
“‘İleri istişare için’ gidiyoruz”
Maliye Bakanı Birikim Özgür, su konusunda Türkiye’ye de gönderilen, ‘Belediyelerin daha etkin ve katılımcı olacağı bir yapı’ önerisini anlattı…
‘İleri istişare’ maksatlı Türkiye’ye gönderilen önerilere yanıt alınmak üzere davet aldıklarını anımsatan Maliye Bakanı Özgür, önerilerin modele zarar vermeyecek şekilde, mümkün olduğunca belediyelerin hem suyun yönetiminde, hem ihale sürecinde, hem de işletme alanında etkin, katılımcı olacağı bir yapı temelinde olduğunu açıkladı.
YENİDÜZEN (Özel)
Türkiye’den gelen suyun önemli bir kaynak olduğuna vurgu yapan Maliye Bakanı Birikim Özgür, bu yeni su kaynağının yeni bir fırsata dönüştürülmesinin son derece önemli olduğuna işaret etti.
Maliye Bakanı Birikim Özgür, Cumhuriyet Meclisi’nde Milletvekilleri’nin ‘suyla ilgili bilgilendirme’ talebi üzerine kürsüye geldi, bugüne kadar Türkiye’den gelen suya ilişkin yaşanan süreçle ilgili bilgi verdi.
Önümüzdeki Pazartesi günü ‘ileri istişare’ maksatlı Türkiye’ye gönderilen önerileri yanıt alınmak üzere davet aldıklarını anımsatan Bakan Özgür, önerilerin de modele zarar vermeyecek şekilde, mümkün olduğunca belediyelerimizin hem suyun yönetiminde, hem ihale sürecinde, hem de işletme alanında etkin, katılımcı olacağı bir yapı temelinde olduğunu açıkladı.
“Su, Türkiye’nin kamu malı… Doğru, verimli kullanımı hassasiyeti çok doğal…”
“Elimizdeki entegre suyun yönetimini olması gereken standartlara çekebilecek miyiz? Bizim önümüzdeki ödev budur” diyen Bakan Özgür, suyun kamu malı olduğunun ve ticari bir meta olarak değerlendirilemeyeceğinin de altını çizdi.
Türkiye’den gelen suyun da Türkiye’nin kamu malı olduğunun da bir gerçek olduğuna işaret eden Birikim Özgür, Türkiye’nin de bu kaynağın doğru, verimli şekilde kullanılması noktasında bir takım hassasiyetlere sahip olmasının da çok doğal olduğu görüşünü ifade etti.
Türkiye’nin imzalanan anlaşmalara da bağlı olarak suyun verimli kullanılması beklentisi olabileceğine de değinen Özgür’ün ifadeleri devamla şöyle:
“Biz de zaten bütün kaynaklarımızı en etkin ve verimli bir şekilde kullanabilmek adına gerekli alt yapı yatırımlarını da gözeten, dahası bir başka ülkenin kaynaklarına ihtiyaç duymayacağımız şekilde bu alt yapı yatırımlarının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi noktasında siyaseten de ciddi bir hassasiyete sahip bir hükümet olarak, gereken modeli oluşturmak adına tüm bu değerleri masaya yatırdık.”
“Bizim oluşturduğumuz model ile Türkiye’nin sunduğu taslak metin arasında çok ciddi farklılıklar vardı…”
“Hep birlikte çalışarak bir model oluşturduk. 7 Nisan 2015 tarihinde Türkiye’nin burada su yönetim modeliyle ilgili bir taslak metin sunduğunu hepimiz sanırım biliyoruz.
Bizim oluşturduğumuz model ile Türkiye’nin sunduğu taslak metin arasında çok ciddi farklılıklar vardı ve bu sıkıntılara yol açacak bir durumdu.”
“Yönetimde bizim öngörümüz ‘Su Kurumu’, Türkiye’nin DSİ- Su İşleri Dairesi’ydi…”
“Biz entegre su yönetimini, ‘Su Kurumu’muzun yönetmesini öngörüyoruz. Geliştirdiğimiz politika budur. Türkiye’nin hazırlayıp bize sunduğu modelde DSİ ile birlikte Su İşleri Dairesi’nin bu komisyonu yönetmesi öngörülmekteydi. Biz bunu kabul etmedik, siyaseten de doğru bulmadık. Bunları Türkiye ile konuşma ihtiyacı hissettik ve 24-25 Aralık tarihinde oturup Türkiye ile görüştük.”
“İhale ile yaklaşımımız da farklıydı… Türkiye ile sözlü mutabakata vardık…”
“Örneğin sadece su yönetimi ile ilgili değil, bu alt yapı yatırımları gerçekleştirilirken ihalenin nasıl yapılacağı noktasında da yine bizim yaklaşımımızdan farklı bir yaklaşım öngörülüyordu, bu çerçevede bizim öngördüğümüz şekilde bu ihaleyi hayata geçirmemiz noktasında da bir hassasiyetimiz vardır dedik, Türkiye ile bu konuyu da görüştük, anlaştık. Hükümet olarak Türkiye ile bu konuda sözlü olarak bir mutabakata vardık, imzalı olarak bir mutabakata varmadık.”
