
“İnsan ticareti yapılan gece kulüpleri derhal kapatılmalıdır”
Siyasi parti ve örgütler gece kulüplerinde konsomatris kisvesiyle çalıştırılan kadınların maruz bırakıldığı insanlık dışı koşulları protesto etti, insan ticareti yapılan gece kulüplerinin derhal kapatılması talep edildi.
Siyasi parti, sendika ve örgütlerden kadınlar, insan ticareti ve seks köleliğine dikkat çekmek amacıyla İçişleri Bakanlığı önünde bir araya gelerek ortak açıklama yaptı. Kadınlar, gece kulüplerinde konsomatris kisvesiyle çalıştırılan kadınların maruz bırakıldığı insanlık dışı koşulları protesto etti, insan ticareti yapılan gece kulüplerinin derhal kapatılması talep edildi.
Ortak açıklamayı okuyan Avukat Cansu Nazlı, gece kulüplerinde “konsomatris” adı altında çalıştırılan kadınların sistematik olarak sömürüldüğünü, pasaportlarına el konulduğunu ve insanlık dışı koşullarda yaşamaya zorlandıklarını belirtti. Gece kulüplerinde yaşanan şüpheli kadın ölümlerine dikkat çeken Nazlı, başta Anastasia olmak üzere tüm bu ölümlerle ilgili etkin soruşturma yürütülmesi çağrısı yaptı. Devletin, polis eliyle pasaportlara el koyarak ve vergi alarak bu insanlık suçuna ortak olduğunu vurguladı.
Eylemde açıklama yapan CTP Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya, Meclis’te 2020’de Ceza Yasası’na insan ticaretine dair düzenlemeler eklenmesine rağmen, tek bir gece kulübü sahibinin bile ceza almadığını söyledi. Devletin bu konuda irade göstermesi gerektiğini belirten Derya, görevini yerine getirmeyen yetkililerin istifa etmesi çağrısında bulundu.
Kadın Eğitimi Kolektifi ve Baraka aktivisti Nazen Şansal ise, bir yandan “başörtüsü tüzüğü” adı altında
kız çocuklarının bedeni üzerinden siyasal islam dayatılması yapıldığını kaydederek diğer yandan kadınların seks kölesi haline getirilmesine dikkat çekti. Kadınların satılmasından vergi alındığını ve bunun kabul edilemez olduğunu dile getiren Şansal, bu düzen sona erene kadar mücadele edeceklerini söyledi.
“Tüm şüpheli kadın ölümlerini etkin şekilde soruşturulmalı”
Eylemde ortak açıklamayı okuyan Avukat Cansu Nazlı, gece kulüplerinde borçlandırılarak pasaportlarına el konulan ve kilit altında yaşamak zorunda bırakılan kadınların insanlık dışı koşullarda çalıştırıldığını belirterek, “Yaşamları gibi ölümleri de umursanmayan kız kardeşlerimizin hesabını sormaya geldik” dedi. Nazlı, 8 Mart’tan günler önce bir gece kulübünde ölü bulunan Anastasia başta olmak üzere, tüm şüpheli kadın ölümlerinin etkin şekilde soruşturulması gerektiğini vurguladı. Ortak açıklamada “En temel hakları sistematik olarak ihlal edilen kız kardeşlerimizin özgürleşebilmesi için insan ticareti yapılan gece kulüpleri derhal kapatılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Eyleme imza koyan örgütler adına yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
“Bugün buraya, gece kulüplerinde ‘konsomatris’ kisvesiyle borçlandırılarak, pasaportlarına el konularak, kilit altında çalıştırılan, insanlık dışı koşullarda yaşayan, yaşamları gibi ölümleri umursanmayan kız kardeşlerimizin hesabını sormaya geldik. 8 Mart eylemimizden günler önce bir gece kulübünde ölü bulunan kız kardeşimiz Anastasia başta olmak üzere, tüm şüpheli kadın ölümlerine etkin şekilde tahkikat yapılmalıdır. Zira cinayet şüphesi olan bu ölümlerin aydınlatılmaması ve olası faillerin cezalandırılmaması, yalnızca aramızdan alınan kız kardeşlerimiz adına adalet sağlanması için değil; tüm kadınların yaşam hakkının korunması ve kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi için elzemdir! Gece kulüplerindeki koşullar düşünüldüğünde herhangi bir kız kardeşimizin polis bülteninde bildirildiği gibi intihar ettiğine yahut geçenlerde basına yansıdığı gibi intihar teşebbüsünde bulunduğuna biz kadınlar şüphe ile yaklaşıyoruz. Bu yüzden polisin bu konuda etkin soruşturma yapması için konunun takipçisi olacağımızı da buradan