1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Pozitif enerjisiyle, etrafına ışık saçıyor!
Pozitif enerjisiyle, etrafına ışık saçıyor!

Pozitif enerjisiyle, etrafına ışık saçıyor!

Eski eşyaları boyatarak, geri dönüştürerek bahçesini süslüyor, ruh halini yansıtıyor, ekonomik sıkıntıları olsa da hiçbir zaman ‘yurt dışına seyahat etme hedefinden’ vazgeçmiyor, her olumsuzluğa gülümseyip geçiyor, etrafına pozitif enerji saçıyor...

A+A-

Yıllarca anne-babasına adanmış bir hayat süren Sibel Behaettin, bundan hiç pişman olmamış, her şeye rağmen içinde olduğu ortamdan keyif almayı başarmış. Anne-babasının vefaatı ile büyük bir boşluğa düşen Behaettin, yalnızlığı sadece pandemi döneminde hissetmiş, ekonomik sıkıntılarla bu dönemde karşılaşmaya başlamış.

İnternete gönül düşürdüğü pandemi günlerinde, evdeki eski eşyaları geri dönüştürmeye ve resim yapmaya merak salan Behaettin, eski eşyaları boyatarak, geri dönüştürerek, tabiri yerindeyse ölümsüzleştirerek yeniden hayat vermeye başlamış.

Ürettiği, dönüştürdüğü hiçbir eşyanın satışını yapmayan Behaettin, “Onları birine vermeye kıyamıyorum, tümü de evimi, bahçemi süslüyor” diyor.

İnsanın elinde-avucunda az para olsa da gerçekten isteyerek ve hedefler koyarak birçok şeyi başarabileceğini anlatan Behaettin, güler yüzü ve hayata karşı pozitif bakışıyla bizi kendine hayran bıraktı...

Evdeki eski eşyaları geri dönüştürmek ve resim yapmakla pandemide hayata tutundu...

Pozitif kişiliği, güler yüzüyle bizleri karşılayan Behaettin, “Benim de hayatım güllük gülistanlık değil ama her şeye pozitif bakıyorum, hiçbir şeyin beni kedere boğmasına izin vermiyorum” diyerek, mutsuzluklarından kısa sürede sıyrıldığını, sorunlarıyla çok kısa sürede başa çıkmanın yollarını bulduğunu anlattı.

Kırnı köyünde doğup büyüyen ve anne babasıyla yaşam süren, Sibel Behaettin, “Çok refah içinde bir hayatım olmadı, ben de anne olup bu dünyaya çocuk getirmek istemedim. Köyde çok koyu partiliydim, hangi kapıyı çalsam yüzüme kapandı, iş yaşamında da çok şanssız birisiydim. Anneme-babama bakıp onların maaşıyla yaşam sürdüm. Hala onlardan kalan az miktarda maaş ile geçiniyorum.” diyor.

2018 yılından beridir yalnız yaşam süren Behaettin, yalnızlığını sadece pandemi döneminde hisstemiş. “Eve kapanmıştık ve hiçbir yere çıkamıyorduk, panik atak olmuştum” diyen Behaettin, internete gönül düşürdüğü o günlerde, evdeki eski eşyaları geri dönüştürmeye ve resim yapmaya merak salmış.

En çok da akrilik boyalar ile resim çizmeyi seven Behaettin, bahçesinin başıucundaki yolculuk yapan genç kızın aslında kendini yansıttığını anlatıyor.

“Benim gibi bir bilinmezliğe gidiyor ama mutlu, etrafı ferah, her şeyden mutlu olmayı biliyor”

Her bir çizim, her bir eşyadan yapılan geri dönüşümün kendisi için ayrı bir önemi olduğunu belirten Behaettin, “Her biri benim o anki ruh halimi ve hislerimi yanısıyor” diyor.

Resmine konu olan, yol içerisinde yalnız başına, yeşil, apaydınlık bir çevrede yürüyen genç kızın aslında bir bilinmezliğe ve sonsuz bir yola devam ettiğini anlatan Behaettin, “Benim gibi bir bilinmezliğe gidiyor ama mutlu, etrafı ferah, her şeyden mutlu olmayı biliyor” şeklinde konuşuyor.

Her köşede, tüm ürünlerde bir anı, bir yaşanmışlık izi...

Hiç resim dersi almadığını, boya yapmayı çok sevdiğini anlatan Behaettin, eski eşyaları boyatarak, geri dönüştürerek, tabiri yerindeyse ölümsüzleştirerek yeniden hayat veriyor.

Kabak oyması ve boyaması yaparak, tahtalara resim çizerek, boncuklarla çeşitli aksesuarlar yaparak, şişe ve kavanozları dahi değerlendirerek hem evinin içinde hem de bahçesinde kendine apayrı bir dünya yaratmış.

Kahvelerimizi yudumladığımız fincanlar, altında oturduğumuz rüzgar gülleri, rüya kovucular, saksılar, bahçe duvarındaki resim, hepsine de Behaettin’in eli değmiş...

“Biz 4 kardeş bir odada büyüdük ama çok mutluyduk, şimdiki gençlik villalarda ama geneli mutsuz...”

Eski yıllara olan özlemini dile getiren Behaettin, hala eski gelenek ve göreneklere olan bağlılığını da koruyor; evini duvarlarında tüm aileye ait fotoğraflar, çerçeveli şekilde, eskiden birçok Kıbrıslı ailenin evinde olduğu gibi gelenleri selamlıyor.

Behaettin, “Hayatını ne kadar kötü geçirirsen geçir, üretmek, kendini işe yarar hissetmek seni mutlu edebiliyor. Hayatın tadını çkarmak önemli... Biz dört kardeş bir odada büyüdük ama çok mutluyduk. Şimdiki gençlik havuzlu villalarda büyüyor ama yine de birçoğu mutlu değil” diyor.

En büyük tutkusu gezmek

Kimseye muhtaç olmadan, kendi yalnız yaşamını sürdüren Behaettin, en çok da değişik ülkelere seyahat etmeyi, gezmeyi seviyor.

Türkiye’nin her bölgesini gezen Behaettin, Avrupa’nın da pekçok ülkesine gitmiş. “Çok param yoktu ama içimde bu istek vardı, hedeflerim vardı. Düşünüyordum, planlıyordum ve bunun için bircik bircik para biriktirerek uygulamaya geçiyordum. Gideceğim yollar hiç bitmiyor, tıpkı çizdiğim resimdeki gibi!” diyor...

Bu haber toplam 2824 defa okunmuştur
Etiketler :