“Belediyelere rağmen bir adım atılamayacağını da Türkiye ile konuştuk…”
“Ancak, başka bir boyutu da göz ardı etmemek gerekiyor ki o da şudur, belediyelerimizin çok önemli bir fonksiyonu vardır bizim su sistemimizde. Bir tarafta işletme ile ilgili yetki yasal olarak belediyelere verilmiştir, diğer taraftan da mevcut sistemde belediyeler yıllar içinde çok ciddi alt yapılara da sahip olmuş bulunmaktadır. Eğer biz bir taraftan alt yapı yatırımları ile ilgili bir ihale yoluyla bir özel konsorsiyuma gideceksek, bir işletme devri olacaksa burada belediyelere rağmen bir adım atılamayacağını da Türkiye ile konuşmak gerekiyordu, biz bunu Türkiye ile konuştuk.
Belediyelerin bu yeni sisteme kendi rızaları ile başvurmaları noktasında bir hassasiyet koyduk masaya, bu çerçevede de Türkiye’nin bize 7 Nisan’da sunmuş olduğu taslak üzerinde gerekli revizyonları yaptık.”
ALTA YATAY
“‘Türkiye böyle istiyor, böyle olacak’ gibi bir yaklaşımla bu işi yönetemezsiniz. Veya Türkiye’nin suyunu istemiyoruz diyerek de yürütemezsiniz…”
“24-25 Aralık’tan sonra da bir süreç yaşadık. Bu ülkede bu konu uzun süredir tartışılmaktadır ve özellikle belediyelerle bu konuların paylaşılması gerektiği çok açıktır. Burada ‘Türkiye böyle istiyor, böyle olacak’ gibi bir yaklaşımla bu işi yönetemezsiniz. Veya Türkiye’nin suyunu istemiyoruz diyerek de yürütemezsiniz. Her ikisi de aşırı uçtur ve bize istediğimiz verimli noktaya ulaşma hususunda katkı yapmayacak iki uç görüştür.”
“İleri istişare maksatlı bir takım öneriler de geliştirdik”
“Biz 24-25 Aralık görüşmelerinin ardından, belediyeler tarafından ortaya konan hassasiyetleri daha da tatmin edebilecek şekilde Türkiye ile uzlaştığımız metin üzerinde çalıştık, ileri istişare maksatlı bir takım öneriler de geliştirdik.
Nedir bu, belediyelerimizin ihale sürecinde bize aktif katkı yapmasını istiyoruz dedik, belediyelerimizin Su Kurumu içerisinde aktif bir katılımın olması gerektiğini zaten 24-25 Aralık’ta aktarmıştık. Türkiye tarafı da, ‘O sizi bileceğiniz iş’ diyerek bize bırakmıştı.
İşletme bacağında ise, 24-25 Aralık’ta mutabakata vardığımız modele ilaveten, belediyelerin işletmelerin de yönetiminde rol alması, orada da temsilcilerinin bulunması, karar alma mekanizmalarında yer alması noktasında önerilerimizi geliştirdik.
Modele zarar vermeyecek şekilde, mümkün olduğunca belediyelerimizin hem suyun yönetiminde, hem ihale sürecinde, hem de işletme alanında etkin, katılımcı olacağı bir yapı öngörülmüştür.”
“Dediler ki gelin Ankara’da yüzünüze beraber ifade edelim. Pazartesi gidiyoruz, bu yanıtı alacağız”
“Türkiye’ye de sunulan ilave, istişare maksatlı öneriler de bunları içermiştir. Bu çerçevede bize bir yanıt verilecektir. Bu yanıtı dediler ki gelin Ankara’da yüzünüze beraber ifade edelim. Pazartesi gidiyoruz, bu yanıtı alacağız. Yanıtın ne olduğunu şu anda bilmiyoruz. Umuyoruz ki artık bu safhayı tamamlayacağız, Pazartesi – Salı yapacağımız çalışma ile birlikte ve yine umuyoruz ki bir toplumsal seferberlik mantığıyla, bu kadar önemli bir konuda, Kıbrıs Türkü’nün uluslar arası alanda ve Türkiye ile ilişkileri noktasında bu kadar ön plana çıkmış bir konuda hep birlikte bir takım uygulamaları başarırız. Ülke tarihinin en büyük projesini hep birlikte sahiplenerek uygularız, hep birlikte bu gururu yaşarız. Bu çerçevede de halkımıza en nitelikli şeklide su alanındaki hizmeti de sunarız.”

