kamuoyuna bildiriyoruz! Ceza Yasasına göre fuhuşa aracılık edip bundan para kazanmak da insan ticareti yapmak da açıkça suç sayılmaktadır. Sistematik olarak suç işlenen ve yasadışı faaliyette bulunan gece kulüplerinin faaliyetlerine İçişleri Bakanlığı nezdinde devlet ve sınırları içerinde gece kulüpleri bulunan belediyeler asla izin vermemelidir! Yüksek İdare Mahkemesi’nin gece kulüplerindeki faaliyetlerin gayrıyasal olduğu bulgusu yapılan bir kararı da bulunmaktadır. Ayrıca geçmişte yine İçişleri Bakanlığı nezdinde yapılan Gece Kulüpleri Çalıştayında da Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası’nda yazılanın aksine gece kulüplerinin yasadışı faaliyet gösterdiği resmi olarak da kayıtlara geçmiştir. Gece kulüplerinde yaşanan sömürü, şiddet, insan ticareti ve şüpheli kadın ölümlerinden devletin doğrudan sorumluluğu bulunmaktadır. Zira yaşanan seks köleliğine sadece göz yumulmamakta, kadınlar ‘konsomatris’ olarak getirilmesine rağmen onlara cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili sağlık kontrollerinden geçirerek, polis tarafından kadınların pasaportlarına el konularak, bu insanlık suçundan edinilen kazanç üzerinden vergi alarak ve kadınların şiddete uğramalarına, yaşamlarını yitirmelerine etkin soruşturma yapmayıp cezasız bırakarak bu gibi olayların artmasına çanak tutan devlet bu yasa dışı faaliyete ne yazık ki bizatihi iştirak etmektedir. En temel hakları sistematik olarak ihlal edilen kız kardeşlerimizin özgürleşebilmesi için insan ticareti yapılan gece kulüpleri derhal kapatılmalıdır! Seks köleliği sona erene ve tüm kız kardeşlerimiz özgürleşene kadar biz kadınlar size oturduğunuz koltuklarda rahat vermeyeceğiz!”
İmzacı örgütler:
Anonim Gençlik, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, BASINSEN, CTP Gençlik Örgütü, CTP Kadın Örgütü, EL-SEN, HAKSEN, Kadın Eğitimi Kolektifi, KAMUSEN, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS, Özgür ve Asi, TDP, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi.
Doğuş Derya: “Bu insanlık suçunun derhal son bulması gerekiyor”
CTP Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya da yaptığı konuşmada, devletin insan ticaretiyle mücadele etmesi gerekirken tam tersine bu suçun bir bileşeni haline geldiğini belirtti. “Yaklaşık 25 yıldır bu ülkeye seks kölesi yapılmak üzere getirilen kadınların pasaportlarına polis el koyuyor” diyen Derya, 2020 yılında Ceza Yasası’na insan ticareti ve kaçakçılığı suçlarını eklediklerini ancak bugüne dek hiçbir gece kulübü sahibinin ceza almadığını söyledi.
Derya, geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden Anastasia’nın ilk olmadığını, daha önce de gece kulüplerinde çalışan kadınların benzer şekillerde yaşamını yitirdiğini ifade etti. “Bu insanlık suçunun derhal son bulması gerekiyor” diyen Derya, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un bu konuyu Meclis’te gündeme getirdiklerinde ‘ihbar kabul edeceğini’ söylediğini ancak aradan geçen sürede hiçbir adım atılmadığını vurguladı. “Sorumluluklarınızı yerine getiremeyecekseniz kadınlar bu işleri yapmaya hazırdır” diyen Derya, görevini yerine getirmeyen yetkilileri istifaya çağırdı.
Nazen Şansal: “Kadınların satılmasından vergi alanların utanması gerekir”
Kadın Eğitimi Kolektifi ve Baraka aktivisti Nazen Şansal da yaptığı konuşmada, ülkeyi yönetenlerin iki yüzlülüğüne dikkat çekti. “Bir yandan kız çocuklarını örtmeye çalışırken diğer yandan kadınların seks kölesi olarak alınıp satılmasına göz yumuluyor ve bundan vergi alınıyor” diyen Şansal, “Kadınların satılmasından vergi alana ne denir, takdiri size bırakıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kadınların özgürleşmesini kimsenin insafına bırakmayacaklarını söyleyen Şansal, “Kadın dayanışmamız tek bir kadın şiddete uğramayıncaya kadar sürecek” dedi.
Eylem, “Gece kulüpleri kapatılsın” sloganlarıyla son buldu.