziki alt yapılarının tamamlanması ile bu durum düşünülmelidir. Politik kararlılık olduğu takdirde, bu iş olur. 300 bin kişilik nüfusta, sağlık sistemini oturtamamamız için bir neden yoktur. Sağlığın özeli ve kamusu olmamalı. Hasta isterse, özel hastanelerden de hizmet alabilmek zorundadır. Öte yandan Sağlık Bakanı sadece kamunun bakanı olmamalıdır. Bu koordinasyonu bulmalıdır. Sağlık Bakanlığı, eğer özelden hizmet almak daha uygun ise, onu da ödemelidir. Kamuyla özel, çok güzel bir armoni içerisinde çalışmalıdır. Birbirini rakip olarak görmek yerine, birbirine sinerji yaratmalıdır.


********************************

Tıp-İş Örgütlenme Sekreteri Dr Ömer Gür: “Hakim-hekim eşitliği şart”

Mevcut yasaların işlevlik kazandırılması gerekiyor. Kamu Sağlık Çalışanları Yasası 2009’da geçirilmesine rağmen, halen uygulanmayan birçok maddeleri vardır. Bunların uygulanması gerekmektedir. Hastanelerin eksikliklerinin çalıştay beklemeden giderilmesi şarttır. Öte yandan hasta memnuniyetini artıracak düzenlemeler yapılmalıdır. Polikliniklerde uzun süre bekleyen hastaların sorunları çözülmelidir. Acil Servis’te bir doktor hizmet vermektedir. Bazen de doktorun yanında asistan olmaktadır. Bu kabul edilemez. Bununla birlikte finansman sorunu yaşanmaktadır. Tam gün mesaiye geçilmelidir. Hekim-hasta ilişkisi para ilişkisinden çıkmalıdır. Bunun içinde sendikanın önerdiği “hakim-hekim” eşitliğidir. Özendirilmiş tam güne geçilmesi gerekir. Zorlama ile bu işin olmayacağını bilinmesi gerekiyor.  Her insan devlet hastanesine gidiyor. Kamu hastaneleri daha güvenilirdir. Özel hastanelerde, birincil basamak hizmet veriliyor. İkinci basamak komplikasyon olması gereken hastalarda, devlet hastanelerine sevk ediliyor. Sağlık sorununu çözen de kamu hastaneleridir. Özel hastanelerdeki doktorlar sıkıştığında gönderebileceği bir yer yoktur. Devlet hastanelerine güvenilmediğini sanmıyorum. Vatandaşlar, muayene olamadıklarından, otelcilik hizmetlerinin az olmasından veya çok uzun süre beklemelerinden dolayı şikayet ediyor.

****************************

Onkoloji ilk sırada!

Kuzey Kıbrıs’taki üniversite hastanelerine ve yurt dışına 1 Ocak-26 Kasım tarihlerinde toplamda iki bin 879 hasta sevk edildi.
Yapılan sevklerde, birinci sırayı Onkoloji servislerinde tedavi gören hastalar oluşturdu. Söz konusu dönem içerisinde 541 onkoloji,  491’i kardiyoloji, 195 nefroloji, 295 göz servisindeki hastaların sevki gerçekleştirildi.

Bu haber toplam 1925 defa okunmuştur